KÜLTÜR SANAT - 13 Nisan 2024 Cumartesi 19:27

Tarihi kent Safranbolu tarihinin en kalabalık günlerini yaşıyor

A
A
A
Tarihi kent Safranbolu tarihinin en kalabalık günlerini yaşıyor

Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan ve dünyanın en iyi korunan 20 kentinden biri olan, aynı zamanda Safranbolu Belediyesi tarafından başlatılan girişimle Türkiye’de Cittaslow’a üye olan 28 kentten biri olma özelliği taşıyan Safranbolu’da bayram bitti ama turizm yoğunluğu bitmedi.


Tarihi, han, hamam ve konakları ile ünlü Safranbolu’da Ramazan Bayramı tatilinde yaşanan yoğunluk hafta sonunda da yaşanıyor. UNESCO Miras kenti ve Safranbolu Belediyesi tarafından alınan Cittaslow sertifikası ile Türkiye’de bu turizm kuruluşuna üye 28 kentten biri olma özelliği taşıyan Safranbolu’nun tarihi alanlarına yerli ve yabancı turistler büyük ilgi gösterdi.


Safranbolu’nun tarihi dokusu ve kültürel zenginlikleri, bu özel günlerde ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekti. Şehirdeki tarihi konaklar, hanlar, camiler ve dar sokaklar, bayramın ruhuna uygun bir atmosfer oluşturdu. Kent, Cittaslow hareketinin değişmeyen prensipleri doğrultusunda sakin ve sürdürülebilir bir yaşamı teşvik eden aktivitelerle doluydu. Ayrıca, Ramazan Bayramı boyunca Safranbolu’nun meşhur yöresel lezzetleri de ziyaretçilere sunuldu. Lokumdan, baklavaya, yöresel tatlılardan çeşitli yemeklere ve coğrafi işaretli ürün safrana kadar birçok lezzet, şehrin sokaklarında ve tarihi mekanlarında ziyaretçilere sunuldu. Safranbolu Belediyesi Hıdırlık Tepesi tesislerinde ziyaretçiler kentin değerlerinden bağlar gazozu eşliğinde Safranbolu’nun tarihi dokusunu seyretti. Safranbolu Belediyesi ziyaretçilere şehrin tarihi ve kültürel değerlerini tanıtmak, korumak ve sürdürülebilir bir turizm anlayışıyla hareket etmek için çalışmalarını sürdürüyor. Safranbolu Belediyesi tarafından kurulan Safranbolu tarihindeki ilk yılbaşı panayırının ardından Ramazan ayı boyunca sayısız etkinliğe imza atan Ramazan Panayırının da kente olan ilgiyi artırdığı görüldü.


Safranbolu’nun Ramazan Bayramı, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle birlikte sakin ve sürdürülebilir bir yaşamın da simgesi oldu. Bu özel günlerde şehir, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin bir araya gelip, tarihi ve kültürel değerleri paylaştığı, birlikte zaman geçirdiği özel bir mekan haline geldi.



