EKONOMİ - 13 Eylül 2024 Cuma 15:36

LOGISTECH’te lojistik sektörü ve geleceği konuşuldu

A
A
A
LOGISTECH’te lojistik sektörü ve geleceği konuşuldu

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen LOGISTECH-Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı, Fuar İzmir’de ziyaretçilerini ağırlıyor. Fuar kapsamında düzenlenen Başkanlar Oturumu’nda Türkiye’nin lojistik performansını ve aktarma merkezi olma gücünü artırması için lojistik altyapı yatırımlarının tamamlanması gerektiği vurgulandı.


İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 11- 13 Eylül tarihleri arasında İZFAŞ tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen LOGISTECH - Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı kapsamında İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mihri Çelik başkanlığında Başkanlar Oturumu yapıldı. Konuşmacılar, başta Kalkınma Yolu olmak üzere ülkemizi küresel taşımacılık koridorlarına bağlayacak projelerin önemine dikkat çekerken dijital teknoloji ve yeşil dönüşüm ile coğrafi avantajın lojistik fırsata çevrilebileceğini dile getirdi. Oturumda, Türk Hava Yolları (THY) Kargo Satış Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Erçelik ve İzmir Deniz Nakliyecileri Derneği (DND) Yönetim Kurulu Başkanı Şükriye Vardar konuşmacı olarak yer aldı.



“Hava kargoya olan talep arttı”


Pandemi sonrasında değişen tüketim alışkanlıkları ve e-ticaretin etkisiyle kargo taşımacılığına olan talebin arttığını dile getiren THY Kargo Satış Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, “E-ticaretin pandemiyle birlikte artması, hava kargo taşımacılığını canlandıran ana etmenlerden biri oldu. Özellikle son dakika teslimatlar ve hızla dönen stoklarla alakalı hava kargo hizmetlerine olan talep arttı. Türkiye’nin coğrafi konumu, tedarik akışında çok önemli role sahip. İstanbul Havalimanı, dünyanın en modern, önemli, en büyük hava merkezlerinden biri oldu. THY, dünyada en geniş uçuş ağına sahip havayolu. Bununla birlikte gelen imkanlar, kaliteli sunulan hizmetler, büyüyen kargo operasyonları ile Türkiye’nin dış ticaret kapasitesini artırma açısından çok ciddi bir kaldıraç rolünü oynuyoruz hep beraber” diye konuştu.



“Türkiye, hedeflediği yerin üstüne geçebilir”


Pandemi sürecinin küresel tedarik zincirlerindeki kırılma, yakından tedarik kavramı, lokal üretim süreçleri, Çin ve ABD arasında yaşananlar, Rusya -Ukrayna savaşı, Süveyş Kanalı olayı gibi gelişmelerin ülkemize yeni roller biçtiğini dile getiren UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, “İlk etapta pandeminin neden olduğu şartlarda Avrupa, Türkiye için çok önemli bir pazar ve küresel tedarik süreçlerinin kırılganlığı, Türkiye’ye önemli bir rol biçiyor. Bu rolde, Türkiye doğru hareket ederse buradan kazançlı çıkarız. Özellikle demiryolu tarafında yapılacak bazı yatırımları ve transit taşımacılığın teşvik edileceği, kolaylaştırılacağı mevzuat düzenlemeleri ile Türkiye, elde ettiği bu avantajlı pozisyonu hem ciddi anlamda nakde çevirebilir hem de bölgesel gücünü sağlamlaştırabilir. Türkiye, Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi’nde hedefine ve hatta hedeflediği yerin üstüne de geçebilir. Ülkemizin yıllık 250 milyar dolarlık bir ihracatı var. Lojistik olarak aldığımız pay da buna göre şekilleniyor. Türkiye ihracatını da kurgulamalı. İhracatta, katma değeri olan, teknolojik üretimi olan, dünyada kendi hedeflediği pazarda tedarik alternatifi anlamında kolay kolay müşterisinin farklı tedarik kanallara yönelemeyeceği kıymette ürünlere odaklanmamız çok önemli. Bu hizmet ihracatına da ciddi anlamda çarpan etkisi yapacaktır. Bunun için fırsatlarımız ve çalışmalarımız da var. Zaman içerisinde bunun meyvesini göreceğiz ama bu altyapı çalışmalarından kesinlikle geri adım atılmamalı” dedi.



