GENEL - 09 Temmuz 2020 Perşembe 16:46

Kastamonu’da 3 bin yılda bir açtığına inanılan ‘udumbara çiçeği’ görüldü

A
A
A
Kastamonu’da 3 bin yılda bir açtığına inanılan ‘udumbara çiçeği’ görüldü

Kastamonu’nun Daday ilçesinde dinlenmek için bir ağacın altına oturan Serkan Yılmaz, oturduğu ağacı incelerken bir kiraz ve yaprağın üzerinde, Budistlere göre 3 bin yılda bir açtığına inanılan ’udumbara’ çiçeğini fark etti.

Kastamonu’nun Daday ilçesinde dinlenmek için bir ağacın altına oturan Serkan Yılmaz, oturduğu ağacı incelerken bir kiraz ve yaprağın üzerinde, Budistlere göre 3 bin yılda bir açtığına inanılan ’udumbara’ çiçeğini fark etti. Yılmaz, “Yaptığım araştırmada, Budizm inancına göre bunun cennetten gelen hayır çiçeği olduğunu öğrendim” dedi.


Daday’da bir ağacın altına dinlemek için oturan Serkan Yılmaz, Budistlere göre 3 bin yılda bir açtığına inanılan ’udumbara’ çiçeğini fark etti. Yılmaz, Budistlere göre 3 bin yılda bir açtığına inanılan ’udumbara’ çiçeğinin Budizm inancına göre cennetten gelen hayır çiçeği olduğunu öğrendiğini söyledi.


Gözle görülmesi zor olan ve ’avatar’ da denilen ’udumbara’ çiçeğini fark eden Serkan Yılmaz, daha önce televizyonda gördüğü çiçeğin aynısı olduğunu fark etti. Budizm efsanesinde yer alan ve ’cennetten gelen hayır’ olarak bilinen çapı 7 mm, gövdesi ise 1 mm olan efsane çiçeği bulduğu için kendisini şanslı hissettiğini bildiren Serkan Yılmaz, Budistlerin inandığı efsaneye göre, ’udumbara’ çiçeğinin özel ve değerli bir tür olduğunu ifade ederek, “Çiçek sönünceye kadar yaprağını özenle saklamaya karar verdim. Arkadaşlarıma bu çiçeği heyecanla gösterdim. Bu çiçeğe ilişkin bir bilgiyi daha önce okumuştum. Aklıma geldi, çiçeği gördükten sonra araştırınca Budizmin inancına göre cennetten gelen hayır çiçeği olan Udumbara olduğunu öğrendim. Dikkatimi çekti. Ağaçtan yaprağını kopardığımda daha canlıydı ve çok belliydi. Araştırıp detaylı bilgi sahibi olduktan sonra saklamak istedim” dedi.


Budistlerin inandığı efsaneye göre, ‘Youtan Poluo’ olarak bilinen udumbara çiceği, 3 bin yılda bir çiçek veriyor ve Udumbaranın eski Hint bölgesinin en eski dili Sanskritçe’deki anlamı ’Cennetten gelen hayır çiçeği’ olarak biliniyor. Ağaçların dallarında parazit olarak yetişen udumbara çiçeği, üzerinde yaşadığı ağacın yaprağında yetiştiği için gözle fark edilmesi çok zor. 3 bin yılda bir açtığı söylenen çiçek, bu nedenle Budist efsanesinde çok nadir olayların sembolü olarak kabul ediliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.