POLİTİKA - 11 Temmuz 2025 Cuma 12:18

Başkan Saygılı: ’’Meclis grubumuz, belediyeyi defalarca uyardı’’

A
A
A
Başkan Saygılı: ’’Meclis grubumuz, belediyeyi defalarca uyardı’’

AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde kooperatif soruşturmasına yönelik, belediye meclisinde AK Parti grubunun defalarca ikazda bulunduğunu belirterek, ‘’Gerçekler ortadayken, süreci ’siyasi’ diye nitelendirmek, 3 bin mağdur vatandaşımızın hakkını savunmak yerine onları görmezden gelmek demektir. Bu mağdur edilen insanların nasıl korunacağını ve paralarının nasıl kurtarılacağını konuşmaktan çok uzaktır’’ dedi.


AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde kooperatiflere yönelik yapılan soruşturmaya yönelik değerlendirmede bulundu. Başkan Saygılı; ‘’Kamuoyunda eksik ve yanlış aktarılan pek çok konuyu açıklığa kavuşturmak istiyoruz. İlk günden itibaren İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ‘kooperatif modeli’ adı altında hukuksuz başlatılan ve devam edilen kentsel dönüşüm modelinin sonuçlarını başta CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel de dahil CHP’li siyasilerin yürütülen soruşturmayı ’siyasi’ olarak nitelendirmesi en kolay yoludur.



Peki gerçek nedir


İzmir’imizin yapı stoğunun çok eski olduğu, 30 Ekim 2020 depreminde 117 canımızı yitirdiğimiz hepimizin malumu. Deprem sonrası İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentsel dönüşümde hızlanmak istediklerini; vatandaşlarla anlaştıkları ve tapuları inşaat yapma sözüyle aldıklarını belirtti. Biz de AK Parti grubu olarak, İzmir’de 6 bölgede yıllardır bekleyen dönüşümün önünü açmak amacıyla oy birliğiyle yetkiyi İZBETON’a verdik.


İZBETON, belediye meclisinden oy birliğiyle aldığı yetkiyi usulsüz biçimde kooperatiflere devretmeye başladı. Büyük algı kampanyaları, açılış törenleri, İzmir’in değerli iş insanlarının davet edildiği lansmanlarla belediyenin kurumsal kimliği kullanılarak üye toplandı. O dönemde biz, yapılan işlemlerin meclisten verilen yetkiye uygun olmadığını açıkça dile getirdik; süreci başından beri dikkatle ve belgeleriyle takip ettik.


Araştırmalarımızda, kurulan kooperatiflerin hep aynı adreslerden, aynı isimler üzerinden yönetildiğini ortaya çıkardık. Kooperatiflerin - yetkileri olmadığı halde - İZBETON onayıyla inşaat yapım işlerini yine aynı adreslerde kurulan şirketlere devrettiğini belgeledik.


Mecliste, başta dönemin Belediye Başkanı Tunç Soyer olmak üzere tüm CHP’li meclis üyelerini ve belediye yönetimini defalarca uyardık. Toplanan paraların avans yoluyla kooperatif hesaplarından çekildiğini, ciddi mağduriyetler oluşacağını anlattık. Belediyenin kurumsal kimliği üzerinden bir ‘’soygun’’ yapıldığını açıkça ifade ettik.


Ancak bize Tunç Soyer başta olmak üzere ’siyasi algı peşindesiniz’, ’kentsel dönüşümü engelliyorsunuz’, ’örnek kooperatif modelini karalıyorsunuz’ dediler. Bu konuşmalar meclis tutanaklarında ve İzmir kamuoyunun gözü önünde duruyor.


- AK Parti meclis grubumuz, tüm samimiyetiyle belediyeyi defalarca uyardı. Tunç Soyer ve ekibi ise hatayı durdurmak yerine, uyaran Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığını kapattı!


Bugün geldiğimiz noktada tablo çok net:


Bin 500 kooperatif üyesi ortalama 2 milyon TL ödeyerek üye olduğunu söylüyor, buna göre yaklaşık 3 milyar TL toplandı.


Tapularını belediyeye devreden 1450 hak sahibi hâlâ evlerine kavuşamadı.


Yapılan inşaatların ortalama ilerleme oranı yüzde 20’nin bile altında.


Harcanan yaklaşık 1 milyar TL var; ama açıklanamayan 2 milyar TL nerede?



Belediyemiz, kötü yönetimin bedeli olarak ilave kira yardımı yüküyle de karşı karşıya. Bu kadar açık gerçekler ortadayken, süreci ’siyasi’ diye nitelendirmek; 3 bin mağdur vatandaşımızın hakkını savunmak yerine onları görmezden gelmek demektir. Bu; mağdur edilen insanların nasıl korunacağını ve paralarının nasıl kurtarılacağını konuşmaktan çok uzaktır.’’ dedi.



