EĞİTİM - 28 Aralık 2025 Pazar 10:36

Eğitimciler "Dijital Deneyim Merkezi" için buluştu

A
A
A
Eğitimciler "Dijital Deneyim Merkezi" için buluştu

Elde ettiği gelirle dar gelirli ailelerin çocuklarına teknoloji eğitimi veren Dijital Deneyim Merkezi, 2026’da daha fazla çocuğa ulaşmak için İzmir’in önde gelen eğitim kurumlarını ağırladı. Tanıtım sonrası öğrencilerini merkeze getirecek özel okullar, ödeyecekleri bedelle teknolojiye erişimi olmayan çocukların eğitimine katkı sağlayan bir sosyal sorumluluk projesine dahil olacak.


İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren Dijital Deneyim Merkezi’ni, İzmir’de eğitim sektöründe hizmet veren kurumlara tanıtmak amacıyla düzenlenen toplantı, İzmir Ticaret Odası ve İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ile Kentimiz İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce’nin açılış konuşmalarıyla başladı. Gelecek nesilleri en iyi şekilde yetiştirme hedefiyle çalışmalarını sürdüren eğitimcilerle, İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezimizi çatısı altında bir arada olmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Özgener, "Dijitalleşme, artık sadece teknolojik bir dönüşüm değil; aynı zamanda küresel güç mücadelesinin merkezinde yer alan stratejik bir rekabet alanı. Ülkemizin dijital ekonomideki payını artırması, teknolojiyi sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir ülke haline gelmesi, kentlerimizin dijitalleşme kapasitesiyle doğrudan ilişkili. Bu amaçla, İzmirimizin teknoloji üreten, dünyaya ürün ve fikir ihraç edebilen bir şehir olmasının yanında, teknoloji ve inovasyon konusunda oyun kuran şehirlerden biri olması için çalışmalarımıza devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum" dedi.



Özgener: "Üreten bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz"


İzQ çatısı altında hayata geçirilen Dijital Deneyim Merkezi’nin, inovasyonu erken yaşta benimseme hedefinin bir yansıması olduğunu ifade eden Özgener sözlerine şöyle devam etti:


"Eğitimin okul dışında da; ilhamla, deneyimle, gerçek hayatla, teknolojiyle ve üretimle buluşması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle merkezimiz; gözlemleyen, deneyimleyen, öğrenen, hayal eden ve en önemlisi, ’üreten’ bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bir eğitim vizyonunun mekana bürünmüş hali. Çocuklarımız burada kentsel yaşamı, bilimi, doğayı, ticareti ve sürdürülebilirliği eğlenerek öğreniyorlar. Sadece bilgi almakla kalmıyor; çeşitli istasyonlarda geleceğin teknolojileriyle tanışıyor, grup çalışmalarında iş birliği kuruyorlar. Bu anlamda eğitim sektöründe faaliyet gösteren paydaşlarımızın tecrübelerinden faydalanmayı çok önemsiyoruz."



Yüce: "Ne kadar çok çocuğa dokunabilirsek kar"


Kentimiz İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce ise konuşmasında, "Bir şeyin altını özellikle çizmek istiyorum, çünkü çok önemli. Bizler özel okullarımızla asla bir yarış içerisinde değiliz. Özel okullarımızın pek fazlasının ne kadar ileri düzeyde ve kaliteli bir eğitim vermekte olduğunun son derece bilincindeyiz. Biz, 4 buçuk yıldır Kontak’ta dar gelirli ailelerin çocuklarına bedelsiz eğitim veriyoruz. Tamamen devlet okullarından, oradaki müdürlerin ve öğretmenlerin de katkılarıyla seçilmiş olan çocuklara atölye çalışmaları yapıyoruz. Bugüne kadar 1000’e yakın anaokulu çocuğu ve 10 bini aşkın 6-14 yaş grubu çocuğu eğittik. Eğitimcilerimizden ricamız şu: Dijital Deneyim Merkezimizi öğrencilerinizle bir gezi alanı olarak kullanırsanız oradan gelecek olan her kuruş, dar gelirli ailelerin çocuklarının eğitimine harcanacak. Ne kadar gelirimiz varsa o kadar büyüyoruz. Ne kadar çok çocuğa dokunabilirsek o kadar kardır. Bu merkez, sizlerin ziyaretleri sayesinde kent içinde bir bilinirlik kazanacaktır. Sizden bu konuya bir sosyal sorumluluk projesi olarak bakmanızı rica ediyorum" dedi.


