GENEL - 16 Şubat 2021 Salı 09:28

Otoriter ebeveyn tutumları çocukta özgüven problemi oluşturuyor

A
A
A
Otoriter ebeveyn tutumları çocukta özgüven problemi oluşturuyor

Anne ve babaların tutumlarının çocuklarının üzerinde etkisi olduğunu ifade eden Radikal Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Büşra Arslan, "En çok rastlanan ebeveyn tutumlardan biri otoriter ve baskıcı anne baba tutumudur.

Anne ve babaların tutumlarının çocuklarının üzerinde etkisi olduğunu ifade eden Radikal Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Büşra Arslan, "En çok rastlanan ebeveyn tutumlardan biri otoriter ve baskıcı anne baba tutumudur. Bu aile yapısında çocuk kararlara ve kurallara uymakla yükümlüdür. Çocuğun hayatıyla ilgili kararların tamamını anne babası verir. Dolayısıyla çocuk tek başına karar veremez hale gelir. Bu durum çocukta özgüven problemini ortaya çıkarır" dedi.


Radikal Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Büşra Arslan, anne ve babaların tutumlarının çocuklar üzerindeki etkisini anlattı. Arslan, otoriter ebeveyn tutumlarının çocuklarda özgüven problemi oluşturduğuna dikkat çekti. Aşırı hoşgörülü anne-baba tutumlarının da çocuklar üzerinde olumsuz etki oluşturacağını söyleyen Büşra Arslan, bu tutumun da çocukları kibirli bir kişiliğe yönlendirdiğinden söz etti.



"Çocuk tek başına karar veremez hale gelir"


Aşırı otoriter anne-baba tutumlarının çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini aktaran Büşra Arslan, "Her toplum kendi içinde birçok aile yapısını oluşturur. Her çocuğun yetiştirilme şekli farklıdır. Çocuğun karakterini belirleyen önemli faktörlerin başında anne babanın davranış şekli gelir. Nedir peki bu davranış şekilleri, nasıl belirler çocukların kişiliklerini? Çocuk doğup dünyaya gözlerini açtığında etrafında gördüğü kişiler genellikle anne ve babasıdır. Çocuğun karakteristik özelliklerinin neredeyse çoğunun tamamlandığı 7 yaşına kadarki olan süreçte en fazla zaman geçirdiği, rol model aldığı, hayatı öğrendiği, doğruyu gördüğü kişiler de ebeveynleridir. Kişinin başarısı, mutluluğu, sorumluluk sahibi olması, problemleri çözme yeteneği ve şekli, insan ilişkileri yüksek oranda aile yapısıyla ilgilidir. Kısacası bir çocuğun yetişkin olup kendi ailesini kurduğunda kendi çocuğuna gösterdiği davranış bile anne-babasının ona sergilediği tutumlarla doğrudan ilişkilidir. Peki bu tutumlar nelerdir? En çok rastlanan ebeveyn tutumlardan biri otoriter ve baskıcı anne baba tutumudur. Bu aile yapısında çocuk kararlara ve kurallara uymakla yükümlüdür. Anne baba ile çocuk arasında görünmez bir duvar olmakla birlikte duygusallık olabildiğince devre dışıdır. Ebeveyn çoğu zaman cezalandırma yöntemini kullanır. Çocuğun hayatıyla ilgili kararların tamamını anne babası verir. Dolayısıyla çocuk tek başına karar veremez hale gelir. Bu durum çocukta özgüven problemini ortaya çıkarır" diye konuştu.



Aşırı hoşgörülü olmakta olumsuz durum oluşturuyor


Tıpkı aşırı otoriterlik gibi aşırı hoşgörülü ebeveyn olmanın da çocukları olumsuz etkileyeceğini dile getiren Radikal Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Büşra Arslan, "Karşımıza çıkan bir diğer tutum ise aşırı hoşgörülü anne baba tutumudur. Gösterilen bu tutum otoriter tutumunun ters örneğidir. Burada anne ve baba kararları çocuğa göre verir. Ailede çocuk etkindir. Çocuk istediği şekilde davranmakta özgürdür. Seçimlerini kendi yapar, sınırlama veya cezalandırma yoktur. Bu davranış türü ilk bakıldığı zaman ideal bir tutum olarak görülse de öyle değildir. Çocuk aşırı hoşgörülü olan anne ve babasına karşı kendini çoğu zaman yalnız hissetmektedir. Ailesinin ona olan hoşgörüsünü değersizlik olarak içselleştirebilir, yetişkin hayatında da bunun getirdiği olumsuz özellikleri taşıyabilir. Bu tutumla büyüyen birey; etrafında başka birine ihtiyaç duymayarak ve istediği her şeyi elde edebileceğine inanarak hayatına devam eder. Buda kibirli bir kişilik özelliğini oluşturur" dedi.



