ASAYİŞ - 08 Aralık 2024 Pazar 00:55

Genç kadın çıkan arbedede tabancayla vurularak ölmüş

A
A
A
Genç kadın çıkan arbedede tabancayla vurularak ölmüş

İzmir’de, araç içindeki eski sevgilisi olduğu öğrenilen genç kadının cansız bedeniyle birlikte karakola giderek teslim olan şahıs tutuklandı. Genç kadının intihar etmediği, çıkan arbedede tabancayla vurularak öldüğü ortaya çıktı.


Edinilen bilgiye göre, dün Konak ilçesi Gültepe Polis Merkezi Amirliği önüne araçla gelen E. B. (35), polislere otomobilinde sevgilisinin cesedi olduğunu söylemiş ve otomobili kontrol eden polis ekipleri, sol kulak arkasından vurulmuş halde, bir çocuk annesi Eda Kuş’un (29) cansız bedenini görmüştü. E.B., polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri otomobilde incelemelerde bulundu. Otomobildeki deliller toplanırken, olayda kullanılan tabancaya da polis tarafından el konulmuştu.



İntihar ettiğini öne sürmüştü


Hayatını kaybeden Eda Kuş ile 6 yıldır sevgili olduğu ve son 1 aydır ayrı oldukları öğrenilen E.B.’nin, polisteki ilk ifadesinde, Eda ile sevgili olduklarını, kendisini başka kadınlardan kıskandığı için araçta tartıştıklarını, tabanca çıkarıp intihar ettiğini, kendisinin engellemeye çalıştığını ancak başarısız olduğunu söylediği öne sürülmüştü.



İntihar değil, arbedede tabancayla vurularak ölmüş


Cinayet Büro Amirliği’ne götürülen şüphelinin burada alınan ifadesinde, Eda Kuş ile aralarında arbede çıktığı ve genç kadının elindeki tabancayı almak isterken silahın ateş aldığı, merminin Kuş’a isabet etmesi sonucu öldüğünü söylediği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.


Öte yandan, Karabağlar ilçesinde meydana gelen olayın ardından E.B.’nin araçla karakola seyrettiği anlar ise MOBESE tarafından anbean kayda alındı.