Toplantı soru-cevap bölümünün ardından Dijital Deneyim Merkezi turuyla sona erdi. Toplantıya; İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Emre Kızılgüneşler, EGİFED Yönetim Kurulu Başkanı ve İzQ Yönetim Kurulu Üyesi Alp Avni Yelkenbiçer, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkan Yardımcısı Mehmet Tahir Özdemir, Meclis Üyeleri Mustafa Tektaş, Feti Şen, Öğün Taş, Odamız 35. Eğitim Grubu Meslek Komitesi Üyesi ve Ege Özel Okullar Derneği Başkanı Kadir Açıkbaşlar, Genel Sekreter Prof. Dr. Mustafa Tanyeri, Genel Koordinatör Pınar Karayılanoğlu ile İzmir’in önde gelen eğitim kurumlarından temsilciler katıldı.



Eğitimciler "Dijital Deneyim Merkezi" için buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Palandöken Belediyesi karla mücadelede sahada Palandöken Belediyesi karla mücadele ekipleri, yoğun kar yağışına karşı sahadaki etkin çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Karın olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla tuzlama ve küreme faaliyetleri yürüten Palandöken Belediyesi, kaldırımlarda oluşan kar birikintilerini ise oluşturulan kar timleriyle titizlikle temizliyor. Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar, kar yağışının başladığı andan itibaren sorumluluk alanlarında tuzlama ve küreme çalışmalarına hızla başladıklarını, yağışın durmasının ardından ise kar toplama faaliyetlerine de geçtiklerini belirtti. Başkan Sunar, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Palandöken Belediyesi olarak karla mücadelede ehil ve tecrübeli bir ekiple 7/24 esasına göre görev yapıyoruz. Karın yağdığı ilk andan itibaren küreme ve tuzlama çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Bugün itibarıyla biriken karların kaldırılmasına yönelik çalışmalarımıza başladık. En kısa sürede karın olumsuz etkilerinden arınmış bir Palandöken için yoğun mesaimizi sürdürüyoruz." Başkan Sunar ayrıca, Palandöken genelinde karla mücadelede görevli personel sayısının 100’e, iş makinesi sayısının ise 36’ya çıkarıldığını bildirdi. Sunar, "4 tuzlama aracı, 7 greyder, 8 loder, 5 kazıyıcı yükleyici, 2 mini loder, 10 taşıyıcı ve 100 personelimizle cadde, sokak, kaldırım, cami ve okul bahçelerinde karla mücadele çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
Elazığ Elazığ’da karla mücadele çalışmaları sürüyor Elazığ’da dün öğlen saatlerinden itibaren etkisini gösteren kar yağışı, gece saatlerinde yerini dona ve buzlanmaya dönüştürmesinin ardından, Elazığ Belediyesi karla mücadele ekipleri şehir genelinde ulaşımın aksamaması için anında müdahalede bulunarak, kapsamlı bir çalışma yürüttü. Kent genelinde dün öğlen saatlerinde başlayan kar yağışı, akşam saatlerine doğru özellikle kentin yüksek kesimlerinde etkisini artırmış, gece saatlerinde hava sıcaklıklarının sıfırın altına düşmesiyle birlikte don ve buzlanma riski oluşmuştu. Olumsuz hava koşullarına karşı teyakkuz halinde bekleyen Elazığ Belediyesi karla mücadele ekipleri, kar yağışının başlaması ile birlikte sahaya inerek anında müdahalede bulundu. Çalışmalarda, 15 greyder, 6 solüsyon aracı ve 7 tuzlama aracı görev alırken, toplam 140 ton tuz ve 90 ton solüsyon