"CHP Genel Başkanının yaptığı her iş, söylediği her söz beyhudedir"


Başkan Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a, İZBETON yönetimine ve İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerine şu soruları yöneltti: "Toplanan yaklaşık 3 milyar TL karşılığında gerçekte ne kadar iş yapılmıştır? Şu an tüm kooperatiflerin inşaat seviyeleri toplamda kaçtır? Bu sistematik yanlışlar yüzünden belediyemizin aylık yaptığı kira yardımı tutarı nedir? Belediye’ye inanarak arsalarını devreden 1450 hak sahibinin evlerini teslim alabilmesi için belediyenin bundan sonra ne kadar kaynak ayırması gerekiyor? Sayın Cemil Tugay ve İZBETON yönetimi mecliste, ’Süreci detaylı inceliyoruz, iç müfettişlerimiz inceliyor’ demişlerdi. Bugün yürüyen bu soruşturma o incelemenin sonucu mudur? Belediyenin kurumsal kimliğine güvenerek kooperatif üyesi olan ve milyonlarca TL ödeyen vatandaşlarımız evlerine kavuşabilecek mi? Bu paralar ne olacak? Tüm bu sürecin İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve dolayısıyla İzmir halkına toplam maliyeti ne kadar olacak?


Bu sorular cevapsız kaldıkça, İzmir’de gerçek mağduriyetlerin üzeri örtülmeye, siyasi söylemlerle hakikat perdelemeye devam edilecektir. Mağdur olan CHP’li, mağdur eden CHP’li, şikayetçi olan CHP’li, yargılanan CHP’li ama operasyonlar siyasi ve AK Parti menşeli öyle mi? CHP ve onun rotasını şaşıran Genel Başkanı çuvala sığdıramadıkları mızrağı elinde kalınca ne yapacağını şaşırmış, sağa sola saldırmaktadır. CHP bu utancı, bu alnı kara kadroları partisinden ve Türkiye siyasi tarihinden temizlemedikçe CHP Genel Başkanının yaptığı her iş, söylediği her söz beyhudedir.’’