"Benimseyeceğimiz tutum ’hoşgörülü ve güven verici anne-baba tutumu’ olmalıdır"


"Ebeveynler olarak bizler olumlu davranış biçimini ortaya çıkarmak istiyorsak benimseyeceğimiz tutum ’hoşgörülü ve güven verici anne-baba tutumu’ olmalıdır" diyen Büşra Arslan, çocuklara karşı nasıl bir rol-model olmak konusunda ebeveynlere şu uyarılarda bulundu:


"Çocuklar anne babalar için hayattaki en değerli varlıktır. Hiçbir anne baba evladına zarar gelmesini istemez, onları olabilecek kötü durumlardan korumak için uğraşır. Aşırı koruyucu anne baba tutumu geliştiren ebeveynlerde bu durum yaşam şekline dönüşür. Çocuğun ödevini dahi anne baba yapar. Çocuğa fırsat tanınmaz, sürekli kontrol altında tutulur. Çocuğun kimlerle arkadaşlık yapacağına, nerede ne kadar vakit geçireceğine bile ebeveyn karar verir. Otoriter ve baskıcı anne baba tutumundan bir farkı ise duyguların ön planda olmasıdır. Ebeveyn çocuğu olumsuzluklardan, kötü kararlardan uzak tutmak ister. Çocuk düşeceği sırada anne veya babasının onu tutacağını bilir. Bu aile yapısı içerisinde yetiştirilen bireyler ise ikili ilişkilerinde genellikle problem yaşamakta, anne ve babasından gördüğü davranış biçimini başkalarından da beklemektedir. Yukarıda açıkladığımız ve örneklendirdiğimiz aile tutumları görüldüğü gibi olumsuz davranış biçimlerine neden olmaktadır. Ebeveynler olarak bizler olumlu davranış biçimini ortaya çıkarmak istiyorsak benimseyeceğimiz tutum hoşgörülü ve güven verici anne-baba tutumu olmalıdır. Hoşgörülü ve güven verici anne baba tutumu, çocuklarımızın üzerinde olumlu etkiler oluşturabileceğimiz bir davranış tutumudur. Ebeveyn çocuğun her koşulda yanındadır. Çocuk kendi hayatıyla ilgili kararlarını verirken anne-baba çocuğun yanında ona hem yol gösteren hem de çocuğun kararlarını destekleyen tutum sergiler. Çocuk anne babasından aldığı güvenle etrafına olumlu tepkilerde bulunup sağlıklı ilişkiler geliştirir. Özgüven bilinci aşılanmıştır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli İtfaiyesi, AFAD’ın en üst düzey arama kurtarma akreditasyonunu aldı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, kapsamlı hazırlık ve tatbikatların ardından AFAD’ın ağır seviye arama kurtarma akreditasyonunu kazanarak afetlere karşı tam donanımlı hale geldi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, uzun süreli hazırlıklar ve kapsamlı saha çalışmaları sonucunda AFAD’ın uluslararası standartlardaki en zor seviyesi olan "Kentsel Arama Kurtarma Ağır Seviye Ekip" Akreditasyon sınavını başarıyla tamamladı. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, zorlu süreci tamamlayarak iki ayrı enkaz alanında 10 gün boyunca kesintisiz görev yapabilme kapasitesine sahip ağır seviye akredite ekipler arasına girdi. AFAD standartlarında en üst yeterlilik seviyesi AFAD’ın uluslararası akreditasyon kuralları doğrultusunda oluşturduğu sistem kapsamında, Türkiye genelindeki arama kurtarma ekipleri ortak bir operasyon dili ve koordinasyon anlayışıyla sınava tabi tutuluyor. Ekipler; hafif, orta ve ağır olmak üzere üç seviyede sınıflandırılırken, ağır seviye akreditasyon arama kurtarma alanında ulaşılabilecek en üst yeterlilik olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, bu zorlu akreditasyon testine katılarak, yetkinliğini ve başarısını bir üst seviyeye taşıdı. Tüm birimler sürece tam destek verdi Akreditasyon sürecinde büyükşehir belediyesinin ilgili tüm birimleri koordinasyon içerisinde görev aldı. Buna göre Afet İşleri ve Risk Yönetimi Dairesi Başkanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve Antikkapı Hızır 41 ekipleri süreç boyunca tüm imkanları ile destek verdi. Ana kamp alanı kuruldu Akreditasyon kapsamında oluşturulan ana kamp alanında ekiplerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kapsamlı bir kamp altyapısı kuruldu. Ana kamp alanında; yönetim ve haberleşme çadırları, sanitasyon ve arındırma alanları, banyo ve tuvaletler, 120 kişilik barınma alanı, yemekhane ve dinlenme alanları, arama kurtarma köpeği alanı ve köpek tedavi ünitesi, sağlık alanı ve bulaşıcı hastalık izolasyon bölgesi ve çay ocağı yer aldı. Gerçeği aratmayan zorlu saha uygulamaları Sahada gerçekleştirilen uygulamalarda ekiplerin teknik kapasitesi ve koordinasyon kabiliyeti test edildi. Gerçeği aratmayan zorlu saha çalışmaları kapsamında; 5 tonluk enkaz kütleleri domuz damı yöntemiyle kaldırılarak vinçle taşındı. Beton, çelik ve ahşap elemanları kesim yapılarak kontrollü şekilde ayrıldı. Oksijen-asetilen ile sıcak kesim uygulamaları yapıldı. İple erişim teknikleri kullanılarak yatay ve dikey kazazede tahliyeleri gerçekleştirildi. Temiz ve kirli çalışma yöntemleriyle beton kütlelerde enkaza giriş boşlukları 60x60 ölçülerinde açıldı. Güvenli çalışma için ahşap tahkimat ve destekleme yöntemleri uygulandı. Yaslama, kapı, pencere ve eğik tavan tahkimatları ile t-spot tahkimat uygulamaları başarıyla tamamlandı. Tüm bu zorlu aşamaları başarıyla tamamlayan ekipler AFAD’ın en üst yeterlilik seviyesine ulaştı. Büyükşehir afetlere karşı güçlü ve hazır Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimlerinin birbirleriyle koordine şekilde yürüttüğü bu süreç, Kocaeli’nin ağır seviye arama kurtarma kapasitesini güçlendirirken, afetlere karşı kurumsal hazırlık ve müdahale seviyesini en üst noktaya taşıdı. Türkiye’de afetlere karşı güçlü ve her daim hazır bir kent olarak bilinen Kocaeli, büyükşehir ekipleri sayesinde bu niteliğini bir kez daha ortaya koydu.
İstanbul İleri yaş grubuna uygulamalı spor aktivitesi Yakın Doğu Üniversitesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, egzersizin sağlıklı yaş alma sürecindeki kritik rolü bilimsel veriler ve uygulamalı çalışmalarla ele alındı. Sağlıklı yaş alma sürecine bütüncül bir bakış sunmak amacıyla düzenlenen "Sağlıklı Yaş Alma Yolculuğunda Egzersiz" etkinliği, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğinde, Lefkoşa Türk Belediyesi ev sahipliğinde Merkez Lefkoşa’da gerçekleştirildi. Akademisyenler ve uzmanların katılımıyla düzenlenen etkinlikte, egzersizin yaşlanma sürecindeki önemi teorik bilgiler ve uygulamalı çalışmalar eşliğinde ele alındı. Egzersiz yaşlanma sürecini yavaşlatıyor Etkinlik, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adile Öniz Özgören ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins’in açılış konuşmalarıyla başladı. Konuşmalarda, artan yaşlı nüfusla birlikte sağlıklı yaş alma kavramının giderek daha fazla önem kazandığı vurgulandı. Prof. Dr. Adile Öniz Özgören, sağlıklı yaş almanın yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve sosyal boyutları da kapsadığını belirterek "Sağlıklı yaş almak; bedeni, zihni ve ruhu birlikte koruyabilmekten geçer. Doğru yaklaşımlar benimsendiğinde ileri yaşlar daha üretken ve anlamlı bir yaşam dönemine dönüşebilir" dedi. Beslenmenin sağlıklı yaş alma sürecindeki rolüne de değinen Prof. Dr. Özgören, dengeli ve bilinçli beslenmenin kronik hastalık riskini azaltmada belirleyici olduğunu vurguladı. Akdeniz diyetinin yaşlılık döneminde en uygun