ASAYİŞ - 18 Aralık 2025 Perşembe 11:54

Elektrikli otomobilin yakınına yıldırım düştü, milyonluk araç ’hurda’ oldu

A
A
A
Elektrikli otomobilin yakınına yıldırım düştü, milyonluk araç ’hurda’ oldu

Yoldaki trafoya düşen yıldırım nedeniyle son model elektrikli otomobil, teknoloji harikasından "bilmeceye" dönüştü. Arızayı çözemeyen servisin araç fiyatı kadar masraf çıkarması, arızanın giderileceğinin de garantisini vermemesi üzerine İzmirli yüksek mühendis, dünya otomotiv devi markaya karşı hukuk savaşı başlattı.


Olay geçtiğimiz mayıs ayında Ankara’da meydana geldi. İzmirli Yüksek Ziraat Mühendisi Ersel Şengel, meslektaşı Dr. Hüseyin Akdemir ile birlikte 2024 model Peugeot 3008 elektrikli otomobiliyle Nevşehir’deki bir sempozyuma gitmek üzere yola çıktı. Ankara girişinde yoğun sağanak yağış altında ilerleyen ikili, yol kenarındaki trafoya yıldırım düşmesiyle sarsıldı. Aracın lastiklerinin patladığını düşünen Şengel, otomobili güvenli bir bölgeye çekti. Ancak araç durduktan sonra kendisini tamamen kilitledi ve bir daha çalışmadı.


Yol yardım aracılığıyla otomobilini yetkili servise çektiren Şengel, burada ikinci bir şok yaşadı. İddiaya göre servis çalışanları aracın arızasını tespit edemediği gibi, yurt dışından istenecek yedek parçaların maliyetinin kullanıcı tarafından karşılanması gerektiğini belirtti. Parça fiyatlarının araç fiyatına yaklaştığını ifade eden Şengel, üstelik bu parçalar gelse dahi aracın tamir edileceğine dair kesin bir garanti verilmediğini vurguladı. Yaşanan bu tıkanıklık üzerine Şengel, avukatı aracılığıyla dünya devi otomobil markası hakkında suç duyurusunda bulunarak hukuk mücadelesi başlattı.



"Arızayı tespit edemediler"


Olay anını anlatan Ersel Şengel, "Yağmurlu ve gök gürültülü bir havaydı. Yan tarafta bulunan trafoya yıldırım düştü. Ya oradan seken ya da bilemiyorum, bir saniyenin bile altında bir anda bizim aracımıza da isabet etti. Araç birden kendini kilitledi. Aracı da hocam kullanıyordu" dedi. Yaşanan durumun ardından yol yardımı aradıklarını belirten Şengel, "Yol yardım çağırdık ve aracı servise götürdük. O tarihten bu yana da elektrikli bir araç olmasına ve teknolojisi yeni olmasına rağmen, aracı aldığımız firma maalesef hiçbir şekilde bize yardımcı olmadı. Arızayı tespit edemediler" diye konuştu. Yetkili servisin, arızanın tespiti için tüm yedek parçaların baştan satın alınmasını talep ettiğini ifade eden Şengel, "Bu parçaların bozuk olup olmadığına dair kendilerinin de bir fikri yoktu. Halbuki yurt dışından bu araçları getiriyorlarsa, yedek parçaları bulundurmak, teknik personeli ve servis ekiplerini bu konuda yetiştirmekle mükellefler" şeklinde konuştu.



"Araç üretici firma garantisinde"


Çok ciddi bir tehlike atlattıklarını vurgulayan Şengel, "Araç aniden durabilirdi. Pili daha dolu olsaydı çok daha farklı ve ciddi sıkıntılar oluşturabilirdi. Aracın arızasını tespit edememeleri konusunda servis de bizimle hemfikir. Nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Deneme yanılma yoluyla çözmeye çalışıyorlar ama bu deneme yanılma ile çözülecek bir iş değil. Çünkü bu araç üretici firma garantisinde. Üretici firma garantisinde olan bir üründe hangi parçanın arızalı olduğunu tespit etmek ve yedeklerini bulundurmak zorundalar" ifadelerini kullandı.


Yaşanan mağduriyet nedeniyle hukuki yollara başvurduklarını belirten Şengel, "Biz de bu gerekçelerle dava açtık. Aracı ocak ayı sonunda teslim aldık, sadece 2,5-3 ay kullandık. Mayıs ayının başında da bu olay başımıza geldi. Araç şu an Ankara’da serviste. Aracı kullanamıyoruz. Buna rağmen taksitlerini hala ödüyoruz" diyerek yaşadığı mağduriyeti dile getirdi.



