GENEL - 30 Mayıs 2020 Cumartesi 14:06

Zeynep’in acılı annesi: “Kızımın kalemleri, kitapları kaldı”

A
A
A
Zeynep’in acılı annesi: “Kızımın kalemleri, kitapları kaldı”

Muğla’da milli boksör Selim Ahmet Kemaloğlu (26) tarafından öldürülen Zeynep Şenpınar’ın (25) Pazarcık ilçesinde yaşayan annesi Aruz Şenpınar, kızının mezarı başında ağıtlar yakarak fenalık geçirdi.

Muğla’da milli boksör Selim Ahmet Kemaloğlu (26) tarafından öldürülen Zeynep Şenpınar’ın (25) Pazarcık ilçesinde yaşayan annesi Aruz Şenpınar, kızının mezarı başında ağıtlar yakarak fenalık geçirdi. Anne Aruz Şenpınar, “Ben hepinizden yardım istiyorum. Kızımın kalemleri kaldı masalarda, bunun yaralarını kimler sarıyor” dedi.


Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olan Zeynep Şenpınar, Ramazan Bayramı’nın birinci günü Muğla’da oturduğu evde Selim Ahmet Kemaloğlu tarafından bıçaklanarak öldürülmüş, cenazesi ise pazartesi günü Pazarcık ilçesinin Bölükçam Mahalle mezarlığına defnedilmişti.


Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde yaşayan Zeynep’in annesi ve yakınları kızının mezarını ziyaret etti. Zeynep’in sevdikleri tarafından mezar çiçeklerle donatılırken, Fransa’da yaşayan ve korona virüs nedeniyle cenazeye gelemeyen ağabeyleri Zeynep için çiçek gönderdi. Canice öldürülen kızı için ağıtlar yakan anne Aruz Şenpınar, yakınlarıyla birlikte kızının mezarını ziyaret etti. Ziyarette katile lanet yağdıran acılı anne mezara kapanarak, "Zeynep senin mezarın ne tez oldu. Zeynep ben senin abilerine ne cevap vereceğim. Ben 7 abiye ne cevap vereceğim. Ben hepinizden yardım istiyorum. Kızımın kalemleri kaldı masalarda, bunun yaralarını kimler sarıyor” diyerek ağıtlar yaktı.


Boksör Ahmet Kemaloğlu tarafından öldürülen, Zeynep Şenpınar’ın vücudunda morluk ve kesikler görüldüğü öğrenilirken, katil zanlısı tarafından sürekli tehdit edildiği ve darptan dolayı şikayetini geri çektiği belirtildi. Katil zanlısının kızını paralarını da aldığı iddia edilirken anne Aruz Şenpınar, “Benim kızımın kanı hiçbir zaman yerde kalmasın, kızımın kanı Muğla’da evinde. Nasıl ben o eve gireceğim. Kalemleri, kitapları kaldı masalarda. Kızımın katili için en büyük cezayı istiyorum. Benim kızım böyle olduysa hiçbir anne böyle ağlamasın” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ömer Orkun, “Günlük vücut kontrolleri ile kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz” dedi. Ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgulara neden olan kene kaynaklı Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) vakaları, Nisan ve Mayıs ayında artış gösterdi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Ömer Orkun, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırım-Kongo kanamalı ateşe neden olan kenelerden korunma yöntemlerini açıkladı. “Kene atlamaz, sıçramaz” Kenenin özelliklerini anlatan Doç. Dr. Orkun, “Bu avcı karakterli bir kene olup insanlara yerden yürüyerek geliyor. Bu kene atlamaz, zıplamaz ve sıçramaz. Bu kene otlara ve ağaçlara tırmanmaz. Ağaçlardan da düşmez. Bunun asıl geldiği yer, yerlerden yürüyerek geliyor” ifadesini kullandı. “Avına doğru yürüyerek gidiyor” Tarım yapan vatandaşları da uyaran Orkun, “Tarımsal faaliyetlerin olduğu tarım alanlarının etraflarında daha yoğun görüyoruz. Toprakta, taşın ve yaprağın altında saklanıyor. Hedef canlı grubu, bu insan, sığır, koyun ve keçi olabilir, oradan geçene kadar bekliyor. Oradan geçerken bir takım çok kompleks algaçlarıyla algılıyor. Tabiri caizse avına doğru yürüyerek gidiyor” diye konuştu. “İnsanları onlarca metre takip edebilir” Türkiye’de Kırım Kongo Kanamalı ateşin vektörü olan kene türünün çok hızlı hareket ettiğini ifade eden Orkun, “Hatta dünyada karşılaşabileceğimiz en hızlı ve en uzun yol kat edebilen, yürüyerek veya da koşarak yol kat eden bir türdür. İnsanları onlarca metre takip edebilir. Kene tutulmasının gördüğümüz yerlerde çok karşımıza çıkan bir durumdur. Yakalıyor ve ilk tercihen en çok girdiği yer paçanın içerisinden geliyor ve açık olursa deriye ulaşmaya çalışıyor” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Orkun, Türkiye’de kenenin olmadığı hiçbir yerin olmadığı belirterek, tarım arazisinde vakit geçiren vatandaşların ciddi risk altında olduğunu da kaydetti. “Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Birtakım alınacak önlemler ile vatandaşların keneden korunmasının mümkün olduğunu söyleyen Orkun, şöyle konuştu: “İlk 24 saatten 48-72 saate kadar ulaşan sürelere ihtiyaç var. Günlük vücut kontrolleri ve kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa henüz size ekolojik ajanı, yani iç organizmayı ve mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz.” “Çivi söker gibi çıkarabilirsiniz” Kenenin vücuttan çıkarılmasının profesyonellik isteyen bir durum olmadığına dikkati çeken Orkun, şunları kaydetti: “Keneyi çok kolaylıkla bir cımbız yardımıyla veya onları bulamazsınız eldiven, yaprak ve naylon ile tutup çıkarabilirsiniz. Çivi söker gibi çok kolay. Patlatmamak burada esastır. Çünkü bazen patlattığınızda elinizdeki yarık ve çatlaklarda mikrobiyolojik ajanların girmesi de mümkün olabiliyor. Ama keneden bir an önce kurtulmanız sizin için esas.”