ASAYİŞ - 19 Mayıs 2022 Perşembe 09:00

İzmir’de doktora dehşeti yaşattılar: 5 kişi birden saldırdı

A
A
A
İzmir’de doktora dehşeti yaşattılar: 5 kişi birden saldırdı

İzmir’in Bornova ilçesinde bir doktor, 5 kişilik grup tarafından darp edildi.

İzmir’in Bornova ilçesinde bir doktor, 5 kişilik grup tarafından darp edildi. Köprücük kemiği kırılan doktor, kliğinin üst tarafında bulunan ve kumar oynatıldığını ileri sürdüğü lokale ait kameraların kaldırılması yönünde ricada bulunduktan sonra olayın gerçekleştiğini ileri sürdü ve şikayetçi oldu.


Olay, dün akşam saat 18.45 sıralarında Bornova ilçesi Kazım Dirik Mahallesi Mustafa Kemal Caddesi üzerinde bulunan bir kliniğin önünde meydana geldi. Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Canberk Gül, yaklaşık 10 gün önce açmış olduğu kliniğinin önünde 5 kişilik grup tarafından darp edildi. Vatandaşların da ayırmaya çalıştığı saldırı anı güvenlik kameralarına anbean yansırken, ihbar üzerine bölgeye polis ve 112 Acil Sağlık ekipleri sevk edildi. Doktor Gül’ün kaldırıldığı hastanede köprücük kemiğinin kırıldığı tespit edildi. Şüphelilerden 4’ü yakalanırken, 1’i kaçtı. Hastanenin ardından karakola giden Gül, darp olayına karışmadığını ifade ettiği lokal sahibinden şikayetçi olmadı. Doktorun şikayetçi olması üzerine diğer 3 kişi gözaltına alınırken, saldırı sonrası kaçan 1 şüpheliyi ise yakalama çalışmalarının sürdüğü öğrenildi.



Aldığı darbeler sonucu köprücük kemiği kırıldı


Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, kalabalık grubun doktor Gül’e saldırdığı ve çevredeki vatandaşların kavgayı ayırmaya çalıştığı görülürken, köprücük kemiğinin kırılması sonucu 1 ay çalışamaz raporu alan Gül, yaşadığı korku dolu anları anlattı. Saldırıdan 1 hafta önce, yaklaşık 2 yıldır lokal adı altında kumar oynatıldığını ileri sürdüğü işletme sahibinden ve yanındaki Sedat Ö. isimli şahıstan, kliniğin üst tarafından bulunan ve lokale ait olan güvenlik kameralarının kaldırılmasını rica ettiğini söyleyen Gül, “Bunun üzerine Sedat Ö., beni ‘akıllı ol yoksa ayağını kaydırırız’ diye tehdit etti. Sonrasında ismini bilmediğim mekan sahibi yanıma gelince ondan ‘kliniğimdeki hastalar rahatsız olduğundan dolayı kliniğimin tarafına geçmemelerini ve içeride bulunan kadın hastalarıma bakmamalarını, hastalarımın bakışlarından rahatsız olduklarını söyledim’" dedi.



“5 kişilik grubun saldırısına uğradım”


1 hafta önce kendisini tehdit eden Sedat Ö.’nün dün akşam saatlerinde kliniğin önünden geçmesi üzerine kendisine, ‘patronun ile anlaşma yapmıştık, sen bu anlaşmayı bozuyorsun’ ikazında bulunduğunu söyleyen Gül, “Bunun üzerine Sedat Ö., ‘gel bakalım sen buraya’ diyerek beni kameraların olmadığı alana çekmeye çalıştı. Benim gitmemem üzerine aralarında Sedat Ö., Suat Ö. ve Bülent A. ile ismini bilmediğim iki kişinin de dahil olduğu 5 kişilik grubun saldırısına uğradım. Uğradığım darp sonucu köprücük kemiğim kırıldı ve hastanede yapılan muayene sonucunda 1 ay çalışamaz raporu verildi” ifadelerini kullandı.



