POLİTİKA - 11 Kasım 2024 Pazartesi 13:45

TBMM Başkanı Kurtulmuş: "İsrail’in BM üyeliğinin askıya alınması konuşulmalı"

A
A
A
TBMM Başkanı Kurtulmuş: "İsrail’in BM üyeliğinin askıya alınması konuşulmalı"

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İzmir’de Ege Üniversitesi’nin akademik açılış töreninde yaptığı açıklamasında, İsrail’in Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınmasının konuşulmasını ifade etti. Kurtulmuş, "Bütün dünyada hakkaniyetin, adaletin, barışın ve insanlığın yeniden kurulduğu bir dünya sisteminin kurulması için mücadele edeceğiz" dedi.



Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Ege Üniversitesi 2024-2025 Akademik Açılış Programı’na katıldı. MÖTBE Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programda, TBMM Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’ın yanı sıra Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, İzmir Valisi Süleyman Elban ile AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ve AK Parti İzmir Milletvekilleri katılım sağladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende öğrenciler zeybek gösterisi sergiledi ve ardından Ege Üniversitesi’nin tanıtım filmi izletildi.



"Üç anahtar kelime"


Akademik açılış töreninde konuşma yapan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Üniversitelerimiz Türkiye’nin teminatıdır Ve üniversiteler bilimin hikmetin irfanın üretildiği merkezlerdir. Ben de buraya gelirken tabiri caizse koşarak geldim. Ege Üniversitesi bilim hayatının öncülerinden olmuş, bir ilim yuvasıdır. Cumhuriyetimizin ilk aşırını geride bıraktık, nice zor ve fırtınalı günler geride kaldı. Yokluların, yoksullukların yaşandığı asrın sonunda çok şükür bugün güçlü ve büyük Türkiye istikametinde yürüyebilen her alanda yere sağlam basan bir Türkiye’ye kavuştuk. Bu mücadelenin buraya gelmesinden emek veren herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Bir asır içerisinde zorluklardan nasıl çıkıp buraya geldik derseniz çok şey söylenebilir ama üç anahtar kelimeyi önümüzdeki asra da ışı tutması için ifade etmek istiyorum. Milli birlik ve beraberlik, demokratik uzlaşma, kalkınmacılık” dedi.



"İsrail’in BM üyeliğinin askıya alınması konuşulmalı"


Konuşmasında dünya gündemine ilişkin mesajlar da veren Kurtulmuş, “Cumhuriyetimizin ikinci asrı yani her alanda sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye. Türkiye’yi en ileri noktaya götüreceğiz. Her hâlükârda zor dönemlerle karşılaştığımızda Milli birlik ve beraberlik, demokratik uzlaşma, kalkınmacılık. Hedefimizden asla vazgeçemeyeceğiz. Bize bu dönem motivasyon sağlarken dünyada yen bir dünya kurulduğu dönemle karşı karşıyayız. Önümüzdeki 10 yılda yeni bir dünyanı kuruluşu için büyük mücadeleler verecek. Bu dönem içinde Türkiye’nin üniversitelerinin fikir ve kanaat merkezininim çok çalışması tarihi bir sorumluluktur. ABD’nin tek başına yönettiğini zannettiği tek kutuplu sistem oluşturulmaya başlandı. Ama 2022 ya aylarında Berlin Duvarı’nın yıkılışı gibi fevkalade bir gelişmeye tanıklık ettik. O da ABD’nin apar topar Afganistan’dan ayrılışıydı. Bu yeni dönemin çok özelliği var ama en önemlisi çok kutuplu yönetim sistemi. Bu dönemde en etkili olan ve en büyük avantaja sahip ülke Türkiye’dir. Eskiden sadece İstanbul Üniversitesi varken şimdi 209 üniversitemiz var. On binler ile ifade edilen öğretim üyesi kadromuz var. Ve üniversiteler arasındaki rekabet Türkiye için çok önemli biz kazanım. Piyade tüfeğinin kurşununu üretmeyen Türkiye’den savunma sanayiinde herkesin hayranlıkla izlediği bir Türkiye… Bu dönem içinde hem siyaset hem akademi dünyamızın en önemi sorumluluğu yeni oluşacak sistemin insani, hakkaniyetli bir şekilde oluşması için fikir üretmektir. İsrail’in BM üyeliğinin askıya alınmasının konuşulma vakti gelmiştir. Bu cesaret isteyen bir şey bunu ancak Türkiye’nin temsilcisi söyleyebilir” açıklamasını yaptı.



