POLİTİKA - 19 Temmuz 2016 Salı 13:47

Mehmet Ali Şahin’den idam cezası açıklaması

A
A
A
Mehmet Ali Şahin’den idam cezası açıklaması

AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, "Bütün bu yapılanları gördükçe, hatta parlamentoda kafamıza bombalar yağarken benim de, milletvekili arkadaşlarımızın da gönlünden ’Bunları sallandırmak lazım’ diye geçti" dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından gündeme gelen idam cezasının geri getirilmesi tartışmalarına ilişkin ise Şahin, "İdam tekrar getirilebilir ancak yasalarda bir değişiklik yapıldığında lehte olan hükümler geriye yürüyor, aleyhte olanlar yürümüyor" ifadesinde bulundu.
Karabük’te, FETÖ’nün darbe girişimine tepki göstermek amacıyla Kent Meydanı’nda toplanan vatandaşlara hitap eden Şahin, kent sakinlerinin toplanarak demokrasiye sahip çıktığı bu alanın adının "demokrasi meydanı" olmasını istedi.
Şahin, darbe girişiminin millete karşı yapıldığını ancak bunu planlayıp uygulayanların milleti hafife aldığını ve hesaplarının tutmadığını söyledi.
Girişimin başarılı olması halinde Karabük Valisi’nin görevden alınıp yerine Safranbolu 125. Jandarma Eğitim Alay Komutanı İstihkam Kurmay Albay Sedat Arıcan’ın getirileceğinin planlandığını anlatan Şahin, FETÖ mensuplarının bunu başaramadığını ve şimdi Arıcan’ın cezaevinde olduğunu hatırlattı.
"Hiçbir Türk askeri kendi vatandaşına silah sıkmaz"
Önceden Başbakan Yardımcılığı, Adalet Bakanlığı ve TBMM Başkanlığı görevlerinde de bulunan Mehmet Ali Şahin, darbe girişiminde bulunanların Türk askeri olamayacağını belirterek, bunlar Pensilvanya’nın hainleridir. Hiçbir Türk askeri kendi vatandaşına silah çekmez, bombalar yağdırmaz. Neden acaba Temmuz ayının ortasında darbe teşebbüsünde bulundular? Önümüzdeki Ağustos ayında Yüksek Askeri Şura var. İzmir Cumhuriyet Başsavcı vekilliği çok önemli bir soruşturma dosyası hazırladı. Sanıyorum davası açılmak üzere. Bu soruşturma dosyasında Gülen terör örgütü mensubu olup, daha sonra pişman olan birkaç asker mensubunun da bilgilerine dayalı olarak çok önemli bilgilere ulaşıldı. TSK içinde bu yapıya mensup olan çokça rütbeli, rütbesiz TSK mensubunun isimleri tespit edildi ve haklarında dava açılma hazırlıkları başladı. Nitekim birtakım tutuklamalar da oldu. Bazıları da kaçtılar" dedi.
’Darbe teşebbüsü son kozuydu’
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da KPSS ile ilgili bir soruşturma dosyası hazırladığını, bu dosyada da TSK içerisinde bazı subayların eşlerinin sınavlara girip yüksek puanlar aldığının belirlendiğini ve bunların askeriyenin birçok yerinde memur olduklarını belirten Şahin, şöyle dedi:
"Çünkü sorular çalınmış. Bu sorular bu yapıya mensup askerlere verilmiş, onların eşleri de çok yüksek puan alarak, milletin hakkını yiyerek memur olmuşlar. Cumhuriyet Başsavcılığı buradan hareketle o sınavı kazananların kimler olduğunu araştırarak bir bakmış ki bunların hepsi de TSK’da üst düzey asker. Bu soruşturma peş peşe gelince birtakım isimlere ulaşılmış ve şimdi bütün bunlar Yüksek Askeri Şura öncesi tabii ki şuranın önüne gelecek. Bu soruşturmalarda, iddianamelerde yer alan isimlerin terfi etmeleri bir yana Silahlı Kuvvetlerden ilişikleri kesilecek. Bu yapının bu darbe teşebbüsü son kozuydu. Yüksek Askeri Şuradan önce eğer bir harekette bulunmazlarsa, Silahlı Kuvvetler içerisindeki mensuplarının önemli bir bölümü deşifre edilecek ve Silahlı Kuvvetlerden ilişikleri kesilecekti. Bir tek çare kalıyordu, darbe teşebbüsünde bulunarak Türkiye’de yönetimi ele geçirmek."