Genç kadın çıkan arbedede tabancayla vurularak ölmüş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Balıkesir’de zeytinyağlı yemekler yarıştı Burhaniye ilçesinde, Belediye tarafından düzenlenen “20. Zeytin ve Zeytinyağı Hasat Festivali’nin Ödüllü Yöresel Zeytinyağlı Yemek Yarışması” yoğun ilgi ile Hüsnü Pazarbaşı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Zeytinyağlı yemekler, zeytinyağlı hamur işleri ve zeytinyağlı tatlılar olmak üzere 3 ayrı kategoride gerçekleştirilen yarışmada alanında uzman bir jüri tarafından yemekler çeşitli özelliklerine göre değerlendirilerek, 3 kategoride ilk 3 yemek belirlendi. Jüri koltuklarında ise Belediye Başkan Yardımcısı Ayten Tuna, Belediye Meclis Üyesi Esra Ersoy, BUBFA Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Emel Memiş Kocaman, BUBFA Otel- Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü Öğretim Görevlisi Kaya Nihat Pekbay, Aşçı Tayfun Boyraz ve Aşçı Eren Çelebi yer aldı. Türk mutfağının zeytinyağlı yemek kültürünün unutulmaya yüz tutmuş tarifler ile Ege mutfağının ve değerlerinin yaşatıldığı; tariflerinin tekrar hatırlanması ile toplumsal hafızanın yenilendiği yemek yarışmasında 3 kategoride ilk üçe giren 9 kişiye altın ödülünün yanı sıra hediye paketleri verildi. Dereceye girenlere ödüllerini; Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, Belediye Başkan Yardımcısı Tamer Midilli, Belediye Meclis Üyesi Çiğdem Karasakal Avcu, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Engin Demir, Muhtarlık İşleri Müdürü Zehra Yüce verdi. Ayrıca yarışmaya katılan tüm katılımcılara günün anlam ve önemine istinaden katılım sertifikaları takdim edildi. Yemek Yarışması boyunca da Hüsnü Pazarbaşı Kültür Merkezi’nin üst katında BAÇEM tarafından tütsü atölyesi gerçekleştirilerek doğal tütsü yapımı hakkında bilgiler verildi. Zeytinyağlı Tatlılar Kategorisinde 1. Kaymaklı zeytinyağlı kalburabastı ile Gönül Kayper,2. Damla sakızlı bademli ev baklavası ile Gülsüm Aydın,3. Zeytinyağlı anne kurabiyesi ile Semra Bostan. Zeytinyağlı Hamur İşleri Kategorisinde de 1.Zeytinyağlı balkabaklı cevizli börek ile Gülçin Şahna, 2. el açması zeytinyağlı nohutlu börek ile Abdullah Aydın, 3.Zeytinyağlı su böreği ile Seher Kocaoğlu oldu. Zeytinyağlı Yemekler Kategorisinde ise1. Ege yöresi karışık ot kavurması ile Betül Özdemir Kaya, 2. Zeytinyağlı portakallı kereviz ile Semra Bostan, 3. Zeytinyağlı patlıcan yemeği ile Nermin Alkan da üçüncü oldu. Dereceye girenler mutluluklarını dile getirdi. İkinci defa katıldığını anlatan Betül Özdemir Kaya, “Zeytinyağlı yemeklerde karışık ot kavurması ile birinci oldum. Yemeği tadan herkesten olumlu kelimeler duymak beni utlu etti. Bu ikinci katılımımdı. Birinci oldum. Herkese başarılar dilerim” dedi. Gülçin Şahna da, “Zeytinyağlı yemekler yarışmasında ben hamur işleri kategorisini birincisi oldum . Ha zırladığım ürün el açması ,bal kabaklı cevizli börek idi ve birinci odum. Emeği geçen herkese, jüriye, başkanımıza tem belediye personelimize teşekkür ediyorum” diye konuştu. İki ödül birden alan Semra Bostan ise “Zeytinyağı Festivali yemek yarışmasına katıldım., Zeytinyağlı yemekler kategorisinde birinci oldum. Tüm jüri üyelerine teşekkür ediyorum. Zeytinyağlı anne kurabiyesiyle de yarışmada ikinci oldum. Herkese çok teşekkür ediyorum . Yarışmaya ilk kez katılıyorum. Bundan sonra da inşallah devamını getireceğim” dedi.
İstanbul Madeni yağda yerli üretim artıyor Madeni yağda yerli üretimin artmasıyla birlikte, stratejik sektörlerde Türk yağı kullanılmaya başlandı. Madeni Yağ ve Petrol Ürünleri Sanayiciler Derneği Başkanı Tayfun Kocak, getirilen kısıtlamalar, sıkı denetimler, EPDK takibi ve yeni kurallarla, artık sektörün adını da kirleten ve kendilerinin de çok şikayet ettiği 10 numara yağ olayının tamamen bittiğini belirterek, Artık üretilen madeni yağın içinde belli bir miktarda geri dönüşüm yağı kullanmak zorundasınız. Türkiye’de gerçekten geri dönüşümle ilgili çok güzel tesislerimiz var. Bu konuda belli bir yol aldık ama alınması gereken daha fazla yolumuz var. Türkiye’de modern geri dönüşüm tesislerinin sayısı arttıkça geri dönüşüm yağlarının kullanımı da artacaktır" dedi. Koçak, Türkiye’deki madeni yağ sektörünün Avrupa ile aynı kalitede hatta bazı noktalarda daha iyi olduğunun altını çizerek, "Türkiye bundan 10 sene önce 600 bin ton üretirken bugün 1 milyon tona çıktı. Bu ürünler arasında çok özel ve katma değerli ürünler de var. Mesela demiryollarında tren tekerleği ile ray arasında bir yağ vardır ve orada ciddi bir sürtünme oluşur. Türkiye yıllarca o yağı ithal ederken artık ülkemizde üretilebiliyor. Bu noktada kamu da özel sektörle çok güzel iş birlikleri yapıyor ve Türkiye’de üretilmeyen yağların Türkiye’deki firmalarla nasıl üretilebileceği konusunda bire bir çalışıyor. Savunma sanayinde kullanılan yağlarla ilgili olarak da çok önemli çalışmalar yapılıyor. Bunlar gerçekten son derece stratejik ürünler. Baktığınız zaman bir silahın kullandığı yağ çok azdır belki ama kesinlikle millileşmesi lazım. Son dönemde ABD pazarına yönelik çalışmalar yaptık ve kendi markaları ile pazara girmeyi başardık. Amerikalılar bir deneyip bakmak istiyor ve bunlarla ilgili çok pozitif geri dönüşümler aldık. İyi mal üretirseniz ve rekabet edilebilir fiyatlarla girerseniz o pazarda tutunma ihtimalimiz her zaman olur. Ama ödün vermeyeceğimiz tek şey kalite olacak. ABD’ye satışımızı her geçen gün artırıyoruz ve en büyük isteğimiz 10 yıl içerisinde ABD’de üretim yapabilecek bir tesis kurmak. Türkiye’de sadece madeni yağ sektörünün değil tüm sektörlerin esas olarak kaliteye odaklanması gerekir. Müşteriler bizden fiyat odaklı çalışmamızı istiyor ama o bizde yok, çünkü sürdürülebilir değil. Bugün var, yarın yok, senden daha ucuz birini bulur, ona geçer. Bizim müşteri portföyümüz tamamen bize inanmış ve kalitemizden herhangi bir şüphesi olmayan firmalar. Madeni yağ sektörü 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyor. O konuda gerçekten iyi bir durumdayız. Siz yurt dışına çok mal satabilirsiniz ama bunlar harcı alem ürünlerdir, biz katma değerli ürünler satmanın peşindeyiz. Dünyada geri dönüşüm ve çevreye zarar vermeyecek ürünlerle ilgili ciddi çalışmalar var. Bizim bahsettiğimiz ürünler petrol türevi yani çevreye zarar verebilecek ürünler. Ama bizim ürettiğimiz bazı ürünler çevreye zarar vermiyor. Örneğin tarıma verdiğimiz bitkisel bazlı yağlar. Tarım makinelerinde sürülen yağlar toprağa değse bile hiçbir zarar vermiyor. Örneğin fırınlar, ekmek fırınları. Genelde belediyeler işletir ve tavalara yağ sürer. Yani ekmeğe temas etse bile sizin sağlığınıza zarar vermeyecek ürünler. Şimdi bunların sayısını arttırmaya bakıyorlar. Dolayısıyla TUBİTAK’ın şu anda başlattığı projede biz de birebir onlarla çalışma yapıyoruz" dedi.