"İhtiyacımız olan tek şey çalışmak’


Törende konuşma yapan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ise, “Cumhurbaşkanımız tarafından rektör olarak atandığım günden bugüne bir kurum geleneği oluşturmak adına üniversitemizin misyonu doğrultusunda akademik ve idari personeliyle öğrencileriyle birlikte olarak özel ilgilendik. Ülkemizdeki 207 üniversite içerisinde tek tarımcı rektör olarak üniversitemizin başarılı olabilmek için çok güçlü işler yaptık. Bir tarımcı olarak üniversitemizde eğitim, öğretim ve araştırma kültürü oluşturuyoruz. Geleceğimizin teminatı olan her bir öğrencimizi de birer fidan olarak görüyoruz. Her bir hocamız da sabrıyla fidanlarımızın, öğrencilerimizin en iyi şekilde yetişmesini, büyümesini sağlayan birer üretici adeta birer çiftçi olarak görüyoruz. Huzurlu üniversite, mutlu çalışanlar, kaliteli eğitim, aydınlık gelecek ilkelerimiz doğrultusunda yüksek öğretimde Ege modelini hayata geçirdik. Bu amaçla üniversitemizde gönül bağı ve aile duygusunu tesis etme ve huzurlu üniversite ortamını oluşturmak için birçok faaliyet gerçekleştirdik. Her akşam mesai bitimden sonra ‘Rektörle Akşam Çayı’ programında akademisyenlerimizle bir araya geldik. Tek tek el sıkıştık. Çıkış yolumuzun ne olacağını bilim çağında tartıştık. Araştırma üniversitesi öğrenci odaklılık, dijitalleşme ve uluslararasılaşma vizyonunu ortak akılla oturtturarak yol haritamızı ve eylem planımızı belirleyeceğiz. Ege Üniversitesi ailesi olarak tek yürek olduk. Çünkü biliyoruz ki Türkiye yalnız bir ülke. Biliyoruz ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi tek bir çıkış yolumuz var. O da eğitim, bilim ve fendir. İhtiyacımız olan şey ise sadece ve sadece çalışmak, çalışmak, çalışmaktır” sözlerine yer verdi.



