ASAYİŞ - 17 Nisan 2024 Çarşamba 15:28

Sandalyeyle darbedilen site sakini, mağduriyetini pankartla dile getirdi

A
A
A
Sandalyeyle darbedilen site sakini, mağduriyetini pankartla dile getirdi

İzmir’in Bornova ilçesinde bir site sakini kadın, apartman toplantısında site görevlisi tarafından darbedildiğini iddia etti. Tehdit edildiğini de öne süren kadın, mağduriyetini ve korkusunu dile getirmek için evine durumu bildiren pankart astı.



Olay 17 Mart günü Bornova ilçesi Erzene Mahallesi 116/7 Sokakta bulunan 34 hanelik bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre site sakini Aysun Bodur (55) toplantı esnasında, emekli olan site yöneticisinin part-time çalışması hakkında teklif verdi. Bir anda sinirlendiği iddia edilen site yöneticisi M.B. (47), eline aldığı sandalyeyle Bodur’un boynuna vurdu. Neye uğradığını şaşıran kadın yere düşerken, M.B., site sakinleri tarafından uzaklaştırıldı. Bu esnada kadına hakaret ve tehdit savurduğu ileri sürülen M.B. dışarı çıkartılırken, Aysun Bodur hastaneye gitti. Darp raporu alan Bodur, site görevlisi hakkında suç duyurusunda bulundu.



Evine pankart astı


Uğradığı saldırı sonrası M.B.’nin tehditlerinden korktuğunu söyleyen Aysun Bodur, site yönetimi tarafından M.B.’nin işine son verilmesini istedi. İşine son verilmeyen ve hala sitede oturan M.B.’den korktuğunu ve çözüm alınamadığını söyleyen Bodur, mağduriyetini dile getirmek için evine pankart astı. Aysun Bodur, "Burası Esin Sitesi, 19 yıldır burada yaşayan kadın site sakiniyim. 17 Mart 2024 akşamı site toplantısında emekli olan site görevlimiz için yeni çalışma alternatiflerini anlatırken site görevlimiz tarafından küfürle hakarete uğradım, sandalye ile darbedildim. ’Ya sen, ya ben’ diyerek tehdit edildim. Site yönetimi bu konuyla ilgili iş yasasını hala uygulamamış, bu kişinin işine son vermeyerek yönetim olarak şiddeti meşrulaştırmış ve şiddete ortak olmuştur" yazılı pankartı evinin penceresine astı.



’Ya sen, ya ben’ diyerek tehdit savurdu


Olay anını anlatan siyte sakini Aysun Bodur, "Site yönetimine girmem hakkında teklif yapılınca ben de toplantıda bazı görüşlerimi söylemek istedim. Biz 34 daireli küçük bir siteyiz ve gelirimizin çoğunu hizmetli için veriyoruz. Kendisi geçen yıl emekli olmuş ve zaten emekli maaşı alan biri için tekrar 30 sigorta primi ödemeyelim diye yan sitedeki yöneticilerle görüştüğüm ve çeşitli alternatifler sundular. Bana en mantıklı gelen part-time sistemiydi. Evinde yine oturacak, belli bir miktar maaş alacak ve diğer giderleri de karşılanacaktı. Biz de primimizi onun çalıştığı o saatlere göre ödeyecektik. Bunu anlatmaya başladım ve daha cümlemi bitirmeden bu beyefendi altında oturduğu metal ayaklı bir sandalyeyi havaya kaldırarak hışımla üzerime doğru geldi. Ben o esnada sadece sandalyeyi havada gördüm ve refleks olarak sağa doğru kaydım. O esnada sandalye ile boynuma vurdu ve ben darbeyle geriye doğru düştüm. Ben yerde yatarken 4-5 kişi onu hala tutmaya çalışıyordu ve hala bana küfür edip sandalyeyle vurmaya çalışıyordu. Geriye düşmeseydim kesin bir kaç darbe daha şansım vardı. O esnada arkadaşlar onu dışarıya çıkarırlarken ’Ya sen, ya ben’ diyerek tehdit ederek ortamı terk etti" dedi. Daha sonra hastaneden darp raporu aldığını söyleyen Bodur, polis merkezine giderek M.B.’den şikayetçi oldu.