Tarihi kent Safranbolu tarihinin en kalabalık günlerini yaşıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Soğuk algınlığına karşı bu gıdaları tüketin İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Burak Can, soğuk algınlığına karşı alınabilecek önlemleri anlatarak, “Bol sıvı tüketin, istirahat edin. Tavuk suyu çorbası için. Biber, bal, zencefil gibi gıdalardan tüketerek vücudunuzun hem mücadele etmesini hem de rahatlamasını sağlayın” dedi. Kışın soğuk algınlığının çokça arttığına işaret eden Acıbadem Adana Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Burak Can, soğuk algınlığıyla kastedilenin burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, öksürük, boğaz ağrısı, gözlerde kızarma-kaşıntı, halsizlik ya da hafif ateş gibi belirtilerle kendini gösteren burun - boğaz enfeksiyonunun (nazofarenjit) olduğunu söyledi. Su, meyve suyu, ılık ballı limonlu su, çay veya ılık elma suyunun burun tıkanıklığı ve boğaz şişliğini azalttığını belirten Dr. Can, alkol, kahve ve kafein içeren içeceklerden uzak durmak ve vücudu dinlendirerek kendini iyileştirmesini sağlamak gerektiğini ifade etti. Burun tıkanıklığıyla mücadele Tuzlu su gargarasının faydalarından bahseden Dr. Can, “Bir bardak ılık suda çözülmüş yarım çay kaşığı tuz boğaz ağrısını geçici olarak rahatlatabilir. Ancak düzgün bir şekilde gargara yapmaları pek mümkün olmadığı için 6 yaşından küçük çocuklara önermiyoruz. Reçetesiz satılan tuzlu burun damlaları ve spreyleri de, tıkanıklığı ve tıkanıklığı gidermeye yardımcı olabilir; pastiller veya sert şekerlemeleri de deneyebilirsiniz. 6 yaşından küçük çocuklara pastil veya sert şeker vermeyin” dedi. Bebeklerde, bir burun deliğine birkaç tuzlu su damlası koyduktan sonra burun aspiratörüyle hafifçe emilerek bebeğin rahatlatılabileceğini söyledi. Soğuk buharlı bir buharlaştırıcı veya nemlendiricinin de ortama nem ekleyerek tıkanıklığı gidermeye yardımcı olabileceğini belirten Dr. Can, alternatif olarak kalorifer/ soba üzerine bir kap su konulabileceğini de hatırlattı. Ekinezya ve kara mürver bitkilerinin soğuk algınlığından koruduğu ve hastalığın daha çabuk atlatılmasını sağladığını aktaran Dr. Can, “Bu bitkilerin güvenilir marka olmak kaydıyla çayından, tabletinden ve tablet formlarından kullanılabilir. 1 yaşından küçük çocuklar hariç herkes için bal öksürüğü azaltmaya yardımcı olur. Zencefil, tıkanıklığı gidermeye ve boğazı yatıştırmaya yardımcı olur” dedi. Sofralardan eksik olmayacak bir gıdanın ise tavuk suyu çorba olduğunu kaydeden Can, bu çorbanın burun geçişlerini ve tıkanıklığı diğer sıcak sıvılardan daha iyi temizlediğini ve anti-enflamatuar etkisi olduğunu dile getirdi. “Acı biber burun tıkanıklığını açar ve iyi hissettirir” Okaliptüs yağı, nane yağı, kekik yağının göğüs bölgesine sürüldüğünde solunum yollarını rahatlatabileceğine değinen Dr. Can, “Direkt ciltle teması cildi tahriş edebileceği için taşıyıcı bir yağ- krem ile karıştırılarak sürülmesi önerilir. Ayrıca sıcak suya koyup nefes yoluyla kullanılabilir. Lahana, brokoli, kızılcık, yeşil çay, kırmızı soğan, yaban mersininde kersetin adı verilen bir antioksidan bulunur ve soğuk algınlığı ile savaşmanıza yardımcı olur. Kırmızı acı biber burun tıkanıklığını aça, bu da daha iyi hissettirebilir. Ayrıca kapsaisin adı verilen faydalı bir madde içermektedir” diye konuştu. Klinik çalışmalara göre C vitamini tartışmalı Soğuk algınlığına iyi geldiği düşünülse de klinik çalışmalara göre C vitaminin tartışmalı olduğunu belirten Dr. Can, “Hastalık geliştikten sonra kullanılmaya başlanan C vitamini soğuk algınlığının daha hafif ya da daha hızlı iyileşmesini sağlamıyor. C vitamini, gıdalarla alındığında hiçbir zararı yoktur. Ancak, takviye şeklinde alındığında günlük önerilen doz erkeklerde 90 mg (miligram), kadınlarda 75 mg’dır. C vitamini içeren narenciyeleri tüketerek hem sağlıklı beslenip hem doğal C vitamini almak en uygun yöntem gibi görünüyor” dedi. “Antibiyotik fayda yerine zarar verebilir” Soğuk algınlığının sebebinin genellikle virüsler, nadiren bakteriler olduğunu aktaran Dr. Can ilaç tedavisine dair şunları söyledi: “Antibiyotikler bakterilere etkili olduğu için çoğu zaman soğuk algınlığına faydası yoktur. Muayene sırasında bakteri varlığına dair bir bulgu yoksa doktorunuz antibiyotik yazmayacaktır. Hatta gereksiz antibiyotik kullanımı, bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine yol açar ve zararı bile olabilir.” Dr. Can, reçetesiz satılan soğuk algınlığı ve öksürük ilaçlarının çocuklarda ciddi ve hatta yaşamı tehdit eden yan etkilere neden olabileceği; dolayısıyla herhangi bir ilaç vermeden önce çocuğun doktoruna danışılması gerektiği vurguladı.
İstanbul Onat Kutlar vefatının 30. yılında Beyoğlu’nda anıldı Şair, yazar, sinema eleştirmeni Onat Kutlar vefatının 30’uncu yılında Beyoğlu Belediyesi tarafından hazırlanan “Onat Kutlar: Başkaldırı ve Şenlik Günleri” isimli programla anıldı. 11 Ocak 1995’te düzenlenen bombalı saldırının ardından 59 yaşında hayatını kaybeden Onat Kutlar anısına düzenlenen etkinlik, gazeteci ve yazar Zeynep Oral’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Programa, yazar Adnan Özyalçıner ve gazeteci Zeynep Avcı konuşmacı olarak katıldı. Etkinlikte Onat Kutlar’ın eşi Filiz Kutlar ve Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney de yer aldı. Sanatçılar Nazan Kesal, Halil Ergün ve Tayfun Erarslan’ın metin okumaları ve şiir dinletileriyle katkı sunduğu etkinlikte genç yetenek Balkız Mercan Eruluğ’un müzik dinletisi de büyük beğeni topladı. Programda bir konuşma yapan Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, “Yitip gidenler diyoruz, ancak biz onları anmaktan vazgeçmeyeceğiz. Anmak, demokratlığımızın bize yüklediği bir görev. Aslında onları anmak demek, sadece o şahsiyeti anmak demek değil, onun fikrini yaşatmaktır. Bu anlamda Onat Kutlar’ın savunduğu fikri, güzel ve aydınlık günler için mücadeleden vazgeçmemeyi biz onun satırlarında okuyarak öğrendik. Bu nedenle onları anmayı ve bunu sürekli kılmayı çok önemsiyorum. Ve 30 yıl sonra Beyoğlu Belediyesi’nin bu anmaya ev sahipliği yapıyor olması beni hem duygulandırdı hem de diğer türlü de mutlu etti. Tabii Onat Kutlar Beyoğlu’nu çok seviyordu. Son 1,5 yılında Beyoğlu’nda yaşamış, Beyoğlu’nda üretmiş ve Beyoğlu’nun belki de bütün sokaklarını ezbere biliyordu desek yanlış olmaz. Aynı şekilde ülkesini çok seviyordu. 12 Eylül’ün o karanlık günlerinde bile ülkesinin aydınlık günlerine inanıyordu, demokrasiye inanıyordu ve Aydınlar Bildirgesi’nin mimarlarından birisiydi Onat Kutlar” şeklinde konuştu (MKK-RU