“Başıma bir şey gelirse bu kişiler sorumludur”


Olay esnasında ‘seni öldüreceğim, soyunu kurutacağım’ diyerek kendisini tehdit eden şahsın polisler gelmeden önce kaçtığını kendisinin ise kliniğe girerek kapıları kilitlediğini söyleyen Gül, “Hastanedeki muayeneden sonra karakola gittiğimde Sedat Ö.’nün beraberindeki şahıslara, ‘Yeşilova’dan bir iki kişiyi arayıp mekanın camlarını indirelim, buna da sıkalım’ dediğini duydum. Başıma bir şey gelirse bu kişiler sorumludur” diye konuştu.



"Lokal boşalırsa yerine kütüphane kurmayı düşünüyorum"


Yan taraftaki lokal boşaldığı takdirde oraya Dr. Canberk Akademi’yi kurmayı düşündüğünü söyleyen Gül sözlerini şu şekilde sonlandırdı:


“Maddi durumu ne olursa olsun çocukları oraya toplayarak son teknoloji bir kütüphane kurmayı düşünüyorum. O tabelanın altında ise ‘Bir çocuk değişir, dünya değişir’ sözlerini yazdırmak istiyorum.”



“Bu tarz insanlar zor yetişiyor, değer vermek lazım”


Doktor Canberk Gül’ün darp edildiği esnada Muş’tan İzmir’e gelen kız kardeşini muayene ettirmek için klinikte bulunduklarını belirten Fatih Karahan ise şunları söyledi:


