GENEL - 09 Ocak 2019 Çarşamba 13:37

Kastamonu’da Türk Kızılayı, yangınlarda zarar görenlerin yarasını sardı

A
A
A
Kastamonu’da Türk Kızılayı, yangınlarda zarar görenlerin yarasını sardı

Türk Kızılayı Kastamonu Şubesi, Kastamonu’da merkez ve ilçelerinde 22 farklı noktada meydana gelen yangınlarda zarar gören vatandaşların yardımına koşarak yarasını sardı.

Türk Kızılayı Kastamonu Şubesi, Kastamonu’da merkez ve ilçelerinde 22 farklı noktada meydana gelen yangınlarda zarar gören vatandaşların yardımına koşarak yarasını sardı.


Türk Kızılayı Kastamonu Şubesi, 2018 yılında çok sayıda ihtiyaç sahibi ailelerin yardımına koştu. Bu kapsamda Kastamonu’da merkez ve ilçelerinde 22 farklı noktada meydana gelen yangın sonrasında Türk Kızılayı Kastamonu Şubesi, yangınzedeleri çeşitli eşya ve gıda vererek yaralarını sardı. Bunun dışında Türk Kızılayı, ihtiyaç sahibi 750 çocuğu giyindirerek yüzlerini güldürdü.


Türk Kızılayı Kastamonu Şube Başkanı Ahmet Muhsin Emeksizoğlu, “150 yıldır Türk Milletinin merhamet eli olarak Türk Kızılayı dünyanın her neresinde ve ülkemizin karşılaştığı yerel ve doğal afetlerde mağdur olan ailelerin ve ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşarak çalışmalarını bu güne kadar taşımıştır. Türk Kızılay’ının 150 yıllık çalışmalarında emeği geçenlere ve bağışçılarımıza şükranlarımı sunar, vefat edenlere Allahtan rahmet dilerim. Şube yönetim kuruluna bağlı olarak Kızılay Kadın Kolları ve Gençlik Kolları gönüllülük esasına dayalı olarak yapılan çalışmalarda görev almış bu doğrultuda okullarda yavrularımıza Kızılayın tanıtımı ile ilgili sunumlar yapmışlardır” dedi.


“İhtiyaç sahibi 750 öğrenci giydirildi”


Şubelerine 2018 yılında 150 adet gıda kolisi bağışı yapıldığını ifade eden Emeksizoğlu, “68 adet Kurban hissesi verilmiştir. 2018 yılında Türk Kızılayı Kastamonu Şubesi olarak sorumluluk bölgemizde yapılan çalışmalar aşağıda sıralanmıştır. Kastamonu merkez mahalleleri, Taşköprü, Araç, Tosya, Azdavay, İhsangazi, Küre, Cide içlerine bağlı köylerde 22 noktada yangın meydana gelmiş, bu yangınlarda 440 kişi zarar görmüş olup zarara uğrayan vatandaşlarımıza 880 adet battaniye, 880 adet gıda ve konserve (kuşbaşı ve kıyma 800 gramlık), 440 adet yatak, 440 adet yastık kılıfı, 440 adet nevresim takımı, 150 adet set üstü ocak, 100 adet tüp başlığı, 232 adet radyo, 232 adet su bidonu, 10 adet katalitik soba, 6 adet çamaşır makinesi, çeşitli ölçülerde yeteri kadar giysi malzemesi verilmiştir. Ayrıca Kastamonu merkez ve ilçelerdeki okullardaki ihtiyaç sahiplerine bin 47 adet gıda kolisi ve 2 bin 200 adet (kuşbaşı ve kıyma 880 gramlık) konserve dağıtılmıştır. Yine yangınlarda mağdur olan 18 yaş üstü kişilere içlerine 150 TL yüklü olarak 86 vatandaşımıza Kızılay Kredi kartı dağıtılmıştır. Yangın olan mahallerdeki vatandaşların yeme içme ihtiyaçları şubemizce karşılanmıştır. İl merkezindeki ihtiyaç sahiplerine, merkez ve ilçelerdeki okullardaki öğrencilere kışlık, yazlık ayakkabı ve giysi olarak bin 750 öğrenci sevindirilmiştir” diye konuştu.


Kurban bağışında bulunan vatandaşların hisselerinin ihtiyaç sahiplerine dağıtıldığını anlatan Emeksizoğlu, “Batı Karadeniz Bölgesi afet deposuna bağlı olarak ilimizde bulunan yerel afet depomuzda acil durumlarda kullanılmak üzere 223 çadır, 800 battaniye, 150 yatak, 150 mutfak seti, 157 uyku tulumu, muhtelif giyim ve gıda mevcuttur. Türk Kızılayına kurban hissesini veren vatandaşlarımızın kurbanlarından yapılan kuşbaşı ve kıyma olarak kombinalarda yapılan konserveler kurban payı olarak ihtiyaç sahiplerine şubemiz aracılığı ile dağıtılmaktadır” şeklinde konuştu.