TBMM Başkanı Kurtulmuş: "İsrail’in BM üyeliğinin askıya alınması konuşulmalı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Minibüs caddedeki çukur yüzünden az kalsın devriliyordu Eskişehir’de bir minibüsün devrilme tehlikesi atlatmasına sebep olan çukurla ilgili açıklama yapan AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, "Bir şehir çukura batıyorsa bunun adı hizmet değil, ’Hayat Tepebaşı’nda’ sloganının iflasıdır" dedi. Çamlıca Mahallesi Birlik Caddesi’nde henüz bilinmeyen sebeple büyük bir çukur oluştu. Çukurdan dolayı geçtiğimiz gün bir minibüs devrilme tehlikesi atlattı. Caddedeki trafiği olumsuz yönde etkileyen durum, vatandaşların tepkisini çekti. AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, konuyla ilgili açıklamada bulunarak Tepebaşı Belediyesi’ni eleştirdi. "Bir şehir çukura batıyorsa bunun adı hizmet değil, ’Hayat Tepebaşı’nda’ sloganının iflasıdır" Başkan Tunç’ın açıklamasında, "Hayat Tepebaşı’nda diyerek yola çıktınız, ama bugün Tepebaşı’nda hayat ilerlemiyor, araçlar ilerleyemiyor. Birlik Caddesi’nde yaşanan bu manzara bir kaza değil; yıllardır ihmal edilen altyapının, denetlenmeyen çalışmaların ve yönetilemeyen bir belediyecilik anlayışının sonucudur. Yağmur yağınca çöken yollar, otobüsü çukura teslim eden asfalt, sorunun nerede olduğunu açıkça gösteriyor: Sorun yol değil, yönetimdir. Sloganlarla şehir yönetilmiyor, afişlerle çukurlar kapanmıyor. Tepebaşılı her gün yeni bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor. Bir şehir çukura batıyorsa, bunun adı hizmet değil, ’Hayat Tepebaşı’nda’ sloganının iflasıdır" ifadelerini kullandı.
Kastamonu "Benim arazim" dedi, köy yolunu kestirdi Kastamonu’da bir vatandaş, tapulu arazisinden geçtiğini kanıtlandığı ve yaklaşık 50 köye ulaşım sağlayan grup yolunun kendi mülkü üzerinde kalan kısmını dilekçe vererek kaldırttı. Bölgede yaşayan vatandaşlar, daralan yolun kazalara sebep olabileceğini söyleyerek çözüm bulunmasını istedi. Kastamonu’da yaşayan F.A. isimli bir vatandaş, il merkezinden yaklaşık 50 köye ulaşım imkanı sunan grup köy yolunun bir bölümünün kendi arazisinden geçtiğini belirterek köy muhtarlarından ödeme talep etti. Muhtarların bu talebi kabul etmemesi üzerine F.A., Kastamonu İl Özel İdaresi’ne dilekçe vererek yolun geçtiği alan için ücret istedi. İl Özel İdaresi, yapılan inceleme sonucunda ücret talebini uygun bulmayarak reddetti. Bunun üzerine F.A., tapulu arazisinden geçen yolun kaldırılması için yeniden başvuruda bulundu. Başvurunun ardından İl Özel İdaresi ekipleri, tapulu arazi sınırları içerisinde kaldığı belirlenen yaklaşık 140 metrekarelik asfalt bölümü söktü. Asfaltın kaldırılmasının ardından arsa sahibi F.A., tarlasının sınırlarını belirlemek amacıyla alana demir kazıklar çaktı. Grup yolunun daraltılması, bölge halkının tepkisine neden oldu. Vatandaşlar, daralan yolun trafik kazalarına sebep olabileceğini belirterek, yetkililerden çözüm bulunmasını istedi. "Yol daraldığı için kaza burada kaçınılmaz hale geldi" Merkez ilçeye bağlı Akdoğan köyünde muhtar azalığı yapan Mehmet Ali Bacıroğlu, yetkililerden çözüm beklediklerini ifade ederek, "Burada kaza kaçınılmazdır. Yukarıdan gelen araç ile aşağından gelen araç, yol tek şeride düştüğü için çarpışabilir. Özellikle kışın don olursa duramazlar. Bu yüzden burası kazaya sebebiyet verir. Kadastro memuru burasını nasıl yazdı, benim aklım ermedi. Bu yol neredeyse 200 senelik bir yol. Arkadaş müracaat edince İl Özel İdaresi’nden gelerek buradaki asfaltı kestiler. Buradaki kesilen asfaltı iş makinesiyle kaldırdılar. Buradaki yol daraldı, yol daralınca buradan iki aracın geçmesi mümkün değil. Buradan 2 araba gelse kaza kaçınılmaz olur. Çünkü her an burada ölüm var" dedi. Yolun yaklaşık 20 gündür bu şekilde olduğunu söyleyen Bacıroğlu, "Yolumuz, yaklaşık 20 gündür bu şekilde daralmış tek şeride düşmüş halde duruyor. Buraya 20-25 gündür ne gelen var ne giden var. Yetkililer çözüm bulacak, biz bilmiyoruz" şeklinde konuştu.
