EĞİTİM - 29 Kasım 2022 Salı 11:03

Öğrencilere "ergenlik dönemi" semineri

A
A
A
Öğrencilere "ergenlik dönemi" semineri

Öğrencilerine ergenlik dönemine ilişkin seminerler veren Radikal Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Mürüvvet Toksoy Çiftçi, gençlerin sorgulamalarına katkı sağlayacak en önemli alanların eğitim kurumları ve akran diyalogları olduğunu ifade etti.

Öğrencilerine ergenlik dönemine ilişkin seminerler veren Radikal Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Mürüvvet Toksoy Çiftçi, gençlerin sorgulamalarına katkı sağlayacak en önemli alanların eğitim kurumları ve akran diyalogları olduğunu ifade etti.


Radikal Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Mürüvvet Toksoy Çiftçi, öğrencilerine verdiği seminerlerle bulundukları yaş grubunun spesifik davranış stillerini anlattı ve bu konuda önerilerde bulundu.


Çiftçi, varoluşun önemli kavramlarından olan anlamsızlık, izolasyon, seçim, sorumluluk ve özgürlüğün, her insanın hayatında çeşitli olaylar sonucunda karşısına çıktığını, ergenlik döneminin bu sorgulamaların yapıldığı kritik bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.


Gençlerin bu sorgulamalarına katkı sağlayacak en önemli alanların eğitim kurumları ve akran diyalogları olduğunu ifade eden Çiftçi, "Çözümün özü sağlıklı bir iletişim kurabilmekten geçiyor. Dolayısıyla en büyük iş, ebeveyn ve eğitimcilere düşürüyor. Onun bireyselliğini kabul edebilmek önemli. Bireyselleşmeyi kabul etmekle birlikte, onu erişkinleştirmemek, değişebileceğini bilmek gerekiyor. Karşı gelmeleri, isyan etmeleri doğaları gereği gelişim dönemlerinin bir parçasıdır. Bunu bilin ve anlayın. Onlara güvenin" diye konuştu.



"Ebeveynler daha bilinçli"


