EKONOMİ - 29 Temmuz 2020 Çarşamba 19:05

Serada yetişen ürünler ihtiyaç sahiplerine aş oluyor

A
A
A
Serada yetişen ürünler ihtiyaç sahiplerine aş oluyor

Safranbolu Belediyesi tarafından kiralanan bahçede kurulan seralarda yetiştirilen sebzeler, ihtiyaç sahiplerinin sofralarında aş olarak gidiyor.

Safranbolu Belediyesi tarafından kiralanan bahçede kurulan seralarda yetiştirilen sebzeler, ihtiyaç sahiplerinin sofralarında aş olarak gidiyor.


Belediye Başkanı Elif Köse’nin tarımsal üretim hedefleri doğrultusunda bir yıllığına kiralanan bahçede kurulan seralarda, ata tohumlarıyla Safranbolu maniye domatesi, salata, biber, kabak, fasulye ve patlıcan gibi temel gıdalar yetiştirildi. Seralarda yetiştirilen sebzelerle ilk olarak ihtiyaç sahiplerine yapılan yemek yardımının ana maddelerini karşılarken, üretilen ürünlerle de yerli tohum bankası kurulması hedefleniyor. Korona virüs (Covid-19) salgınının bitmesiyle birlikte açılacak kurslarda "tarım okulu" açılarak, tarım yapmak isteyenlere eğitim verilerek doğru tarım yapılması sağlanacak.


Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, gazetecilere yaptığı açıklamada, bahçeyi Kadın Kooperatifi ile birlikte bir yıllığına kiraladıklarını söyledi. Amaçlarının tohum bankası ve tarım okulu kurmak olduğunu ifade eden Köse, "Safranbolu’daki vatandaşlarımızın toprakla buluşmasını sağlamak. Bu bilinci gençlerimize, çocuklarımıza yerleştirmek, üretmenin önemini anlatmak istiyoruz. Belediyeler, belediye başkanları her konuda olduğu gibi tarım konusunda da öncü ve lider olmalı. Bizde bunu misyon olarak aldık, bir karış bile toprağımız boş kalmasın, değerlensin, üretilsin istiyoruz" dedi.



"Dışarıdan sebze almıyoruz"


Projeyle kadınları da istihdam etmek istediklerini bunu da başarmaya başladıklarını aktaran Köse, şunları kaydetti:


"Kadın Kooperatifimiz ile birlikte ürettiklerimizin satışını yapacağız. Hali hazırda belediyeden sosyal yardım alan vatandaşlarımıza aceze yemeği yapıyoruz. Aceze yemeklerimizin ana maddeleri de burada üretilmiş oluyor. Biz artık dışarıdan sebze almıyoruz. Diktiğimiz domateslerden yakın zamanda salça üretimimize de başlayarak hem konserve hem de yemeklerimizi de burada üretilen domateslerden yararlanarak salça yapmış olacağız. Değerlenmeyen bu topraklarda şuan o kadar bereketli ki kilolarca sebze elde ettik."


Sebzelerin organik bir şekilde üretildiğini vurgulayan Köse, "Kısa zamanda yeni tohumlar alınmaya başlandığında, başka yerlerde tohum bankası olan belediyelerle irtibat halinde olarak burada bir tohum bankası oluşturacağız. Pandemi süreci tamamlandıktan sonra açacağımız kursların başında ’tarım okulu’ geliyor. Amacımız, tarım yapmak isteyen ama cesareti olmayan vatandaşlarımıza temelde başlayarak tarımın nasıl yapıldığını öğretmek" diye konuştu.


Seralar arasında çiçek serası da olduğunu belirten Köse, üretilen çiçekleri, park, bahçe ve refüjlerde kullanmaya başladıklarını kaydetti.



Sosyal market açılacak


Başkan Köse, Hayır Çarşısında sosyal market açılacağını vurgulayarak, "Hayır Çarşımız yeni yüzüyle vatandaşlarımızla buluşacak. Lüks bir dükkan havasında. Sosyal markette de satışı yapılacak. Bizi halk kart aracılığıyla paket olarak değil kartlarla gidip sosyal marketlerden ihtiyacı neyse onu alma şansına sahip olacaklar" değerlendirmesinde bulundu.


Ziraat mühendisi Pınar Alazoğlu da nisan ayında fideleri toprakla buluşturduklarını belirtti.


Ata tohumlarının dikildiğini anlatan Alazoğlu, şunları söyledi:


"Diktiğimiz fideler Safranbolu’nun yerli maniyesi bunu da köylülerimizden temin ettik. Bu sene içerisine tohumlarımızı topluyoruz ki, amacımız seneye bizden isteyen köylülerimize tohum dağıtmak. Onun dışında tarım okuluna büyük katkı sağlamak, tarımı öğrenmek isteyen, yanlışları olanlara herkese göstermek. Bütün temel ürünlerimiz var. Bunlar ihtiyaç sahiplerine yemek olarak gidiyor."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.