GENEL - 14 Temmuz 2020 Salı 23:00

Kars’taki tabyaların içler acısı durumu

A
A
A
Kars’taki tabyaların içler acısı durumu

Kars Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Tarihçi Yrd.

Kars Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Tarihçi Yrd. Doç. Dr. Yaşar Kop, tarihin ürkütücü olmadığını, tarihin kendinse yapılan yanlışları ve kendisinden çıkarılmayan derslerin cezasını verdiğini belirtti.


Türkiye’de 46 tabya ile en çok tabyaya sahip olan Kars’ta tabyaların içler acısı durumu tarihçileri endişelendiriyor.


Doç. Dr. Kop, 200 senede yıkılmayan, 6 büyük savaşın hiç birisinde tahrip olmayan tabyaların günümüzdeki halinin gerçekten çok acıtıcı olduğunu söyledi.


“Kars taşların konuştuğu şehir”


Kars gerçekten taşların konuştuğu, özümüzü yitirmediğimiz Ahmet Bican Ercilasun’un ifadesiyle, ‘Türklüğü bağrında barındıran, Anadolu’nun giriş kapısı olan birçok ehemmiyetli, sahip olduğunu dikkat çeken Tarihçi Doç. Dr. Yaşar Kop, “Kars niye bu kadar önemli, çünkü Kars gerek Azerbaycan ile İran arasında, gerekse Kafkasya ile Tiflis arasında geçiş noktası! Şimdi Kars bu kadar ehemmiyetliyken, Kars’ta da birçok tarihi yapı varken ve 700’ün üzerinde tescilli yapı varken, acaba bunlar bugün ne halde onların bir kısmın ı oluşturan tabyalarla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Tabya tabi çoğunuz belki biliyordur ama ben yine de kısaca söyleyeyim. Arapça kökenli bir kelime, tabya özellikle stratejik konuma haiz olan yerlerde savunma amaçlı kullanılan müstahkem mevkiler ve yerlerdir. Kars’ta toplam 46 tane tabyadan bahsetmek mümkün, ama kağıt üzerinde 46 tabya var. Bu 46 tabyanın maalesef 24 tanesine yakınında hemen hemen hiçbirsi yok. 24 tanesinden geriye kalanlardan ise 12 tanesi şuan askeri sınırlar içerisinde, geriye kalan 10 tane tabya da 5’tanesi günümüze kalmış, yani elimizde hiçbir şey kalmamış” dedi.



“Osmanlı-Rus harbinde yıkılmayan, tabyalar günümüzde perişan halde”


Kars’ın 700’den fazla tescilli yapısıyla Türkiye’de çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Kop, “Şimdi bu tabyalar niye elzem ki, niye önemli ki, biliyorsunuz bizim doğudaki komşumuz olan Ruslarla tarihten beri gelen yakınlığımız var. İster buna düşmanlık, ister komşuluk, ister savaş ner derseniz diyin, bu boşluğu sizler doldurun. Toplam 16 tane savaş var ve maalesef çoğusun da Ruslar kazanmış. Fakat gerek kazandıklarında, gerek kaybettiklerinde bu tabyalar tarihe ve günümüze çok büyük bir şekilde kanıtlarla günümüze kadar ulaşmayı başarmış. Bunlar içerisinde özellikle ilkinden bahsetmek gerekirse, Timur Paşa Tabyası var. Daha doğrusu kulesi var. Ve bu bazı kaynaklarda 1722 yılında yapıldı dense de maalesef yanlış bir ifade, 1734 tarihinde 1. Mahmut döneminde yapılan bir yapı, bunu hemen peşi sıra bugün Kanlı Tabya olarak bilinen müzeye çevrilen, akabinde yine Arap tabya, ya da Suvari tabya ve yine Gemli Tabya olarak bildiğimiz yaptırdığı için kendisinin ismiyle anılan Kerim Paşa Tabyası var. Az öncede söyledim, ne dedim dedim ki, ‘taşların konuştuğu bir şehir’ 700’den fazla tescilli yapısıyla Türkiye’de çok önemli bir yere haiz olan bir şehir, ama gelin görün ki o 16 tane büyük savaşta, hele ki sonlara doğru özellikle 1828-29 Osmanlı-Rus Harbi akabinde Osmanlı Devleti’nde ilk ve tek unvan alan Kars’ın 29 Eylül 1855 tarihinde ki o muhteşem zaferi, gerekse 40 yıl Rusların eline geçtiğimiz o kara günlerin, kara yılların başlamış olduğu Osmanlı 93 harbi olarak bildiğimiz Osmanlı-Rus harbinde yıkılmayan, maalesef bu tabyalar günümüzde perişan bir halde” diye konuştu.