“Dijital ve yeşil dönüşüm çok önemli”


TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Erçelik, limanların dijital ve yeşil dönüşümünün önemine değinerek, “Türkiye bir yarımada ülkesi, dolayısıyla kıyı anlamında oldukça zenginiz, ama bu kıyı yapımızda limanlar oldukça sınırlı. Her tarafta liman kurmada, ekonomik maliyet ve fayda ilişkisi sınırlı. Dijitalleşme burada devreye giriyor. Var olan limanları daha optimumum çalıştırmak lazım, rekabetçi olmak için. ‘Ne kadar da dijital bir ülkesiniz, harika yatırımlar var’ diye alkışlasınlar diye değil başka çaremiz olmadığı için yapmamız lazım. Lojistik bütünsel bir olay, karayolu deniz yolu, yük, yolcu, kruvaziyer, hava kargo ile bağlantımız var. Limanlara büyük rol düşüyor ve iki kat kapasite artışı olacaksa verimlilik bu yüzden çok önemli. Avrupa yeşil dönüşüm diyor. Sınırda karbon vergileri geliyor. Eğer doğru adımları atmazsak hep beraber vergilendirileceğiz. Önemli olan kaynak bulup bu dönüşümleri tamamlayıp bir adım öne geçmek. Dolayısıyla bizim gündemimiz dijitalleşme ve yeşil dönüşüm. Yapmazsak zorlu bir dönem bizi bekliyor” diye konuştu.



“Alsancak’ın şehrin dokusunda olan bir ticari liman kimliği var”


Alsancak Limanı’na da değinen Erçelik, “Alsancak Limanı’nı ne yapacağız, yük elleçlemeye devam edecek mi? Belirli bir yük kaybı var Alsancak Limanı’ndan Aliağa limanlarına doğru. Benim fikrim; Alsancak’ın şehrin dokusunda olan bir ticari liman kimliği var, onun devam ettirilmesi yönünde. O devam ederken ilave fırsatlar da çıkabilir. Umarım o da kısa vakitte nihayetlenir. Tamamının özelleştirmesi konuşuluyordu, şimdi kısmi, yarı yarıya bir özelleştirme üzerinde duruluyor. Ben kamunun da elini çekmemesinin doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü özel sektör limanları da kendisine bir kutup yıldızı arıyor. Dünyada liman işletmeleri kamunun yatırım yaptığı sonrasında bir kullanım sözleşmelerini ihale ettiği bir düzende işletiliyor. Türkiye’de ise özel sektör eliyle yapılıyor. Dolayısıyla bir hizalama için de kamu elinin bu iş nasıl yapılırı gösterdiği bir şeylerin olmasının faydalı olduğunu, kendi güzelliğimizi görmek için referansa da ihtiyacımızın olduğunu, karşılıklı etkileşimle daha iyi bir yere geleceğini görüyorum” dedi.



“Kısa sürede çok şey yaşadık”


DND Yönetim Kurulu Başkanı Şükriye Vardar da “Türkiye limanları dünya ile rekabet edilebilecek seviyede. İlk 100’de dört limanımız var. Bizim kalite konusunda sıkıntımız yok. Kapasite ve verimliliği artırmak, daha büyük gemiler için derin su hattı inşa etmek, demiryolu, karayolu ve iç suyolu bağlantıları kritik önem taşıyor” şeklinde konuştu.



