ASAYİŞ - 05 Eylül 2025 Cuma 09:51

İrem’in iki bacağını, şoförsüz tır koparmış: "Hayatıma protezle devam edeceğim"

A
A
A
İrem’in iki bacağını, şoförsüz tır koparmış: "Hayatıma protezle devam edeceğim"

Kahramanmaraş’ta motor ile yolculuğa çıkıp Osmaniye dönüşü Gaziantep Nurdağı mevkiinde şoförsüz tırın neden olduğu kazada fitness eğitmeni 25 yaşındaki İrem Karatutlu, iki bacağını kaybetti. Tedavi süreci devam eden ve evine yerleşen 1 çocuk annesi İrem, kocasının desteği ile hayata yeniden tutunuyor.


Kadir ve İrem Karatutlu çifti, 26 Temmuz 2024’te evlendi. Motor tutkunu olan çift, evliliklerinin birinci yıl dönümünü arkadaşlarıyla birlikte Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde düzenlenen motosiklet festivaline katılarak kutlama yaptı. Yıl dönümü eğlencesi sonrası Kahramanmaraş’a dönmek üzere yola çıkan çiftin motosikleti ve beraberindeki bir motosikletin arıza lambası yanması nedeniyle Gaziantep Nurdağı yakınlarında yol kenarına durmak zorunda kaldı. Motoru emniyet şeridine çeken Karatutlu çifti, arızayla ilgilenirken yanlarına güvenlik amaçlı yardım için bir de çekici geldi. Kısa süre sonra ise içinde şoförü bulunmayan tır, kontrolden çıkarak kendi kendine yol kenarındaki emniyet kenarına ve bariyerlere sürterek daldı. Önce çekiciye, ardından çevresindeki araçlara çarpan tır, bu sırada orada bulunan eski Kahramanmaraş Barosu Başkanı Mehmet Mesut Karslıoğlu ve Fitness eğitmeni İrem Karatutlu’yu da altına aldı. Çarpmanın etkisiyle ağır yaralanan Karatutlu, kaldırıldığı hastanede iki bacağını diz altından kaybetti. Kazanın ardından gözaltına alınan araçta olmayan tır şoförü çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.



"Sahne durmuş gibiydi"


İrem eşi Kadir Karatutlu, "Evlilik yıl dönümümüzü ve o gün eşim ile beraber Osmaniye Kadirli’de bir motor festivali vardı. Eşim ve diğer motorcu arkadaşlarımla beraber kutlamak için oraya gittik ve dönüş yolunda bir arıza nedeniyle motorlarımızı sağ tarafta bulunan emniyet şeridine çektik. Sonra arkanızdan gelen çekicilerle, çekici de bizle beraber emniyet şeridinde araçlarını çekti. Yaklaşık 5-10 dakika sonra sürücüsü olmayan bir tır tarafından bariyerleri sürterek bizim orada bulunan bütün araçları sürükleyerek götürdü. Yaklaşık 500-600 metre civarı. Tırı ben gördüm, yol tarafına atladım. Eşimin olduğu yere ortalama 20 metre civarı geri taraftaydım. Eşime doğru koşmaya başladım. Oradan kaçın, çıkın falan dedim ama tırın hızı 70-100 aralığındaydı. Durduğumuz yer emniyet şeridi idi orası zaten aşağı yönde bir eğimliydi. Sürücüsü olmayan bir tır, oradaki bütün araçları küredi götürdü. Orada yaklaşık 8-10 kişi vardı. Arkadaşlarımız, mili saliselik anlarla kurtuldu. Eşim o kazada kurtulamadı. 600 metre civarı motorlarının üstünden aşağı doğru sürüklendi. Ben devamlı arkasından koşarak onu bulmaya çalıştım. Çünkü devamlı tır ilerliyordu, hiç durmuyordu. Sonra eşimi görebildim. Gördüğümde mutlu oldum, gayet iyi görünüyordu. Ama yanına gittiğimde iki ayağımın sıkıştığını gördüm. Ve orada koptuğunu görünce mahvoldum. Sonra kurtarma süreçlerimiz derken, yangının çıkması bizi çok zor duruma düşürdü. Sanki o zaman, sahne durmuş gibiydi" dedi.


Konuşmasını sürdüren Karatutlu, "En çok bu kazanın nedenini öğrenince şaşırdım. Kazanın nedeni 3 aşamadan başlıyor. Bize çarpan tırın ilk tünele girmeden duruyor, sonra tünele giriyor, tünel içinde kontrolsüz duruyor. Bu kez durunca sürücü emniyet frenini çekmediği için kendiliğinden hareket etmeye başlıyor. Bizim durduğumuz yere kadar kendi kendine geliyor. Yüklü ve sağlık eşyaları taşıyan bir tırdı" ifadelerini kullandı.



"Protezle hayatıma devam edeceğim"


Evlilik yıl dönümlerinde dehşeti yaşadıklarını ifade eden İrem Karatutlu, dönüş yolunda motorları emniyet şeridine park ettiklerinde olayın yaşandığını söyledi. Karatutlu," Orada dururken de çekici araç geldi. Çekici araç bize yardım etmek istedi o gün. Arkasından da zaten bir ses duydum. Ses duyduğumda da zaten eşimin bana seslendiğini, o tırı benden önce fark etmişti. Gördüm ama kurtulma ihtimalim yoktu. Çünkü bana tır çok yakınlaşmıştı. İki adım atmamla zaten vurdu. Gözlerimi açtığımda, ayaklarım tırın altında kaldığını gördüm. Eşimin desteğini çok fazla hissettim bu süreçte. En çok yanımda olan o oldu. Ailemin desteklerini de hissediyorum. Onlara da teşekkür ediyorum. Bu süreçte hayatıma protezle devam edeceğim. İki ay sonra fizik tedavi süreçlerim başlayacak. Tünelin 400 metre ilerisindeydik. Üzerimize gelen tır şoförsüz bir tırdı" diye konuştu.



İrem’in iki bacağını, şoförsüz tır koparmış: "Hayatıma protezle devam edeceğim"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.