Ergenlikteki ruhsal gelişimin aslında tamamen çocukluktaki fiziksel gelişim gibi olduğunu kaydeden Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Çocuğun emeklemeye başlamasındaki doğallık nasıl kendiliğindense, ruhsal gelişim aşamaları da aynı şekildedir. Ergenlik, sadece çevresindekiler değil, zihinlerindeki tüm kalıpların tekrar değiştiği, çevreye, topluma açıldıkları, ruhsal olarak doğdukları bir dönemdir. Kendilerini bulmaya, kendilerini tanımaya çalıştıkları, fiziksel olarak, cinsel kimlik olarak, sosyal olarak, gelecekle ilgili planları olarak, anne ve babasından farklı bir birey olacağını fark ettikleri oldukça karmaşık ve zor bir dönemdir. Üstelik bu dönemde bilgi, beceri ve deneyimleri de yetersizdir. Varoluşsal getirileri, sorgulamaları yaşamın içinde kaçınılmaz olarak kendilerini devamlı ortaya koymaktadır. Özellikle bu olguların ergenin yaşamındaki yeri gencin psikolojisi ve gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır. Ergenin dönem dönem iletişime kapalı olduğu, mutsuz ve depresif bir ruh haline büründüğü, kendi dünyasında sorgulamalar halinde olduğunu görebiliriz. Dolayısıyla varoluşsal getirilerin yaşamın içinde rafine olmadığı ve kendilerini yaşam olaylarında ve ilişkilerde ortaya koyduklarını görürüz. Yani soyut kavramlar yaşam içinde somut durumlar haline bürünmüştür. Ergenlik önceden de vardı ama okunuşları farklıydı. Sosyal medyanın gelişmesiyle, artık çocuklar o kadar erken uyaran ile karşılaşmaya başladılar ki imkanları da arttı, fırsatları da arttı. Dolayısıyla ebeveynler de daha bilinçli. O baskılamalar, yönlendirmeler biraz daha demokratik ortamlarda olmaya başladı. İş bu noktaya gelince ergenin dışavurumları artmaya başladı."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Avrupa’nın elektrikli otomobilde en hızlı büyüyen pazarı Türkiye oldu Avrupa elektrikli otomobil pazarına ilişkin güncel veriler, Türkiye’nin 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde tam elektrikli otomobil satışlarında en hızlı büyüyen pazar olduğunu ortaya koydu. Türkiye, 11 ayda 164 bin 665 adet satış rakamı ile Avrupa’da 32 ülke içerisinde 4. sıradaki yerini sağlamlaştırdı. EBS Danışmanlık tarafından Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verileri esas alınarak hazırlanan rapora göre Türkiye, yıllık satış artış hızında da Avrupa’nın en hızlı büyüyen pazarı oldu. Verilere göre Avrupa genelinde (Türkiye dahil) elektrikli otomobil satışları söz konusu dönemde yüzde 30,87 oranında artarken, Türkiye’de bu artış oranı yüzde 111,40 seviyesine fırladı. Türkiye böylece, kendi yerli markası Togg’un da başarılı üretim planlaması ile büyüme hızında tüm Avrupa ülkelerini geride bıraktı. Kasım ayı satışlarında ise Türkiye, 17 bin 892 adet elektrikli otomobil satışı ile Avrupa 5. sırada yer aldı. Kasım ayındaki yıllık artış oranı yüzde 37,95 olarak kaydedildi. Elektrikli otomobillerin toplam otomobil satışları içindeki payına bakıldığında Türkiye’de Ocak-Kasım döneminde pazar payı yüzde 17,55 olarak tespit edildi. Bu oranla Türkiye, Avrupa’daki 32 ülke arasında 17. sırada konumlandı. Avrupa ortalaması ise yüzde 18,81 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’de 2026 yılında elektrikli araç tercihinin yüzde 20’lerin üzerine çıkması bekleniyor. Raporda Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa toplam satışlarda ilk üç sırayı alırken, Türkiye’nin toplam adet bazında bu ülkeleri takip ettiği belirtildi. Pazar payında ise Norveç, Danimarka ve İzlanda gibi ülkeler yüksek penetrasyon oranlarıyla listenin üst sıralarında yer aldı. Uzmanlar, Türkiye’de elektrikli otomobil satışlarının güçlü artışında, yerli üretim etkisi, genişleyen model çeşitliliği, teşvik yapısı ve kullanıcı ilgisinin yükselmesinin etkili olduğuna dikkat çekti.
Samsun OMÜ’de hizmet içi eğitim programı düzenlendi Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’nca kalite yönetimi çalışmaları kapsamında planlanan hizmet içi eğitim programı düzenlendi. OMÜ Merkez Kütüphane’de gerçekleştirilen ve kullanıcı geri bildirimleri doğrultusunda düzenlenen eğitimlerle, kütüphane hizmetlerinin daha etkin, sürdürülebilir ve kullanıcı odaklı yürütülmesi hedeflendi. Eğitim programının açılış konuşmasını yapan OMÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Uğur Donbay, hizmetlerin etkinlik ve verimlilik esasına göre yürütülmesinin, birim içi iş akışlarının iyileştirilmesinin ve hizmet kalitesinin artırılmasının önemine vurgu yaptı. Programın ilk oturumunda ’Kullanıcı Hizmetleri Süreci’ eğitimi, Kullanıcı Hizmetleri Birim Sorumlusu Kütüphaneci Yeliz Yılmaz Akal tarafından verildi. Eğitimde, kütüphanede sunulan kullanıcı hizmetleri ve bu hizmetlere ilişkin süreçler bütüncül bir yaklaşımla ele alındı. Ardından düzenlenen ’Otomasyon Sistemi ve Kişisel Verilerin Korunması’ eğitimi, Teknik Hizmetler Akademik Danışmanı Öğr. Gör. Şengül Hayırcı tarafından sunuldu. Oturumda, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında kütüphane otomasyon sistemleri, bilgi ve iletişim teknolojileri ile veri yönetimi süreçleri hakkında bilgilendirme yapıldı. Programın devamında, ’Akademisyen ve Öğrenciyle İletişim’ eğitimi, Kullanıcı Hizmetleri Akademik Danışmanı Öğr. Gör. İbrahim Ethem Olukcuoğlu tarafından gerçekleştirildi. Bu bölümde, akademisyen ve öğrenci profilleri, iletişim biçimleri ve kullanıcı karakter analizleri üzerinden kütüphane hizmetlerinin daha etkili sunulmasına yönelik yaklaşımlar paylaşıldı. Eğitimlerin son bölümünde ise ’Protokol ve Nezaket Kuralları’ eğitimi, Daire Başkanı Uğur Donbay tarafından verildi. Oturumda, kurumsal temsil, hizmet sunumunda iletişim dili ve davranış standartları üzerinde duruldu. Eğitim programının sonunda yapılan değerlendirmede, personelin farkındalığının artırılması, hizmet süreçlerinin geliştirilmesi ve kalite yönetimi anlayışının kurumsal düzeyde güçlendirilmesinin amaçlandığı ifade edildi.