EĞİTİM - 25 Aralık 2025 Perşembe 11:50

YÖK raporunda Karabük Üniversitesi 4 alanda ilk 10’a girdi

A
A
A
YÖK raporunda Karabük Üniversitesi 4 alanda ilk 10’a girdi

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025"e göre Karabük Üniversitesi (KBÜ), dört alanda Türkiye genelinde ilk 10, bir alanda ise ilk 20 üniversite arasına girerek önemli bir başarıya imza attı.


YÖK tarafından 67 farklı gösterge esas alınarak hazırlanan ve Türkiye genelinde 201 üniversitenin değerlendirildiği raporda, yükseköğretim kurumları; eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, uluslararasılaşma, toplumsal katkı ve öğrenci odaklılık başlıklarında kapsamlı biçimde ele alındı. Raporda yer alan 2024 yılı verilerine göre Karabük Üniversitesi, birçok alanda üst sıralarda yer aldı.


Karabük Üniversitesi, öğrenciler tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri alanında 765 proje ile Türkiye genelinde 3’üncü sırada yer aldı. Aynı zamanda girişimcilik faaliyet sayısı göstergesinde de Türkiye 3’üncüsü olan KBÜ, toplumsal katkı ve yenilikçi eğitim anlayışıyla dikkat çekti.


Uluslararasılaşma alanındaki yükselişini sürdüren Karabük Üniversitesi, yüzde 26,28’lik uluslararası öğrenci oranı ile Türkiye genelinde 6’ncı sırada yer aldı. Bu oran, üniversitenin çok kültürlü kampüs yapısını ve küresel ölçekte tercih edilen bir yükseköğretim kurumu olduğunu ortaya koydu.


Öğrenciler tarafından yürütülen endüstriyel ve sektörel proje sayısı göstergesinde ise Karabük Üniversitesi, 125 proje ile Türkiye genelinde 7’nci sırada yer alarak ilk 20 üniversite arasına girdi. Bu başarı, üniversitenin uygulamalı ve proje temelli eğitim yaklaşımının somut bir göstergesi olarak değerlendirildi.


Karabük Üniversitesi, TEKNOFEST, TÜBİTAK ve TÜBA gibi kurumlar tarafından düzenlenen yarışmalara katılan öğrenci sayısında da dikkat çekti. Bu alanda 376 öğrenci ile Türkiye 15’incisi olan KBÜ, bilim, teknoloji ve inovasyon temelli çalışmalara öğrenci katılımını artırmaya devam etti.


YÖK raporunda yer alan bu göstergelerle Karabük Üniversitesi, 5 alanda ulusal başarı elde ederken, 4 alanda ilk 10, 1 alanda ise ilk 20 içerisinde yer alarak öne çıktı.


Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, YÖK raporunda elde edilen sonuçların üniversitenin son yıllarda attığı stratejik adımların somut karşılığı olduğunu belirtti. Kırışık, "YÖK tarafından yayımlanan bu raporda elde ettiğimiz sonuçlar, Karabük Üniversitesi olarak bilimi merkeze alan, öğrenciyi ve akademisyeni sürecin aktif bir paydaşı hâline getiren eğitim ve araştırma anlayışımızın güçlü bir göstergesidir. Karabük Üniversitesi, bilimi, gençliği ve projeleriyle Türkiye Yüzyılı’nı inşa eden üniversiteler arasında yer alıyor" dedi.


SOSYALFEST, KAPGEM gibi projeler, dijital dönüşüm çalışmaları ve Millî Teknoloji Atölyeleri ile üniversitede yeni bir eğitim modeli inşa ettiklerini vurgulayan Kırışık, "Attığımız tüm adımların somut çıktıları kısa sürede görülmeye başlanmıştır. Önümüzdeki dönemde daha büyük başarıların Karabük Üniversitesini, Karabük’ü ve ülkemizi beklediğine yürekten inanıyoruz" ifadelerini kullandı.


Prof. Dr. Kırışık, başarıda emeği geçen akademik ve idari personele, öğrencilere ve tüm paydaşlara teşekkür etti.