Site görevlisi M.B. tarafından darbedildiğini ve tehditler nedeniyle tedirgin olduğunu dile getiren Aysun Bodur, sesini duyurmak için evinin penceresine bir pankart astı. Apartman yönetiminin kendisine saldıran apartman görevlisinin sözleşmesini feshetmesi gerektiğini söyleyen Aysun Bodur, "Yeni seçilen yönetimin normalde iş yasası gereği bu kişinin iş akdini feshetmesi gerekiyordu. Ama ne yazık ki yönetim böyle bir şey yapmadı. Hatta ertesi gün WhatsApp grubumuz var. Sitemize yeni yönetici seçilen kişi, ben istifa ediyorum diyerek bir mesaj attı ki bu da yasal bir şey değil zaten. Sürekli gruptan bakın arkadaşlar ben çok kötü durumdayım, sokağa çıkamıyorum, tehdit edildim. Psikolojik destek alıyorum, ilaç alıyorum. Artık bu kişiyi yasa gereği göndermeleri gerekiyor dememe rağmen karşıdan bana hiçbir şekilde dönüş olmadı yönetimden. Ben de artık bu şekilde bir yöntemle çığlığımı herkese duyurmaya çalışıyorum. Bir an önce bu kişinin buradan gitmesini istiyorum" diye konuştu.



"Darbetmedim, yalan söylüyor"


Aysın Bodur’u darp ve tehdit ettiği ileri sürülen apartman görevlisi M.B. ise, telefon görüşmesinde yaptığı açıklamada, "Ben darp veya tehdit etmedim; kendisi yalan söylüyor, ekmeğimle oynuyor" sözlerine yer verdi.



