GENEL - 24 Ekim 2022 Pazartesi 10:25

"Türkiye’yi kaybeden Orta Doğu’yu kaybeder"

A
A
A
"Türkiye’yi kaybeden Orta Doğu’yu kaybeder"

Yaşar Üniversitesi Uluslararası Hukuk Uygulama ve Araştırma Merkezinin düzenlediği çevrim içi panelde, Türk-Yunan ilişkileri konuşuldu.

Yaşar Üniversitesi Uluslararası Hukuk Uygulama ve Araştırma Merkezinin düzenlediği çevrim içi panelde, Türk-Yunan ilişkileri konuşuldu. Panelde konuşan Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, “Türkiye’yi kaybeden aslında Orta Doğu’yu da kaybeder” dedi.


Yaşar Üniversitesi Uluslararası Hukuk Uygulama ve Araştırma Merkezi, “NATO Zemininde Türk-Yunan İlişkileri” başlıklı çevrim içi panel düzenledi. Panele, Prof. Dr. Işıl Özkan, Prof. Dr. Hasan Köni, Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Prof. Dr. Funda Keskin Ata ve Prof. Dr. Çınar Özen konuşmacı olarak katıldı. Uzmanlar, son dönemde iyice gerilen Türk-Yunan ilişkilerini NATO ve Avrupa Birliği (AB) bağlamında değerlendirdi. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Hasan Köni’nin üstlendiği panelin açılış konuşmasını yapan Yaşar Üniversitesi Uluslararası Hukuk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Işıl Özkan, “Yunanistan’ın 1981 yılında, Güney Kıbrıs Rum Kesiminin ise 2004 yılında AB üyesi olmasıyla Birleşmiş Milletler’in (BM) kurduğu denge Yunanistan lehine değişti. Yunanistan, son zamanlardaki bölgesel sorunlarımızda dışarıdan destek aldı. Yunanistan, adaları silahlandırıyor ve eskiden beri devam eden karasuları, Ege kıta sahanlığı, Uçuş bilgi bölgesi(FIR) hattı gibi sorunları yeniden gündeme getiriyor” dedi.



"Türkiye’nin yeri NATO"


Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, “Varşova Paktı’nın sona ermesiyle birlikte NATO siyasi bir organ oldu. Askeri yönü ağır basan bir NATO, ‘Soğuk Savaş’ dönemi sonrası, muhatapsız kalmıştır. Bunun yerine siyasileşerek politikalar oluşturma noktasına gelmiştir. Eskiden bu yana devam eden Türkiye-Yunanistan silahlanmasında gözetilen 10/7 denklemi bozulmuştur. Ukrayna savaşı başta olmak üzere dünya, yeni bir boyuta evrildi. 20. yüzyılın kurum ve kaideleri ile 21. yüzyılın sorunlarını çözmek mümkün değildir. Bu nedenle bugün artık NATO’nun karşıtı Avrasya’dır. Türkiye’nin yeri NATO’dur. Ülkemizin jeopolitik konumu gereği Ukrayna savaşındaki denge tutumu karşısında ABD ve Rusya herhangi bir şey yapamıyor çünkü Türkiye’yi kaybeden aslında Orta Doğu’yu da kaybeder” dedi.


ABD ile Yunanistan’ın arasında NATO dışında yapılan ikili anlaşmaların Türkiye açısından ne anlama geldiğinin incelemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Funda Keskin Ata, “ABD Yunanistan’da Dedeağaç’taki daha büyük olmak üzere Girit’teki ile birlikte iki yeni üs kurmuştur. NATO sözleşmesi, dışarıdan gelecek tehditlere karşı üyelerini korumak üzere kurulmuştur. NATO, Sovyetler Birliği ve Doğu Blok’u yıkıldıktan sonra kendine bir amaç bulmak için epeyce uğraşmıştır. Rusya’nın önce Kırım’da aslında Ukrayna’da başlattığı savaş, NATO’ya bir yaşam nefesi oldu. Böylece, NATO yeniden çok önemli ve değerli bir örgüt haline geldi. Türkiye ile Yunanistan arasındaki çatışma potansiyelini ABD, çok iyi yönetti. Bu nedenle NATO, yeniden hayat bulmuşken 1952’den beri üyeleri arasında çatışma riskini arttıracak hareketlerde bulunması bana mantıklı gelmiyor” dedi.


Prof. Dr. Çınar Özen, “ABD, 2014 yılından itibaren yeni bir ‘Soğuk Savaş’ inşası işine girmiş gibi görünmektedir. Ukrayna savaşı, sanki biraz bu işe yarıyor gibi gözlemliyorum. Peki yeni soğuk savaş inşası süresince ABD, bütün yatırımı Yunanistan’a mı yapıyor? ABD, Dedeağaç’ta 2021 anlaşmasına dayalı olarak çok büyük bir askeri üs kurdu. Bunu Rusya’ya karşı ve boğazların dışında koridor açmak olarak değerlendirebiliriz. Ancak ben bu şekilde değerlendirmiyorum. Aslında ABD, bu yeni soğuk savaş inşasında Yunanistan üzerinden Türkiye’ye karşı bir cephe inşa ediyor” dedi.


