ÇEVRE - 19 Aralık 2025 Cuma 10:36

İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü

A
A
A
İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü

İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti.


İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor.


Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü.



Kentin korkulu rüyası haline geldi


Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da emniyet bünyesine alınan yeni araçlar törenle teslim edildi Van İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde hizmet verecek araçlar için anahtar teslim töreni düzenlendi. İl Emniyet Müdürlüğü yerleşkesi içerisinde bulunan helikopter pistinde gerçekleştirilen törende, Emniyet Müdürlüğü bünyesinde kullanılacak araçların anahtarları personele teslim edilirken, araçların kent genelinde güvenlik ve asayiş hizmetlerinin daha etkin yürütülmesine katkı sağlaması hedefleniyor. Programda bir konuşma yapan Van Valisi Ozan Balcı, kentin emniyet ve güvenliğinin temin edilmesine sundukları katkılardan dolayı Emniyet Teşkilatına teşekkür etti. Vali Balcı, "Bu vesileyle, söz konusu araçların ilimize kazandırılmasında emeği ve desteği bulunan İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya başta olmak üzere, İçişleri Bakanlığımızın kıymetli mensuplarına, Emniyet Genel Müdürlüğümüze ve Jandarma Genel Komutanlığımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sadece son 3 yıl içerisinde yaklaşık 600 araç Van’ımıza kazandırılmıştır. Bu yıl ise 200’e yakın aracın daha temin edilmesi sağlanmıştır. Söz konusu araçlar, Van’ın emniyet ve asayiş hizmetlerinde kullanılacaktır" dedi. Emniyet teşkilatının görevini etkin, hızlı ve kesintisiz bir şekilde yerine getirebilmesi; sahip olduğu teknik altyapı, lojistik imkânlar ve özellikle araç filosunun güncel ve güçlü olmasına doğrudan bağlı olduğunu dile getiren İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu ise "Bu bilinçle son iki yıl içerisinde emniyet hizmetlerinin niteliğini artırmaya yönelik önemli bir yenileme ve güçlendirme sürecine girilmiştir. Yapılan çalışmalar sayesinde bakım, onarım ve yakıt giderlerinde de önemli ölçüde tasarruf sağlanmıştır. Gerçekleştirilen iyileştirmelerle ekiplerin olaylara intikal süresi düşmüş, sahadaki görünürlükleri artmış ve vatandaşlara sunulan hizmetin kalitesi daha da yukarıya çıkarılmıştır" diye konuştu. Program, hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Törene; Van Valisi Ozan Balcı, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mücahit Avkıran, İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu, Vali yardımcıları, kaymakamlar, kurum amirleri ile STK temsilcileri katıldı.
Diyarbakır DİSİDER Başkanı Akbaş’tan 2026 yılı asgari ücret değerlendirmesi Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİDER) Yönetim Kurulu başkanı Şeyhmus Akbaş, 2026 yılı asgari ücretine ilişkin sosyal ve ekonomik değerlendirmelerde bulundu. DİSİDER Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Akbaş, işveren ve işçi sendikalarına, 2026 yılı asgari ücretinin belirlenme sürecinin yalnızca bir ücret tespiti olmadığını, aynı zamanda sosyal dengeyi, çalışma barışını ve üretimin sürdürülebilirliğini doğrudan etkileyen hayati bir konu olduğunu aktardı. Akbaş, "Çalışanlarımızın artan yaşam maliyetleri karşısında alım gücünün korunması, sosyal adaletin temel gereklerinden biridir. Asgari ücret, bir çalışanın ailesiyle birlikte insanca yaşayabileceği bir düzeyi hedeflemelidir. Bu yaklaşım, toplumsal huzurun ve çalışma barışının vazgeçilmez unsurudur. Öte yandan iş dünyası yüksek maliyetler, finansmana erişimde yaşanan zorluklar, enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışlar nedeniyle ciddi bir baskı altındadır. Asgari ücret artışlarının işveren üzerinde tek başına ağır bir yük haline gelmesi, işletmelerin ayakta kalmasını zorlaştırmakta; istihdam kaybına ve kayıt dışılığa zemin hazırlayabilmektedir" dedi. Akbaş, asgari ücret belirlenirken çalışanların temel ihtiyaçları ve yaşam standartları, işletmelerin ödeme gücü ve rekabet şartları, enflasyon ve ekonomik büyüme verileri birlikte ve bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: ’’Hükümetimizin bu sürece kayıtsız kalmayacağına olan inancımızla; özellikle asgari ücret üzerindeki vergi ve sigorta primi yüklerinin azaltılması, devletin sürece daha güçlü destek vermesi büyük önem taşımaktadır. Ücret artışlarının yalnızca işverene yüklenmeden, kamu desteğiyle paylaşılması; hem çalışanı koruyan hem de istihdamı sürdüren kalıcı bir çözüm sunacaktır. Sosyal devlet anlayışı ile güçlü bir üretim ekonomisi arasında kurulacak sağlıklı denge; emeğin karşılığını aldığı, işletmelerin ise büyüyerek istihdam oluşturmaya devam ettiği bir yapıyı mümkün kılacaktır. Bu çerçevede, asgari ücretin sosyal adalet ile ekonomik gerçeklerin buluştuğu ortak akıl zemininde belirlenmesi çağrısında bulunuyoruz. Ayrıca, sürece verdikleri emek ve gösterdikleri yoğun çaba için başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan olmak üzere katkı sunan tüm paydaşlara teşekkür ederiz.’’