YEREL HABERLER - 06 Kasım 2012 Salı 13:31

KARABÜK`TEKİ HADDANELERİN OSB`YE TAŞINMASI

A
A
A
KARABÜK`TEKİ HADDANELERİN OSB`YE TAŞINMASI

Karabük Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Pehlivan Baylan, haddanelerin Organize Sanayi Bölgesi`ne (OSB) taşınması gerektiğini söyledi.
Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Pehlivan Baylan, şehir merkezinde bulunan haddanelerin OSB`ye taşınması noktasında 5 bin kişiyle görüşme yaptıklarını belirterek, şehir içindeki haddanelerin ruhsatının olmadığını kaydetti. Şehir içindeki haddanelerin OSB`ye taşınmadığı taktirde haddeciliğin yok olup gideceğini belirten Baylan, ``Pehlivan Baylan, ``TSO göreve geldiğinde, gerek yönetim kurulu ve gerekse Ticaret ve Sanayi Odası`nın meclisi olarak önümüzdeki 4 yılın bilançosunu yaptık. Yaptığımız bilançoda ortaya 14 tane hedef koyduk. Bu 14 hedef noktasında bir taraftan Karabük`ün elektrik sıkıntısını giderme noktasında hedeflerimizi koyduk, Allah`a çok şükür elektriğimiz geldi. OSB noktasında ikinci OSB veya genişleme alanını ortaya koyduk, OSB`nin genişleme alanı çalışmaları şuanda bitti. Biz göreve geldiğimizde yüzde 69 doluluk oranı vardı, bu oran şimdi yüzde 100 doldu. Yılbaşı itibariyle alt yapı çalışmaları başlayacak. Bu hedeflerimizin içerisinde Kredi Garanti Fonu, Kalkınma Ajansı, KOSGEB, fuar ve kongre merkezi, çevre yolu, Filyos limanı gibi hedeflerimiz var`` dedi.
Haddanelerin OSB`ye taşınması ile ilgili siyasi iradeyle de görüştüklerini belirten Baylan, ``Şehir içindeki haddanelerin OSB`ye taşınması noktasında hedefimiz vardı. Bu bağlamda öncelikle TSO yönetim kurulu ve meclisi bir çalışma yaparak, bu çalışmasını önce kendi TSO odasının web sayfasında yayınladı. Bununla birlikte sanayi strateji planı noktasında bir çalışmamız oldu. Bu Karabük`ün bir yol haritasıydı. Karabük Ekonomik, Kalkınma ve Gelişim Stratejileri konusunda, bu çalışmamızda 6 kez toplantı yaptık. Bu toplantılarda sivil toplum örgütlerinin tüm başkanlarını ve yöneticilerini, bireysel anlamda 5 bin kişi ile görüşme olanağı sağlandı. Bu tür çalışmalar yaparken de şehir içindeki haddenelerin OSB`ye taşınmasında haddanecileri çağırmadan böyle bir şey yapmamız mümkün değil. Biz Haddeciler Derneği`ni bu toplantıya çağırdık, genle sekreteri Hasan Avcı katıldı. TSO olarak çalışmalarımızı kendi içimizden oldubittiye getirerek çalışma yapmadık. Biz şehirle paylaşarak, konuşarak, işyeri sahipleriyle konuşarak bu noktaya vardık. Bu çalışmanın sonucunda da Karabük`te şehir içindeki haddenelerin OSB`ye taşıması noktasında Valimizin destekleriyle OSB`de 400 dönüm haddecilere yer ayırarak taşınmak isteyenlere yer ayrıldı. Şehir içindeki haddaneler taşınırken, bunu siyasi irade ile paylaştık. Bu konuyu Bakan Yardımcımız Mehmet Ceylan, eski Meclis Başkanımız Mehmet Şahin, Milletvekilimiz Osman Kahveci ve İl Başkanımız Ömer Ayar ile paylaştık. Şehir içindeki haddenelerin OSB`ye taşınmasında bir bedelin olacağını, bunu cazip olana getirmeden taşınmanın zor olacağını söyledik. Bunun üzerine Mehmet Ceylan Bey, Mehmet Ali Şahin, Osman Kahveci Ankara`da bir toplantı yaparak buraların teşvik edilmesi, haddanelerin OSB`ye taşınırken, ``˜Nasıl bir teşvik verebiliriz` diye bir çalışma içine girdiler. Biz burada şehir içindeki haddaneler derken, şehir içini düşünüyorduk, ancak siyasi irade Ankara`da çalışma yaparak, Yeşil Mahalle ve Safranbolu`yu da işin içine koyarak handdanelerin taşınması ve taşınmak isteyenlerin bundan faydalanmasını isteyen Kalkınma Bakanlığı bir teşvik hazırlama noktasında çalışma başlattı. Bu bağlamda Kalkınma Ajansını temsil eden üç ilimizin valilileri, üç ilin TSO başkanları bu nedenle çalışma başlattılar`` diye konuştu. Kimseyi zorla OSB`ye taşıyamayacaklarını kaydeden Baylan şunları söyledi:
