EKONOMİ - 19 Ekim 2025 Pazar 14:02

’Dünyanın en pahalı baharatı’ safranın kilogramı 600 bin liradan satılacak

A
A
A

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve "dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan safranın kilogramı, 600 bin liradan satışa sunulacak.

9. Safran Festivali çerçevesinde Yukarıçiftlik köyünde safran hasadı etkinliği düzenlendi. Etkinlikte safranlı pilav ile kara çorba ikramı yapıldı.

Havanın yağışlı olmasının ardından tarlaların çamurla kaplanması safran hasadını olumsuz etkiledi. Boya, yemek, kozmetik, ilaç ve gıda gibi birçok alanda kullanılmasının yanı sıra; hücre yenileme, hafızayı güçlendirme, astım ve solunum yolu hastalıkları, sindirim ve diş eti güçlendirme gibi birçok etkisi bulunan safran bitkisini yerinde görmek isteyen yerli ve yabancı turistler tarlaları ziyaret etmeye devam ediyor.

Avrupa Birliği Komisyonu tarafından coğrafi işareti tescillenen safranın bu yılki hasadından elde edilecek ürün 600 bin liradan satılacak.

Safran üreticisi İsmail Yılmaz, bu yıl 9’uncusu düzenlenen Safran Festivali kapsamında değerlendirmelerde bulundu.

’Dünyanın en pahalı baharatı’ safranın kilogramı 600 bin liradan satılacak

Festival döneminde yoğun yağışların etkili olduğunu belirten Yılmaz, "Bu yıl Safran Festivali döneminde yağmur almaktayız, yağmur yağıyor. Onun için sahada çok fazla safran çiçeği toplayamadık. Çünkü misafirleri tarlalara koyduğumuzda çiğnendiğinde ertesi gün çiçekler artık açmakta zorlanıyorlar, çamur olduğundan dolayı. Bu yüzden çok fazla tarlada safran toplamadan safran çiçeği festivalini idrak ettik" dedi.

Yaklaşık 8-10 gündür safran çiçeği topladıklarını ifade eden Yılmaz, "Bu dönemde bölgeye epey yağmur yağdı. İnşallah 1-2 gün içinde güneş açarsa, ki önümüzdeki hafta açacak görünüyor, bir ay boyunca düzenli olarak safran çiçeği toplayabiliriz" diye konuştu.

’Dünyanın en pahalı baharatı’ safranın kilogramı 600 bin liradan satılacak

Yılmaz, 2024 yılı ürünü safranın kilogramını 450 bin liradan sattıklarını belirterek, "Muhtemelen 2025 hasadı 600 bin lira gibi görülüyor. Zannediyorum yeni ürün çıktığında bu fiyatlardan satacağız" ifadelerini kullandı.

