ÇEVRE - 21 Ağustos 2025 Perşembe 12:52

Körfezden gelen kötü koku İzmir’i sardı

A
A
A

İzmir’de yıllardır tartışılan ve gündeme gelen kötü koku ve körfezin kirliliği, yeniden görülmeye başlandı. Deniz suyunun ısınmasıyla birlikte ortaya çıkan dayanılmaz kokudan dolayı vatandaşlar rahatsızlıklarını dile getirirken uzmanlar kokunun sebebinin kirlilik olduğunu vurguladı. Sokaklardaki çöp sorunundan dolayı vatandaşlar mağdur olmaya devam ederken, denizden gelen pis koku da kentin gündemine eklendi.

Geçtiğimiz yıl yaşanan balık ölümleriyle birlikte bölgede yeniden gündeme gelen pis koku, bu yıl da deniz suyu sıcaklıklarının artmasıyla yeniden hakim oldu. Özellikle Bayraklı ve Meles Deltası civarında şiddetle hissedilen pis koku ve kirlilik, tahammül edilemez boyutlara vardı. Kentte bir çok ilçede sokaklardaki çöp kokusuna körfezden gelen pis koku da eklendi. Gezmek için sahile gelen vatandaşlar kokudan duydukları rahatsızlıkları dile getirirken, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Deniz Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, körfezdeki kokunun sebebinin kirlilik olduğunu vurguladı. Öte yandan Prof. Dr. Yaşar, geçtiğimiz yıl yaşanan balık ölümlerinin bu yıl yaşanmasının beklenmediğini söyledi.

Körfezden gelen kötü koku İzmir’i sardı

"Kokunun nedeni tamamen kirlilik"

Prof. Dr. Yaşar, körfezdeki kokunun kaynağının kirlilik olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yaşar, "İçerideki derelerden hala müthiş bir kirli su akışı var. Arıtılmadan bırakılan bu sular denizi kirletiyor. 2007’de dere yataklarının betonlanması da büyük bir doğa katliamıydı. Tüm bu etkenler birleşince kötü koku kaçınılmaz hale geliyor" dedi. Kirliliğe karşı uygulanan yöntemleri eleştiren Prof. Dr. Yaşar, "Alüminyum sülfat gibi maddeler denize kesinlikle dökülemez. Çünkü deniz kendini kirletmiyor, biz kirletiyoruz. Temizlemek için yapılması gereken tek şey kirliliği kesmek. İzmir’in en kolay çözülebilecek sorunu Körfez kirliliğidir. Yapılması gereken, arıtmaların çalıştırılması ve betonların kırılmasıdır" dedi.

Körfezden gelen kötü koku İzmir’i sardı

"Gediz ve Çiğli arıtmadan körfeze akıntı gelmez"

Körfez kirliliğinin Gediz Nehri veya Çiğli Arıtma Tesisi’ne bağlanmasının doğru olmadığını vurgulayan Yaşar, "Akıntı sistemi buna izin vermez. Biz bu konuda çok ciddi çalışmalar yaptık. Karaburun’dan gelen akıntı Urla ve Konak’a doğru ilerler, oradan kuzeye çıkar ve Foça’ya doğru gider. Gediz ve Çiğli’nin bu alanı kirletmesi mümkün değil. Buna rağmen bu gerekçelerle halk yanıltılıyor" diye konuştu.

Körfezden gelen kötü koku İzmir’i sardı

"Gerekirse küçük arıtma tesisleri kurulmalı"

Kirliliğin önlenmesi için çözüm önerilerini de sıralayan Yaşar, "Sorun tamamen iç körfeze akan derelerden kaynaklanıyor. Gerekiyorsa aralara birkaç küçük arıtma tesisi kurulabilir" dedi.

Plankton patlamaları ve renk değişimleri

Kirliliğin plankton patlamalarını tetiklediğini belirten Prof. Dr. Yaşar, "1 litrede ortalama 1 milyon plankton vardır. Fakat kirlilik ve sıcaklıkla bu sayı 2 milyona çıkar. Bu durumda tüm oksijeni tüketirler. Son günlerde körfezin turkuaz renge bürünmesi, bir kokolit türünden kaynaklandı. Başka zamanlarda kırmızı, mor ya da siyah görünümler olabilir. Bu tamamen plankton türlerinin farklılığından kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı.

Körfezden gelen kötü koku İzmir’i sardı

"Artık denizin dibi görünmüyor"

Körfezin geçmişte şeffaf olduğunu hatırlatan Yaşar, "Eskiden Konak iskelesinden bakıldığında 3-4 metre aşağısı pırıl pırıl görünürdü. Bugün ise suyun dibi seçilmiyor. Eğer 3-4 metre aşağısı görünmüyorsa, o su kirli demektir" diye konuştu.

