EKONOMİ - 04 Eylül 2019 Çarşamba 15:37

Kastamonu Entegre CEO’su Yıldız: “Plantasyon ormancılığını ülkemizde sadece bizler yapıyoruz”

A
A
A
Kastamonu Entegre CEO’su Yıldız: “Plantasyon ormancılığını ülkemizde sadece bizler yapıyoruz”

Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız, plantasyon ormancılığının Türkiye’de henüz başlamadığını belirterek, “Fakat bizler Orman Genel Müdürlüğünden kiraladığımız yerlerde plantasyon ormancılığına başlamış durumdayız ve buralarda kesime de başladık” dedi.

Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız, plantasyon ormancılığının Türkiye’de henüz başlamadığını belirterek, “Fakat bizler Orman Genel Müdürlüğünden kiraladığımız yerlerde plantasyon ormancılığına başlamış durumdayız ve buralarda kesime de başladık” dedi. Orman Genel Müdür Yardımcısı Hayati Özgür ise, 2023 yılına kadar 300 bin hektar alanda endüstriyel plantasyon çalışmasını programlarına aldıklarını kaydetti.


"Kastamonu Entegre 50. Yıl Buluşması" devam ediyor. Kuruluşunun 50. yılını kurulduğu kentte kutlayan Kastamonu Entegre, Kastamonu Üniversitesi Bilgehan Bilgili Kütüphanesi’nde “Ormancılık Endüstrisi” konulu panel düzenledi. Panelde konuşan Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız, “Yenilebilir enerji konusunda rüzgar, güneş, su ve biyomas dediğimiz enerji kaynakları var. Tarımsal atıklar ve sektörlerin kullanmadıkları orman atıkları var. Biz bunları enerjiye döndürüyoruz. Bu sektörler özellikle Avrupa’da o kadar çok büyüdü ki, MDF üreten sektörlere rakip oldu. Avrupa’da bu konu yıllardır konuşuluyor ama oranın bir avantajı var. Her iki sektöre yetecek kadar orman kaynakları bulunuyor. Türkiye haritasına baktığınızda altımız çöl, üstümüz yeşillik. Biz tam geçiş bölgesindeyiz. Dolayısıyla bir Almanya’daki ormancılıkla, Rusya’daki ormancılıkla Türkiye’yi mukayese etmek aslında ülkemizdeki ormancılığa da biraz haksızlık oluyor” dedi.



“Yenilenebilir enerji üretirken dışa bağımlılığımız azalmıyor”


Yenilenebilir enerjide dışa bağımlılığın azaldığının iddia edildiğini fakat bunun doğru olmadığını belirten Yıldız, “2008 yılından sonra Türkiye’de bir değişim yaşandı. TL birden değer kaybetmeye başladı. TL değer kaybederken teşvik yine dolar olarak kaldı. Özellikle son 3-4 yılda bu teşvikler çok daha anlamlı hale geldi. Şu anda bu sektörler ham maddeyi bizden daha pahalıya alıp elektriğe çevirip, bundan da iyi para kazanabilir halde. Birde bunların dönüşleri 5-6 yılda oluyor. Böyle olunca son 4-5 yıldır bu durum sektörü çok rahatsız eder hale geldi. Zaten bu sektörün yeterince bir kaynağı yok. Bir de yenilebilir enerji bizi dışarıya bağımlılıktan kurtarır diye bir mantıkla bakılıyor. Halbuki sektör ne kadar çok ham madde kullanırsa o kadar daha çok ithal ediyoruz. O zaman yine bunlarla rekabet edelim denildiğinde kömür santrali olabilir, doğal gaz olabilir ama yenilebilir enerjide bu olmaz. Bunu anlatmaya gayret ediyoruz” diye konuştu.