Sandalyeyle darbedilen site sakini, mağduriyetini pankartla dile getirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Trive Yatırım yatırımcıları Dijital Kurye ile hesap açabilecek Dijital Kurye Platformu, Trive Yatırım Menkul Değerler şirketine yeni hesap açılış işlemlerinde destek vermeye başladığını duyurdu. Geleneksel sözleşme taşımacılığını dijitalleştiren Dijital Kurye Platformu’nun müşteri portföyüne, finansal hizmet sektörünün tanınmış şirketlerinden Trive Yatırım Menkul Değerler de katıldı. Dijital Kurye CEO’su Oral Başer, Hollanda merkezli Trive Financial Holding BV’nin Türkiye’de SPK lisanslarıyla faaliyet gösteren yüzde 100 iştiraki olan Trive Yatırım’ın platformun sunduğu hizmet üzerinden kısa sürede 500’ün üzerinde yeni yatırımcı hesabı açtığını belirtti. Oral Başer, Dijital Kurye üzerinden gerçekleştirilen kimlik doğrulama ve onay süreçleri sayesinde Trive Yatırım’ın kısa süre içerisinde çok sayıda yatırımcıyı portföyüne güvenle kattığını söyledi. Başer, “Platform kuryelerinin yeni yatırımcıların kapısına götürdüğü kimlik doğrulama hizmeti sayesinde şirket olası dolandırıcılık vakalarına karşı güvenliğini artırmış oldu. Fiziksel evrak ihtiyacını ortadan kaldıran süreç sayesinde şirketin kağıtsızlaşma sürecine de katkıda bulunduklarının altını çizen Başer, “Yeni müşteri edinim sürecinde operasyon takibini tamamen dijital ortama taşıdığımız için müşterilerimizin ‘back office’ maliyetlerini de önemli ölçüde azaltıyoruz” diye konuştu. Kurye taşıdığı veri ve belgeyi görmüyor Yapılan açıklamaya göre, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’nin özel olarak hazırladığı eğitimi tamamlamalarının ardından işe başlayan platform kuryeleri, taşıdıkları verileri ve belgeleri hiçbir şekilde görmüyor. Kuryenin elindeki tablet aracılığıyla erişilebilen veri ve belgeler, sadece müşteriye daha önceden iletilen şifre ile açılabiliyor. Kurye, kapıda müşterinin kimliğini doğruladıktan sonra gerekli belgeleri yine tablet üzerinden imzalatıyor. Başta telekomünikasyon, bankacılık, finans ve enerji olmak üzere farklı sektörlerden pek çok firmaya dijital kontrat yönetimi ve uzaktan müşteri edinim süreçlerinde aracılık eden Dijital Kurye’nin müşterilerinin kapısına getirdiği hizmet kapsamında gerçekleştirilen işlemler sadece birkaç dakika içerisinde tamamlanıyor.
Düzce Başkan Özlü “Ülkemizin kalkınmasının ardındaki büyük güç” Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, “Emekçilerimiz, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasının ardındaki en büyük gücü oluşturmaktadır” dedi. Başkan Faruk Özlü, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü yayımladığı mesajı ile kutladı. Özlü, mesajında Düzce’nin ve Türkiye’nin büyüyüp, gelişmesine devam etmesi ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşılmasında en büyük paylardan birinin çalışan, üreten işçi ve emekçiler olacağına değindi. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün bu doğrultuda birlik ve dayanışma ruhu içerisinde geçmesi dileklerini paylaşan Faruk Özlü, “Düzce Belediyesi olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da işçi ve emekçi kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Biz, işçisi, emekçisi, memuru, esnafı, sanayicisi ve işvereniyle el ele vererek dayanışma içerisinde olan Düzce’nin ve Türkiye’nin daha zengin ve müreffeh olacağına inanıyoruz. Yaşamın her anında katkısı bulunan ve sosyal hayatımızda önemli bir yere sahip olan, gerek fiziksel gerekse de zihinsel gücünü kullanarak, özenli ve sorumluluk anlayışı içinde fedakârca çalışan emekçilerimiz, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasının ardındaki en büyük gücü oluşturmaktadır. Çalışarak ve üreterek insanlığa faydalı olacak işleri ortaya koyan emekçilerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Ülke olarak ‘Ben değil biz’ anlayışı ile yaptığımız hizmetlerin karşılığını emekçilerimizin sayesinde alıyoruz. Biz, adaletli paylaşım, dayanışma ve güç birliğini esas alan bir anlayışla belediyemizi yönetiyoruz. İşçimizin, emekçimizin sözde değil ‘özde’ yanındayız. Bu vesileyle öncelikle Düzce Belediyesi bünyesinde çalışan bütün mesai arkadaşlarıma emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu.