Panelin kapanış konuşmasını yapan moderatör Prof. Dr. Hasan Köni ise Türkiye’nin, Yunanistan ile olan ilişkilerinde saldırgan bir tutum içerisinde olmadığı, kendi haklarını aradığını ancak uluslararası alanda bunun yanlış yorumlandığını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kepçe kulak çocuklarda travma sebebi Kepçe kulak yapısının, birçok çocukta görülebilen ve bazen doğuştan olabilen bir kulak şekil bozukluğu olduğuna dikkati çeken Plastik, Estetik ve Rekonstüriktif Cerrahı Op. Dr. Onur Oğan, bu durumun fiziksel olduğu kadar psikolojik sonuçları da olduğunu ve günümüzde akran zorbalığına yol açabildiğini söyledi. Kepçe kulak rahatsızlığı olan kişilerde özgüven eksikliğinin yanı sıra stres ve anksiyete varlığı gibi psikolojik etkileri oluşabildiğinin altını çizen Op. Dr. Onur Oğan, "Dikkat eksikliği ve hiperaktivite problemleri de yaşayan hastalarımız da var. Tüm bu durumların genel sonucu olarak; akademik başarısızlığın da eşlik ettiğini görebilmekteyiz. Bu gibi bulguların oluştuğu ve kepçe kulak problemi olan çocuklarda düzeltme ameliyatları 6-7 yaş civarında en erken yapılabilmektedir. Bu süre de yaklaşık olarak ilkokula başlama dönemine denk geldiğinden oluşabilecek psikolojik etkilerin önüne geçmek mümkündür. Ortalama 45 ila 60 dakika süren bir operasyonla bu problemi çözmek mümkün olabilmektedir" diye konuştu. "Erken bebeklik döneminde doğru müdahale fayda sağlayabilir" Kepçe kulak probleminin akran zorbalığına da bahane olabildiğine vurgu yapan Op. Dr. Oğan, bebek ve çocuklarda görülen kulaktaki şekil bozukluğunun aileleri de tedirgin ettiğini söyledi. Erken bebeklik döneminde bazı aparatlarla bu problemin azaltılabileceğini de ekledi. Bu dönemde uygunsuz yatış pozisyonunun, uygun olmayan şekilde kulağın sarılmasının problemin artmasına sebep olabileceğini belirtti. "Cerrahiye karar vermeden önce uzmanla görüşün" Kepçe kulak veya kulakta şekil bozukluğu doğumdan hemen sonra fark edilmişse konuyla ilgili bir sağlık profesyonelinin desteğiyle uygun aparatlar hazırlanıp kullanılmasının problemi azaltabileceğini ifade eden Op. Dr. Onur Oğan, şöyle devam etti: "Sorun erken çocukluk döneminde fark edildiyse, kulak gelişiminin belirli bir ölçüde tamamlanmasını beklemek doğru olacaktır. Kulak gelişiminin önemli ölçüde tamamlandığı yaş aynı zamanda ilköğretim çağının başladığı zamana yani 6 yaşa denk gelmektedir. Cerrahi düzeltme yapılacaksa, 6 yaş veya sonrası uygundur. Sorunun ortadan kaldırılması fiziksel problemin sebep olabileceği ruhsal ve sosyal problemlerin önüne geçebilmektedir. Bu tür bir cerrahiye karar vermeden önce, aile ve çocukların tüm seçenekleri plastik cerrahi uzmanıyla dikkatlice değerlendirmesi önerilir."
İstanbul Kadıköy’de dikey yapılaşmaya meydan okudu, köşkünü satmadı Kadıköy’de halk arasında ’Sarı köşk’ olarak bilinen ve görünüşüyle dikkat çeken köşkün sahibi, inşaat firmaları tarafından ederinden katbekat fazla para teklif edildiyse de dikey yapılaşmaya karşı olduğunu söyleyerek evini satmadı. Kadıköy’de 1900’lü yılların başında yaptırılan ’Sarı köşk’, yapısı, görünüşü ve rengiyle dikkat çekiyor. Gri ve yüksek binaların arasında kalan, tarihi eser statüsünde olan köşkün çevresi bu günlerde 15- 20 katlı binalarla kaplanmış durumda. Sahibi tarafından özenle bakımı yaptırılan ve yıllara meydan okuyan köşke inşaat firmaları tarafından ederinden katbekat fazla para teklif edildiyse de köşkün sahibi dikey yapılaşmaya karşı olduğunu söyleyerek evini satmayı düşünmüyor. "Bu köşkleri korumak zorundayız" Mahalle sakinlerinden Tuncay Çökelek, "Bu tür evleri korumak bizim için çok güzel bir şey. Ben de