“Kumarcı olduğu söylenen 4-5 kişi hocamızı darp etmiş. Tabii bu duruma üzüldük. Bin 500 kilometreden buralara gelerek hocamıza tedavi olmak isteyen insanlar var. Değer vermek lazım. Bu tarz yetkin insanlar zor yetişiyor. Dünya literatürüne geçmiş 4 insandan birisi. Bence yazık. Suçluların bulunup cezalandırılmasını isterim” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Yeşim Grup ‘Biz Bize Söyleşiler’in konuğu Agah Uğur oldu Yeşim Grup Yönetim Kurulu Üyesi Agah Uğur, iş hayatındaki deneyimlerini ve Yeşim Grup’a ilişkin görüşlerini ‘Biz Bize Söyleşiler’ etkinliği çerçevesinde Yeşim Almaxtex çalışanları ile paylaştı. Yeşim Grup’un “Biz Bize Söyleşiler” etkinliğinin konuğu, Yönetim Kurulu Üyesi Agah Uğur oldu. Etkinliğe, Yeşim Grup CEO’su Şenol Şankaya, Co-CEO’su Selim Şankaya, üst düzey yöneticiler ve çok sayıda Yeşimli katıldı. Yeşim Grup Kurumsal İletişim Direktörü Dilek Cesur moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide iş hayatındaki tecrübelerini paylaşan Agah Uğur, eğitiminin ardından 1985 yılında Türkiye’ye döndüğünü ve önce bankacılık sektöründe yer aldığını söyledi. 2018 yılında emekli olmasının ardından hayatında “İkinci Perde” olarak adlandırdığı yeni bir döneme başladığını dile getiren Uğur, Yeşim Grup gibi birçok itibarlı şirkette icracı olmayan rollerde görevler aldığını ve bunun yanı sıra melek yatırımcılık yaptığını da söyledi. Köklü geçmişten gelen sağlam yapı Yeşim Grup’ta Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alan Agah Uğur, şirketteki gözlemlerini şu şekilde aktardı: "Yeşim’de köklü bir geçmişten gelen sağlam bir yapı ve değerlerini öne çıkaran kurumsal bir kültür var, bu çok net hissediliyor. Ayrıca kararlı, hızlı ve cesaretli karar alabilen bir liderlik ekibi var". Uğur, Yeşim’in kurumsallaşmasını ve sistemsel başarısının sürdürülebilmesi için güçlü yönlerini kaybetmeden, insan odaklı yaklaşımını ve hızlı hareket etme yeteneğini koruyarak sistematik bir çalışma şekli oluşturması gerektiğini sözlerine ekledi. Yeşim’in önümüzdeki yıllarda daha da büyüyerek daha büyük başarılara imza atacağına inandığını vurgulayan Uğur, “Şirketin güçlü yönlerini koruması ve geliştirmeye devam etmesi halinde, Yeşim’in geleceği çok parlak” dedi. “İş hayatında en önemli unsur insan” Uğur, Yeşim’in "Önce İnsan" felsefesinin çalışan mutluluğu ve şirket başarısı için çok önemli olduğuna inandığını söyledi. İş hayatındaki en önemli unsurun insan olduğunun altını çizen Agah Uğur, “Çalışanların kendilerini değerli hissetmesi, görev alması, sorumluluk üstlenmesi, başarılı olması ve takdir görmesi gerekiyor. Bu sayede çalışanlar mutlu olurken şirketin de performansı artıyor. Bu nedenle merhum Şükrü Şankaya’nın ‘Önce İnsan’ felsefesi benim için çok kritik. Yeşim’in kuruluşundan bu yana gelen kurumsal bir kültürün parçası olarak farkını da ortaya koyuyor” diye konuştu. Değerlerin şirket kültürü ve davranış kodları için çok önemli olduğunu belirten Uğur, Yeşim’in performans odaklı olmak, sürdürülebilir olmak, müşteriyle beraber yürümek, "Önce İnsan" diyebilmek ve beraber çalışabilmek gibi değerlerinin yaşatılması gerektiğini vurguladı. Uğur, bu değerlerin tüm çalışanlar tarafından benimsenmesi ve örnek alınması gerektiğine de sözlerine ekledi. Söyleşinin ardından konuşma yapan Yeşim Grup CEO’su Şenol Şankaya, Agah Uğur’u uzun yıllardır takdirle takip ettiğini belirtti. Yeşim’in değişim ve dönüşümünde, global bir şirket olma hedefi doğrultusunda Uğur’un önemli desteklerinin olacağını dile getiren Şenol Şankaya, bağımsız yönetim kurulu üyeleriyle bu dönüşümü destekleyeceklerini sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından Yeşim Grup’ta 1. yılını dolduran Agah Uğur’a Şenol Şankaya ve Selim Şankaya tarafından plaket takdim edildi.
Malatya Başkan Sadıkoğlu: “Rezerv Alan uygulaması belirsizliği artırıyor” Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, son günlerde mülk sahibi vatandaşı ve işyeri sahibi esnafı rahatsız eden Rezerv Alan uygulamasına tepki gösterdi. MTSO Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısında konuşan Başkan Sadıkoğlu, Rezerv Alanlar belirlenirken istişareden uzak hareket edilmesini eleştirdi. Başkan Sadıkoğlu, “Deprem sonrasında ilan edilen rezerv alanlar, sürecin yönetimi ve vatandaşlarla olan kopuk iletişim nedeniyle geniş çaplı sorunlar doğuruyor. Mülkiyet haklarının yok edildiği düşüncesi, sağlam ve az hasarlı yapıların yıkımı, evini, iş yerini kaybeden veya kaybedecek vatandaşların sorularının