EKONOMİ - 07 Eylül 2019 Cumartesi 11:02

Türkiye milli atılımla tren rayında dışa bağımlılıktan kurtuldu

A
A
A
Türkiye milli atılımla tren rayında dışa bağımlılıktan kurtuldu

Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1920’li yıllarda başlattığı “ulusal sanayileşme hamlesi” kapsamında temelleri atılan Türkiye’nin ilk Ağır Demir Çelik sanayisi olan Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) AŞ.

Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1920’li yıllarda başlattığı “ulusal sanayileşme hamlesi” kapsamında temelleri atılan Türkiye’nin ilk Ağır Demir Çelik sanayisi olan Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) AŞ., Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2003’de başlattığı millileşme hamlesiyle bugün Türkiye’nin tek tren rayı üreticisi olurken, Türkiye’yi tren rayında dışa bağımlılıktan kurtardı.


13 haneli köy olan Karabük’te, 3 Nisan 1937’de dönemin temelleri atılan, yıllık 150 bin ton kapasiteyle üretime başlayıp, ülkedeki birçok tesisin yapımını gerçekleştiren ve bundan dolayı "fabrikalar kuran fabrika" unvanını alan KARDEMİR, bugün yıllık yaklaşık 3 milyon ton üretim gerçekleştiriyor.



“Demiryollarına 16 yılda 133 milyar yatırım”


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan milli atılımla 2003’ten itibaren yeniden devlet politikası olarak ele alınan demiryollarına, 16 yılda 133 milyar lira yatırım yapıldı. Yüksek hızlı ve hızlı trenle tanışan Türkiye, bin 213 kilometresi Yüksek Hızlı Tren hattı olmak üzere 2 bin 149 kilometre yeni demiryolu hattı inşa etti. Türkiye’de, 11 bin 497 kilometrelik konvansiyonel demiryolu hattı baştan aşağı yenilenirken, yaklaşık 4 bin kilometrelik demiryolu hattının inşası da devam ediyor.


TCDD, yaklaşık 13 bin kilometre yeni demiryolu hattı için yapım, ihale ve ETÜD çalışmalarını sürdürüyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi 2007’den bugüne Türkiye’nin ray üretimindeki tek milli markası olan KARDEMİR, çelik kollarıyla Anadolu’yu sarmaya devam ederken, Türkiye’yi tren rayı üretiminde ise dışa bağımlılıktan tamamen kurtardı.



“Raylı sistemlerde yolcu taşımacılık payı artacak”


1950’den sonra adeta unutulan demiryolları, 2003’ten itibaren yeniden devlet politikası olarak ele alındı. Ulaşım politikası değiştirilerek demiryollarını geleceğe taşıyacak olan projeler bir bir hayata geçirildi. 2009’da Ankara-Eskişehir hattının açılmasıyla Yüksek Hızlı Tren ile tanışan Türkiye, 2011’de Ankara-Konya, 2013’te Konya-Eskişehir, 2014’te Ankara-İstanbul ve Konya-İstanbul arasında Yüksek Hızlı Trenleri hizmete alarak, dünyada 8, Avrupa’da ise 6’ıncı hızlı tren teknolojisine sahip ülke konumuna ulaştı. İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Konya, Kayseri, Eskişehir, Adana, Gaziantep, Antalya, Samsun ve Kocaeli’de hizmet veren Kentiçi Raylı Ulaşım Sistemlerinin, yakın gelecekte Diyarbakır, Mersin, Erzurum, Erzincan, Urfa, Denizli, Sakarya ve Trabzon’da da hizmete girmesi ile birlikte raylı sistemlerde yolcu taşımacılık payının daha da artması öngörülüyor.


Türkiye’nin 15 ili ve nüfusunun yüzde 46’sını yüksek hızlı trenle birbirine bağlayacak olan yapım ve proje aşamasındaki yeni hat projeleri de, yük ve yolcu taşımacılığında demiryollarının payını artıracak.