``TSO başkanı olarak beni sizler seçtiniz bu makama getirdiniz, hiç kimsenin burnunun kanamasına müsaade etmeyiz, hiç kimseyi zorla OSB`ye taşıyamayız. Ancak bu ülkenin geleceği olarak, demir çelik kültürünün yoğun olduğu bir iliz. Demir çelik sektörü noktasında biz diğer illerden geri kaldık. Geri kalmamızın nedeni şehir içindeki haddanelerin alanları dar genişleme imkanının olmaması, genişleme imkanı olmadığı için günün teknolojisini yakalama, kapasiteyi artırma şanslarımız yoktur. Kapasiteye attıramadığın zaman fiyatlar artıyor, elektrik, gaz fiyatları artıyor, buna paralel üretimi artıramazsak, nasıl 46 taneden 22 taneye düştü, eğer OSB`ye taşınmazsak 22`miz yarın 11`e düşecek, 11`de 5`e düşecek, Karabük`te haddecilik bence yok olup gidecek. Bir yandan KARDEMİR üretimini artırırken, demir çelikten ham maddeyi alabilecek umudumuz varken, bu haddanelerin genişlemesi OSB`ye taşınması bir yandan yeni iş alanları oluşturur, yeni karlılıklar oluşturur, ortak bir kümeleşme yapıp maliyetlerimizi minimum seviyeye çekmiş oluruz. Rekabet etme şansımız doğar. Demir çelik 3 milyon ton kapasiteye çıktığında, yılda 1 milyon ton kütük verdiğinde bunu neye yapacak kime satacak? Bu haddaneler gelişmezse, dışarıya kütük satan bir KARDEMİR durumuna getiririz. Burada demir çeliğin demirin kokusunu çekeceğim, sıkıntısını çekeceğim, buradan kütüğü başka illere, başka ülkelere satışına imkan vereceğim. Biz TSO olarak buna müsaade etmeyiz. Türkiye büyüyor ve gelişiyor. Buna paralel ilimizde büyüyor. Şuanda siyasi iradenin en güçlü olduğu dönemdeyiz. Siyasi iradenin başında da büyüğümüz var. Bize düşen proje yapıp gidip devletin imkanlarını kullanıp ilimizin daha güzel seviyeye çekmektir. Benim Karabük`ümde işsizlik olmamalı, yokluk olmamalı, sanayi kenti demek boşuna övünmek değildir. Haddeciler, bizler günün teknolojisine uyarak OSB`ye gidecek noktada devletin bize vereceği teşviki fırsat sayıp gitmemiz lazım. Kentsel dönüşüm noktasında yaşanabilir bir şehir, çevresi havası temiz olan şehir. Şehir içindeki haddanelerle bunu yakalama şansımız var mı? OSB`de kümeleşmiş çevre yolu olan sanayi, insanların bir birini sevdiği bir şehir, insanların kucaklaştığı, torunlarını alıp merkez geze bildiği bir şehir bizim hakkımız değil mi? Biz TSO olarak böyle bir şeye imzamızı koyduk, sonuna kadar arkasındayız. Zorla hiç kimseyi götürme durumumuz yok. Çıkan teşvike kimsenin engel olmaya gücü yetmez. Yeşil Mahalle bugün bizim sanayi bölgemiz, şehir içindeki haddanelerin bugün ruhsatı yok.``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı’da Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası etkinliği düzenlendi Ağrı Valisi Mustafa Koç ve eşi Neslihan Gül Koç, Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası dolayısıyla 15 Temmuz İlkokulu’nda düzenlenen programda öğrenciler tarafından hazırlanan yerli ürünlerin sergilendiği stantları gezdi, yöresel lezzetleri tattı. 15 Temmuz İlkokulu’nda gerçekleştirilen programa Vali Mustafa Koç ve eşi Neslihan Gül Koç’un yanı sıra Cumhuriyet Başsavcısı Adem Çalış, Vali Yardımcısı Tarık Buğra Seyhan, AK Parti Ağrı İl Başkanı İlhami Yıldız, MHP İl Başkanı Selahattin Aktaş, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Kökrek, il protokolü, okul yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı. Program kapsamında Vali Koç ve beraberindekiler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Ege, Marmara ve Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerine ait ürünlerin yer aldığı stantların yanı sıra Ağrı standı, Ağrı Geven Balı standı, TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi deterjan standı, Eleşkirt Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi standı, yerli ve milli teknoloji standı, kahve ve şeker pancarı stantları ile hatıra fotoğrafı alanı olmak üzere toplam 12 stant ve alanı ziyaret etti. Stantlarda öğrencilerden bilgi alan Vali Koç, yerli malı olarak hazırlanan yöresel yiyecekleri tadarak geçmişte kullanılan araç ve gereçleri inceledi. TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından üretilerek hediye edilen Türk bayrağı için öğrencilere teşekkür eden Koç, gençlerin üretim odaklı çalışmalarının önemine vurgu yaptı. Etkinlik, öğrenciler ve il protokolünün katılımıyla okul önünde sergilenen yerli otomobil T OGG önünde çekilen toplu hatıra fotoğrafıyla sona erdi. Vali Koç, programın ardından yaptığı açıklamada, Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası’nın yerli üretim bilincinin küçük yaşlarda kazandırılması açısından önemli olduğunu belirterek, organizasyonda emeği geçen öğretmenlere, öğrencilere ve velilere teşekkür etti.
