EKONOMİ - 21 Temmuz 2021 Çarşamba 09:21

Kilogramı 750 TL’yi bulan salep Buca’da üretilecek

A
A
A
Kilogramı 750 TL’yi bulan salep Buca’da üretilecek

Buca Belediyesi, kilogramı 250 ila 750 lira arasında değişen salep üretimini üretici ile buluşturmak için kolları sıvadı.

Buca Belediyesi, kilogramı 250 ila 750 lira arasında değişen salep üretimini üretici ile buluşturmak için kolları sıvadı. Kırsalda beş mahallesi bulunan Buca’nın belediye başkanı Erhan Kılıç, bu katma değeri yüksek proje ile gençleri de tarıma yönlendirerek işsizliğe önemli bir darbe vurulacağını belirtti.


Bir dönem Buca’nın değerlerinden biri olan ve en pahalı tarımsal ürünler kategorisinde olan salep üretimi yeniden şaha kalkıyor. Buca Belediyesinin başlattığı kırsal bölgelerde Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma Projesi kapsamındaki envanter çalışması sonucunda üretimine karar verilen salebin, Doğancılar Mahallesinde yıllar sonra ilk hasadı yapılacak.



Hem üretim hem eğitim


Kurutulmuş hali şu anda kilogram başına 250 ila 750 liradan satılan salep, 1’e 3 veren verimiyle üreticinin de gözdesi oldu. Bölge çiftçisi belediye tarafından temin edilen 20 bin salep yumrusunu dikerek yüksek verimli ve bol kazançlı bu ürüne yöneldi. Tarımsal hizmetler müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmanın kısa sürede köyler bölgesinde yaygınlaştırılması hedeflenirken, üretici de en yüksek verim için uzmanlarca bilgilendirildi.



Pazarlama ayağı da tamam


Buca Belediyesi, katma değerli yapısıyla üreticiye ekonomik gelir sağlayacak salebin yaygınlaştırılması için uygun pazar çalışmalarına da hız kattı. Buca Belediyesi ülke genelindeki kooperatiflerle yaptığı görüşme ve iş birliktelikleri sonucunda üreticiye alım garantisi verdi. Bölge halkı başta olmak üzere Bucalı gençlere tarımla istihdam kapısı oluşturma hedefiyle yapılan çalışma, aynı zamanda tarımsal alanların üretimle değerlendirilmesini sağlayacak.



Kent işsizliğine karşı tarımsal üretim


Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma projesi hakkında bilgi veren projenin mimarı Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, “Buca’mız şu an 600 bini aşan nüfusuyla Türkiye’nin en büyük ilçelerinden bir tanesi. Aynı zamanda genç nüfusumuz çok fazla. Biz de Buca Belediyesi olarak gençlerimizin geleceği için istihdam konusunda çalışmalar yaptık. Kırsal bölgemizde beş adet cennet gibi köyümüz var. Türkiye genelinde yaptığımız kooperatif görüşmeleri sonucunda Buca’da yeniden salep ekimi başlattık. Belediyemiz öncülüğünde üreticiye salep yumruları dağıtımı gerçekleştirerek katma değerli ürünlerin üretimini başlattık. Katma değerli ürünlerimiz sayesinde kent işsizliğini de engellemeyi hedefledik. Buradaki üreticilerimizin gelir elde etmesi elbette önceliğimiz ama kent işsizliği için de gençlerimizi tarıma yönlendirmeyi hedefliyoruz. Belki de Buca’mızda daha önce var olan ama şu an yoğunluğunu yitirmiş ürünlerimizi ekip, gençlerimize yeni iş olanakları oluşturacağız, tarımımızı ilerleteceğiz. İşsizlik azalacak, istihdam artacak, ihracatımız artacak. Her konuda ülkemize katkı sunmuş olacak” diye konuştu.



“Tarlalar betona değil üretime açılsın”


Belediye olarak üreticiye her alanda destek olmaya devam edeceklerini ifade eden Başkan Kılıç, kırsalda arazisi olan hemşehrileri üretime katılmaya davet etti. Başkan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bu ülkenin toprakları dünyanın en verimli toprakları. Bu topraklarda her şeyi ama her şeyi yetiştirebiliriz. Bu anlamda vatandaşlarımız da çok istekli ve hevesli. Burada sadece üretimle değil, pazarlama kısmıyla da bir çalışma yürüttük. Her aşamada belediyemiz üreticimize destek olacak. Bu aşamadan sonra Buca’mıza özgü ürünlerle bu çalışmayı tüm kırsal bölgemizde devam ettireceğiz. Biz kararlıyız; sürdürülebilir tarımı yerelden başlayarak tüm ülkemize yayacağız. Ben buradan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum; burada toprağınız varsa gelin bu toprakları işleyin. Bu topraklar dünyanın en verimli toprakları. İlerleyen zamanlarda bir dönüm yerin bile çok önemi olacak. Tüm hemşehrilerimizi, ellerindeki tarlalarını betonlaşmaya değil, tarıma açmaya davet ediyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.