TCDD’nin stratejik ortağı: KARDEMİR


Türkiye’nin ilk entegre demir çelik fabrikası olan KARDEMİR’in, 2007’de işletmeye aldığı yeni haddehanesinde 72 metre boya kadar ray üreterek, ülke demiryollarının son 16 yıldaki hızlı gelişimine önemli katkı sunduğunu ifade eden KARDEMİR Genel Müdürü Hüseyin Soykan, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 2004 yılında talimatıyla başladığımız ray üretim tesisini 2007 yılında tamamlayarak işletme aldık. Türkiye’deki tek ray üretim tesisi olarak geçen 12 yıl içerisinde 12 bin kilometreye yakın ray üretimi yaptık. Ülkemizin yurt dışına bu alanda bağımlılığı tamamen ortadan kaldırılarak, milyarlarca dolarlık dövizin ülkemizde kalmasına vesile olduk. Aynı zamanda çok sayıda ülkeye ihracat yaparak da ülkemize döviz girişi sağladık. Yatırım sürecinde Devlet Demiryolları’nın ana partneri halinde çalışan şirketlerimiz, bu günlerde de tamamladığı ve demiryolları için kritik bir malzeme olan demiryolu tekeri üretimini de kısa süre içerisinde memleketimize, ülkemize kazandıracak, bunun haklı gururu yaşıyoruz” dedi.


Soykan, KARDEMİR’in kurulduğu dönemde nasıl ülkenin kalkınmasında görev üstlendiyse, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 hedeflerine ulaşmak içinde canla başla, gece gündüz gayret sarf ettiğini, alın ve akıl teri dökerek Türkiye ve Karabük’e katkı vermeye devam ettiğini kaydetti.



“Ülkemizde kullanılan tüm rayları üretebiliyoruz”


“KARDEMİR olarak bu tesiste şuanda yılda 100 bin ton civarında üretim yapma kapasitemiz var” diyen Soykan, şunları söyledi:


“Yüksek hızlı tren hatlarında ve diğer demiryollarında kullanılan çok farklı sayıda ray türünü üretebiliyoruz. Özellikle ‘mantarı sertleştirilmiş ray’ dediğimiz dünyada çok az firmanın üretebildiği rayı üreterek çok önemli bir çalışma gerçekleştirdik ve hafif metroda, hızlı tren hatlarında şuanda ülkemizde kullanılan tüm rayları üretebiliyoruz.”



“40’ın üzerinde yatırım yapıyoruz”


Her geçen gün yurt dışından artan bir talep olduğunu bu taleplere yönelik de çalışmaların devam ettiğini anlatan Soykan, “Özellikle Türkiye’de bir malın üretimi gerçekleştirilebilir hale geldiğinde ithalat fiyatlarının düştüğünü görüyoruz. Geçmişte 3-4 katına aldığımız bir ürünü KARDEMİR üretmeye başladığı zaman fiyatların geri seviyeye geldiğini görüyoruz. Bu aslında ithalata bağımlılığın, milli bekanın en önemli konularından biri haline geliyor. KARDEMİR şuanda 40’ın üzerinde yatırım yapıyor. Zaten demiryolu konusunda hem rayı, hem de tekeri üreten tek firmayız. Bu alandaki yetkinliğimizi önümüzdeki süreçte farklı yatırımlarla ihtiyaçları karşılayacak şekilde çeşitlendirmeye, geliştirmeye ve ülkemizin gelişimine katkı vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.