kullanıldı. Harput, Ulukent, Güneykent, Abdullahpaşa, Doğukent, Çaydaçıra, Rızaiye, Zafran, Gümüşkavak ve Aksaray mahalleleri olmak üzere kar yağışının yoğun görüldüğü yüksek rakımlı bölgeler başta olmak üzere kent genelinde 7/24 yürütülen çalışmaların ardından yolların açık kalması sağlanarak, trafikte her hangi bir olumsuzluğun yaşanmasının önüne geçildi. Ayrıca Elazığ Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nden alınan anlık görüntüler sayesinde ulaşım düzeni kesintisiz şekilde devam ettirildi. Elazığ Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, "Ekiplerimiz teyakkuz halinde olmaya devam edecektir. Sürücülerin buzlanma riskine karşı dikkatli olmaları ve kış lastiği kullanmaları gerekiyor" ifadelerine yer verildi.
Kırıkkale 1 milyon 220 bin metrekarelik mera arazisinde "imar planı" iddiası: Müfettişler incelemeye aldı Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde, yaklaşık 1 milyon 220 bin metrekare otlak mera arazisi üzerine imar planı uygulandığı iddiası üzerine belediye hakkında idari soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Bölgede küçükbaş hayvancılık yapan İsa Mermer, "Meralarımızın parsel parsel satıldığı söyleniyor ve bunu sahada da görüyoruz, meram olmadan bu hayvancılığı sürdürmem mümkün değil" dedi. Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde yaklaşık 1 milyon 220 bin metrekarelik otlak mera alanına imar planı uygulandığı yönündeki iddialar üzerine Keskin Belediyesi hakkında idari soruşturma başlatıldı. Edinilen bilgilere göre, kamuoyuna yansıyan iddiaların ardından ilgili Bakanlıklardan görevlendirilen müfettişlerin ise konuya ilişkin incelemelerini sürdürdüğü öğrenildi. İmar planı uygulamasının gerçekleştirildiğinin öne sürüldüğü bölgede çok sayıda çam ağacının kesildiği ve iş makinelerinin faaliyette olduğu gözlemlendi. Ayrıca, söz konusu mera vasfındaki arazinin hukuki statüsünün değiştirilmesine yönelik ardışık plan değişiklikleri yapıldığı da iddia edildi. Alanın önce yeşil alan ve sosyal donatı olarak planlandığı, ardından kamu hizmet alanına dönüştürüldüğü, son aşamada ise konut veya ticaret alanı olarak imar planına dahil edildiği iddia edildi. Bu yöntemle arazinin mera niteliğinin örtülmeye çalışıldığı ve denetim süreçlerinin zorlaştırıldığı ileri sürülürken, konunun müfettişler tarafından tüm yönleriyle incelendiği öğrenildi. "Bir sonraki nesil ne olacak?" Bölgede küçükbaş hayvancılık yapan vatandaşlardan İsa Mermer, yaşananlara tepki göstererek, hayvanları için yaylak alan kalmayacağı endişesi taşıdığını ifade etti. Mermer, yaklaşık 7 yıl önce hayvancılık yapmak amacıyla İstanbul’dan ilçeye geldiğini belirterek, "Küçükbaş hayvancılığı çok seviyorum, adeta sevdalısıyım. Meram olmadan bu hayvancılığı yapmam mümkün değil. Nereye gittiysek hiçbir cevap alamadık. Bu şekilde devam ederse ben bu hayvancılığı bırakacağım. Ben bıraktıktan sonra sonraki nesil ne olacak" dedi. Mermer ayrıca, doğanın korunması ve çam ağaçlarının kesilmemesi çağrısında bulunarak, hayvancılığın sürdürülmesinin hem ülke ekonomisi hem de kırsal yaşam açısından önem taşıdığını vurguladı. Meraların parsel parsel satıldığı yönünde duyumlar aldıklarını ve sahada bu duruma ilişkin çalışmaların sürdüğünü ifade eden Mermer, "Ben hayvancılığı çok seviyorum fakat şartlar el vermiyor, bizi zorluyor. Meralarımızın parsel parsel satıldığı söyleniyor ve bunu gerçekten de görüyoruz. Her taraf kazılıyor, bir şeyler yapılıyor. Güzelim çamlarımızın yarısı kesildi maalesef. 