"O an öleceğiz diye düşündüm"


Olay anında aracı kullanan Şengel’in arkadaşı Dr. Hüseyin Akdemir de olay anını anlattı ve yaşadıkları korku dolu anları paylaştı. Akdemir, "Yağmurlu bir havaydı. Ankara’ya girerken hızımız da çok yavaştı, 30-40 kilometre civarında gidiyorduk. Bir tarafta yağmur, bir tarafta şimşek çakıyordu. Kenara çekip durmayı düşünüyorduk. Hemen yol kenarındaki bir trafoda şimşek çaktı. Gök gürültüsüyle birlikte yıldırımın düştüğünü gözlerimle gördüm. O düşen yıldırım bizim aracın etrafında döndü. Ersel’e ’yıldırım düştü’ diye bağırdım. Yıldırımın elektrik akımı geçince sanki arabanın tekerlekleri patladı zannettim. Araba tak tak tak diye ses çıkardı. Ersel ’lastikler patladı, araba yanıyor’ dedi. O an ’öleceğiz’ diye düşündüm" ifadelerini kullandı. Akdemir, yaşanan panik anında aracı güçlükle yol kenarına çektiğini belirterek, "Anında bir refleksle aracı sağa çekmeye çalıştım. 10-15 metre sonra küçük bir giriş, patika bir yol buldum ve zorla yanaştım. Araç orada durdu ve stop etti" dedi.



Araç çalışmadı, bagajda yanık izleri vardı


Araçtan hemen inemediklerini ve bunun hayati önem taşıdığını belirten Akdemir, "Yağmurdan dolayı hemen inemedik, iyi ki de inmemişiz. Elektrik mühendisleriyle, otomotivcilerle görüştüm. Eğer anında inseydik elektriği tamamlayacağımızı ve kül olacağımızı, cam açık olsaydı yıldırımın camdan içeri girip bizi öldürebileceğini söylediler" dedi. Olaydan birkaç dakika sonra araçtan indiklerini ifade eden Akdemir, "Aradan 3-4 dakika geçti. Aşağı indik, baktık lastikler sağlam sapasağlam. Ama araç çalışmıyordu, kendini kilitlemişti. Arka bagajı da açamadık. Bagajın olduğu yerde oksijen kanalı yakılmış gibi görüntüler vardı. Sanki bıçakla kesilmiş gibiydi. Çok büyük bir badire atlattık" diye konuştu. Akdemir, yaşadıkları olayı vurgulayarak, "Şu anda ikimiz de, çok sevgili dostum Ersel’le tesadüfen yaşıyoruz. Sanki ikinci baharımızı yaşıyoruz" dedi.



"Eğitim amaçlı incelenmeli"


Aracın arızasının bulunmaması nedeniyle markanın bu aracı eğitim amacıyla incelmesi gerektiğini savunan Dr. Özdemir şu ifadelere yer verdi:


"Söz konusu araçta Faraday kafesinin bizi korumadığını düşünüyorum. Bilimsel olarak konuştuğum kişiler de bunu söylüyor. Bu araçta teknik bir arıza ve teknik bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Önümüzde ve arkamızda araçlar vardı, onlara hiçbir şey olmadı. Bizi aracımız korumadı. Arkadaşım aracı yeni almıştı, 7 aydır araç yok. Arıza tespiti yapılamadı. Uluslararası bir otomotiv sektöründe böyle sahipsiz kalmak insana dokunuyor. Bu marka hâlâ satmaya devam ediyor. Bence bu aracı alıp Fransa’ya götürmeleri lazım. Eğitim amaçlı incelenmeli, ’acaba ne oluyor’ diye bakılmalı. Çünkü böyle bir görüntüye daha önce hiç rastlanmadı."