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Tunç: "Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur" AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, yaşanan su kesintisiyle ilgili olarak, "ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" dedi. Gün boyu süren geniş çaplı su kesintisi sebebiyle siyasi isimler Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü’ne tepki göstermeye devam ediyor. Son olarak ise AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Başkan Tunç’un açıklamasında, "ESKİ tarafından yapılan açıklamada, Tepebaşı İlçesi’nin bazı mahallelerinde 00.00-08.00 saatleri arasında planlı su kesintisi uygulanacağı duyurulmuştu. Ancak bugün gelinen noktada, Tepebaşı İlçesi’nin tamamında hâlâ su yoktur. Bu tablo, planlama eksikliğini ve ciddi bir yönetim beceriksizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Planlı olduğu söylenen bir çalışmanın saatleri belli olmasına rağmen, ne süreye uyulmuş ne de vatandaşlara doğru ve zamanında bilgi verilmiştir. Tepebaşı’nda yaşayan on binlerce vatandaş, sabah saatlerinden bu yana en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamamaktadır. Hijyen, sağlık ve günlük yaşam tamamen aksatılmıştır. Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur. Vatandaşlar açıklama değil bahane değil, çözüm beklemektedir. ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" ifadeleri yer aldı.
İstanbul Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı. Saran evinde bulunan ve ilk testte uyuşturucu olduğuna dair sonuç çıkan maddelere ilişkin soruya ilişkin savunmasında, "Bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ‘uyuşturucu madde temin etme, uyuşturucu madde kullanma ve uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma’ suçlarından ifadeye çağrılan Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, savcılıktaki ifade işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Saran, hakimlik tarafından yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Öte yandan, soruşturma kapsamında Ela Rümeysa Cebeci’nin de ek ifadesine başvuruldu. Cebeci ardından tutuklu bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu’na geri gönderildi. "Sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım" Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Saran ifadesinde, "Ela Rümeysa ile tahmini olarak 3 sene önce bana mesaj atmasından dolayı tanışmıştık. Bu vesile ile konuşmaya başladık" dedi. Saran’a savcılıkta, spiker Ela Rümeysa Cebeci’ye, "Sende var mı ondan? Pazar sabahtan teyitleşelim olma ihtimali yüzde 70. Assos’a gideceğim birazdan geç dönmem herhalde, tamam? Konuşuruz hadi bay bay" şeklinde mesaj attığı, Cebeci’nin ise "Ben Escobar mıyım nereden bulayım sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım haberleşiriz" şeklinde cevap verdiği konuşma soruldu. Saran konuşmaya ilişkin, "Mesaj içerikleri doğrudur. Ancak tarihleri noktasında yanlışlık olabilir. Bu yazışmalar yaklaşık 17-18 ay önceki yazışmalardır. Mesaj içerikleri daha önceki izlediğim filmden dolayı kendi aramızda yaptığımız espridir. Benim uyuşturucu yetiştirme ile uzaktan yakından hiçbir alakam olamaz. İzlediğimiz filmin konusu ile ilgili olduğu için kendi aramızda yaptığımız bir espridir. Bu mesajlaşmalar da şaka amaçlıdır" dedi. "Acayip rahatlatıyor müthiş bir şeymiş o" Saran’ın Ela Rümeysa Cebeci’ye gönderdiği bir başka mesaj da savcılık ifadesi esnasında soruldu. Mesajda Saran’ın "Gel git Ela nasılsın? dediği, ses dosyası çözümünde ise "Kızım laf dinlemiyorsun ki yavaş yavaş diyorum, böyle apsesif insanlar gibi böyle şey yapıyorsun. Bi ayarında bırak. Her şeyi abartıyorsun ya, neyse Habertürk’te bir sürü insanı işten çıkarıyorlarmış, doğru mu ha? Bir de baskı yapıyorlar galiba" dediği Ela Rümeysa Cebeci’nin ise cevap olarak ses dosyası çözümünde "Ama var ya ne HD rüyalar gördüm ve böyle düşüncesizce uyudum, acayip rahatlatıyor. Müthiş bir şeymiş o. Bahçeden topla getir bana bir dahakine. Evet evet çok kelle alıyorlar. İnsanları spikerleri falan çıkarma değil kafaları koparıyorlar. Bakalım neler olup bitecek bekleyip göreceğiz ama bir dizayn var. Lütfen sen de Kenan Bey ile aranı düzelt. Bu benim için çok önemli bir şey, çok mutlu olurum bunu yaparsan" dediği konuşma içeriği soruldu. "Hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur" Saran bu konuşmalara ilişkin ifadesinde, "O akşam içtiğimiz şaraptan bahsediyorum. Ben akşam puro içtim. Ela da vozol sigara içti. O akşam şarabı da çok fazla içti. Bir şişeden ben yarım kadeh içtim. Geri kalanını da Ela içti. Ben Kenan Tekdağ’ın kötü kalpli ve tehlikeli bir insan olduğunu bildiğim için Ela Rümeysa TV 100 kanalından Show TV’ye geçerken kendisini uyardım. Kenan’ın kötü kalpli tehlikeli ve karanlık ilişkileri olduğunu söyledim. Ondan dolayı Kenan Tekdağ ile ilgili mesajlar atmış olabilir. ‘müthiş bir şeymiş o bahçeden topla getir bana bir dahakine’ mesajında ise yine aynı şekilde izlediğimiz bir filmdeki repliklerden kaynaklı kendi aramızda metafor şeklinde geliştirdiğimiz bir espridir. Benim kesinlikle böyle bir şeyle alakam olamaz. Hatta Ela Rümeysa’ya en son birkaç hafta önce ilk gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra geçmiş olsun mesajı da attım. Kendisi de bana ‘inan ben böyle bir şey yapmadım’ tarzında cevap vermişti. Birlikte uyuşturucu madde içmiş olsaydık bana böyle bir cevap vermezdi. Ben de ona ‘sana inanmak istiyorum’ şeklinde cevap vermiştim. Benim bu hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur. Sadece benim kanser olduğum dönemde, annem ile babamın son hastalık ve ölüm süreçlerinde, Fenerbahçe başkanlık seçimlerinde ve iftiraya uğradığım süreçte pek çok kişi tarafından tarafıma organik sakinleştiriciler verilmişti. Ben de bunları hatırladığım kadarıyla kullandım. Bunların içerisinde de uyuşturucu etken maddesi olduğunu düşünmüyorum. İstanbul’daki evimde misafir odası olarak kullanılan odada cam kavanozun içerisinde kızımın muhtelif ilaçları vardı. Büyük ihtimal camdaki kalıntılar bu ilaçların tozlardır. Zaten inceleme sonucunda anlaşılacaktır. Assos’taki evimde yapılan aramada çıkan maddelere ilişkin olarak, o evde çalışan hizmetliyi aradım. Bunlar ne diye sordum. Asos‘taki evimde tahmini 20 gün önce kadın basketbol takımını ağırlamıştım. Bahçeye çok fazla sinek gelmişti. Bu sinekleri uzaklaştırmak için lavanta veya türevi şeklinde yaprakları evde çalışan hizmetli yaktığını söylemişti. Daha sonra mangal yaptıktan sonra da arılar geldi. Arıları uzaklaştırmak için yine evde çalışan hizmetli kahve yakmış. Ele geçirilen maddeler de kahve, lavanta ve adaçayı yakılması sonucu kalıntılardır. Maddeler üzerinde yapılan ilk testte uyuşturucu madde olduğuna dair sonuç çıkması sorusuna ilişkin savunmam ise bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Melike İnal