“2018 yılında 10 bin 53 ünite kan bağışı toplandı”


Orta Anadolu Kan Merkezine bağlı olarak hizmetlerini yürüten Kastamonu Kan Alma Birimi’nin 2018 yılında kotasını tutturarak 10 bin 53 ünite kan bağışı aldığını söyleyen Şube Başkanı Emeksizoğlu, şöyle konuştu: “10 bin 256 adet kan ürünü elde edilmiştir. Kastamonu Devlet Hastanesi ve özel hastanelere, ilçelerdeki Taşköprü, Tosya ve İnebolu Devlet Hastanelerine 12 bin 877 kan ürünü teslim edilmiştir. Kan alma biriminde alınan kanlar her gün akşam Ankara Kan Merkezine gönderilmekte olup tahliller ve gerekli testler yapıldıktan sonra talep edilen kanlar, devlet hastanelerine ve protokol yapılan özel hastanelere Ankara Kan Merkezi tarafından ellerindeki mevcutlardan ulaştırılmaktadır. Bu aşamada hasta yakını kan temini için uğraşmadan sadece hastane yetkililerine Türk Kızılayından bana kan talep ediverin demesi yeterlidir. Talep doğrultusunda hastanın adına istenilen kan, Kızılay Kan Merkezi araçlarıyla hastaneye teslim edilmekte olup hastadan herhangi bir ücret alınmamaktadır”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Fabrikanın dereye bıraktığı atık, mahalleliye eylem yaptırdı Sakarya’nın Ayazı ilçesinden geçmekte olan ve bölgedeki birçok köyün tarım için kullandığı dere, iddiaya göre gıda fabrikasının atıkları sebebiyle kirli akıyor. Yıllardan beri kötü koku ve dere pisliğinden isyan eden mahalleli, fabrikanın önüne kadar yürüyüş eylemi yaptı. Kzıılcıkorman Mahallesi’nden geçen ve çevre mahallelerden geçerek Mudurnu Deresi ardından da Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e dökülen derenin, bölgede bulunan GSF Gıda Sanayi Fabrikaları’nın atıklarından dolayı yıllardan beri kirli aktığı iddia edildi. Adeta siyaha bürünen derenin yıllardır bir çözüme kavuşturulmadığı için duruma tepki gösteren mahalle halkı, fabrikanın önüne kadar yürüyerek eylem gerçekleştirdi. Fabrikanın önünde toplaşan mahalle sakinleri ellerindeki ‘Balıklar öldü sıra çocuklarda’, ‘Yeter artık 40 yıl oldu, bıktık’, ‘Doğaya zulüm insana zulümdür’ pankartlarıyla yaptığı yürüyüşte ise jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Mahallelinin tek istediği ise fabrikanın arıtma cihazını aktif hale getirip bölgenin pislik ve kötü kokudan arındırılması. “Artık ceza da işe yaramıyor” İnsanların mağdur olduğunu belirten mahalle sakini Mehmet Gülşen, “Deremiz hali çok kötü ve yıllardan beri biz bu çileyi çekiyoruz. Dere yakınlarında okul var ve birçok çocuk kötü kokudan dolayı sınıflara giremiyor. Derenin hemen kenarında Kur’an kursu var ve buraya çocuklar gelemiyor. Zamanında biz bu derede yüzerdik şimdi ise siyahlaştı. Köyün içinden geçeni geçtim D-100 kara yolundan geçen insanlar bile kokuya dayanamıyor. Artık köyümüzün ismi ‘Pis kokulu köy’ kaldı. Burada kahvehaneler, lokantalar var kimse buralara gelemiyor. Geçtiğimiz Cuma günü atık suyu bırakan fabrikaya ceza kesildi ve 2-3 gün kapalı kaldı ama bugün yine atık, yine koku var artık ceza da işe yaramıyor” dedi. “Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık” Yaklaşık 40 yıldan beri kokudan rahatsız olduklarını belirten Kızılcıkorman Mahallesi Muhtarı Mecid Kızıldağ, “Mahallemizin içinden geçmekte olan tarla seviyelerini düşürmek için açılan kanalda 1982 senesinde açılan bu fabrika ürettiği nişasta ve glikoz üretiminin atıklarını kanalımıza bırakıyor. Burası 1982 senesinde açıldı ve o günden bu güne kadar kanala akıtıyor pisliklerini. Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık. Dilimizin döndüğünce insanlara anlattık ama hiç kimse bir çare bulamadı ev bu günlere kadar geldik. Çevre mahalle sakinleri muhtarları herkes burada ve bu işten muzdarip, biz de bunu dile getirmek için yürüyüş gerçekleştirdik. Bizim kimseyle sorunumuz yok, art niyetimiz yok. Fabrikanın üretim yapması gerekiyorsa üretimini yapsın ama arıtmasını çalıştırsın. Bu fabrikadan 100-150 kişi ekmek yiyorsa diğer taraftan yoldan geçenler hariç 3 bin, 5 bin kişi kokuyu çekmek zorunda bırakılıyoruz. Muhtarlıkta benim dördüncü dönemim gelen her kaymakama, belediye başkanına ve valiye yani bu işte etkisi olabilecek herkese anlatmaya çalıştım ama herkes topu başkalarına attı. Sağ olsunlar yeni gelen vali ve kaymakam bize sahip çıktı, biz de mahalle halkı olarak düzen içinde eylem yaptık” diye konuştu. “İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor” Mahalle halkının çoğunun maske taktığını aktaran Kızıldağ, “Sinekler öyle bir hale geldi ki eşek arısı gibi oldu. Burada insanlar pencerenin camlarını açamıyor, misafir ağırlayamıyor hatta kanala yakın olan insanlar daha kötü durumda. Ben muhtar olarak utanıyorum. Buradan kim kime sıkıntı oluşturarak para kazanıyorsa haram olsun. İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor artık çünkü kokudan durulmuyor. Ben muhtarlık dönemimde defaten temizlettim ama yine de pislik içinde kalıyor” şeklide konuştu.