“Tarih kendisinden çıkarılmayan derslerin cezasını verir”


Tabyaların perişan bir halde olmasının birçok sebebi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yaşar Kop, “Elbette ki bunun birçok sebebi var. Birinci sebebi Tarihe olan ilgisizliğimiz, ikincisi geçmişimize olan saygısızlığımız, üçüncüsü ise dünyalık sevgimiz. Üzerinden 200 sene de yıkılmayan o 16 tane büyük savaşın hiç birisinde hele ki son 6-7 savaşta tahrip olmayan bu tabyaların günümüzdeki bu hali gerçekten çok acıtıcı. Tarih insanlara gerçekten ceza vermez. Tarih korkutucu değildir. Tarih ürkütücü değildir. Ama tarih kendisine yapılan yanlışları ve kendisinden çıkarılmayan derslerin cezasını verir” şeklinde konuştu.


Aynı bölgedeki birçok tabya ise çobanlar tarafından hayvan barınağı olarak kullanılıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Dağlar delinecek, ilçeler birbirine tünelle bağlanacak Trabzon’un şehir içi ve transit trafiğini düzenlemek amacıyla projelendirilen ve 1 Mayıs 2023 tarihinde temeli atılan Güney Çevre Yolu’nda çalışmalar sürüyor. Toplam 43,8 kilometre uzunluğu ile kentin mega projelerinden biri olan Güney Çevre Yolu üç kısım halinde hayata geçirilecek. İlk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmaları süren projenin 35,8 kilometresinin 15 adet tünel ile 2,1 kilometresinin ise 14 adet viyadük ile geçilmesi planlanıyor. Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Mersin mahallesinde 1 Mayıs 2023 tarihinde temeli atılan Güney Çevre Yolu’nda çalışmalar sürüyor. Kentin mega projelerinden biri olan ve toplam 43,8 kilometre uzunluğu ile özellikle Karadeniz Sahil Yolu’ndaki transit trafiğini düzenlemek amacıyla projelendirilen Güney Çevre Yolu üç kısım halinde hayata geçirilecek. Çevre Yolu’nun Karadeniz Sahil Yolu’ndan ayrıldığı proje başında T-1 tünelinin ilk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmaları süren projenin 16,5 kilometre uzunluğundaki birinci kısmında 31 metre genişliğindeki 3 gidiş 3 geliş şeritli yolda 7 tünel ve 7 viyadük yer alacak. 35,8 kilometresinin 15 adet tünel ile 2,1 kilometresinin ise 14 adet viyadük ile geçilmesi hedeflenen proje Arsin ilçesinde tamamlanacak. Ahmet Metin Genç: “Ciddi bir kamu yatırımı” Güney Çevre Yolu’nda devam eden çalışmalar ile ilgili bilgiler veren Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, projenin ilk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Başkan Genç, “Güney Çevre Yolumuz epeydir şehrimizde konuşulan bir proje. Hem bir taraftan sahil yoluna alternatif bir transit geçiş güzergahı ama diğer yandan da bizi daha çok yönüyle ilgilendirdiği şekliyle arz etmek isterim şehircilik açısından da Trabzon’umuzun biliyorsunuz şehir sahil bandına sıkışmış bir şekilde şehrimizin güneye taşınabilmesi, güneye doğru açılabilmesi, şehirleşmesi, yeni yaşam alanlarının, kamu alanlarını, sosyal yaşam alanlarını, diğer ünitelerimizin oluşabileceği bir alan olması hasebiyle de çok önemli. Cumhurbaşkanımızın iradesi, kararı, kararlılığı bu bölgeye olan hassasiyeti bütün bunlardan dolayı kendilerine müteşekkiriz. Bölgemizin çok önemli kazanımları oldu. Ama bu yolun startını vermiş olması başlı başına bizim için önemli bir hadise. Şu an itibariyle ilk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmaları başladı. Biz de süratle takip ediyoruz. Birinci etabımız yani giriş Akçakale’yle Akyazı arasında düşünülen etap Ortahisar’ımızın Karşıyakası ile birleşti. Dolayısıyla 16 kilometrelik ilk etabın birinci dilimini şu anda çalışıyoruz. Bizde yakın