SAĞLIK - 14 Aralık 2025 Pazar 10:14

Nöroblastom 2025 Sempozyumu Çeşme’de gerçekleşti

A
A
A
Nöroblastom 2025 Sempozyumu Çeşme’de gerçekleşti

Türkiye’nin dört bir yanından çocuk onkolojisi uzmanlarını bir araya getiren "Nöroblastom 2025 Sempozyumu", İzmir Çeşme’de gerçekleştirildi. Prof. Dr. Hatice Nur Olgun, Nöroblastom protokollerinin uygulanmasından önce yüksek riskli grupta beş yıllık sağkalım oranlarının yüzde 6-8 seviyelerinde olduğunu, 2020 Protokolü ile bu oranın yüzde 65’e yükseldiğini söyledi.


Acıbadem Kent Hastanesi ev sahipliğinde, Türk Pediatrik Onkoloji Grubu (TPOG) ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği İzmir Şubesi iş birliğiyle Çeşme Ilıca Otel’de gerçekleştirilen toplantının ana gündemi, çocukluk çağı Nöroblastom tedavisinde standartları güncellemeyi hedefleyen TPOG Nöroblastom 2026 Protokolü oldu. Sempozyum başkanlığını yürüten Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi Pediatrik Onkoloji Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Hatice Nur Olgun, yeni protokolün Türkiye genelindeki pediatrik onkoloji uzmanlarının katkılarıyla oluşturulduğunu belirterek, çalışmanın tedavi yanıtlarının daha hassas değerlendirilmesini ve özellikle yüksek riskli hastalarda sağkalım oranlarının artırılmasını amaçladığını söyledi. İstatistiki bilgi veren Prof. Dr. Olgun, Türkiye’de çocukluk çağı kanserlerinin tüm kanserlerin yüzde 2-3’ünü oluşturduğuna dikkat çekti. Her yıl yaklaşık 3.000-4.000 çocuğa yeni kanser tanısı konduğunu kaydeden Olgun, Nöroblastomun "çocuk onkolojisinin en kötü seyirli tümörlerinden biri" olduğunu, hastaların çoğunun sinsi ilerleyiş nedeniyle ileri evrede tanı aldığını aktardı.



2020 protokolüyle ile gelen tedavi başarısı


Nöroblastom protokollerinin uygulanmasından önce yüksek riskli grupta beş yıllık sağkalım oranlarının yüzde 6-8 seviyelerinde olduğunu, 2020 Protokolü ile bu oranın yüzde 65’e yükseldiğini söyleyen Prof. Dr. Olgun, "Bu başarının, ülkemizde yürütülen çok merkezli iş birliği, standart tedavi yaklaşımlarının benimsenmesi ve ortak veri paylaşım kültürünün güçlenmesiyle elde ediliyor. Yeni protokolün her aşaması ortak akılla ve gönülden katkılarla şekilleniyor. Her paylaşım, her öneri, bir çocuğun yaşamına dokunuyor. Bu birliktelik, ülkemizde çocukluk çağı kanserlerinde elde ettiğimiz ilerlemenin en değerli göstergesidir." dedi.



33 yıllık birikimin sonuçları


Türkiye’nin SIOPEN (Avrupa Pediatrik Onkoloji Nöroblastom Grubu) temsilcisi de olan Prof. Dr. Olgun, 33 yıl önce Ege Bölgesi’ndeki dört hastaneyle başlayan Nöroblastom protokolü çalışmalarının bugün ulusal düzeyde tedavi standardının temelini oluşturduğunu ifade etti. Olgun, Nöroblastom protokollerinin uygulanmasından önce yüksek riskli grupta beş yıllık sağkalım oranlarının yüzde 10’u bile bulmadığını, TPOG Nöroblastom 2020 Protokolü ile bu oranın 65’e ulaştığını kaydetti. Olgun, bu başarının, çok merkezli iş birliği, tedavi yaklaşımlarının standardizasyonu ve ortak veri paylaşımının güçlenmesiyle sağlandığını ifade ederken, "Yeni protokollerde moleküler genetik incelemeler, immünoterapi ve hedefe yönelik tedavilerin yer alması, sağkalım oranlarının uluslararası düzeylere ulaşmasında kritik rol oynayacak." ifadelerini kullandı.



İki gün süren sempozyum boyunca klinik araştırmalardan cerrahi yaklaşımlara, radyolojik ve moleküler tanı yöntemlerinden relaps ve refrakter hastalık tedavilerine kadar geniş bir yelpazede sunumlar yapıldı. Akademisyenler, hekimler, hemşireler ve araştırmacılar, Nöroblastom’un tanı ve tedavi süreçlerini geliştirmek için bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Türkiye’de çocukluk çağı kanserlerinin tedavisinde ulusal iş birliği ve bilimsel dayanışmanın önemini bir kez daha ortaya koyan toplantının kapanışında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Olgun, "Her katkı, bir çocuğun yaşamına umut katıyor. Yeni protokolün her aşaması ortak akılla şekilleniyor. Bu birliktelik, çocukluk çağı kanserlerinde elde ettiğimiz ilerlemenin en değerli göstergesi" diye ekledi.