beslenme modellerinden biri olduğunu ifade eden Özgören, düzenli ve basit egzersizlerin kas-iskelet sistemi sağlığını koruduğunu ve yaşam kalitesini artırdığını söyledi. Kas gücü bağımsız yaşamın anahtarı İnsan ömrünün uzadığını ancak bu uzamanın büyük ölçüde yaşlılık döneminde gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Hatice Jenkins, bu sürecin sağlıklı geçirilmesinin bilinçli tercihlere bağlı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Hatice Jenkins, "Ne kadar yaşadığımızdan çok, uzayan bu yılları nasıl yaşadığımız önemlidir. Yaş aldıkça kaslarımızı nasıl çalıştıracağımızı bilmek hayati önem taşıyor. Kas gücünün korunması, bireyin bağımsızlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiler" diye konuştu. Son 30 yılda insan ömrünün ortalama 10 yıl uzadığına dikkat çeken Jenkins, gerçekleştirilen etkinliğin temel amacının, bireylerin yaşlanma sürecini daha sağlıklı ve aktif geçirebilmeleri konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu belirtti. Teorik bilgiler uygulamayla desteklendi Etkinlik kapsamında, Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği Genel Sekreteri ve Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyesi Uzm. Fzt. Yelda Kıngır, "Kas-iskelet sistemi yaşa bağlı emekli olur mu?" başlıklı sunumunda, yaşlanmayla birlikte kas ve iskelet sisteminde meydana gelen fizyolojik değişimleri bilimsel veriler ışığında değerlendirdi. Kıngır, düzenli ve doğru egzersizin hareketsizliğin olumsuz etkilerini azalttığını ve fonksiyonel bağımsızlığın korunmasında kritik rol oynadığını vurguladı. Etkinliğin uygulamalı bölümünde ise Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Fzt. Nima Jabri, "Aktif Yaş Almada Egzersiz" başlığı altında katılımcılarla birlikte grup egzersizleri gerçekleştirdi. Jabri, ileri yaş bireyler için güvenli ve etkili egzersizlerin nasıl planlanması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi.
Düzce Düzce itfaiyesi 700 yangına müdahale etti Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü 2025 yılı boyunca bildirilen 1700 ihbarın 857 adedi için ekip yönlendirdi, 700 yangına müdahale etti. İtfaiye Müdürlüğü bir yıl boyunca yürüttüğü çalışmaların içeriği hakkında bilgi verdi. Ekipler toplamda bin 700 çağrıyı yanıtladı. Acil durumlara müdahale süreci kapsamında toplam 857 yangın ihbarına ekip yönlendirilirken bu ihbarlardan bina, atölye, motorlu araç, depo ile ormanlık alandan oluşan 696 adedi fiilen söndürüldü. Ayrıca 2025 yılı boyunca toplam 540 insan ve hayvan kurtarma çalışması, 90 trafik kazası ihbarında 58 adet kurtarma çalışması yapıldı. Yine evrak çalışmaları kapsamında müdürlük tarafından bin 200 adet yangına uygunluk ruhsatı düzenlendi. Bunların yanı sıra 180 kez su tahliye çalışması ve 61 adet baca temizleme denetimi gerçekleştirildi. 116 kez tatbikat ve eğitim düzenlendi Acil durumlara müdahale kapasitesinin artırılması ve vatandaşların bilinçlendirilmesi amacıyla yoğun bir eğitim süreci planlayan Düzce İtfaiyesi 2025 yılı boyunca 116 kez tatbikat ve eğitim organize etti. İtfaiye’nin görevlerinin öğrenilmesi, ekipmanlarının tanıtılması amacıyla yürütülen eğitimler kapsamında 4 bin kişiye birebir teorik ve pratik eğitim programı düzenlenerek sertifika verildi. Dış görevlerde Düzce farkı Özellikle yaz aylarında yoğun şekilde meydana gelen orman yangınlarına müdahale için de dış görevlere katılan Düzce İtfaiyesi 2025 yılı boyunca toplam 22 ekip ile dış görev çağrılarına yanıt verdi, müdahale çalışmalarına destek oldu.