LOGISTECH’te lojistik sektörü ve geleceği konuşuldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ayhan Bora Kaplan’dan rüşvet aldığı iddia edilen polisler hakim karşısına çıktı Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nde dönemin organize suçlardan sorumlu emniyet müdür yardımcısı olarak görev yapan 1. Sınıf Emniyet Müdürü Alp Aslan, Ankara Asayiş Şubeden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Oben Özay ile suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Ayhan Bora Kaplan’ın da aralarında bulunduğu 4’ü polis 5 kişinin “rüşvet” ve “mal varlığı bildirilmesi kanununa muhalefet” suçlarından yargılanmasına başlandı. Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Ercan Karagöz, Alp Arslan, Oben Özay ve Serdar Coşkun katılırken, bu dosya kapsamında tutuksuz olan ancak hakkında silahlı suç örgütü kurduğuna yönelik açılan davada tutuklu yargılanan Ayhan Bora Kaplan, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya katılacağı gerekçesiyle mazeret sunarak duruşmaya katılmadı. Sanıkların kimlik tespitinin ardından mahkeme başkanı, sanıkların dinleneceğini belirterek tutuksuz sanık Alp Arslan’a söz verdi. Banka hesabındaki para transferleri hakkında konuşan Arslan, “Para transferi olmuş bu kişilerin neredeyse tamamı arkadaşım ya da akrabalık bağım olan insanlardır. Özellikle 3 kişiden bahsedilmiştir. Mazlum Görgü, Levent Yılmaz arkadaşımdır. Bahsettiği işlemler trafikte kavga, basit bir yaralama. Yine bir işlemden bahsedilmiş; o da kavga, basit bir yaralama. Silah satmışım onun işlemi. Bunun cevabı bu efendim; ticari işlemlerdir” dedi. "Otele nakit para göndermemiz gerekiyordu, borç aldım" Para transferlerinin alacak-verecek meselesi olduğunu iddia eden Arslan, “Ben Vedat’tan borç aldım. Tatilde otele nakit para göndermemiz gerekiyordu, eşimle beraber gidecektik. Param yoktu, borç aldım, bir gün sonra maaşım yattı, onu ödemiş. Bu niye dikkat çekmiş, onu da anlamış değilim” ifadelerini kullandı. Mal varlığını hiçbir zaman gizlemediğini, aksine mal beyanında bulunduğunu söyleyen Arslan, meslek hayatı boyunca herhangi bir haksız menfaat sağlamadığını söyledi. Sanık Arslan’ın savunmasının ardından mahkeme başkanının söz vermesi üzerine konuşan Oben Özay, “Yapılan tüm incelemelerde de belirtmiştim ki mal varlığım; bir tane oturduğumuz evim, eşim adına kayıtlı 2015 model BMW markalı araç, 2013 yılında gönderdiğim 600 bin lira nakit paradan ibarettir” dedi. Özay, F.A.’yı yaklaşık 10 süreyi aşkın süredir tanıdığını, kendisiyle kardeşlik, dostluk safhasında bir ilişkisi olduğunu ifade ederek, "Maaş hesabıma ve borsa işi ile uğraştığım için açtığım maaşımı aldığım iki hesabıma 570 bin lira para gönderdiği doğrudur. Bunun 170 bin lirası silah karşılığı, diğer kalan 400 bin lira para da 2019-2023 senesi arasında mühendislik okuyan ikiz oğullarım adına kullandığım para. F.A. aramızdaki dostluk ilişkisine bağlı bu 400 bin lirayı aralıklarla göndermiştir.” "Benim suça karışmamla ilgili hiçbir şey yoktur" Söz alan tutuksuz sanık Serdar Coşkun, ticaret yaptığını ve olaylardan ötürü ticaretinin engellendiğini söyleyerek, "Benim suça karışmamla ilgili hiçbir şey yoktur. MASAK raporlarında 2023 ve 2024 yılında hesabıma yüklü paraların girdiğini söylüyorlar. Emekli olmak için ne kadar beklemeliyim efendim. Baktım, dava yok. Aklandığımı düşündüğüm için şirket ortağı oldum ve kendi üzerimden işlem yapabiliyorum” dedi. Tutuksuz sanık Ercan Karagöz ise, “Gizli tanık Serdar Sertçelik ifadeleriyle soruşturmaya dahil edildim. Serteçelik’in de ifadelerini nasıl verdiğini basında gördük ve aynı mahkemede de yargılanıyorlar" diye konuştu. Sanık ifadelerinin ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanıkların mal varlığı üzerinde bulunan tedbir kararlarını kaldırmazken, başka dosyadan tutuklu bulunan Bora Kaplan’ın duruşmada dinlenilmesine hükmetti. Duruşma 20 Aralık’a ertelendi. Dava hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma çerçevesinde Ankara Emniyeti’nde Organize Suçlarla Mücadele Şubesinden sorumlu eski İl Emniyet Müdür Yardımcısı Alp Arslan, eski Ankara Asayiş Şube Müdürü Oben Özay, Başkomiser Ercan Karagöz ve polis Serdar Coşkun’un “mali profili ile uyumsuz şekilde banka hesaplarına yüksek tutarlarda para yatırıldığı” tespit edilmişti. Müdürler hakkında hazırlanan iddianamede, Ayhan Bora Kaplan’ın ifadeleri ve telefon kayıtları ile mali profiller de delil olarak yer almıştı. Sanıklar Aslan ve Özay’ın mal varlığı bildirilmesi kanununa muhalefet suçundan 5 yıla kadar hapis ve 10 milyon liraya kadar para cezası ile cezalandırılması talep edilen iddianamede, Aslan için ayrıca rüşvet suçundan da 12 yıl hapis talebinde bulunulmuştu. Ayrıca her iki emniyet müdürünün de “ömür boyu kamu hizmetinden men edilmesi” talep edilmişti. Öte yandan şüpheliler hakkında “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” iddiasından ayrıca soruşturma yürütüldüğü ve bu kapsamda “mal varlıklarına el koyma kararı talebinde bulunulduğu” belirtildi.