Elektrikli otomobilin yakınına yıldırım düştü, milyonluk araç ’hurda’ oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak’ta gençler için Deneyap Çalıştayı Şırnak’ta gençlerin teknoloji alanındaki yetkinliklerini artırmak ve Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuna katkı sunmak amacıyla Deneyap Çalıştayı düzenlendi. Yoğun katılımla gerçekleştirilen programa, Sanayi ve Teknoloji Şırnak İl Müdürü Ahmet Çetin ile Türkiye Teknoloji Vakfı (T3 Vakfı) Şırnak İl Sorumlusu Rukiye Asan katılarak gençler, eğitmenler ve velilerle bir araya geldi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan çalıştayda DENEYAP Teknoloji Atölyelerinde yürütülen eğitim faaliyetleri, öğrencilerin teknoloji ve inovasyon alanındaki projeleri ile geleceğe yönelik hedefler ele alındı. Programda, katılımcılar arasında bilgi ve deneyim paylaşımını artırmaya yönelik kapsamlı görüş alışverişinde bulunuldu. Çalıştay kapsamında eğitim süreçlerinin daha nitelikli hale getirilmesi, uygulamalı çalışmaların güçlendirilmesi ve disiplinler arası iş birliğinin artırılması başlıkları öne çıktı. DENEYAP modeliyle gençlerin erken yaşta teknolojiyle buluşturulmasının önemi vurgulandı. Programda konuşan T3 Vakfı Şırnak İl Sorumlusu Rukiye Asan, çalıştayın stratejik önemine dikkat çekerek, "Bugün burada gerçekleştirdiğimiz bu çalıştay, yalnızca bir değerlendirme süreci değil Milli Teknoloji Hamlesinin sahadaki karşılığını güçlendiren stratejik bir adımdır. DENEYAP Teknoloji Atölyeleri gençlerimizin sadece teknoloji tüketen değil, geliştiren, üreten, çözümler üreten ve küresel ölçekte rekabet edebilen bireyler yetiştirmeyi hedefleyen çok kıymetli bir eğitim modelidir. Bu modelin başarısı öğrencilerimiz kadar eğitmenlerimizin, gönüllülerimizin, bursiyerlerimizin, paydaşlarımızın aynı hedef doğrultusunda birlikte hareket etmesine bağlıdır. Bugün burada yapılacak değerlendirmeler, eğitim süreçlerinden atölye işleyişine, öğrenci motivasyonundan veli iletişimine kadar birçok başlıkta sahadan gelen gerçek verilerle yol haritamızı güçlendirecektir. İnanıyoruz ki bu çalıştaydan çıkacak her bir öneri, Deneyap ekosistemini daha nitelikli, daha kapsayıcı ve daha sürdürülebilir hale getirecektir" dedi. Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Ahmet Çetin ise Deneyap Türkiye’nin 2026 vizyonuna vurgu yaparak, "Bugün burada DENAYAP Türkiye’nin 2026 vizyonuna katkı sunacak ve geleceğin yol haritasını birlikte şekillendireceğimiz önemli bir çalıştay vesilesi ile bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu kapsamda düzenlenen teknoloji atölyeleri çalıştayı, mevcut yapının sahadan gelen veriler ile değerlendirilmesi ve yeni dönem öğrenci alım süreçlerinin daha etkin, adil ve sürdürülebilir bir şekilde yapılandırılması amacını taşımaktadır. Milli teknoloji vizyonu doğrultusunda teknoloji üretme etkinliği yüksek bireyler yetiştirmek amacı ile kurulan Deneyap teknoloji atölyeleri bugün 81 ilde 131 atölyeye ulaşmıştır. Ortaokul ve lise düzeyindeki öğrencilerimiz e-sınavdan uygulama sınavına uzanan çok aşamalı ve nitelikli bir seçme sürecinden geçerek, bu atölyelerde eğitim alma hakkı kazanmaktadır. 2018 yılından bu yana 11 farklı eğitim başlığını tamamlayan 9 bin 490 öğrencimiz mezuniyet hakkı elde etmiş, bugüne kadar toplam 42 bin 133 öğrencimize teknoloji eğitimi imkanı sunulmuştur. Yapay zekadan siber güvenliğe, havacılık ve uzay teknolojilerinden robotik ve kodlamaya kadar birçok stratejik alanda eğitimler verilmektedir. Bu çalıştayda ortaya konulacak her görüş ve alınacak her karar geleceğimizin potansiyeline ve ülkemizin teknoloji eko sistemine ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine önemli katkılar sağlayacaktır’’ diye konuştu. Konuşmaların ardından Deneyap sınıflarında oluşturulan çalışma gruplarında; eğitmenler, gönüllüler, öğrenciler ve veliler fikirlerini paylaşarak çalıştaya aktif katılım sağladı. Çalıştay, gençlerin teknolojiye yön veren bireyler olarak yetişmesine yönelik güçlü mesajlarla sona erdi.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Türkiye bugün insani duruş ve stratejik akılla düzen kurucu aktör konumundadır" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Türkiye bugün; krizleri izleyen değil, süreçleri şekillendiren, diplomasiyi sahaya yansıtan, insani duruş ve stratejik akılla düzen kurucu bir aktör konumundadır" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, sosyal medya hesabından 16. Büyükelçiler Konferansı İstişare Toplantısı’na ilişkin yaptığı paylaşımda, "Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan ile birlikte, ülkemizi görev yaptıkları her coğrafyada başarıyla temsil eden büyükelçilerimizle bir araya geldik. Uluslararası sistemin derin bir dönüşümden geçtiği, belirsizliklerin arttığı bu dönemde; Türkiye eksenli, çok katmanlı, bağımsız ve ilkeli dış politika vizyonumuzun küresel barış, istikrar ve adalet için taşıdığı önem her geçen gün artmaktadır. Türkiye bugün; krizleri izleyen değil, süreçleri şekillendiren, diplomasiyi sahaya yansıtan, insani duruş ve stratejik akılla düzen kurucu bir aktör konumundadır. Kıbrıs’tan Gazze’ye, Suriye’den Ukrayna’ya, Türk Dünyası’ndan Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyada hak, hukuk, insani sorumluluk ve milli menfaatler temelinde kararlı duruşumuzu sürdürüyor, çok yönlü diplomasisiyle küresel vicdanın sesi olmaya ve barışın inşasına katkı sunmaya devam ediyoruz. Bu vesileyle, 16. Büyükelçiler Konferansı İstişare Toplantısı’nı başarılı bir şekilde düzenleyen Dışişleri Bakanlığımızı tebrik ediyor, Büyükelçilerimize görevlerinde başarılar diliyorum" ifadelerine yer verdi.