Sakarya Yapı kullanım izni olmadığı gerekçesiyle kapatılma kararı alınan tesisten açıklama Sakarya’nın Serdivan ilçesinde yapı kullanım izni olmadığı ve yurt olarak kullanıldığı gerekçesiyle kapatılma kararı alınan tesisin yönetimi Kazakistan uyruklu yaklaşık 100 öğrencinin mağduriyet yaşamasının ardından açıklamada bulundu. Beşköprü Mahallesi Tokat Dere Caddesi üzerinde bulunan tesis, yapı kullanım izni olmadığı ve yurt olarak kullanıldığı gerekçesiyle şikayet edildi. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ise Serdivan Belediyesine tesisin kapatılması konusunda yazı yazdı, ilçe belediyesi ise yurdun boşaltılması için 17 Aralık tarihine kadar müddet tanımıştı. Bu karar sonrasında tesiste kalan Kazakistan uyruklu yaklaşık 100 öğrencinin mağduriyet yaşadı. Tesis yönetimi ise öğrencilerin mağduriyeti ve kapatılma kararlarına ilişkin yazılı olarak açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "2024 yılının Temmuz ayı gibi şirketimiz tarafından Sakarya ili Serdivan ilçesinde yer alan Univa Rezidans sitesinin site yönetimi E. Holding ile yapılan anlaşmayla tarafımıza verilmiştir. Buna bağlı olarak şirketimiz tarafından söz konusu yere yaklaşık 100 milyon liralık bir yatırım yapılmıştır. Bu yatırıma ilişkin olarak tarafımıza halihazırda ödemeler yapılmamış olup buna dair hukuki sürecimiz devam etmektedir. Firmamız tarafından site yönetimi yapılan Univa Rezidans sitesine ilişkin E. Holding ile yapılan anlaşma gereğince ve onların koyduğu şart sebebiyle sadece üniversite öğrencilerine kiraya verebilme durumumuz söz konusudur. Dairelerde öğrencilere kiraya verilip öğrencilerle kira sözleşmesi yapılmıştır buna bağlı olarak öğrencilerde ikamet tezkerelerini göç idaresinden almışlardır. Yapı ruhsatı belediyeden de incelendiğinde söz konusu sitenin adının Univa Student Residence olduğu ve konut olduğu açıkça görülecektir. Daha sonraki süreçlerde yapmış olduğumuz iş bu yatırımlara ilişkin olarak E. Holding’ten talep edilen ödemeler gerçekleşmemiş ve verilen sözler yerine getirilmemiştir. Bunun üzerine taraflar arasında hukuki süreçler başlamıştır. Hemen akabinde, E. Holding, yaptığımız tüm masrafları, işletmeyi ve menkul mallarımızı bırakarak site yönetimini ona devretmeniz konusunda her türlü yasal ve yasal olmayan baskıları yapmaya başlamıştır. Bu baskılara, daire sahipleri ile birlikte boyun eğmeyip direnmemiz karşısında E. Holding ve yetkilisi R. E., belirli mercileri de alet ederek ve kullanarak şirketimize ve siteye karşı bir kumpas başlatmıştır" ifadelerine yer verildi. "Dava devam ettiği halde sitenin kapatılıp mühürlenmesi yoluna gidilmiştir" Sakarya genelinde bu tür sitelerin olduğu belirtilen açıklamada, "Tam bu süreçte E. Holding ve holdingin yetkilisi R.E. tarafından Sakarya valiliğine sitede üniversite öğrencilerinin kaldığı ve buranın yurt olduğu iddia edilerek kapatılması talep edilmiştir. Sakarya valiliği burayı ruhsat olmadığından dolayı değil müteahhit firmanın yazılı başvurusuyla onun istemiyle kapatmıştır. Tarafımızca, Sakarya idare mahkemesinde bu yapılan işlemin hukuka aykırı olduğu belirtilerek dava açılmıştır. Davalarımız devam etmektedir. Sakarya valiliği ve Sakarya il spor müdürlüğü tarafından burada öğrenciler kaldığından dolayı yurt vasfında olduğu