GENEL - 05 Ağustos 2015 Çarşamba 14:00

Tarihi Caminin Aslına Uygun Restore Edilmediği İddiası

A
A
A
Tarihi Caminin Aslına Uygun Restore Edilmediği İddiası

Atoluğu Cami Restorasyon Komitesi, Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesinde bulunan 200 yıllık tarihi Atoluğu Cami’nin aslına uygun şekilde restore edilmediğini iddia etti.
Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün başlattığı restorasyon çalışmalarına, Atoluğu Cami Restorasyon Komitesi tarafından itiraz edildi. Komite Başkanı Feyzullah Aslantürk ve üye ilahiyatçı Durdu Mehmet Yiğitalp, restorasyonun aslına uygun yapılmadığını iddia etti.
Feyzullah Aslantürk, Dulkadiroğlu ilçesi Duraklı Mahallesi’ndeki tarihi caminin orijinal avlu duvarının yıkıldığını ve kapı girişinin ortadan kaldırıldığını öne sürerek, "En önemli büyük bir yanlış, hata olarak şu gördüğünüz duvarın öncelikle restorasyonun başlatılıp daha sonradan 2 gün önce yıkılmaya başladığını gördük. Daha önce yapılan, doku aynı caminin dokusu, restorasyonuna başladılar. Kapısı da hakeza havlu giriş kapısı yapıldı fakat iki gün önce biz bunun, niçin yıkıldığını tabi ki sorguladığımızda projede bir değişiklik olduğunu söylediler. Eklenti olan duvarların hiç bir şekilde doku olarak uyumu yok, caminin kendi dokusuyla uyum halinde değil. Bu yıkılmış olan duvar zaten dokuyla, kendi dokusu, kendi öz dokusuydu. Şimdi onu yıkıp da önce kendi restorasyonunu yapacaksınız, ondan sonra geri yıkacaksınız, vazgeçtik diyeceksiniz, saçma sapan bir dokuyla yamalı bohça gibi eklenti haline getireceksiniz. Camiyi o zaman biz şundan endişe ediyoruz. Bu camiyi de yıkacak mısınız, yenileyecek misiniz böyle saçma bir şekilde" dedi.
Durdu Mehmet Yiğitalp ise restorasyonda çalışmaları keyfi gördüğünü söyledi.
509 bin 900 TL değerinde olan restorasyon çalışmaları için ise 2013 yılında sözleşme imzalandığı öğrenilirken, levhada iş teslimi tarihi hakkında bilgi verilmiyor.
"TARİHİ ESERLER MİLLETİN HAFIZASIDIR"
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Özkarcı, tarihi eserlerin milletin hafızası ve kimliği olduğunu dile getirerek, “Günümüzde baktığımız zaman aslına uygun bir şekilde onarımı yapılan tabi ki tarihi eserlerimiz çok. Maalesef alanında uzman olmayan kişiler de bu tarihi eserlerimizin onarımına soyunarak tarihi dokusundan uzaklaştırıldığına da şahit oluyoruz” dedi.
Şu an Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün buna daha çok dikkat etmeye başladığını kaydeden Özkarcı, "Ve eserlerimizi, işin uzmanı olan ehli olan kişilere onarımını restoresini yaptırarak efendim tarihi eserlerimizin kimliklerine uygun bir dokuyla da onarımını yaptıklarına da şahit oluyoruz" diye konuştu.
Mahalle sakinlerinden Şerafettin Duyar ise 5 yaşından beri camiye gelip gittiğini ifade ederek, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Türkiye çapındaki restorasyon çalışmalarını takdir ettiği söyledi.
Duyar, "Gerek Maraş’ta gerek Türkiye’nin çeşitli yerlerinde hakikaten güzel işler yaptılar ve yapıyorlar. Fakat burada da öyle bir şey beklerken maalesef vakıfların ana hedefi tarihe, tarihi dokuya bir çivi çakılsa hemen tarihi şekline getirmek, güzel bir şey. Madem bu güzel bir mantık, sen bir mantıkla hareket ediyorsun, burayı da aynı mantıkla yapman gerekir. Yani tarihi dokusunu bozmadan’’ ifadelerine yer verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Ülkelerin yeni tel örgüsü: Veri merkezleri Dijital çağda ülkelerin güvenliği artık yalnızca kara, deniz ve hava sınırlarıyla sınırlı kalmıyor. Kamu kurumlarından savunma sanayiine, sağlık sistemlerinden finans altyapısına kadar kritik öneme sahip milyonlarca veri, yeni nesil sınır hattı olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de e-devlet hizmetlerinden bankacılık sistemlerine, sağlık kayıtlarından savunma sanayiine kadar yüzlerce dijital hizmet, veri merkezleri üzerinden kesintisiz şekilde yürütülüyor. Uzmanlara