Körfezden gelen kötü koku İzmir’i sardı

Vatandaşlar kokudan duramadı

Bayraklı sahilinde yürüyüş yapan vatandaşlardan Songül Irmakoğlu, "Çok kötü kokuyor. Geçen geldiğimizde böyle değil de bugün bayağı bir kötü kokuyor. Lağım kokuyor yani. Yani belediyenin temizliğini yapması lazım. Çok kötü. Denizin içine bakar mısınız" dedi. Tolga Irmakoğlu ise, "Geçen sene de daha çok koku vardı. Bir de daha çok balık ölüsü vardı. Şimdi balıkları da temizlediler ama şunun halini görüyorsunuz zaten denizimizin. Karşıyaka’da yaşıyorum; Karşıyaka sahil bu kadar kokmuyor ama Bayraklı’da muazzam bir koku var. Sahil boyu yürüyelim dedik. Sahil bu yani..." diye konuştu.

Ali İhsan Çiftçi - Abdurrahman Derici

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Poyraz küçük tekne balıkçılarını limana bağladı, ağlar tamire alındı Marmara Denizi’nde etkili olan poyraz nedeniyle Tekirdağ’da denize açılamayan küçük tekne balıkçıları, kalan zamanlarını ağ tamiri ve tekne bakımı yaparak değerlendiriyor. Marmara Denizi’nde son günlerde etkisini artıran poyraz, Süleymanpaşa Balıkçı Barınağı’ndaki balıkçıların faaliyetlerini durma noktasına getirdi. Sert rüzgar ve zaman zaman değişen hava şartları nedeniyle denizin iç kesimlerinde ulaşım zorlaşırken, balıkçılar güvenlik gerekçesiyle teknelerini limana çekmek zorunda kaldı. Denize açılamayan balıkçılar, bu süreci ağlarını onararak ve teknelerinin bakımını yaparak geçiriyor. Kıyıdaki hava ile denizin iç kesimindeki havanın bir olmadığını dile getiren Süleymanpaşa Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Pehlivanoğlu, poyrazın balıkçılık faaliyetlerini doğrudan etkilediğini belirterek şu ifadeleri kullandı: "Yaklaşık üç-dört günden beri sert esen poyrazla beraber Süleymanpaşa Balıkçı Barınağı’nda bulunan balıkçı arkadaşlarımız şu anki faaliyetlerini ağlarını tamir ederek geçiriyorlar. Allah nasip ederse birkaç güne kadar havaların durulmasıyla beraber istavrit balığı tutacağız, hamsi balığı tutacağız, lüfer balığı tutacağız. Vatandaşlarımız inşallah uygun ve taze balık yemeye devam edecekler. Yani şu anda dediğim gibi hamsi balığı var, istavrit balığı var, sardalya balığı var, kolyoz balığı var. Yani tabii denizin durumuna göre bizim tabii bildiğiniz gibi rastgele deriz biz. Yani o gün Cenabı Allah ne verirse belki 50 kasa, belki 100 kasa. Ama tabii geçen seneye göre bu sene biraz sıkıntılıyız. Havaların esmesiyle beraber mecburen balıkçı arkadaşlarımız faaliyetlerini bakım yaparak geçiriyorlar. Tabii havaların da biraz sert esmesiyle beraber bu sene biraz fazla dinlendik." Balıkçılar, havaların normale dönmesiyle birlikte yeniden denize açılmayı ve tezgahlara taze balık sunmayı umut ediyor.
Mersin Mersin’de suçla mücadele kararlılıkla sürüyor Mersin Valisi Atilla Toros başkanlığında, il genelinde güvenlik ve asayiş konularının ele alındığı Güvenlik ve Asayiş Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda; Mersin genelinde güvenlik ve asayişin sağlanmasına yönelik yürütülen çalışmalar, alınan tedbirler, suç ve suçlularla mücadele kapsamında gerçekleştirilen operasyonlar ile ilgili diğer hususlar değerlendirildi. Vali Toros, Mersin’in huzur ve güvenliğinin daim kılınması amacıyla emniyet, jandarma ve sahil güvenlik birimlerinin gece gündüz görev başında olduğunu vurguladı. Toplantıda, 15-21 Aralık tarihleri arasında il genelinde yürütülen çalışmalara ilişkin veriler de paylaşıldı. Bu kapsamda, söz konusu tarihler arasında çeşitli suçlardan kesinleşmiş hapis cezası bulunan ve aranan şahıslara yönelik operasyonlarda toplam 860 kişi yakalanarak adli mercilere teslim edildi. Trafik denetimleri kapsamında ise 126 bin 230 araç kontrol edildi, bin 616 araç trafikten men edildi, bin 69 ticari taksi denetimden geçirildi. ’Düzensiz Göç ile Mücadeleye Yönelik Huzur Uygulaması’ çerçevesinde yapılan çalışmalarda da bin 521 kişinin kimlik kontrolü yapıldı, 6 yabancı uyruklu şahıs, Düzensiz Göçmen Ön Kabul ve Sevk Merkezine gönderildi. Yetkililer, il genelinde huzur ve güven ortamının korunması amacıyla denetim ve uygulamaların kararlılıkla sürdürüleceğini bildirdi.