YEREL HABERLER - 24 Şubat 2014 Pazartesi 11:34

Kanunun Yok Saydığı Beş Gün Ölüm Aylığı Bağlanmasına Engel

A
A
A
Kanunun Yok Saydığı Beş Gün Ölüm Aylığı Bağlanmasına Engel

Bir işçinin vefatı sonrası 900 gün ödenmiş primi varsa eş ve çocuklarına aylık bağlanabiliyor. Ancak Sosyal Sigortalar Kanunu gereği yılın 365 değil 360 gün sayılması, her yıl için 5 günlük kayba neden oluyor. Bu kayıp pek çok aile için aylıksız bir gelecek ve mağduriyetlerin başlangıcı anlamına geliyor.
İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Meltem Öztürk, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 86 ve 88’inci maddelerinde yer alan düzenleme gereği işverenlerin çalışanlarını ayda 30, yılda 360 gün üzerinden sigortaladığını, kayba uğrayan 5 günün ise bazı durumlarda vefat eden işçinin eşine ve çocuklarına aylık bağlanamamasına neden olduğunu belirtti. Çalışanın her yıl 5 gününün sigorta kapsamı dışında kalmasının özellikle ölüm, maluliyet ve yaşlılık sigortası açısından önemli sorun teşkil ettiğini ifade eden Öztürk, şöyle konuştu: “Örneğin çalışırken vefat eden işçinin eş ve çocuklarına maaş bağlanabilmesi için en az 5 yıllık sigortalılık süresi ve adına 900 gün prim ödenmiş olması gerekiyor. Toplam 874 günle-899 gün arasında prim ödeme gün sayısına sahip olan bir sigortalının eşinin ve çocuklarının ölüm aylığı başvurusu kurum tarafından reddedilmektedir. Oysa aynı sigortalının her yıl kayıt dışı kalan 5 günlük çalışması kurum tarafından dikkate alınmış olsa 900 gün şartı sağlamış olacağından geride kalanlara ölüm aylığı bağlanabilir.”
Anayasaya aykırı uygulama
Ay içinde değişmeksizin 30 gün üzerinden prim alınmasının işverenler ve kurum açısından işlemlerde kolaylık sağladığını ancak bu durumun sigortalılar açısından hak kayıplarına neden olduğunu vurgulayan Yrd.Doç. Dr. Öztürk, “Söz konusu düzenleme aynı zamanda Anayasanın 60’ıncı maddesinde yer alan herkesin, sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu ve Devletin, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı hükmüne de aykırıdır” dedi.
150 gün erken emeklilik hakkı engelleniyor
Aynı durumun maluliyet ve yaşlılık sigortası açısından da söz konusu olduğunu belirten Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Malul sayılabilmek için en az 10 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 1800 gün adına primi ödenmiş olması gerekli olduğundan örneğin 1751-1799 arası prim ödeme gün sayısına sahip olan kişiler malul sayılmamaktadır. Ancak prim ödeme gün sayısı yılda 365 gün olsaydı aynı kişiler malul sayılabilecekti. Prim ödeme gün sayısı yılda 365 gün olduğunda kişiler yaşlılık aylığı için gerekli prim ödeme gün sayısına da yaklaşık 100-150 gün erken ulaşabilecek, bu da erken emekliliğe yol açacaktır.”
Dava açılabilir
Prim ödeme gün sayısı sınırda kaldığı için özellikle ölüm ve malullük aylığı alamayan çok sayıda hak sahibi dosyasıyla karşılaşıldığını söyleyen Öztürk, sözlerine şöyle devam etti: “Prim ödeme gün sayısının yıl içinde 365 gün üzerinden, ay içinde sigortalılığın geçtiği ayın uzunluğuna göre kuruma bildirilmesi için yasal düzenlemenin yapılması bu kişilerin mağduriyetini ortadan kaldıracaktır.” Öztürk ayrıca, tahsis talepleri yeterli prim gün sayısına sahip olmadığı için reddedilenlerin de dava açarak söz konusu düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmak suretiyle prim gün sayılarını artırabileceklerini sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.