Eskişehir 6 gündür kayıp olan öğretmeni bulmak için çalışmalar devam ediyor Eskişehir’de 6 gündür kayıp olan 51 yaşındaki Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı, bulmak için AFAD Eskişehir İl Müdürlüğü koordinesindeki 40 kişilik ekip, havadan ve Porsuk Çayı’nın içinde arama çalışmalarını sürdürüyor. Eskişehir’de 6 gün önce kaybolan Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı arama çalışmaları devam ediyor. Öğretmenin son görüldüğü yer olan Porsuk Çayı’nın Gökmeydan Mahallesi kısmında Eskişehir İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü’nden 9, Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi’nden (OBAK) 5, Dorlion Arama Kurtarma’dan (DAK) 4, MEB Arama ve Kurtarma Birimi’nden (AKUB) 5, Şişecam’ın Acil Vaka Ekibi (SAVE) 4, itfaiyeden 6,Tepebaşı Arama Kurtarma (TAK) 5 ve Sivil Arama Kurtarma Derneği’nden (SARTEM) 2 çalışan olmak üzere toplam 40 kişilik ekiple aramalar, öğretmenin kaybolmasının 6’ıncı gününde devam etti. Havadan dron ve su da ise hem ekiplerin girmesi hemde botlarla yapılan aramalar sabah saatlerinde başladı. Ankara’dan ve Bursa’dan getirilen özel burunlu köpeklerin işaret ettiği yerde arama çalışmaları yoğunlaştı. Ekiplerin kıyı taraması da sürüyor. Tuncay Arslan’ın yakınlarının da çalışmaları yakından takip ettiği bölgede gözlendi. AFAD Eskişehir İl Müdürü Aslan Mehmet Coşkun çalışmaları sahada koordine edip yakından takip ediyor.
Kahramanmaraş MADO’dan "Salep Manifestosu" MADO, Anadolu’nun kadim lezzetlerinden biri olan salebe yönelik yaklaşımını "Salep Manifestosu" ile kamuoyuyla paylaştı. Manifestoda salebin bir içeceğin yanı sıra, kültürel miras, doğaya saygı ve sürdürülebilir üretim vurgusu öne çıktı. MADO tarafından yapılan açıklamada, salebin Anadolu’nun bin yıllık topraklarında, Torosların eteklerinde yetişen orkide köklerinden elde edildiği hatırlatılarak, her fincanın bu coğrafyanın belleğini taşıdığı ifade edildi. Salebin geçmiş ile gelecek arasında bağ kuran bir sembol olduğuna işaret edildi. Kültürel miras olduğu da vurgulandı. Manifestoda, MADO’nun salebi yalnızca bir ürün değil, kültürel bir miras olarak ele aldığı belirtildi. Bu kapsamda Türkiye’de tescilli salep yetiştiriciliği yapan ilk markalardan biri olunduğu, kendi tarlalarında üretim yapıldığı ve orkide koruma ile yaygınlaştırma projelerinin yürütüldüğü kaydedildi. Salep üreticilerine alım garantisi sunularak sürdürülebilir tarımın desteklendiği aktarıldı. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı ile üniversitelerle iş birlikleri gerçekleştirildiği, Salep çalıştayları ve farkındalık programlarıyla üreticiler, öğrenciler ve kamuoyunun bilgilendirildiği ifade edildi. "Katkısız ve sürdürülebilir üretim" Doğallık ve saflık başlığı altında, ürünlerde katkı maddesi ve sentetik aroma kullanılmadığı belirtilirken, salep orkidesinin doğadaki dengesini korumak amacıyla kontrollü kök kullanımı ve sürdürülebilir hasat uygulamalarının hayata geçirildiği bildirildi. Manifestoda, gerçek salebin sabır ve ustalık gerektirdiği vurgulandı. MADO üretim sürecinde geleneksel yöntemlerin çağdaş tekniklerle birleştirildiği, her aşamanın deneyimli ustalar tarafından denetlendiği belirtildi. Salep kıvamı ve aromasının nesiller boyu korunan orijinal MADO reçetesiyle sağlandığı, bu bilgi birikiminin usta-çırak eğitim programlarıyla aktarıldığı kaydedildi. MADO’nun salebi yalnızca kış mevsimiyle sınırlamadığına dikkat çekilen açıklamada, Türkiye’de soğuk salep ürününü ilk kez ticarileştiren marka olduğu hatırlatıldı. Soğuk salep ve incirli, Antep fıstıklı, Türk kahveli gibi yeni çeşitlerle genç neslin damak zevkine hitap edildiği ifade edildi. "Her Mevsim Salep" vizyonu doğrultusunda global lansmanlar gerçekleştirildiği bildirildi. MADO, Salep Manifestosu kapsamında salebi çeşitlendirmeyi, geliştirmeyi ve yeniliklerle zenginleştirmeyi sürdüreceğini açıkladı. Soğuk salep çeşitleri ve farklı tat kombinasyonlarıyla salebin geleceğin içeceği haline getirilmesinin hedeflendiği belirtilirken, salebin Türk mutfak kültürünün evrensel elçisi olarak dünyaya tanıtılacağı vurgulandı. Orkide koruma ve sürdürülebilirlik konusunda da daha kapsamlı adımlar atılacağı ifade edildi.