Soykan, KARDEMİR’in bugüne kadar; Suriye, İran, Bulgaristan, Makedonya, Hırvatistan, Romanya, Birleşik Arap Emirlikleri, KKTC ve Etiyopya’ya ray satışı gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Giresun’un köyünden 50 ülkeye meyveli soda ihraç ediyorlar Giresun’un 200 nüfuslu İnişdibi köyü meyve aromalı maden suyu üretimi ile dikkat çekerken, yöredeki fabrikada işlenen meyveli sodalar dünyanın 50 ülkesine ihraç ediliyor. Giresun’un İnişdibi köyünde şifalı olarak bilinen kaynak suyun ekonomiye kazandırılmasıyla başlayan hikayeyi anlatan Giresun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Freşa Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu, bugün 200 nüfuslu bir köyden 50 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Gıda toptancılığı yaparken, markalarının doğuşunun bir sohbet ortamında başladığını anlatan Hasan Çakırmelikoğlu, “Bizim asıl işimiz gıda toptancılığı yapmaktı. 1997 yılında bir sohbet ortamında konuşurken yöremizde bir şifalı su olarak bilinen İnişdibi maden suyunu satın alma fikri ortaya çıktı. Yapılan incelemelerde mineral bakımında İnişdibi maden suyu dünyanın en kaliteli maden suları arasında olduğu tespit edildi. Biz de bu işe ilk olarak maden suyu olarak başladık. Daha sonra meyve aromalı maden suyuna geçiş yaptık. Tabi bunu pazarda kabul ettirmek hiç de kolay olmadı. Bir sektör çıkıyor ortaya ve kimse bilmiyor, gazoz desen gazoz değil, kola desen kola değil, herhangi bir konsepte ürünü yerleştiremiyorlar. Ancak, bugün meyve aromalı maden suyu olarak içecek sektöründe bir konsept oluştu. Hangi iş yapılırsa yapılsın gelişim olmadığı sürece yenilik sağlanamıyor. Ar-Ge çalışmalarımızla çeşitlerimizi artırmaya devam ediyoruz” dedi. Bugün 200 haneli bir köyden yurt içinin yanı sıra 50 ülkeye ihracat yaptıklarını da anlatan Çakırmelikoğlu, “Firmamız yöre insanına istihdam imkanı sağlamasının yanı sıra hem yöre hem de ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bugün 200 haneli bir köyde üretim yapan firmamızın Bursa’da da bir kolu vardır. Grup olarak bünyemizde 300 kişiye istihdam sağlamaktadır. Önceliğimiz yöre insanımızı istihdam etmektir. Giresun’da 200 haneli bir köyde doğan ürünlerimiz yurt içinde pazar lideri olmamızın yanı sıra içerisinde Avrupa Birliği, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerin yer aldığı 50’ye yakın ülkeye ihracat yapılmaktadır” diye konuştu. Başarılı olmanın sırrını da açıklayan Çakırmelikoğlu, ”Her şeyden önce bu işin sırrı sadece kaliteli ürün üretmekten geçmiyor. Ürettiğin bu ürünleri talepler doğrultusunda iyi bir pazarlama ağıyla müşteriye ulaştırmak da gerekiyor. İstediğin kadar kaliteli ürün üret eğer bunun dağıtımında sorun yaşıyorsa başarılı olamazsın. Tabi bizim kaliteli ürün üretmemizin başında ise maden suyumuzun dünyanın en kaliteli maden suları arasında yer aldığını da belirtmek gerekiyor” dedi.
