GENEL - 07 Ekim 2017 Cumartesi 12:02

Tarihi Saray’dan Rus, Türk Süngüsü ve top mermisi çıktı

A
A
A
Tarihi Saray’dan Rus, Türk Süngüsü ve top mermisi çıktı

Kars’ta, bulunan ve 1579 yılında yapılan Tarihi Beylerbeyi Sarayı’nın restorasyon çalışmalarında Osmanlı-Rus Savaşı dönemine ait Türk ve Rus Süngüsü, top mermisi ve gülle ortaya çıktı.

Kars’ta, bulunan ve 1579 yılında yapılan Tarihi Beylerbeyi Sarayı’nın restorasyon çalışmalarında Osmanlı-Rus Savaşı dönemine ait Türk ve Rus Süngüsü, top mermisi ve gülle ortaya çıktı.


Kaleiçi Mahallesi Kars Kalesi eteklerinde yer alan ve yaklaşık 4 asırlık köklü tarihiyle şehrin ziyaret edilen noktalarından biri olan Beylerbeyi Sarayı’nın turizme kazandırılması amacıyla yürütülen restorasyon çalışmalarında yapılan kazılarda ortaya o döneme ait malzemeler çıkıyor.


Müze Müdürlüğü görevlileri nezaretinde yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkan ve 1828 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan kalan Türk ve Rus Süngüleri, Top Mermileri, Gülle, kurşun kovanı ve buna benzer malzemeler bir arada toplanıyor.


Tamamlandığında Kars Turizmine Butik Otel olarak kazandırılacak olan Beylerbeyi Sarayı’nda restorasyon çalışmalarını yürüten Mühendis Bekir Göksoy, “Beylerbeyi Sarayı ilk girdiğimizde oldukça dolu, yani yıkılmasından kaynaklanan malzemelerle içerisi dolmuş vaziyette idi. Öncelikle yapmamız gereken şey bir temizlik hareketi, bunun için çalışmaktayız. Yapının oldukça büyük bir kısmını da temizlemiş bulunmaktayız. Bir taraftan da temel araştırması yapmaktayız. Araştırma hafriyatımızın devamı olarak bir kısım da yapının dışında çalışmalara devam ediyoruz. Yapı tamamlandıktan sonra Butik Otel olarak hizmet verecek” dedi.


“Kazılarda Osmanlı-Rus Savaşı’na ait süngü top mermisi ve gülle ortaya çıktı”


Beylerbeyi Sarayı’nda Müze Müdürlüğü yetkilileri nezaretinde yürütülen kazı çalışmalarında 1828 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında kullanılan Türk ve Rus Süngüleri, top mermileri, gülle ve kurşun çekirdekleri ortaya çıktı. Ortaya çıkan malzemeler ise restorasyon çalışmalarını yürütenleri şaşırttı.


Kazı çalışmalarında Osmanlı dönemine ait bulguların ortaya çıktığını İfade eden İlgili firma yetkilisi Bekir Göksoy, “Kazılarda bazı farklı buluntular çıkıyor. Bu buluntular özellikle Rusların işgali sırasında yapının kullanıldığını anlıyoruz. Yapıda Ruslara ait bazı eserler, bulgular bulduk. Müze denetiminde yaptığımız kazılarda ortaya çıkan eserlerde müze tarafından değerlendirilecek ve ona göre de tasnif edilecek. Şuana kadar tanımlayamadığımız birçok eserin yanında Rus dönemine ait süngüler, top mermisi, gülle gibi çeşitli eserler çıktı” diye konuştu.


“Saray’ın şöminelerinde İngiliz Foster marka ateş tuğlası kullanılmış”


Öte yandan Beylerbeyi Sarayı’nda yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkan ateş tuğlalarının 1877 yılında kurulan ve 1960’lı yıllara kadar faaliyet gösteren İngiliz Foster Tuğla Fabrikası’na ait olması dikkat çekti. İngiliz ateş tuğlaları Beylerbeyi Sarayı’nın şöminelerinin yapımında kullanılmış. Sarayının kazı çalışmaları ise devam ediyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.