“Plantasyon ormancılığını ülkemizde sadece bizler yapıyoruz”


Plantasyon ormancılığının Türkiye’de henüz başlamadığını söyleyen Yıldız, şöyle konuştu:


“Türkiye’nin birkaç tane dezavantajı bulunuyor. Çünkü geçiş bölgesindeyiz. Brezilya’da plantasyon ormancılığıyla ilgili bir sempozyuma katıldık ve sahalarını gezdik. Sadece Brezilya’da orman olabilecek mevcut arazilerden plantasyon ormancılığına yatırım yapılsa neredeyse bütün dünyanın ihtiyacını karşılayabiliyorlar. Bir ağacı diktiğinizde 7 yıl içerisinde kesilebilecek hale geliyor. Brezilya’da plantasyon için bırakılan bölge ile normal orman alanına bakıldığında neredeyse dünyanın ihtiyacının yarısını karşılayabilecek durumda. Çin sürekli ithalat yapıyor ama plantasyon ormancılığı da bir yandan büyüyor. Türkiye’de ise plantasyon ormancılığı başlamadı, şu anda bir tek biz bunu yapıyoruz. Orman Genel Müdürlüğünden bazı bölgeleri bizlere kiralayın diyoruz. Kiraladığımız bu bölgelerde plantasyon ormancılığına ve kesime başladık. Türkiye’de iklim şartları daha zor, daha çok dağlık bölgelerde olması nedeniyle ormanlar aralama olarak kesilebiliyor. Bu da ek maliyeti ortaya çıkartıyor. Ama plantasyon ormancılığında mesela 10 hektar alanınız olduğunda, bunu dikip her yıl 1 hektarlık alanı kesiyorsunuz. Bu da size sonsuz bir kaynak oluşturuyor. Sürdürülebilirlik aslında bu manada oluyor. Vietnam, son 7-8 yılda devlet aklıyla plantasyon ormancılığa yatırım yaptı ve şu anda dünyanın en büyük odun yongasının ithalatçısı durumuna geldi.”


Üniversite öğrencilerine de tavsiyede bulunan Yıldız, “Ben nereyi tercih edebilirim, ne okuyayım, ne olursam daha çok başarılı olurum konusu konuşuluyor. Bence cevabı çok basit, insan sevdiği işi yaparsa başarılı olur. Hangi işte olursa olsun başarılı olur. Bence gençler sevdiği işi yapmalı” diye konuştu.



“Orman varlığımız şu an itibariyle 22.6 milyon hektara ulaşmış durumda”


Türkiye’de orman varlığının arttığına dikkat çeken Orman Genel Müdür Yardımcısı Hayati Özgür de, yılda 40 bin hektar civarında ağaçlandırma yaptıklarını belirterek, “Orman Genel Müdürlüğümüzün yaptığı çalışmalar neticesinde 1973 yılında 20,2 milyon hektar olan orman varlığımız şu anda 22.6 milyon hektar. Yapılan bu kadar üretime rağmen insanlar hep bu kadar ağaç kesiliyor, ormanlarımız azalıyor gibi bir izlenime kapılıyor. Kesinlikle böyle bir durum yoktur. Biz ormanlarımızın gençleştirmesini ve bakımını yapıyoruz. Endüstriyel ağaçlandırma yapıyoruz. Buradan ürettiğimiz envanterlerle sektörün ihtiyacını karşılıyoruz. Bu da şu anda Türkiye’nin yüzde 28.6’sına, 2023 yılında da yüzde 30’una tekabül edecek. O zamanda 23 milyon hektar alana ulaştırmış olacağız inşallah” dedi.


Yılda 40 bin hektarlık alanda ağaçlandırma yaptıklarını belirten Özgür, “Fidanlıklarımızda ürettiğimiz 350 milyon adet fidanın 280 milyonunu bu 40 bin hektarlık alana dikiyoruz” diye konuştu.