İstanbul Tuzla’da 8. Yakma Resim Sergisi sanatseverlere kapısını açtı Tuzla Belediyesi Rumeli Kültür Merkezi’nde 23 ustanın hazırladığı 70 eserden oluşan ‘8. Yakma Resim Sergisi’ sanatseverlere kapılarını açtı. 11 Mayıs tarihine kadar açık kalacak serginin küratörlüğünü Yusuf Ziya Güreken üstlendi. Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, “Sanatçılarımızın eserlerini ve kültür sanatı, Tuzlalılarla buluşturmanın önemini biliyoruz. Tuzla, kültür sanat kenti olarak anılacak, bunu sağlayacağız” dedi. İstanbul’un farklı ilçelerinden yakma resim sanatçıları, Tuzla Belediyesi ev sahipliğinde bir araya geldi. Ahşap, deri, süs kabağının üzerine yapılan toplam 70 yakma eserin yer aldığı sergiye ilgi oldukça yoğundu. Rumeli Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış törenine, Tuzla Kaymakamı Ümit Hüseyin Güney, Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, sanatseverler ve çok sayıda vatandaş katıldı. “Keyif aldığımız, gurur duyduğumuz işler çıkmış” Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, “Tuzla’nın kültür ve sanatla buluştuğu alan sayısını artırmamız lazım. Bugün Rumeli Kültür Merkezi’ndeyiz; yakma sanatı üzerine mükemmel eserler inceliyoruz. Hakikaten keyif aldığımız, gurur duyduğumuz işler çıkmış. Kültür sanatı Tuzla’da daha güçlü hale getirmeliyiz, getireceğiz de. Yazın, kapalı alanlardan açık alana taşıyacağız, sahildeki alanı güçlendireceğiz. Sanatçılarımızın eserlerini ve kültür sanatı, Tuzlalılarla buluşturmanın önemini biliyoruz. Tuzla, kültür sanat kenti olarak anılacak, bunu sağlayacağız” dedi. “Tuzla’dan başlayarak İstanbul’un değişik semtlerinde sergiler düzenledim” Emekli olduktan sonra yakma resim sanatına odaklandığını belirten serginin küratörü Yusuf Ziya Güreken, “Karma Sergi yapmaya karar verdikten sonra sosyal medya sayfalarından bu sanatı yapan sanatçıları buldum, bir araya topladım. Tuzla’dan başlayarak İstanbul’un değişik semtlerinde sergiler düzenledim. Bu 8’inci sergimiz; çok rağbet görüyor ve ziyaret edenler çok memnun kalıyor. Sergimizin ilkini Tuzla’da yapmıştım, şimdi sonuncusunu da burada yapıyorum. Tuzla’da başladım, Tuzla’da bitirdim. İnşallah başkaları devralır ve ben onlara destek olurum” ifadelerini kullandı. “Bir şeyler yapmak, üretmek çok güzel bir duygu” Yakma resim sanatını çok sevdiğini söyleyen ve sergiye bir eserini getiren ev hanımı Yeliz Erdem ise, “Yusuf Bey’in daveti sonucunda sergiye katıldım. Yakma resim sanatını İSMEK’te öğrendim ve evde çalışarak kendimi geliştirdim. Elimin yatkın olduğunu fark ettikten sonra büyük bir zevk aldım, çok mutlu oldum. Bir şeyler yapmak, üretmek çok güzel bir duygu. Buraya bir resimle katıldım ama devamı gelecek. Ahşap yakma çok bilinen bir sanat olmadığı için bu tür sergilerin açılması çok büyük önem arz ediyor. Özellikle ev hanımlarının bu tür sanat dallarıyla ilgilenmesi ayrı bir mutluluk veriyor” şeklinde konuştu. “Kısa sürede baya bir yol kat ettiğimi söylediler” Makine Yüksek Mühendisi Meltem Göktaş’ın eserleri de sergide öne çıkan eserler arasındaydı. Sergi ile ilgili düşüncülerini paylaşan Göktaş, “Ahşap Yakma sanatıyla yaklaşık 2,5 yıldır uğraşıyorum, kısa sürede baya bir yol kat ettiğimi söylediler. İşin içinde sabır söz konusu ama ben sevgiyle daha fazla ilerletebileceğime inandım ve başardığımı düşünüyorum. Yakma sanatı bilindik bir sanat olmadığı için bu tarz sergilerin düzenlenmesi, ziyaretçilerin sergiyi daha yakından tanımasına ve bu sanata yönelmesini sağlıyor” dedi.