Elazığ ABD’li öğrencilerin Gazze eylemlerine, Fırat Üniversitesinden 3 dilde destek Türkiye’deki birçok üniversite, sosyal medya hesaplarından yayımladığı açıklamayla ABD’deki üniversite öğrencilerinin Gazze eylemlerine destek verdi. Fırat Üniversitesi öğrencileri de düzenledikleri basın toplasında, 3 dilde Gazze eylemlerine destek verdiklerini açıkladı. Geçtiğimiz günlerde ABD’de Columbia Üniversitesinde başlayan ve farklı eyaletlerdeki üniversitelere de yayılan Gazze eylemleri devam ederken, Türkiye’deki üniversitelerden öğrencilere destek açıklaması yapıldı. Elazığ Fırat Üniversitesi öğrencileri ve öğretim üyeleri de Gazze soykırımı karşıtı üniversite öğrencileri ile hocalarının barışçıl gösterilerine destek ve bu gösterilere karşı uygulanan orantısız şiddet ve kaba gücü kınama çağrısında bulundu. Fırat Üniversitesi kampüsü içerisinde bulunan Kültür Parkta düzenlenen basın açıklamasına öğrenciler, Türkçe, İngilizce ve Arapça dillerinde öğrencilerinin gösterdiği barışçıl tepki karşısında derin bir üzüntü duyduklarını ve şiddetle kınadıklarını dile getirdi. ’’Gazze’de bu yıl hiçbir üniversite öğrencisinin mezun olmayacağını söylemenin büyük üzüntüsünü yaşıyorum’’ Çok sayıda öğrenci ve öğretim üyesinin hazır bulunduğu basın açıklamasına katılım sağlayan FÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, ’’İsrail, 35 binin üzerinde masum insanın canına kıymış, 80 bine yakın kişinin de yaralanmasına sebep olmuştur. Gazze’de bu süreçte neredeyse tüm binalar yıkılıp yok edilmiş. Hastaneler, ibadethaneler, okullar yerle bir edilmiştir. Ne acıdır ki Gazze’de bulunan dört üniversitenin dördü de enkaza dönüşmüş, rektörler, dekanlar, öğretim üyeleri ve öğrenciler bombalar altında can vermiştir. Bir akademisyen ve bir üniversite rektörü olarak Gazze’de bu yıl hiçbir üniversite öğrencisinin mezun olmayacağını söylemenin büyük üzüntüsünü yaşıyorum” dedi. ’’Zulme sessiz kalanları şiddetle kınıyoruz’’ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğrencisi Emre Uğurluel ise ’’Binlerce öğrenci, öğretmen ve öğretim üyesi öldürülmüş, hastaneler ve ibadethaneler yok edilmiştir. Gazze halkına soykırımı uygulayan İsrail’i, onu destekleyenleri ve bu zulme sessiz kalanları şiddetle kınıyor, gücümüz nispetince masum sivillerin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz. Columbia Üniversitesinde başlayıp Amerika’nı diğer üniversitelerine yayılan Gazze’deki soykırıma sessiz kalmayarak vicdanının sesini dinleyen üniversite öğrencileri ve öğretim elemanlarına barışçıl gösterileri antidemokratik bir şekilde ve sert müdahalelerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Bu barışçıl eylemlere karşı uygulanan orantısız şiddeti ve baskıyı kınıyor, vicdanının sesini dinleyen ve bu zulme seyirci kalmayan üniversite öğrencilerini ve öğretim elemanlarının yanlarında olduğumuzu beyan ediyoruz” diye konuştu. Ayrıca Eğitim Fakültesi öğrencisi Mustafa Aydoğan İngilizce, Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora öğrencisi Esmanur Esen ise Arapça dilinde ABD üniversitelerinde başlayan Gazze soykırımı karşıtı üniversite öğrencileri ve hocalarının barışçıl eylemlerine destek, buna karşı uygulanan orantısız şiddet ve kaba gücü kınadıkları açıklarında bulundu.
Erzurum Erzurum Teknik Üniversitesi’ne Avrupa finalinden 3 ödül Erzurum Teknik Üniversitesi, Huawei ICT Competition 2023-2024 Avrupa Finalinde büyük başarı göstererek, Computing alanında Avrupa Birinciliği, İnovasyon alanında Avrupa üçüncülüğü ve En İyi Eğitimci ödüllerinin sahibi oldu. Erzurum Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Merve Yıldırım’ın danışmanlığında öğrenciler Mehmet Emin Bastem ve Kadirhan Özdemir’in bulunduğu Computing takımı Avrupa birinciliğini elde ederek Mayıs ayında Çin’in Shenzen kentinde düzenlenecek olan Global Final ’de Türkiye’yi ve Erzurum Teknik Üniversitesini temsil etme hakkı kazandı. Takım, İstanbul’da düzenlenen Avrupa Finali Töreninde ödüllerini, Gençlik ve Spor Bakanı Yardımcısı Dr. Enes Eminoğlu’nun elinden aldı. Erzurum Teknik Üniversitesi öğrencileri Meryem Yazıcı, İlayda Ayvaz ve Kübra Keskin İnovasyon alanında; Arda Süerdem ise Cloud alanında Avrupa üçüncülüğü elde ederek ödüllerini ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak’ın