“1,9 milyar metreküp servetimiz bulunuyor”


Orman varlığı içerisinde 2015 yılı içerisinde 1.6 milyon metreküp, 2019 yılı içinde 1,9 milyar metreküp servetin bulunduğunu açıklayan Özgür, “Özellikle bizim sektörlerimizin kullandığı lif yongaya yönelik sıklık bakımlarına bakıldığında da 2 milyon 450 bin metreküp sıklık bakımı, 2 milyon metreküpe yakında ilk aralama bakımı olmak üzere 4 milyon 450 bin metreküpte gençlik meşcere bakımı yapıyoruz. Bunları da çıkan envantere göre sektörün ihtiyacına sunuyoruz. 2000’li yıllarda 3 milyon metreküpten şu anda 8 milyon metreküpe taşımış durumdayız. Sektörün kullandığı lif yongaya baktığımızda da 1,3 milyon metreküpten 1,9 milyon metreküplere geldiğimizi görüyoruz. Bunu da daha artırmayı düşünüyoruz. İnşallah 2023 vizyonumuzda özellikle endüstriyel plantasyonları gündeme getirerek ve ormanların daha çok bakım yapılmamış kısımlarına bakım yaparak bu üretimi 40 milyon metreküplere kadar çıkarmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.



“2023 yılına kadar 300 bin hektar alanda endüstriyel plantasyon çalışmasını programımıza aldık”


Türkiye’de 1,2 milyon hektar civarında verimli alanların olduğunu aktaran Özgür, şunları kaydetti:


“2023 yılına kadar bir çalışma yaptık. Her yıl 60 bin hektar olmak üzere toplamda 300 bin hektar endüstriyel ağaçlandırma çalışması yapmayı programımıza aldık. Bizim 9,6 milyon hektar bozuk ormanımız var. Şu anda yasa gereği bozuk ormanlarda endüstriyel ağaçlandırma izni verebiliyoruz. Dolayısıyla böyle bir talep gelirse şuan bunun önü açık, sektörlerimize bu alanları verebiliriz. Bu konuda teklifleri bekliyoruz. Bizde 300 bin hektar alanda bu çalışmayı yapacağız. 40 milyon hedefine ulaşmak için bunu da hesap ediyoruz.”



“5 bin personel alımı yapacağız”


5 bin tane personel alacaklarını belirten Özgür, “Bunların içerisinde 10 tane orman endüstri mühendisi bulunuyor. Bin 150 tane orman mühendisi var, diğer personelleri de değişik kategorilerde alacağız. İhtiyacımız çerçevesinde mutlaka orman endüstri mühendisi almayı planlıyoruz” dedi.


Orman Genel Müdürlüğü olarak FSC belgesinin maliyetinin kurumlarına çok fazla olduğunu sözlerine ekleyen Özgür, şunları söyledi:


“Dolayısıyla tüm ormanları ya da tüm ham maddenin karşılandığı yerleri alma şansımız bu şekilde yok. Ancak biz, TSE ile birlikte çalışıyoruz. TSE ile birlikte bu işin üstesinden nasıl geliriz hesabını yapıyoruz. Hatta birlikte bir sertifikasyon sistemine geçip, bunu başarmayı umuyoruz. Bu yönde projelerimiz ve çalışmalarımız var.”



“Özellikleri duyuldukça ahşaba doğru dönüş durdurulamayacak”


25. dönem AK Parti Karabük Milletvekili ve eski Orman Genel Müdürü Osman Kahveci ise, ormanlardan tarihin her döneminde yararlanıldığını belitti. Sürdürülebilir ormancılık hakkında bilgi veren Kahveci, “Gelişmişliğin ve zenginliğin ölçülerinden birisi odundur. Odun yerine birçok ikame maddeleri geldi ama nüfus artışı durdurulamayacağına göre, dünyadaki ekonomik ve sosyal gelişmeler durdurulmadığı müddetçe oduna talep artmaya devam edecek” dedi.


İnsanların ahşabı kullanmaya devam edeceğini ifade eden Kahveci, şunları kaydetti:


“Ahşabın yerini alacak hiçbir ürün teşvik ve değer göremeyecek. Dün kapı, pencere doğramalarında özellikle PVC kullanılıyordu. Bugün de kullanılıyor ama dün bunu kullananlar zenginlerdi. Şimdi tersine döndü. Ahşabın özellikleri konuşuldukça, duyuldukça ahşaba doğru dönüş durdurulamayacak. Yani hangi ikame maddesini getirirseniz getirin bu ürün odunun yerini tutmayacak.”