“Bizimde aklımızdan ’Bunları sallandırmak lazım’ diye geçti”
Vatandaşın idam istediğini, TBMM bombalanırken kendisinin ve arkadaşlarının "Bunları idam etmek lazım" diye akıllarından geçirdiklerini vurgulayan Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
" İdam tekrar geri getirilebilir. Anayasa’yı değiştirirsiniz, idamı tekrar getirirsiniz. Ceza yasalarına da, anayasa değişikliği sonucu idamı tekrar yansıtabilirsiniz. Ancak yasalarda bir değişiklik yapıldığında lehte olan hükümler geriye yürüyor, aleyhte olanlar yürümüyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Anayasa değişikliği yapıp ceza kanuna getirdiğinizde, daha sonra çıkacağı için bu idamla ilgili hüküm, suç ondan önce işlendiği için uluslararası hukuk gereği aleyhte olan hükümler haklarında uygulanmayacağı için onlar hakkında idam kararı verilemeyebilir. Bütün bunlara rağmen, bu ihaneti yapmış olanlara karşı böyle bir cezayı uygulamak gerekmez mi? Vicdanlarımız ’gerekir’ diyor. Ancak bu konunun çokça tartışılması, üstünde çalışılması, bir mutabakatla bu konunun bir cevabının araştırılması gerekir. Bu sadece AK Parti’nin ’Ben yaptım oldu’ diyerek yola çıkarak çözeceği bir konu değildir."
"Altın nesilden hain nesile"
Şahin, geçmişte eğitim alanında hizmet veriyor diye sempati duyulan yapının, aslında bunu reklam amaçlı kullandığının anlaşıldığına dikkati çekerek, “Amerika’ya sığınan bu zatın yatacak yeri yok. Şu insanları perişan ettiğine bakın. Kendisine inanmış, bunların birçoğu samimi inançlıdır. Kendisine inananları soktuğu şu perişan hale bakın. Mesleklerinden oldular, cezaevlerine düştüler. Siz ’Altın nesil yetiştireceğiz’ diye yola çıktınız, hain bir nesil çıkardınız bu milletin karşısına. Altın nesilden hain nesile. Utanın, bir özür, af dileyin. Beddua ediyordunuz, beddua şimdi size dönüyor. Bu perişan olan insanların aileleri şimdi bunlara beddua ediyor, ’Nereden de düştü bunun ağına bizim çocuklarımız’ diye. ’Bu işlerde parmağım yok’ diyorsan, gel Türkiye’ye hesap ver. Sana inanmış olanlar cezaevinde, sen orada oturuyorsun. Bir elin yağda, bir elin balda, utan" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Sizi umreye götüreceğiz" yalanıyla vatandaşları 10 milyon TL dolandırdıkları iddia edilen şüpheliler: "Asıl mağdur biziz" Umre ziyaretine gitmek isteyen 412 kişiyi 10 milyon TL dolandırdığı iddia edilen turizm acentesi sahibi ve aracı şahıs tutuklandı. İlk ifadesi ortaya çıkan acente sahibi, "Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Uçuş firması yetkilileri yerine biz gözaltına alındık" dedi. Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar’ın (53) sahibi olduğu turizm acentesinin Kocaeli, İstanbul, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Düzce gibi illerde umre ziyaretine gitmek isteyen yaklaşık 412 kişiyi yaklaşık 10 milyon TL dolandırdığı iddia edildi. Umreye gitme tarihinin geçmesi üzerine vatandaşlar şüphelilerle irtibata geçerek polis şikayette bulundu. Sakarya’da camide müşteriler ile yapılan toplantı sırasında Çokyaşar ve 4 şüpheli Sakarya’da gözaltına alındı. İfadesi alınan 5 şüpheli savcılık tarafından serbest bırakılmasına karar verildi. Ancak Bursa’da da yapılan şikayetler üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Ahmet