takip ediyoruz. Tabii bu ciddi bir kamu yatırımı. Ama hükümetimizin hal ve şart ne olursa olsun bunu Trabzon’umuza kazandırma konusundaki desteklerine tekrar Cumhurbaşkanımız nezdinde bütün bakanlarımıza, milletvekillerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Şehir bağlantıları noktasındaki çalışmalarda biz de elimizden geldiği kadar katkılarımızı yapıp imar konusundaki düzenlemelerimizi yapıp bu büyük yatırımı şehrimize bir an önce kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız” ifadelerini kullandı. Kamulaştırma sürüyor 1 Mayıs 2023 tarihinde temeli atılan Güney Çevre Yolu’nun Akçaabat Geçişi projesi kapsamında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırma çalışmaları da sürüyor. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı ise geçtiğimiz aylarda Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar ile Trabzon Güney Çevre Yolu Akçaabat girişi (Darıca-Yıldızlı) arası yolu projesi kapsamında, Özmersin, Akçakale, Salacık, Yeniköy, Darıca, Kavaklı, Çolaklı, Nefsipulathane, Ortamahalle, Yenimahalle, Demirci, Dürbinar, Kaleönü, Sarıtaş, Kayalar, Yaylacık, Osmanbaba, Söğütlü ve Yıldızlı mahalleleri sınırları içerisinde bulunan bazı taşınmazların Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılması yapıldı.
Hatay Ağır hasarlı binanın altında bulunan ve tarihi olduğu düşünülen devasa sütun merak uyandırdı Depremin vurduğu Hatay’da 2 katlı ağır hasarlı binanın altında bulunan ve tarihi olduğu düşünülen 2 buçuk metre uzunluğundaki sütun vatandaşlarda merak uyandırdı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar alan Hatay’ın yüzlerce yıldır birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı biliniyor. Depremle birlikte binaların altında gizlenen tarihi eserler ve yapılar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Antakya ilçesi Sofular Mahallesi’nde 2 katlı ağır hasarlı binanın altında bulunan 2 buçuk metre uzunluğunda, 70 santimetre çapındaki devasa sütun vatandaşların dikkatini çekti. Vatandaşlar tarafından yapılan araştırmalarda 2 bin yıllık bir yapı olduğu düşünülen sütun için resmi kurumlara gerekli başvurular yapıldı. Merak uyandıran sütunun geçmişinin ortaya çıkmasını isteyen bölge halkı, devasa yapının koruma altına alınmasını talep ediyor. “Depremden sonra mahallemizde dikkatimizi çeken tarihi bir sütun oldu” Ağır hasarlı bina altında bulunan sütunun araştırılmasını istediklerini dile getiren Yahya Kırkıcı, “Depremden sonra mahallemizde dikkatimizi çeken tarihi bir sütun oldu. Bu sütunu biz çocukluğumuzdan beri biliyoruz. Hatta; babalarımız ve dedelerimiz de biliyor. Bina da ağır hasarlı olduğu için bu sütunun araştırılmasını istiyoruz. Gerekirse koruma altına alınmasını talep ettik yetkililerden. Hatay Müze Müdürlüğü’ne de bildirdik. Boyutu; 2 buçuk metrelik bir taş, çapı da tahminimce 70 santimetre gelir. Gayet büyük duruyor” dedi. “Biz çocukluğumuzdan beri bu taşın üzerinde oyun oynuyorduk” Çocukluğundan beridir taşın üzerinde oyun oynadıklarını dile getiren Kırkıcı, “Biz çocukluğumuzdan beri bu taşın üzerinde oyun oynuyorduk. Şimdi bina da ağır hasarlı olduğundan sütun koruma altına alınsın dedik. Birkaç arkeolog arkadaşa da gösterdik. Baktıklarında mazisinin bayağı eski olduğunu söylediler. Tahminimce 2 bin yıllık varmış, ben çok anlamıyorum. Umarım yetkililer araştırırlar ve önlem alırlar. Bu taşın bulunduğu yapının altında kuyu da var. Mahallemizde tarihi eserler var, bu eserlerin üzerine binalar yapıldı derken hepsi kayboldu” ifadelerini kullandı.