Panelde Prof. Dr. Hülya Kalaycıoğlu “Yeşil Binalarda Odun Esaslı Levha Kullanımı ve Yeni Trendler”, Prof. Dr. Mustafa Usta “Orman Ürünleri Kimyası ve Teknolojisi”, Prof. Dr. Sezgin Ayan ise “Ormanlarda Gençleştirme ve Bakım; Endüstriyel Plantasyon” konuları hakkında katılımcılara bilgiler verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Başkan Tetik, işçilerin sorunlarına dikkat çekti Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda işçilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik bir mesaj yayınladı. İşçilerin sorunlarına dikkat çeken Başkan Tetik, mesajında "1 Mayıs, 1886 yılından bu zamana kadar sömürüye karşı direnen işçilerimizle simgeleşen ve alın teriyle evine ekmek götürmek için mücadele eden emekçilerin sesini duyurduğu gündür. İşçi sınıfının tek uluslararası bayramı olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde emeğin değeri daha iyi anlaşılmakta ve emek olmadan hakkın, özgürlüğün ve demokratik paylaşımın mümkün olmadığı gözler önüne serilmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 1 Mayısların bayram havasında kutlanması hepimizin dileğidir. Ancak hepimizin bildiği gibi emekçilerimizin çalışma şartları, sosyal hak ve kazanımları, her geçen gün artan enflasyon nedeniyle eriyen maaşları, hak kayıpları ve en önemlisi de iş kazaları nedeniyle kaybettiğimiz canlar böylesi günleri kutlanır olmaktan çok farklı bir noktaya taşımıştır. Fakat emekçilerimizin şartları, ideolojileri ve görüşleri ne olursa olsun tek bir yumruk olarak hareket etmeleri şarttır. İşçilerimizin insan onuruna yaraşır bir şartta çalıştığı, emeklerinin karşılığını alın terleri kurumadan aldığı, emeğin en yüce değer olarak görüldüğü ve bu şekilde kazanımların sağlandığı günler tek dileğimizdir. Bu duygu ve düşüncelerle başta Nazillimizdeki işçilerimiz olmak üzere tüm emekçilerin onurlu ve haklı mücadelelerini gönülden desteklediğimi ifade etmek istiyorum. Ülkemizde işçilerimizin güvenle yaşam sürdüğü, haklarının karşılığı aldığı, umutlarımızın yeşerdiği daha mutlu, daha umutlu Emek ve Dayanışma Günleri diliyor, ‘Yaşasın 1Mayıs’diyorum" ifadelerine yer verdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi, dijital geleceğe emin adımlarla yürüyor Özgün bir yeni nesil üniversite olarak konumunun tanımlanması, sistemlerinin tasarlanması ve uygulama adımlarının atılması amacıyla 2018 yılında başlanan Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi ile topluma doğrudan katkı yapan, eğitim ve araştırmayı bütünleştiren Atatürk Üniversitesi, bu doğrultuda gelişen ve değişen şartlara uyum sağlamaya da devam ediyor. Ülke yükseköğretiminde yeni hikayeler yazmak ve öncü konumunu yeniden harekete geçirmek hedefiyle çalışmalarına başlayan Atatürk Üniversitesi, Yeni Nesil Üniversite projesi kapsamında başlattığı “Arama Konferansları”nın 10’uncusu olarak gerçekleştirdiği “Dijital Dönüşüm” başlıklı programda alınan tüm kararları zaman içerisinde uygulamayı sürdürüyor. Şubat 2019’da, üniversitenin dijital teknolojilerdeki geleceğinin tartışıldığı “Dijital Dönüşüm Arama Konferansı” ile çizilen yol haritası neticesinde Atatürk Üniversitesinin önemli bir dönüşüm gerçekleştirdiğini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı: “Göreve