EĞİTİM - 19 Aralık 2025 Cuma 09:54

Rektör Prof. Dr. Alcı: "Üniversitemizin hedefleri için el ele gönül gönüle yekvücut olacağız"

A
A
A
Rektör Prof. Dr. Alcı: "Üniversitemizin hedefleri için el ele gönül gönüle yekvücut olacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ege Üniversitesi (EÜ) Rektörlüğü görevine atanarak göreve başlayan Prof. Dr. Musa Alcı, rektör olarak ilk senato toplantısına başkanlık etti.


EÜ yeni senato salonunda gerçekleştirilen toplantıda Rektör Prof. Dr. Musa Alcı, senato üyeleriyle bir araya geldi. Toplantıda, Ege Üniversitesinin akademik ve idari süreçlerine ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra yeni döneme yönelik temenniler dile getirildi.


İlk senato toplantısında birlik ve beraberlik vurgusu yapan Rektör Prof. Dr. Musa Alcı, el ele, gönül gönüle, güç birliği içinde yekvücut olarak Ege Üniversitesi markasını daha da güçlendireceklerini söyledi.


Rektör Prof. Dr. Musa Alcı, "Hepimizin bildiği gibi üniversiteler, düşüncenin açıkça ifade edildiği, farklı görüşlerin akademik nezaket kuralları çerçevesinde dile getirildiği kurumlardır. Yarım asırdır mensubu olduğum üniversitemiz çoğulculuğu ve katılımcılığı bir kültür haline getiren güzide üniversitelerden biridir. Akademik ve bilimsel üretimi güçlendiren, eğitim-öğretimde kaliteyi esas alan, araştırma, yenilikçilik ve toplumsal katkıyı önceleyen, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını benimseyerek; öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz, mezunlarımız ve tüm paydaşlarımızla birlikte Ege Üniversitesini ulusal ve uluslararası düzeyde daha ileri seviyeye taşıyacağız. Bu onurlu görevi ifa ederken üniversitemizin tüm bileşenleriyle açık iletişim içinde olmaya, sorunları diyalog yoluyla ele almaya ve kurumsal huzuru korumaya azami özen göstereceğiz. Bu kapsamda, tüm paydaşlarımızla istişare ederek gerekli çalışmaları yürüteceğiz ve her türlü öneriye açık olacağız" dedi.


Yeni dönemde, üniversitenin bilimsel özerkliğini, akademik ve kurumsal saygınlığını, kurum içi ve kurum dışı paydaşlarla birlikte güçlendireceklerini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Alcı, "Bu onurlu görevi şahsıma tevdi eden Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyor; bugüne kadar üniversitemize emek vermiş tüm rektörlerimize, akademik ve idari kadrolarımıza teşekkür ediyorum" diye konuştu.


Toplantı, senato üyelerinin talep ve önerilerinin dinlenmesinin ardından gündem maddelerinin görüşülmesi ile tamamlandı.