göre, olası bir siber saldırı ya da afet anında yerli ve yedekli veri merkezleri hayati rol üstleniyor. Yapay zeka ve büyük veri teknolojilerinin hızla yaygınlaşması, veri merkezlerinin stratejik önemini daha da artırıyor. Yapay zeka sistemlerinin çalışabilmesi için yüksek işlem gücü ve güvenli altyapı gerekiyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da veri merkezlerinin stratejik önemine dikkat çekerek, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin veri merkezi ve yapay zeka altyapısına yönelik milyarlarca dolarlık yatırımı harekete geçirmeyi hedeflediğini açıkladı. Bakanlık, yerli ve milli altyapıların güçlendirilmesiyle verinin ülke sınırları içinde korunmasının amaçlandığını vurguluyor. Öte yandan Türkiye’de veri merkezi yatırımlarının İstanbul dışına kayması dikkat çekiyor. Karadeniz Bölgesi, serin iklimi, enerji altyapısı ve stratejik konumuyla yeni veri merkezi yatırımları için avantajlı bölgeler arasında gösteriliyor. Uzmanlar, Trabzon ve çevresinin bölgesel veri merkezi üssü olabilecek potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. "Trabzon’a veri merkezi yatırımı yapılırsa bütün sektörleri geliştirir" Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Meclis Üyesi Ahmet Kazaz, dünyanın dönüştüğünü ve değiştiğini belirterek "Bu değişen ve dönüşen dünyanın iki tane güçlü etkeni var. Bunlardan biri küresel ısınma diğeri de teknoloji. Baktığımızda bunların ikisi de birbirini çok etkiliyor. Veri merkezleri dünyanın geleceğindeki veriyi tutma, kullanma ve işleme konusunda en önemli faktörün olduğu yer. Dünya bu konuda çok ciddi bir farkındalıkta ve buna yatırım yapar nitelikte. Bir yıl içerisindeki değişim 1.7 milyar dolarlık bir yatırımdan 4 milyar dolarlık bir yatırım çıktı. Dünyanın geleceğinde bu denli önemi olan veri merkezleri için kendi coğrafyamızın ve şehrimizin buna çok uygun olduğunu gördüm. Bölgemiz küresel ısınma da dünyada en az ısınan coğrafyalardan ve şehirden biriyiz. İklimsel değişimde aynı. Su sorununda bölgesel olarak ve şehir olarak bir problemimiz yok. Enerji, teknoloji altyapısı, yatırım, ulaşım ve lojistik açısından baktığımızda bir problemimiz yok. Bir veri merkezi kurulurken de en çok bunlara bakılıyor. Çünkü en önemli maliyetinin enerji ve soğutma olduğu en önemi gerçek olarak ortaya çıkıyor. Bu anlamda coğrafyamızı ve şehrimizi dikkate aldığımızda bu avantajları sunabilecek çok şeye sahip. Bu şehir ve coğrafya değişecekse yeni dünyanın en önemli gerçeği bu. Bu gerçeği biz şehir adına bir vizyona dönüştürmezsek aslında şehir için talep ettiğimiz bir çok şeyin neden talep edilir gerçeğini de anlatamıyor ya da vurgulamıyor oluyoruz. Şehrimizin bundan sonraki vizyonunda önemli bir alan olduğunu bu değişime ve dönüşüme şehrimizle birlikte çok ciddi fayda sağlayacağını gençleri şehirde tutacağımızı düşünüyorum. Böyle bir vizyonla şehrimizin uzun zamandır duraksadığı ve kendini bir tık kabuğunu kırmada sorun yaşadığı gerçeğini aşacağını düşünüyorum" dedi. "Yazılım ve teknolojiyi bugünkü yaşamın en üst şemsiyesi" Veri merkezinin Trabzon’a kurulması halinde kentin 10 yıl içerisinde 10 gömlek yukarı gideceğini kaydeden Kazaz, "Türkiye’de büyük şirketlerin hareketlerine baktığımızda daha yaşanabilir alanda daha konforlu konumlanmayı tercihi çalışanlar açısından çok geliştiriliyor. Yazılım ve teknolojiyi başlı başına bir şeymiş gibi görmemek lazım. Bence bugünkü yaşamın en üst şemsiyesi. Büyük sektörler onun altında. Trabzon’da böyle bir süreç sanayinin, turizmin ve buna bağlı sektörlerin kendi içlerinde çok hızlı yenilenmesi, sınır atlanması hem şehrin gelirine hem istihdamına hem de gençleri şehirde tutma açısından çok büyük faydaya hizmet edeceğini düşünüyorum. Veri merkezinin Trabzon’a kurulması halinde 10 yıllık zaman diliminde Trabzon 10 gömlek yukarı gider. Çevre şehirlerde bile yüzde 20’lik bir değişime sebebiyet veriyor" ifadelerini kullandı.