elinden aldılar. Törende düzenlenen panelde panelist olarak yer alan ve Avrupa’daki tek kadın akademi eğitimcisi olarak Türkiye’yi ve Erzurum Teknik Üniversitesini temsil eden Dr. Merve Yıldırım ise En İyi Eğitimciler (Best Instructor Awards) ödülüne layık görüldü. Yıldırım ödülünü, Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bahçekapılı’nın elinden aldı. Ödül töreninin özel konuklarından olan Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak törenle ilgili yaptığı açıklamada, bu tür yarışmaların öğrencilerin kariyerleri için önemine değinerek, ETÜ’nün yurtdışında temsil edilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Erzurum Teknik Üniversitesinin ilerici vizyonuna katkıda bulunan bu başarının önümüzdeki yıllarda da devam etmesinin öneminden bahseden Çakmak, Çin’deki dünya finalinde yarışacak olan öğrencilere ve takım lideri olan hocalarına başarılar diledi.
Antalya Dünya, Türk hekimlerini parmakla gösteriyor Türk hekimlerinin dünya arenasındaki yeri hakkında konuşan Plastik, Estetik ve Rekonstriktif Cerrahı Op. Dr. Onur Oğan, "Kullandığımız teknikler ve ileri seviyedeki cerrahi deneyimizle dünyanın dört bir yanından hekimler ameliyatlarımızı izlemeye geliyor. Çok sayıda Türk hekiminin dünya literatürüne kattığı yenilikler var. Kısacası dünya, Türk hekimlerine güveniyor ve artık parmakla gösteriyor" dedi. Türk hekimlerinin ileri seviyede cerrahi deneyime sahip olduğunu belirten Op. Dr. Onur Oğan, Türk hekimlerin doktorluğa uzana süreçte çok sıkı bir eğitim ve öğrenme sürecinden geçtiğine dikkat çekti. Op. Dr. Onur Oğan, şu ifadelere yer verdi: "Türk hekimleri ve Türkiye’de yetişen sağlık personeli oldukça kaliteli bir yapıya sahip. Aynı zamanda Türkiye’de çok sıkı bir eğitim ve öğrenme sürecinden geçildiği için, hekimler çok fazla pratik yapma olanağı buluyor. Sağlık personellerinde ise; dünya standartlarının oldukça üstünde bilgiler ekleniyor. Pandemi bunun en büyük örneğidir. Birçok Avrupa ülkesinde ve Amerika’da pandemi döneminde sağlık sistemi tökezlerken; Türkiye’deki sağlık personeli, bu durumu normal bir şekilde karşılayabildi. Üstelik hekimlerimiz cerrahi branşlarda da oldukça kalifiye." "Türkiye, sağlık sektöründe bir cazibe merkezi" Birçok ülkede cerrahi branşlarda çok fazla sayıda eğitim veren Türk hekimin mevcut olduğunu söyleyen Op. Dr. Onur Oğan, yurt dışındaki hekimlerin Türk hekimlerden ders almak için Türkiye’ye geldiğini söyledi. Op. Dr. Onur Oğan, "Türk hekimlerinin gücü tüm dünyayı sarmış durumda. Hekimlerimiz dünya genelinde verdiği eğitim ve seminerlerin yanı sıra Türkiye’de yaptıkları ameliyatlarda yurt dışından pek çok hekimi ülkemize getirerek ders veriyor. Bizler de benzer misyonları üstleniyoruz. Bu vesileyle sağlık sektöründe oldukça iyi bir noktada ve bir cazibe merkezi haline geldiğimizi söylemek isterim" diyerek Türkiye’nin ve Türk hekimlerinin dünyadaki önemine dikkati çekti. "Antalya tam bir cazibe merkezi" Türkiye’de, özellikle de Antalya’nın sağlık turizmindeki yerine vurgu yapan Op. Dr. Onur Oğan, Antalya’nın sağlık turizminde de başkent olduğunun altını çizdi. Op. Dr. Onur Oğan, "Antalya’nın sağlık turizmindeki yeri artık tüm dünya tarafından bilinen bir gerçek. Antalya, dünyanın dört bir yanından gelen turisti ağırladığı gibi, artık özellikli olarak sağlık turizmi için gelen hastalara da ev sahipliği yapıyor. Bu konuda da başkent oldu demek yanlış olmaz. Özel ve genel sağlık hizmetleriyle yıldızları barındıran Antalya, havalimanının geniş ağı sayesinde de uygun bir lokasyon. Hem lokasyonun hem de turistik ve tarihi güzelliğin avantajıyla Antalya bir cazibe merkezi" dedi. "Dünya, Antalya’yı tanıyor" Kliniklerinde dünyanın pek çok ülkesinden hasta ağırladıklarına vurgu yapan Op. Dr. Onur Oğan, sözlerine şöyle devam etti: "İngiltere, Almanya, İsviçre, Güney Afrika, Rusya, Ukrayna, Çin, Amerika ve Kanada’dan gelen pek çok hastayı tedavi ettik. Antalya’da olmamız bizim için en önemli referans. Çünkü dünya, Antalya’yı tanıyor. Hiç tanımadığınız bir ülkede sağlık hizmeti almak kolay değil. Ama sunduğumuz hizmet; hastayı havaalanından karşılayıp oteline yerleştirerek, hastanedeki süreci yönetip hastamızın uçağına binene kadar yanında olmamız onlara güven veriyor."