gelir gelmez başlatmış olduğumuz ve üniversitemizin vizyonunu yeniden belirleyen Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projemiz neticesinde gerçekleştirdiğimiz ve çok sayıda alanında uzman bilim insanları ile sektör temsilcilerinin katıldığı Arama Konferansı neticesinde üniversitemizde dijital dönüşümün temellerini attık ve Dijital Dönüşüm ve Yazılım Ofisini kurduk. Çalışmalarına başlayan bu birimimiz üniversitemizin tüm teknik altyapısını modernize ederek dijital çağa ayak uyduracak ve hatta bir adım öne geçirecek hamleleri yaparak dönüşümün startını verdi” ifadelerini kullandı. Rektör Çomaklı: “Dijital Dönüşüm, Bizim Pandemiye Karşı Hazırlıklı Olmamızı Sağladı” Yapılan konferans ile dijital eğitmen, dijital öğrenci, dijital asistan, dijital öğrenim, dijital araştırma ve açık bilim ortamlarının öneminin konuşulması ve bu yönde adımların atılması gerektiğinin vurgulanmasıyla birlikte kurulan Dijital Dönüşüm ve Yazılım Ofisinin özellikle açık erişim uygulamalarının ve dijital öğrenim ortamlarının geliştirilmesine ilişkin çalışmaların başlatıldığı belirten Rektör Çomaklı, bunun neticesinde üniversitenin 2020 yılında yaşanan ve küresel ölçekte etkili olan Kovid-19 pandemisine hazırlıklı olarak yakalandıklarını, alınan uzaktan eğitim kararı ile de örnek gösterilebilecek bir eğitim modelini uygulamaya koyduklarını dile getirdi. “Dijital Altyapımız ile Asrın Felaketinde de Eğitimlerimize Devam Ettik” Hiçbir öğrencinin mağduriyet yaşamadığını aktaran Rektör Çomaklı, başarıyla geçirdikleri bu sürecin ardından yine ülkemizi derinden etkileyen asrın felaketinde Kahramanmaraş başta olmak üzere depremden etkilenen şehirlerde ikamet eden öğrencilere de uzaktan eğitim imkânı sunduklarını ve bu doğrultuda YÖK’ün takdirleri ile Adıyaman Üniversitesi ile eşleşerek orada eğitimlerine devam eden öğrencilere uzaktan eğitim vererek üniversite derslerinden uzak kalmamalarına yardımcı olduklarını belirtti. “Başlattığımız Dijital Dönüşüm Hamlesi, YÖK Üstün Başarı Ödülüne Layık Görüldü” Atatürk Üniversitesinin dijital dönüşüm yaklaşımının, gerçekleştirilen örnek uygulamalarla birlikte bilimsel bir bakış açısıyla kapsamlı bir şekilde ortaya konulduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, bu çalışmanın aynı zamanda Yükseköğretim Kurulu Üstün Başarı Ödülleri kapsamında Dijital Dönüşüm ve Büyük Veri Çalışmaları kategorisinde YÖK 2022 Yılı Üstün Başarı Ödülüne layık görüldüğünü hatırlattı. Teknolojinin gücünü kullanarak eğitim, araştırma ve yönetim süreçlerini optimize etmeyi amaçlayan birimlerin başında gelen Dijital Dönüşüm ve Yazılım Ofisi Koordinatörlüğü ile üniversitenin dijital altyapısını güçlendirdiklerini aktaran Çomaklı, interaktif öğrenme platformları ve sanal sınıf ortamları gibi yenilikçi eğitim araçlarını, öğretim programlarına entegre ederek öğrencilerin etkileşimini artırmayı ve öğrenme deneyimini zenginleştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Üniversitenin araştırma kapasitesini artırmak amacıyla araştırmacılara yönelik veri analizi araçları, araştırma yönetim sistemleri ve dijital kütüphane hizmetleri gibi araçlar sunduklarını belirten Prof. Dr. Çomaklı, bu sayede bilimsel keşiflerin ve yayınların daha etkin bir şekilde