40 senede yetişen çamları 4 günde söktüler, sökülmeye de devam edileceği söyleniyor" dedi. "Kanuna karşı hile niteliğindedir" Mera arazileri üzerinde yapılan imar planı uygulamalarının hukuki boyutuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Avukat Süleyman Teryaki, mera alanlarıyla ilgili mevzuatın son derece açık ve bağlayıcı hükümler içerdiğine dikkat çekti. Teryaki, meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu belirterek, bu alanların özel mülkiyete konu edilemeyeceğini ifade etti. Bir alan mera vasfını koruduğu sürece, üzerinden doğrudan imar planı uygulanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Teryaki, mera niteliği devam ederken imar geçirilmesinin kanuna karşı hile niteliği taşıdığını dile getirerek, "Mera arazisi üzerine imar planı uygulaması yapılması durumunda, yaptırımlar oldukça ağırdır. Eğer mera komisyonunda tahsis amacı değişikliği kararı çıkmadan bir belediye söz konusu alanı imara açarsa, bu işlem hukuken sakattır. Böyle bir durumda idare mahkemelerinde dava açıldığında, mahkeme yapılan imar planını kamu yararına ve mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle iptal eder. Bu durumda yapılan tüm parselasyon işlemleri ve verilen ruhsatlar geçersiz hale gelir. Hukuk, meraların gasp edilmesine izin vermez; işlemi kökten yok sayar" şeklinde konuştu. Mera arazileri üzerinde yapılaşmanın kesinlikle mümkün olmadığını dile getiren Teryaki, 4342 sayılı Mera Kanunu’nun meraları çok sıkı şekilde koruma altına aldığını ifade etti. Meraların hayvanların otlatılması amacıyla ayrıldığını, betonlaşma için kullanılamayacağını belirten Teryaki, mera alanları üzerine ev, otel ya da fabrika gibi yapıların yapılamayacağını söyledi. Mera üzerinde yapılan her türlü sivil yapının tecavüz niteliği taşıdığını ve kaçak yapı sayıldığını vurgulayan Teryaki, vatandaşların mera arazileri üzerine çivi çakmanın dahi yasak olduğunu bilmesi gerektiğini ifade etti. "1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanırlar" Yaptırımlara da değinen Teryaki, kural ihlalleri halinde uygulanacak cezaların kesin ve affı bulunmadığını belirterek, "Burada düşünmemiz gereken hususlardan biri de kural ihlalleri halinde uygulanacak yaptırımlardır. Bu yaptırımlar son derece ağırdır ve kesinlikle affı yoktur. Birincisi yıkımdır. Mülki amir olan valilik ya da kaymakamlık, mera üzerindeki yapıyı derhal yıktırır. İkincisi para cezasıdır. İlgililere ağır idari para cezası uygulanır. Üçüncüsü ve en önemlisi ise hapis cezasıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesi uyarınca, ’imar kirliliğine neden olma’ suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanırlar. Son olarak masraf tazmini yapılır. Yıkım masrafları ve meranın eski haline getirilmesi bedeli, yapıyı yapan kişilerden tahsil edilir" şeklinde konuştu.