İstanbul Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, savcının tehdit edilmesiyle ilgili soruşturma başlattı: 9 gözaltı İstanbul, Çorlu ve Tekirdağ’da gereksiz yere özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalden öldüğü iddiasına ilişkin soruşturmayı yürüten savcı tehdit edildi. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, savcının tehdit edilmesiyle ilgili soruşturma başlatıldığını, 9 şüphelinin gözaltına alındığını açıkladı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalden öldüğü iddiasına ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Y.E’nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturma başlattı. Konuya ilişkin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, "Birkaç özel hastanenin bebek yoğun bakım üniteleriyle ilgili soruşturma yürüten Cumhuriyet Savcısı Y.E’ye telefon ile ulaşan Avukat A.A.’nın soruşturma ile ilgili tehdit içerikli konuşması üzerine, Başsavcılığımız derhal soruşturma başlatmıştır. Teknik ve fiziki takip ile yasal dinlemelerde elde edilen kayıtlarından yola çıkarak şüpheliler tespit edilmiş, yakalama kararları uyarınca 9 şüpheli gözaltına alınmış, 1 kişi hakkında da yakalama çalışmaları devam etmektedir. Soruşturma kapsamında ayrıca biri ruhsatlı, biri ruhsatsız olmak üzere iki tabanca ele geçirilmiştir" denildi.
Kocaeli Kocaelispor’da oyuncular rotayı Ümraniyespor maçına çevirdi TFF 1. Lig’in 9. haftasında evinde Ümraniyespor’u ağırlayacak lider Kocaelispor hazırlıklarını sürdürüyor. Yeşil-siyahlı takımın tecrübeli oyuncuları Caner Osmanpaşa ile Oğulcan Çağlayan basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. TFF 1. Lig’in 9. haftasında evinde Ümraniyespor’u ağırlayacak lider Kocaelispor çalışmalarını Körfez Brunga tesislerinde sürdürürken, tecrübeli futbolcular Caner Osmanpaşa ile Oğulcan Çağlayan basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İki rakip olarak birbirlerini iyi tanıdıklarını söyleyen Osmanpaşa, “İki takım birbirine yabancı değil. Ancak takım olarak birbirimize daha iyi adapte olmamız gerekiyor. Rakibimiz deplasmanda olduğu için baskı altında kalacaklar ve savunmada oynayacaklar. Bu da bizim açımızdan zorlayıcı olabilir. Bundan sonra umarım burada puan kaybetmeyiz. İlerleyen haftalarda puan farkını açarak üst sıralara çıkmak istiyoruz, ama şu an bunun için erken. Takımımıza destek olmamız gerekiyor. Özgüvenli olmamız için taraftarımızdan destek bekliyorum. Geçen hafta kötü bir performans sergiledik ama toparlamayı başardık. Taraftarlarımızdan tüm takıma destek vermelerini rica ediyorum” dedi. Geçtiğimiz hafta oynanan İstanbulspor maçını değerlendiren Oğulcan Çağlayan ise, “İstanbulspor maçına çok iyi hazırlanmıştık ve her şey planladığımız gibi gitti. Antrenmanlarda çalıştığımız pozisyonları sahada doğru futbolla ve ataklarla değerlendirerek iyi bir sonuç elde ettik. Taraftarımızı ve camiamızı mutlu ettiğimiz için çok sevinçliyim. Uzun bir aradan sonra liderliğe ulaştık. İnşallah sezon sonuna kadar birinci sırada kalıp 15 yıllık özleme son vermek istiyoruz. Hocama bana olan güveni için teşekkür ediyorum. Kart cezalısı olduğum için iki hafta takımdan ayrı kaldım. Cezam biter bitmez beni ilk 11’e aldı. Bu benim için çok önemliydi. İnşallah bu performansımı gol ve asistlerle süslerim. Takım olarak çok iyi bir ortamımız ve arkadaş grubumuz var” diye konuştu. Taraftarlardan, tüm oyuncuların arkasında olmalarını isteyen Çağlayan, Sahada oynayan ya da oynamayan tüm futbolcular üst düzey. Futbolun doğasında, oyunculara zaman zaman tepkiler olabiliyor. Ancak hepimizin hedefi bu takımı Süper Lig’e çıkarmak. Lütfen sahada ve saha dışında sadece bize destek vererek yardımcı olun. Aksi türlüsü kimseye bir şey kazandırmaz. Ümraniyespor maçı hakkında çok pozitifim. Çünkü takım olarak herkesin özgüveni yerinde. Maç gününe kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve galibiyet alarak farkı açmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz hafta oyundan çıkarılmasına gösterdiği tepkiyle ilgili sorulara ise Oğulcan, “Oyuncu olarak, iki haftadır oynamadığım ve takıma katkı sağlamak istediğim için oyundan çıkmak istemedim. Ancak hocamız maç eksiğim olduğunu gördü ve yorulmaya başladığımı fark etti. Bu yüzden beni oyundan çıkardı. Bu son derece doğal bir durum. Onun kararlarına her zaman saygı duyuyorum” şeklinde konuştu.