yanıtsız kalması büyük kaosa neden olmaktadır. Sürecin öncesi ve sonrasının nasıl işleyeceğine dair açık ve anlaşılır bilgilerin eksikliği kaygıları artırmaktadır” dedi. Yeniden yapılanmanın sadece fiziksel bir inşa süreciyle değil, adil, planlı ve depremzede vatandaşı önceleyen çalışmalarla olması gerektiğinin altını çizen Başkan Sadıkoğlu, “İçinde bulunduğumuz zorlu dönemde, şeffaf bir iletişim kurulması ve mağduriyetlerin önüne geçilmesi için gerekli sorumluluğun alınmasını bekliyoruz. Özellikle Yeni Sanayi Sitesi’nde, az ve orta hasarlı işyerine yıkım kararı çıkan esnafımız nereye gideceği, ürünlerini, teçhizatını nereye koyacağı ve nerede işini sürdüreceği konusunda çaresiz bırakılmış durumda. Yetkililer biran evvel vatandaşın ve esnafın kafasındaki sorulara cevap vermelidir” diye konuştu. Mülkiyet hakları yok edilmek istenen sağlam ya da hafif hasarlı bina sahiplerinin sorularına yanıt bulamadıkları gibi kendilerini doğru bilgilendirecek bir yetkiliye de ulaşamadığının altını çizen Başkan Sadıkoğlu, "Sağlam binam yıkılacak mı? Dükkanım veya evim aynı yerde mi verilecek? Bağımsız yerimi yeniden yaparken, metrekaresi düşük gerekçesi ile bizi başkaları ile ortak mı yapacaklar? Yeni bina yapılınca bana herhangi bir borç çıkarılacak mı? gibi sorulara ivedi bir şekilde cevap verilmeli” dedi.
Van Kar suları eridi ovanın büyük bölümü sular altına kaldı Van’da Çaldıran ilçesinde karın erimesiyle Çaldıran Ovası’ndaki arazilerin büyük bir bölümü su altında kaldı. Meteoroloji genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Bahçesaray ilçesinden sonra bu kış en çok kar yağışı alan Çaldıran ilçesinde ilkbaharın gelişiyle karlar erimeye başladı. İlçede havanın ısınmasıyla eriyen kar ve etkili olan sağanak, dere ve kanalların taşmasına yol açtı. Kanal ve derelerin Yukarı Kuyucak ve Hanköy mahallesinin arazilerinin birçoğu sular altına kaldı. Konuyla ilgili bilgi veren Van YYÜ Su Ürünleri Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre bu yıl Bahçesaray ilçesinden sonra bu kış en çok kar yağışı alan bölge Bendimahi Çayı’nın stoklama havzası olan yukarı kesimlerde yer alan Çaldıran ilçesi bulunuyor. Çaldıran ilçesinin kar yağışı alması özellikle çok çok büyük öneme sahip. Çünkü Bendimahi Çayı Çaldıran ilçesi ve Tendürek Dağı’na doğru yağan karla besleniyor. Yaz mevsiminde buradaki yavaşça eriyen kar, Bendimahi Çayı’nı besliyor. Üremek için Van Gölü’nden Bendimahi Çayı’na giren inci kefalleri için adeta bir hayat kaynağı oluyor. Ekolojide temel bir kural vardır. Su bir kendine ait olanı mutlaka geri alır. Eğer bizler bir bölgeye baktığımızda uzun yıllar kurak olmasına karşı göl tabanı ise, orası sulak alan ise bunu çok iyi bilmemiz lazım bir gün kendisine ait olan yerleri geri alacak. Dolayısıyla sulak alanlara ev yapmayalım” dedi.
İstanbul Esenyurt’ta bir garip "kapan" hikayesi Esenyurt’ta ters yöne girişi engellemek için sokağa konulan kapan, sürücüleri durduramadı. Kapan engelini aşmak için dakikalarca uğraşan ve paspas yardımıyla geçen gençler kameraya yansıdı. Bölgede çalışan Ali Gürsoy, "Sürücülerin ısrarını anlamıyoruz. Bu sokağın sonunda ne var biz de merak ediyoruz" diyerek duruma tepki gösterdi. Akçaburgaz Mahallesi’nde sürekli kazaların yaşandığı 1566 Sokak’ta ters yön ihlalini engellemek için belediye ekiplerince kapan konuldu. Ancak kapanlı önlem, kural tanımaz sürücüleri durduramadı. Sokakta kapan olduğunu bilen birçok sürücü, çeşitli yöntemlerle engelleri aşarak yolunda devam etmeye çalıştı. 100 metre ilerideki dönüşü kullanmak yerine dakikalarca uğraşarak paspas yöntemi ile kapanı aşan gençler kameraya yansıdı. Kazaların devam ettiği sokakta bazı sürücülerin ise dikkatsizce kapana girerek lastiklerini patlattığı görüldü. Kapana giren bir sürücü ise, şans eseri lastiği patlamadan yoluna devam etti. "Bu sokağın sonunda ne var biz de merak ediyoruz" Bölgede çalışan Ali Gürsoy, "Burası meşhur sokağımız. Sürekli kaza oluyordu. Belediye ekiplerince kapan konuldu. Bu kez de kaldırımdan geçmeye çalışan, paspas koyanlar oluyor. Sokağın sonunda ne var biz de merak ediyoruz. Kaldırımdan geçmeye çalışan, paspas koyanlar var. Kapan da çözüm olmadı. Bilinçli olarak ihlal ediliyor. Kapanı gördükleri halde geçmeye çalışıyorlar. Yüz metre ileride dönüş yok. Yüz metre dolanmaktansa dakikalarca uğraşıp kapanı geçmeye çalışıyorlar" dedi. Sokakta birçok trafik kazasının yaşandığını anlatan Gürsoy, bazı sürücülerin ise dikkatsizce kapandan geçerek lastiklerini patlattığını söyledi.