bir mimar olarak bu tür evlerin korunmasını istiyorum. Bunlar geçmişimizin bir nişanesi oluyor. Bunları sonuna kadar savunmak da bizim görevimiz, elimizden geldiği kadar. Ben olsam vermem, bu evi imkanım olsa sonuna kadar korurum. Tabii alt yapısını da iyi yapmak lazım. Maddi durumu iyi olmayan var, mesela babadan kalma bir evi var. Bu evin korunması ve yeniden ayağa kaldırılması için bir takım masrafların yapılması lazım. O masrafı da karşılayan var, karşılayamayan var. 1900’lerin başında inşa edilmiş. Bu köşkleri korumak zorundayız" diye konuştu.
Samsun Dart yarışmasında engelli vatandaşlar hünerlerini sergiledi Samsun’un Bafra ilçesinde Engelliler Haftası dolayısıyla İlçe Kaymakamlığı öncülüğünde, Gençlik Merkezi İlçe Müdürlüğü tarafından organize edilen dart yarışmasında engelli vatandaşlar hünerlerini sergiledi. İlçe Gençlik Merkezi salonunda düzenlenen turnuvada Türkiye Sakatlar Derneği Bafra Şubesi üyeleri dart sporundaki yeteneklerini gösterdi. Turnuva öncesi konuşma yapan Sosyal Hizmetler Müdürü Muzaffer Şahin, “Engellilik tercih konusu değildir. İnsanlar bazen kaderiyle karşı karşıya, tercih etmediği hayatı yaşamak zorunda kalıyor. İşte bizler de kamu kurumları ile yerel yönetimler, hatta sivil toplum kuruluşlarıyla beraber olmak suretiyle bu kardeşlerimize pozitif ayrımcılık yapmak suretiyle önlerindeki engelleri kaldırmak, diğer bireyler gibi normal yaşantılarını devam etmelerini sağlamak bizim asli görevlerimizdendir” dedi. Şahin’in konuşmasının ardından yapılan dart yarışmasında engelliler kategorisinde Nuri Çakır, öğrencilerin yarıştığı kategoride de İlayda Yıldız birinci oldu. İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Katipoğlu ise, “10-16 Mayıs Engeliler Haftası kapsamında Kaymakamımız Cevdet Ertürkmen başkanlığında komisyonumuzun planlamış olduğu çalışmaları yürütüyoruz. Bu anlamda kaymakamlığımız, Bafra Belediyesiyle beraber kurum amirlerimizle çeşitli etkinliklerde beraber olduk. Bafra özelinde 5 tane özel eğitim olan ilçeyiz. Tüm okullarımız 10-16 Mayıs Engelliler Haftası kapsamında çeşitli etkinliklerle , haftanın farkındalığını oluşturmaya çalışıyoruz. Bafra Gençlik Merkezi koordinesinde dart yarışması için bir aradayız. Önemli olan bu hafta ve tüm zamanlarda engelli vatandaşların farkında olabilme, onların hayatını kolaylaştırma gayreti içinde olmalıyız. Biz devlet olarak engelli vatandaşlarımızla iş birliği içinde yürütüyoruz. Bu nedenle tüm engelli vatandaşlarımızın farkında olduğumuzu belirtirim" diye konuştu. Türkiye Sakatlar Derneği Bafra Şube Başkanı Recep Köksal, “10-16 Mayıs engelliler haftasında çeşitli etkinliklerle haftanın farkındalığını oluşturmaya çalışıyoruz. Şu anda Bafra Gençlik Merkezi koordinesinde dart yarışması için bir aradayız. Önemli olan bu hafta ve tüm zamanlarda engelli vatandaşların farkına varabilmek, onların hayatını kolaylaştırma gayreti içinde olmalıyız. Biz devlet olarak engelli her zaman vatandaşlarımızla iş birliği içinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu yaşamlarını sağlamak bizim asli görevlerimizdir" ifadelerini kullandı. Turnuva sonunda dereceye giren yarışmacılara madalyaları İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Katipoğlu, Sosyal Hizmetler Müdürü Muzaffer Şahin, Gençlik Merkezi Müdürü Selim Erdoğan, Bafra Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürü Yaşar Şenel ve Türkiye Sakatlar Derneği Bafra Şubesi Başkanı Recep Köksal tarafından verildi.