Rektör Prof. Dr. Alcı: "Üniversitemizin hedefleri için el ele gönül gönüle yekvücut olacağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Seçer: "Kıbrıs davasını siyaset üstü görüyoruz" Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Kıbrıs Türklerinin dünyada saygı görmesini ve KKTC’nin tanınmasını arzu ettiğini belirterek, "Bizler siyasi kimlikler taşısak da Kıbrıs davasını her zaman siyaset üstü görürüz. Kıbrıs bizim için bir değerdir, kutsaldır. Kıbrıs halkı bizim için kardeş bir halktır" dedi. Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Mersin’e gelen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve beraberindeki heyet, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i ziyaret etti. KKTC eski Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a "hoş geldiniz" dileklerini ileten Başkan Seçer, Yavru Vatan Kıbrıs’tan Mersin’e yapılan ziyaretin kendileri için büyük bir onur olduğunu ifade etti. Kıbrıs’ın hem mesafe hem de duygusal olarak Mersin’e çok yakın olduğuna dikkat çeken Seçer, "Orada kardeşlerimizin yaşadığı gerçeği, bizim her zaman belleğimizde ve kalbimizdedir. 1974 yılında rahmetli Ecevit ve Erbakan’ın ortaya koyduğu kararlı duruş ve Ecevit’in ‘Kıbrıs’a Türk askerinin barış için gitmesi sadece Türkler için değil, Rumlar için de barış anlamına gelir’ sözü çocukluk yıllarımdan bu yana dimağıma kazınmıştır" ifadelerini kullandı. "Kıbrıs davasını siyaset üstü görüyoruz" KKTC halkının uzun yıllardır bağımsızlık ve eşitlik mücadelesi verdiğini vurgulayan Seçer, Ersin Tatar’ın görev süresi boyunca bu mücadeleye önemli katkılar sunduğunu ifade etti. Seçer, "Biz; adada her açıdan eşit haklara sahip, Kıbrıs’ın kaynaklarını hakça kullanabilen iki toplumlu bir yapının oluşmasını, Kıbrıs Türklerinin dünyada saygı görmesini ve KKTC’nin tanınmasını arzu ediyoruz. Bizler siyasi kimlikler taşısak da Kıbrıs davasını her zaman siyaset üstü görürüz. Kıbrıs bizim için bir değerdir, kutsaldır. Kıbrıs halkı bizim için kardeş bir halktır. Kıbrıs’ın ve Kıbrıslı Türklerin her zaman yanında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Geçmişten gelen bağları gelecek nesillere aktarmak görevimizdir" Mersin halkına selamlarını ileterek konuşmasına başlayan KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kentte bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Mersin ile KKTC arasında derin tarihi ve kültürel bağlar bulunduğunu vurgulayan Tatar, "İletişim çağında geçmişimizi unutmadan, doğru zeminde ilerleyebilmek ve bu bağları genç nesillere aktarmak hepimizin görevidir. Ben de barış, huzur ve haklarımızın korunması için verilen mücadelenin yanındayım" şeklinde konuştu. "Mersin ile KKTC arasındaki iş birlikleri artarak sürmeli" Kıbrıs Adasının Mersin’e yalnızca 60 kilometre uzaklıkta olduğunu hatırlatan Tatar, içme suyundan ticarete, enerjiden stratejik iş birliklerine kadar pek çok alanda güçlü bağların bulunduğunu söyledi. KKTC’nin jeopolitik ve stratejik öneminin her geçen gün arttığına dikkat çeken Tatar, "Mersin ile KKTC arasında maneviyat, kültür, ekonomi ve ticaret başta olmak üzere her alandaki iş birliklerinin artarak sürmesini temenni ediyorum" dedi.
İstanbul Akran zorbalığı sessiz ilerliyor, uzmanlar aileleri uyarıyor Son zamanlarda gerek okullarda gerekse sosyal medya ve dijital platformlarda yaşanan akran zorbalığı vakaları, çocuk ve ergen ruh sağlığını tehdit eden önemli bir toplumsal sorun olarak öne çıkıyor. Psikolog Cansu Kaya, akran zorbalığının tekil bir davranıştan ziyade niyet, tekrar ve güç dengesizliği içeren sistematik bir davranış örüntüsü olduğunun altını çizdi. Akran zorbalığının fiziksel, sözel ve psikolojik boyutları olabildiğini belirten Medicana Çamlıca Hastanesi’nden Klinik Psikolog Cansu Kaya, erkek çocuklarının daha çok fiziksel zorbalığa, kız çocuklarının ise psikolojik zorbalığa maruz kaldığını ifade etti. Psk. Cansu Kaya, "Zorbalık çoğu zaman daha güçlü, daha popüler ya da sosyal statüsü yüksek olduğu düşünülen çocuklar tarafından uygulanıyor. En savunmasız çocuklar ise bu davranışlara karşı daha büyük risk altında" dedi. Yüz yüze zorbalığın yanı sıra siber zorbalığın da ciddi sonuçlar doğurabildiğine dikkat çeken Psk. Cansu Kaya, çevrimiçi ortamda yapılan zorbalığın mağdura günün her saatinde ulaşabildiğini ve kalıcı dijital izler bırakabildiğini vurguladı. Kaya, "Ebeveynler çocuklarının çevrimiçi dünyasını her zaman birebir takip edemeyebilir. Bu nedenle siber zorbalık, fark edilmesi en zor ama etkisi en yıkıcı zorbalık türlerinden biridir" diye konuştu. "Çocuklar arasında olur" demeyin Akran zorbalığının çocuklar üzerinde uzun vadeli etkilere neden olabileceğini belirten Psk. Cansu Kaya, "Zorbalığa maruz kalan çocuklarda depresyon, kaygı bozuklukları, özgüven kaybı, akademik başarısızlık ve ilerleyen dönemlerde riskli davranışlar görülebilir. Bu nedenle ‘çocuklar arasında olur’ düşüncesi son derece yanlıştır" uyarısında bulundu. Aileler bu işaretlere dikkat etmeli Klinik Psikolog Cansu Kaya, bazı çocukların yaşadıklarını açıkça ifade edemeyebileceğini belirterek ailelerin dikkat etmesi gereken işaretleri şöyle sıraladı: Okula gitmek istememe, devamsızlık Nedeni açıklanamayan fiziksel yaralanmalar Sosyal ortamlardan kaçınma Ani ruh hali değişimleri, içe kapanma veya öfke patlamaları Uyku sorunları, kabuslar İnternet veya telefon kullanımı sonrası belirgin gerginlik "Çocuğunuzu dinleyin, suçlamayın" Zorbalığa maruz kalan çocuklara yaklaşımın büyük önem taşıdığını vurgulayan Psk. Cansu Kaya, "Ebeveynler öncelikle sakin kalmalı, çocuğu dinlemeli ve yaşananların onun suçu olmadığını net bir şekilde hissettirmelidir. Okul ile iş birliği yapılmalı ve çocuk yalnız bırakılmamalıdır" dedi. Zorbalık yapan çocukların da çoğu zaman karmaşık duygularla baş etmekte zorlandığını belirten Psk. Cansu Kaya, "Bu çocuklar genellikle ilgi görme, kabul edilme ya da yaşadıkları başka sorunlarla başa çıkma çabası içindedir. Suçlamak yerine, nedenleri anlamak ve sağlıklı baş etme yolları öğretmek gerekir" şeklinde konuştu ve ekledi: "Akran zorbalığı hem mağdur hem de zorbalık yapan çocuk için profesyonel destek gerektirmektedir. Erken dönemde alınan psikolojik destek, çocukların yaşadıkları olumsuz deneyimlerin kalıcı ruhsal sorunlara dönüşmesini önleyebilir."