YÖK raporunda Karabük Üniversitesi 4 alanda ilk 10’a girdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni’ semineri düzenlendi Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni: Son 22 Yılda Yanıldıklarımız ve Keşfettiklerimiz’ başlıklı seminer, Turuncu Salon’da gerçekleştirildi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’ın konuşmacı olduğu seminere; Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aslı Aslan’ın yanı sıra öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Sunumunda bilişsel süreçlerin tarihi gelişimini ve Stroop etkisini ele alan Prof. Dr. Nart Bedin Atalay, dikkatin yalnızca stratejik ve yavaş bir süreç olmadığını, çevresel ipuçlarıyla tetiklenen otomatik bir kontrol mekanizmasının devrede olduğunu ifade etti. Günlük hayattan örneklerle otomatik kontrolün evrimsel önemine değinen Atalay, "Çevre sürekli değişiyor ve biz adapte olmak zorundayız. Eğer her seferinde stratejik ve yavaş bir kontrol mekanizması kullansaydık, hayatta kalmamız zor olurdu. Otomatik kontrol, tehlike anında hızlı karar vermemizi ve enerjiden tasarruf etmemizi sağlar. Beyin enerjiyi verimli kullanmayı sever" dedi. İki dilli bireylerde dikkat süreçleri Konuşmasında laboratuvar ortamında yürütülen deneylere de yer veren Atalay, özellikle iki dilli bireyler üzerindeki dikkat çalışmalarına değindi. Dil hâkimiyetinin dikkat kontrolü üzerindeki etkilerini açıklayan Atalay, yapay zekâ ile insan beyni arasındaki ilişkiye de dikkat çekti. Modern yapay zekâ modellerinin, insan beynindeki hata düzeltme mekanizmalarına benzer şekilde çalıştığını belirten Atalay, buna karşın insan beyninin hâlâ daha esnek bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Seminer, soru-cevap bölümünün ardından Prof. Dr. Aslı Aslan’ın, Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’a plaket takdim etmesiyle sona erdi.
Kastamonu Yaşlı adam para ve altınlarla kayıplara karışan eşinden 8 aydır haber alamıyor Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki adam evdeki altın, para ve kredi kartını alarak ayrıldığı iddia edilen 35 yıllık eşinden yaklaşık 8 aydır haber alamıyor. Yaşlı adam, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki Hüseyin Demirel’in 35 yılık eşi Dudu Demirel’den (50) nisan ayında evdeki 30 bin TL nakit para ile evde bulunan iki adet Cumhuriyet altını ve 40 bin TL limitli kredi kartıyla ayrıldıktan sonra haber alınamıyor. Demirel, 5 çocuk annesi eşinin evden ayrıldıktan sonra kredi kartıyla da altın aldığını iddia etti. Eşini, kaybolduktan sonra telefonla aradığı ve ailecek tanıdıkları F.K. isimli şahısla birlikte olduğunu söylediğini, daha sonra bir daha kendisinden haber alamadığını söyledi. 5 çocuk annesi eşinin kendisini sevdiğini ve büyü yapıldığı için evden ayrılarak kaybolduğunu belirten Hüseyin Demirel, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Eşinin daha önce F.K. ile kaçtığını daha sonra eve döndüğünü söyleyen Demirel, "Ben rahatsızım, içeride odada yatıyorum. Bir gün saat 03.00 gibi kalktım. Eşim yoktu. Telefonla aradım, eşim açtı, ’Dudu neredesin’ diye sordum, ’ben F.K.’nin yanındayım’ dedi. ’F.K.’nin yanında ne yapıyorsun’ diye sorduğumda, ’F.K. ne yaptı etti beni aldı, götürüyor, yoldayız, gidiyoruz’ dedi. ’Nereye gittiklerini sordum, ’nereye gittiğimizi bilmiyorum’ dedi. Sonra avukata boşanma dilekçesi vermiş, mahkemeye çıktık, sadece avukat gelmişti. ’Ben karımdan vazgeçmeyeceğim, ben karımı er ya da geç alacağım’ dedim. Ondan 10 gün sonra eşim geldi. İstanbul’a gidip dilekçe verdi, ’ben kocamı seviyorum, ayrılmak istemiyorum’ dedi ve mahkeme düştü. Altın almıştık, iki tane altın vardı. Altın alınca kart eşimin cebinde kalmış. Kartı da almış, cebimde 60 bin TL para vardı, 30 bin TL’sini de almış. Karttan para çekilmiyor, o yüzden kartla altın almış. Kartın 40 bin TL limiti vardı, hepsiyle altın almışlar. Evde de iki tane Cumhuriyet altını vardı, onları da almış" şeklinde konuştu. Şu an eşinden haber alamadığını belirten Demirel, "Eşimin telefonunu arıyorum, ’numara kullanılmıyor’ diyor. Ben, eşimin geri gelmesini istiyorum, çocuklarımın yanına gelmesini istiyorum. Eşimin bende çok emeği var, bu evi eşim ile birlikte satın aldık. Ben kanser tedavisi gördüm, eşim 3 yıl bana baktı, bir kez ’niye böyle yapıyorsun’ demedi. Benim eşim evini, köyünü bırakacak birisi değildi. Eşim kendisi çıkıp evden gitti ama F.K.’nin eşime büyü yaptırdığını düşünüyorum. Çünkü evden muska çıktı, muskanın içinde de F.K.’nin saçı çıktı. Biz bunu bir hocaya okutturamadık" ifadelerini kullandı.