İstanbul Mauro Icardi’den taraftarlara imzalı krampon Galatasaray’ın Arjantinli golcüsü Mauro Icardi, Galatasaray Fan Token sahibi taraftarlara 2023-2024 sezonunun hatırası olarak imzalı krampon hediye edecek. Galatasaray forması ile görev aldığı maçlardaki üstün performansı ile değil, toplumsal konulardaki duyarlılığı ve sempatik karakteri ile Süper Lig’in en sevilen ismi olan Arjantinli futbolcu Mauro Icardi, taraftarlara imzalı krampon hediye verecek. Icardi, Galatasaray Spor Kulübü’nün Resmi Fan Token Partneri Socios.com uygulaması üzerinden sadece Türkiye’deki değil, dünyanın farklı yerlerinde yaşayan ve Galatasaray’a gönül vermiş Galatasaray Fan Token sahibi taraftarlara 2023-2024 sezonunun hatırası olarak imzalı krampon hediye verecek. Sadece Galatasaraylı taraftarlar"ın değil, farklı takımların taraftarların da gözdesi Dünyanın en büyük taraftar etkileşim ve ödüllendirme platformu olan Socios.com uygulamasını indirerek, Galatasaray’ın bazı kararlarında söz sahibi olmak isteyen taraftarlar, dünyanın her yerinden takımlarına destek veriyor. Uygulama içerisinde, Türkiye dışından 100’e yakın ülkeden binlerce Galatasaray taraftarı, sarı-kırmızılı kulüple ilgili oylamalar ve anketlerde en aktif olan taraftarlar aynı zamanda. Galatasaray’ın Belçikalı futbolcusu Dries Mertens’in forma numarasını da taraftarlar belirlemişlerdi. Socios.com uygulaması üzerinden yapılan ve Mertens’in giyeceği forma numarasını taraftarlara sunan anket sadece 24 saat sürmüş, Türkiye dışından 76 ülkeden binlerce Galatasaraylı taraftar ankete dahil olmuştu. Uygulama içerisinde yer alan Galatasaray maç biletlerine, Galatasaray lisanslı ürünlerine sadece Türkiye’den değil, dünyanın birçok yerindeki taraftarlar ilgi gösteriyor. Icardi imzalı formalar, Icardi’nin gol sevincinin yer aldığı özel olarak tasarlanan GS Store atkıları, İspanya’dan İtalya’ya, Portekiz’den Arjantin’e kadar dünyanın birçok bölgesinden farklı takımların taraftarlarının en çok ilgi gösterdiği ürünlerin başında geliyor.
Sivas Süt kuzuları anneleriyle buluştu Sivas’ın eşsiz coğrafyasında baharın gelmesiyle birlikte güzel doğa olaylarından biri daha yaşandı. Baharın müjdecisi olarak görülen kuzuların, anneleri ile buluştuğu anlar renkli görüntüler oluşturdu. Sivas’ın Ulaş ilçesinde bulunan Ulaş Tarım İşletmesi Müdürlüğü’ne (TİGEM) ait ahırlardan çıkan yüzlerce kuzu anneleriyle buluşması havadan görüntülendi. Baharın müjdecisi olarak kabul edilen kuzular, annelerinin yanına dönmelerinin sevincini yaşadılar. Dağların zirvelerinden çıkan serin rüzgârlarla coşan doğa, bu buluşmalara şahitlik etti. Koyun sürülerinin kuzularıyla buluşması, yeşilin bin bir tonuyla buluşarak göz kamaştıran bir tablo oluşturdu. Kokularından annelerini tanıyorlar Koyunların çok duygusal hayvanlar olduğunu belirten Ulaş TİGEM Müdürü Hasan Keskin, “Bu sürüde 600 koyun 950 kuzumuz var. Anne doğurduğu kuzunun kokusunu alıyor. Bu kadar kuzunun içerisinden kendi yavrusunu seçerek buluyor ve ona sütünü veriyor. Başka bir kuzu onu emmeye geldiğinde o sütü salgılamıyor. Kendi yavrusunun geldiğini anladığı zaman anne o sütü salgılıyor. Daha sağlıklı doyuruyor bu da kuzunun erken yetişmesini sağlıyor. Biz kuzuyu bir ay annesinin yanından hiç ayırmayız. Bir ay sonra akşam ayırır sabah tekrar birleştiririz. Böylelikle yem tüketimine de alışmasını sağlarız. Kuzu annenin yanında olduğu zaman sürekli annesini oyalar ve annenin zamanını kaybettirir. Koyun sütten kesilerek gelecek çiftleşmeye kendini hazırlar. Koyun ve kuzularımızı koruyu hekim eşliğinde sürekli kontrol ve takip ederiz. Kuzular annelerini bir ay boyunca emer. Daha sonra yaklaşık 2 ayda besleriz ve kuzular yetişmiş büyümüş olurlar. Akkaraman koyununun sütü yağlı olduğu için diğer ırklara göre kuzular daha hızlı yetişir” şeklinde konuştu.