Çokyaşar ve aracı olduğu iddia edilen Ersoy Y. (50) serbest bırakılmadan gözaltı süreçleri devam etti. Diğer 3 şüpheli ise serbest bırakıldı. "Asıl mağdur olan biziz" Sakarya’dan SEGBİS aracılığıyla Bursa 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne bağlanan şüpheliler, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet Çokyaşar, "Asıl mağdur olan taraf biziz, firma iki kere uçuşlarımızı iptal etti. Bilgiyi aldığımız an itibari ile emniyete suç duyurusu yaptık. Uçakları ertelenen yolcularımız ile görüşmek için Sakarya’ya gittik. Aynı suçtan dün Sakarya’da serbest bırakılmıştık ancak Bursa’daki vatandaşların yine suç duyurusunda bulunması üzerine 3 gündür gözaltına olduğumuz için müşterilerimizle irtibata geçemedik. Uçuş firması yerine bizler bugün buradayız. Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için serbest kalmamız gerekmektedir. Uçuş firması yetkililerinin acil olarak gözaltına alınmasını talep etmekteyiz. Asıl bizler dolandırıldık. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm, sizlerden yardım talep ediyoruz, biz bu sorunu çok kısa zamanda çözecek pozisyondayız. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim” diye konuştu. "Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık" Çokyaşar’ın savunmasına katılan müdafisi Av. Nurcan Özlen, "Müvekkilimiz uçuşların iptal edildiğini 30 Nisan tarihinde öğrenmiştir, bu haberi alır almaz firma hakkında şikayetçi olduk. Firma sahibi hem Sakarya’da yürütülen soruşturmada hem de Kocaeli’de yürütülen dosyada şüpheli konumundadır. Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık. Müvekkilimin dolandırıcılık kasti söz konusu değildir. Aksine biz mağduruz” şeklinde konuştu. "Umreyi iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi" 29 senedir kamu personeli olarak görev yaptığını söyleyen Ersoy Y., "Ben de umreye gidecektim, orayı iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi. İnsanlar umreye gideceğimi duyunca beni arayarak, ‘Birlikte gidelim’ dediler. 12 kişi bana para verdi, ben de parayı yatırdım fakat Umre’ye gitmemize 2 gün kala uçuş firması uçuşun iptal olduğunu bildirdi. İtibarımdan dolayı bu 12 kişinin parasını hemen ödemek istiyorum yeter ki serbest kalayım. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim, hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılmamı talep ederim” ifadelerini kullandı. "Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını geri iade etmiştir" Ersoy Y. müdafisi Av. Gizem Dirbisoğlu ise "Müvekkilim daha önce de bu turizm firması ile umreye gitmiştir. Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını da geri iade etmiştir. Müvekkil mağdur durumdadır, tutuklanması ağır bir tedbir olacaktır. Fazla şikayetçi olduğu için herkes para verdiğini iddia etmiştir ancak müştekinin gerçeğe aykırı beyanları ile müvekkilin tutuklanması hakkaniyete aykırı bir durum olacaktır. Turizm firmasının yetkilisini müvekkilim vatandaşlara bildirmiştir, kendisi sadece aracıdır. Ersoy Y., bir kuruş dahi kar sağlamadan vatandaşların parasını turizm firmasına yatırmıştır. Maddi menfaat yoktur” dedi. İfadelerinin ardından 2 şüpheli, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.