Nöroblastom 2025 Sempozyumu Çeşme’de gerçekleşti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Şahinbey Belediyesi’nin ev sahipliğini yaptığı Türkiye Güreş Şampiyonası sona erdi Şahinbey Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Büyükler Türkiye Güreş Şampiyonası, 5 gün süren heyecan dolu müsabakaların ardından sona erdi. Türkiye Güreş Federasyonu, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve Şahinbey Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen Büyükler Türkiye Güreş Şampiyonası 907 sporcunun katılımı ile gerçekleşti. 8-12 Aralık tarihleri arasında düzenlenen Büyükler Türkiye Güreş Şampiyonası’nda 60’dan fazla şehirden gelen 200’den fazla kulüp 907 sporcu katıldı. Beş gün süren karşılaşmalarda izleyenlere büyük heyecan yaşatan sporcular, Türk güreşinin gücünü ve potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi. Müsabakalar boyunca fair-play ruhu ön planda olurken, tribünleri dolduran güreş severler de sporculara yoğun ilgi gösterdi. Dereceye giren sporcular Serbest stilde 57 kiloda Yusuf Demir, 61 kiloda Emrah Ormanoğlu, 65 kiloda Ahmet Duman, 70 kiloda Abdullah Toprak, 74 kiloda Ömer Faruk Çayır, 79 kiloda Okan Tahtacı, 86 kiloda Osman Göçen, 92 kiloda Fatih Altunbaş, 97 kiloda Emirhan Kılıç, 125 kiloda Feyzullah Aktürk, birinci oldu. Grekoromen stilde 55 kiloda Muhammet Emin Çakır, 60 kiloda Ekrem Öztürk, 63 kiloda Enes Başar, 67 kiloda Murat Fırat, 72 kiloda Muhammed Ali Göçmen, 77 kiloda Yunus Emre Başar, 82 kiloda Yüksel Sarıçiçek, 87 kiloda Doğan Kaya, 97 kiloda Beytullah Kayışdağ, 130 kiloda Fatih Bozkurt, birinciliği elde etti. Kadınlarda 50 kiloda Zehra Demirhan, 53 kiloda Zeynep Yetgil, 55 kiloda Tuba Demir, 57 kiloda Elvira Süleyman, 59 kiloda Bediha Gün, 62 kiloda Sevim Akbaş, 65 kiloda Beyza Nur Akkuş, 68 kiloda Ayşe Erkan, 72 kiloda Derya Nur Karaduman, 76 kiloda Elmira Yasin, kürsünün en üst basamağında yer aldı. Organizasyonun sonunda dereceye giren sporculara madalya ve kupaları düzenlenen törenle takdim edildi. Şampiyona, hem sportif kalitesi hem de katılım yoğunluğu ile son yılların en kapsamlı Büyükler Türkiye Güreş Şampiyonalarından biri olarak değerlendirildi.
İstanbul Suç makinesi kadın daha fazla kaçamadı: Hırsızlık anları kameraya yansıdı Büyükçekmece ve Esenyurt’ta çok sayıda hırsızlık olayını gerçekleştiren suç makinesi kadın, güvenlik kameralarına yakalanınca yakayı ele verdi. Büyükçekmece’deki özel hastaneden bir görevlinin 10 bin lirasını ve çantasını, bir lokantadan ise sandalyede asılı duran içinde 55 bin lira değerinde altın ve 20 bin lira paranın olduğu çantayı çalan hırsızın, "İşyerinden ve kurumdan hırsızlık", "kasten yaralama", "göçmen kaçakçılığı", "çocuğun kaçırılması, alıkonulması" gibi suçlarından sabıka kaydı olduğu ortaya çıktı. Büyükçekmece ve Esenyurt’ta çok sayıda hırsızlık olayını gerçekleştiren kadın önce güvenlik kameralarına ardından polis ekiplerine yakalandı. 9 Ağustos’ta Büyükçekmece’deki özel hastaneye müşteri gibi giren kadın, bir görevlinin 10 bin lirasını ve çantasını çaldı. 11 Aralık’ta ise bir lokantaya giren kadın, sandalyede asılı duran içinde 55 bin lira değerinde altın ve 20 bin lira paranın olduğu çantayı da çalarak uzaklaştı. Hırsızlık olaylarının ardından polis ekipleri güvenlik kamerası görüntülerini inceledi. Görüntülerden şüphelinin kimliği belirlendi. Şüphelinin Semra H.B. (37) olduğu belirlendi. Şüphelinin "İşyerinden ve kurumdan hırsızlık", "açıktan hırsızlık", "kasten yaralama", "hakaret", "tehdit", "göçmen kaçakçılığı", "çocuğun kaçırılması, alıkonulması" suçlarından sabıka kaydı olduğu tespit edildi. Polis ekipleri şüphelinin Silivri’deki adresine baskın yaptı. Operasyonda Semra H.B. yakalanarak gözaltına alındı. Öte yandan, hırsızın Esenyurt’taki bir zincir marketten 2 bin 400 liralık ürün çaldığı ve yine Esenyurt’ta bir telefon bayisinden 750 lira değerinde hoparlör çaldığı ortaya çıktı. Hırsızlık anları ise kameraya yansıdı. Suç makinesi kadının adliyeye sevk edildiği öğrenildi.