belirtilerek sitenin kapatılması gerektiği konusunda karar verilmiştir. Fakat Sakarya içinde bulunan ve site yönetimi yaptığımız Univa Rezidans Sitesi’nin tıpatıp aynısı Sakarya ilinde halihazırda faaliyet göstermektedir. Bu hususa ilişkin olarak gerek valiliğe gerek il spor müdürlüğüne gerekse de idare mahkemesinde açmış olduğumuz davalarda site yönetimini yaptığımız şirketin birebir aynısı olan yerlerin mevcut olduğunun burada da yine üniversite öğrencilerinin kaldığı ve üniversite öğrencilerine kiraya verildiği tarafımızca belirtilmiştir. Daha vahim olan şudur ki, valilik tarafından idare mahkemesine vermiş oldukları dilekçede açıkça buranın kapatılmasını isteyenin müteahhit firma olan E. Holding olduğunu ve E. Holdingin, ‘üniversite öğrencileri kalıyor yurt sayılır bu sebeple kapatılması gerekir’ sözünü içeren başvuru dilekçesi üzerine bu kapatma işleminin gerçekleştirildiği belirtilmiş ve iş bu dilekçeyi dava dosyasına sunmuşlardır. Burada gerek 404 tane daire sahibi gerekse de site yönetimi olarak faaliyet gösteren şirketimiz ve kiracılarımız büyük bir mağduriyet yaşamaktadır. Burada öğrencilerin kaldığı ve öğrencilere kiraya verildiği davanın halihazırda devam ettiği için dava sonucunun şu aşamada beklenilmesi gerektiği talep edilmişse de valilik ve il spor Müdürlüğü tarafından talebimiz reddedilmiştir. Dava devam ettiği halde sitenin kapatılıp mühürlenmesi yoluna gidilmiştir" denildi. "Burada büyük mağduriyet yaşayan ilk başta öğrenci olan kiracılarımız" Sitenin yurt olarak kullanılmadığı belirtilen açıklamanın devamında, "Tamamen emsal yerler olmasına rağmen şirketimizin site yönetimini yapmış olduğu yer E. Holding ve yetkilisi R.E.’nin isteğine bağlı kalınarak valilik tarafından kapatılmıştır. Burada mağduriyet yaşayan ilk başta kiracılarımız daha sonra 404 tane dairenin sahibi ve şirketimizdir. Kişilerin dairelerini kullanmaları ve bizim de site yönetimi yapmamız valilik tarafından ve il spor müdürlüğü tarafından R.E. ve E. Holding’in taleplerine göre engellenmiştir. Şunu açıkça ve tekrar belirtmek isteriz ki burası bir yurt değildir, yurt vasfında değildir burası 404 tane dairenin olduğu ve daire sahiplerinin hepsinin farklı kişiler olduğu ve ruhsatında da açıkça belirtildiği üzere bir konuttur, sitedir. Teftiş için il spor müdürlüğü ve bağlı olduğu ilgili bakanlık kurumundan yetkililer geldiğinde buranın yapı ruhsatında konut olarak gözüktüğü sitenin yurt olmadığı kendileri tarafından tarafımıza sözlü olarak söylenmiştir. Fakat bu yetkililer daha sonrasında valilikle birlikte ruhsatına rağmen buranın yurt olduğuna karar vermişlerdir. Burada mağdur olan aslında büyük yatırımlarla hizmet etmek isteyen firmamız, daire sahipleri ve kiracılarımızdır. Hayatın olağan akışı gereğince bu tür vakalarda, dava süreci devam ederken işletmelerin faaliyetlerinin durdurulmaması gerekir. Çünkü işletmenin faaliyetleri durdurulduğu zaman davanın sonucunda dava, davacının lehine sonuçlandığında ortaya çıkacak tazminat devlete büyük bir zarar ve yük olacaktır. İş bu sebeple emsal olarak çoğunlukla kurumlar dava sonucunu beklemeyi tercih etmektedir. Burada büyük mağduriyet yaşayan ilk başta öğrenci olan kiracılarımız, maddi yatırımlar yapmış olan şirketimiz ve daire sahipleridir" ifadelerine yer verildi.