yönetilmesinin ve paylaşılmasının sağladığını aktardı. “Yapılan Atılımlar, 2 Yeni Bölümü de Beraberinde Getirdi” Tüm bu gelişmeler ışığında, sadece bugünün değil geleceğin dünyasında da var olmak için çalışmalarını sürdürdüklerine dikkat çeken Rektör Çomaklı, son olarak yeni dünya düzenine kapı aralayacak 2 lisans bölümünün Yükseköğretim Kurulu tarafından Atatürk Üniversitesi bünyesinde açılmasına karar verdiğini anımsatan Rektör Çomaklı şunları aktardı: “Üniversitemiz bünyesinde, bu yıl ÖSYM kılavuzuna dahil edilecek Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi ile Veri Bilimi ve Analitiği Programlarının açılmasına karar verildi. Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projemizin çıktıları arasında yer alan bir diğer birimimiz olan Büyük Veri Yönetim Ofisi de veriye dayalı karar verme mekanizması ile ilgili dijital sistemin tasarımı çalışmalarına devam ediyor. Ayrıca yapay zekâ alanına yönelik de hemen her bölümümüz entegre şekilde çalışmalar yürütüyor. Üniversitemizin bilimsel altyapısı ve alanında uzman insan kaynağı ile dijital dönüşüm alanında ses getirecek çalışmaları hayata geçirmeye, büyük veri ile bilgiye yönetmeye ve yapay zekâ ile bir adım öne geçecek adımları atmaya devam edeceğiz” dedi.
Aydın İncirliova’da ekipler halk sağlığı için sahada İncirliova Belediyesi vatandaşların yaz mevsimini rahat geçirmesi amacıyla, sivrisinek ve zararlı haşereler başta olmak üzere, her türlü kemirgen ve zararlı hayvanlara yönelik mücadelesini sürdürdü. İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya’nın talimatları ile insan sağlığını tehdit eden, bulaşıcı hastalık taşıyan haşere ve sivrisineklerle mücadele kapsamında İncirliova Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekiplerince tüm mahallelerde uygulanan ilaçlama işlemlerine aralıksız devam edildi. Belediye ekipleri 28 mahallenin tamamında, erken dönem tedbirleri başta olmak üzere, uzun süredir devam ettiği ilaçlama işlemlerini titizlikle uyguladı. Sivrisinek ve zararlı haşerelerle mücadele kapsamında haşerelerin tespit edilen üreme alanları tekrar tekrar ilaçlanarak dezenfeksiyon işlemleri uygulandı. 28 mahallenin tamamında devam eden çalışmalarda üreme noktası olabilecek durgun sular, kuyu, rögar ve dere kenarları larvasitlerle ilaçlandı. Çevre temizliği ve halk sağlığı konusundaki hassasiyeti ile tanınan İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya, “Sivrisinek ve zararlı haşerelerle mücadele çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. İlgili birim personellerimiz rögarlarda, yağmur suyu kanallarında, su birikintilerinde ve sineklerin larva yapabilecekleri yerlerde, gerekli uygulamaları yapmaya devam ediyorlar. Amacımız, larvasitleri kullanarak sivrisinekleri kaynağında kontrol altına almak ve uçkun evresine yani insanlara zarar veren safhaya geçmeden sivrisineklerle mücadele edebilmek. Önceki yıllarda da yaptığımız uygulamalar sonucunda büyük oranda sivrisinek sorunu yaşamamıştık. İnşallah bu yılda vatandaşlarımızın rahat ve huzurlu bir yaz mevsimi geçirmelerini sağlayacağız. Vatandaşlarımızın sağlığı bizim en önemli önceliğimiz. Bu doğrultuda erken dönemde başlatmış olduğumuz çalışmalar yaz boyu devam edecek.” ifadelerine yer verdi.