Hatay Evlilik kredisine başvurusu onaylanan ve eğitimi başarıyla tamamlayan 141 çiftin evlilik telaşı başladı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’da evlilik kredisi başvurusu onaylanan ve eğitimi başarıyla tamamlayan 141 çiftin evlilik telaşları başladı. Devlet desteğiyle yeni bir yuva kuran Yılmaz çifti, gençlerin evlilik kredisine başvurmalarını gerektiğini belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, evlenecek çiftleri desteklemek adına Aile ve Gençlik Fonunu kurmuştu. Fon tarafından desteklenen Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi’nin ilk olarak deprem bölgesinde hayata geçirilmesi planlanmıştı. Proje çerçevesinde Hatay’da, 15 Şubat’ta başlayan evlilik kredisine 2 bin 321’den fazla çift projeye başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilen 141 çiftin evlilik öncesi eğitimleri Hatay’ın ilçelerinde başlamıştı. Eğitimlerini tamamlayan ve evlilik kredisi başvuru yapan çiftlerin ilk nikahları 15 Nisan tarihinden itibaren başladı. Başvurusu onaylanan ve eğitimleri tamamlanan 141 çiftin nikah süreçleri başladı. Deprem bölgesinde evlenecek gençlere umut olacak olan projeyle; evliliklerinin daha sağlam temeller üzerine kurulması ve gençlerin evliliğe teşvik edilmesi hedefleniyor. Evlenecek çiftin her ikisinin de aylık toplam brüt gelirinin 2 asgari geçmiyor olması, 18 - 29 yaş aralığında olunması ve başvuru tarihi itibariyle resmi nikah gününe en az 2 en fazla 6 ay kalmış olması başvuru şartlarının temel şartları arasında yer alıyor. “Gençlerin bu krediye başvurmalarını tavsiye ediyorum” Gençlerin evlilik kredisine başvurmalarını tavsiye eden Vecih Yılmaz, “Evlilik kredisi bize yardımcı oldu. Gençlerin bu krediye başvurmalarını tavsiye ediyorum. Yine de bir nebzede olsa yardımcı oldu. Evlilik kredisi başvuru sürecinde herhangi bir zorluğu yok. Başvuru yapıyorsunuz. 1,5 ay bekliyorsunuz. Sizi aradıktan sonra eğitimlere katılıyorsunuz. 3 eğitim aşamasından geçiyorsunuz. Nikah kıyıldıktan sonraki ay para hesabınıza yatıyor. Nikahtan sonra 2 eğitime katılıp süreci tamamlıyoruz” dedi. “Evlilik kredisinin miktarı çokta yüksek olmasa bile bize büyük bir desteği oldu” Evlilik kredisinin evlilik sürecinde büyük desteği olduğunu ifade eden Burcu Yılmaz, “Evlilik kredisinin miktarı çokta yüksek olmasa bile bize büyük bir desteği oldu. Evlilik aşamasında 150 bin TL’yi çok az bir miktar olarak görüyoruz ama çok yardımcı olduğu noktalarda oldu” şeklinde konuştu. “Evlilik kredisinin miktarının iyi olduğunu belirtip devletimize teşekkür eden çiftlerimiz oldu” Evlilik kredisi için başvuru yapan çiftlerin sayısının çok yükseldiğini belirten nikah memuru Niyazi Yalçın, “Yaz aylarına doğru giderken 2 hafta öncesine kadar evlilik kredisi öncelik olarak çok başvuru aldık. Evlilik kredisinde yüksek bir başvuru var. Pilot bölge olarak Hatay’dan başlamaları çok güzel oldu. Çiftlerimize özellikle evlilik kredisini soruyoruz. Çiftlerimiz için baya faydalı, bütçelerinin yarısından fazlasını karşıladığını ve bu miktarında iyi olduğunu belirtip devletimize teşekkür eden çiftlerimiz oldu. Bizde evlilik kredisini çiftlerimize anlatıyoruz. Devletimiz evlenen genç çiftlerimize böyle bir fon hazırladığını ve pilot bölge olarak Hatay’ı seçtiklerini söyleyerek tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.