Rıdvan Bostancı - Tunakan Yıldırım

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Rize’de ayı 30 Anzer balı peteğini telef etti, Anzer balı üreticisi yaşadığı soruna isyan etti Rize’nin dünyaca ünlü Anzer Yaylası’nda arılığa giren ayı, kovanları telef edince arılığın sahibi "Arıyı da ayı gibi koruma altına alın da bal yiyelim biraz" diyerek tepki gösterdi. İklim değişikliği nedeniyle kış uykusuna yatmakta geciken ayılar vatandaşların yaşam alanlarına girerek zarar vermeye devam ediyor. Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı dünyaca ünlü Anzer Yaylası’nda yaşayan Muzaffer Turgut da ayıdan nasibini aldı. Turgutlar mahallesinde yaşayan Muzaffer Turgut’un arılığına giren ayı içeride bulunan arı kovanlarını telef etti. Bununla da yetinmeyen ayı arılığın hemen yanında bulunan seranın içerisinde bulunan tüm mahsule de da zarar vererek bölgeden öyle ayrıldı. Ayının 30 peteğini telef ettiğini dile getiren Turgut "Bu yıl mahallemize bir ayı dadandı. Değil demirden çelikten kafes hiç bir şey fayda etmiyor ayıya. Balkonun bir tarafında demirden korkuluk yaptık, ona da tırmandı yukarıya çıktı. 30 peteği telef etti. Bir tane ne arı kaldı, ne kovan kaldı, ne bal kaldı! Böyle bir şey olur mu, bizi evden alacak. Devlet buna bir çare bulsun. Vurması da yasak. Artık değil bal, dükkanımızı yiyecek. Gelsin jandarma bu vaziyetimizi bir görsün. Gelsin buna bir çare bulsunlar. Bu ayı arıcılığı Anzer’de mahvetti. 500 bin TL masraf ettim bir şey kalmadı. Servetimi buraya yatırdım yine fayda etmedi" dedi. Arının da ayı gibi koruma altına alınması gerektiğini savunan Turgut "Ufak bir sera etmiştim onu da yedi. İçerisinde yeter ki bir canlı olsun içerisinde hemen kırıyor. Beton döktük betonu kopardı. Tel örgü yaptık, spiralle ile kesemezsin, ayı dişiyle kesti. Arıyı da ayı gibi koruma altına alında bal yiyelim biraz" şeklinde konuştu.
Zonguldak "Ayağıma Bastın" dayağı Murat’ı yatağa mahkum etti Çanakkale’de okulda arkadaşı tarafından dövülen ve kalbi duran Murat Duha Yıldız’ın yaşam mücadelesi Zonguldak’ta sürüyor. Anne Çiğdem Yıldız, "Velilerimiz diyor ki ‘Çocuğumun dersi nasıl?’ Önce dersten önce sevgi ve saygıyı öğretsinler çocuklarına ki karşıdaki insanları ezmeyeceğini, nasıl davranacaklarını öğretsinler" dedi. Çanakkale’nin Biga ilçesinde İÇDAŞ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde yaşanan akran zorbalığı, 14 yaşındaki bir çocuğun hayatını kararttı. Geçen 25 Eylül’de meydana gelen olayda, iddiaya göre "ayağına basma" tartışması yüzünden sınıf arkadaşı Y.C. tarafından öldüresiye dövülen Murat Duha Yıldız, ağır beyin hasarı aldı. Yıldız’ın Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Hastanesi Fizik Tedavi servisinde tedavisi sürüyor. Kalbi iki kez durdu, organları hasar gördü Olay günü sınıf arkadaşının yumruklu saldırısına uğrayan Yıldız, kalbine aldığı darbe ve başını sıraya çarpması sonucu beyin kanaması geçirdi. Yere düştükten sonra da tekmelenmeye devam edilen öğrencinin akciğer, karaciğer, pankreas ve dalağında kanamalar oluştu. Ambulansta ve acil serviste kalbi iki kez duran ve yapılan müdahalelerle hayata döndürülen Murat, 35 günlük yoğun bakım sürecinin ardından servise alındı. Dehşet anlarını anlatan anne Çiğdem Yıldız, "Sınıfta okul ders zili çalınca sırasına geçerken benim oğlum arkadaşının ayağına basıyor. Bir hamlede çocuğuma vuruyor kalbine yere düşürüyor. Kafası masaya denk geliyor, beyin kanaması geçiriyor. Sonra yere düştüğü halde tekmelemeye devam ediyor. Akciğer, karaciğer, pankreas, dalak kanaması ve o halde Kalbinde duruyor yani. Ambulans çağırıyorlar. Sonra tekrardan ikinci kez acilde de kalbi duruyor. 20 dakika geriye çevirmeye uğraşıyorlar çocuğumu. Sonra oradan ÇÖMÜ’ye geçtik. Orada yoğun bakımda yattı 35 gün. 35 günün ardından servise çıktı ama hala oğlum konuşamıyor" diye konuştu. "Hareket edemiyor, bitkisel hayatta gibi" Oğlunun başından bir an olsun ayrılmayan anne Çiğdem Yıldız, Murat’ın karnına takılan PEG (beslenme tüpü) ile beslendiğini belirtti. Oğlunun eski hareketli günlerini özlediğini belirten acılı anne, "Bitkisel hayatta gibi. Karşı taraf tutuklandı ve ıslah evinde. Şu an tedavi fizikte yatıyoruz burada. İyi yani iyi gidiyor. Konuşma yok. Hareket edemiyor. Tek uyup uyandığını görüyoruz. Allah’ım kimseyi evladıyla sınamasın gerçekten çok zor. Ki ben hala zor günler yaşıyorum. Ama çocuğumu öyle yatarken görmek içimi parçalıyor yani. Çünkü hiperaktif bir çocuktu. Yatmayı sevmeyen, uyumayı sevmeyen bir çocuktu. Bilmiyorum. Ama iyi olacak. İnanıyorum" ifadelerine yer verdi. "Çocuğunuza notu değil, saygıyı sorun" Anne Yıldız, yaşanan vahşetin ardından velilere seslenerek şöyle dedi: "Veliler sürekli ’Çocuğumun dersi nasıl?’ diye soruyor. Ben diyorum ki; dersten önce çocuklarınıza sevgiyi, saygıyı, karşısındaki insanı ezmemeyi öğretin. Benim okula gittiğimde ilk sorduğum soru ’Hocam Murat’ın saygısı, sevgisi yerinde mi?’ olurdu. Allah kimseyi evladıyla sınamasın." Olayın ardından saldırgan öğrenci Y.C. "öldürmeye teşebbüs" suçundan tutuklanırken, okul müdürü ve iki müdür yardımcısının açığa alındığı öğrenildi.
Yozgat Yozgat’ta Emirci Sultan Sempozyumu düzenlendi Yozgat’ta düzenlenen Emirci Sultan Sempozyumu’nda kentin tarihi birikimine dikkat çekildi. Sempozyum, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Türk Kültürü Açısından Hacı Bektaş-ı Veli Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi öncülüğünde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının katkılarıyla sürdürülen ‘Türk Dünyası ve Pir-i Türkistan Yesevi Yolu ve Mirası’ panelleri kapsamında gerçekleştirildi. Yozgat Büyük Sinema Salonu’ndaki sempozyuma Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, il protokolü, akademisyenler ve vatandaşlar katıldı. Prof. Dr. Sadullah Gülten, "Türk dünyasında en önemli, ön plana çıkmış kişilerin başında bildiğiniz gibi Hoca Ahmet Yesevi gelmekte. Hoca Ahmet Yesevi, doğduğu topraklardan bütün Türk dünyasını etkileyebilecek halifeler yetiştirmiş ve onları dünyanın dört bir tarafına göndermiştir. Türkistan’da, Kazakistan’da, Kırgısiztan’da, Azerbaycan’da ve diğer Türk dünyasında olduğu gibi aynı şekilde Anadolu’nun bağrında da kendisine bağlı halifeler bulunmaktadır. Çok az bilinse bile bugün Yozgat’ta Osmanpaşa köyünde ‘Emirci, Emirçe, Emir-i Çin’ olarak bilinen Emirci Sultan, menkıbeler ve geleneksel rivayetler üzerinden Hoca Ahmet Yesevi’ye bağlanmakta ve onun dergahında yetiştikten sonra Anadolu’ya gelip hem Anadolu’nun Türkleşmesini hem de İslamlaşmasını sağlayan bir gönül eri olarak ortaya çıkmaktadır" dedi. Programda alanında uzman akademisyenler tarafından Emirci Sultan’ın hayatı, ilmi yönü ve kültürel mirası ele alındı.