YEREL HABERLER - 03 Kasım 2013 Pazar 14:54

Ercan Kastamonu’da ‘atatürkçü Düşünce Sistemi’ni Anlattı

A
A
A
Ercan Kastamonu’da ‘atatürkçü Düşünce Sistemi’ni Anlattı

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. D. Ali Ercan, Kastamonu’da “21. Yüzyılda Atatürkçü Düşünce Sistemi” konulu konferans verdi.
Şehit Şerife Bacı Öğretmenevinde gerçekleştirilen konferansa çok sayıda davetli katıldı. Konferansta ADD Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. D. Ali Ercan, ideolojinin bir düşünce sistemi olduğunu belirterek, “Toplumsal işlemlere uygulanan ve dolayısıyla temel politikaları oluşturan soyut bir düşünce sistemi olarak ideoloji, asgari sürtüşme ile ve kamu yönetiminde azami kontrol sağlayacak biçimde, toplumsal yaşamda köklü bir yenilik ve değişiklik sunmak savındadır. Bu açıklamaların ışığında kısaca, “Bilimi rehber alan 1, ulus devlet 2” anlayışı olarak tanımlayabileceğimiz Kemalizm’in de evrensel bir ideoloji olduğu görülür. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş felsefesini oluşturan Kemalizm/Atatürkçü düşünce sistemi iki temel aksiyom üzerine inşa edilmiştir” dedi.
Atatürkçü düşünce sisteminin bilim var olduğu sürece var olacağını vurgulayan Ercan, “Toplumsal yaşama bilimsel akılcılık yön verdiği sürece laiklik, laik devlet sistemi işleyecek, yurttaşlar arasında toleransın, hoşgörünün, empatinin ve dayanışmacı işbirliğinin geliştiği barış ortamı oluşacaktır. İşte gerçek Demokrasi (Atatürk’ün tanımıyla Halkçılık, yani halkın, halk tarafından, halk için yönetim erkini kullanması) bu temel üzerinde mümkün olabilir. Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu, doğurganı Laikliktir. Bu doğurganlık sıralamasını takip edecek olursak sonuçta barış, güvenç ve erinç içerisinde yaşayan bir toplum düzenine ulaşırız” diye konuştu.
Zor ve dayatmayla gerçekleştirilen sükunetin gerçek anlamda bir barış olmadığını belirten Prof. Dr. Ercan, “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir’ ifadesiyle Türk milletinin veciz ve gerçekçi bir tanımını vermiştir. Dikkat edilirse, Atatürk “Türk halkı” demiyor, “Türkiye halkları” da demiyor. Çünkü Türkiye’de halklar yoktur ve “Türk” bir halkın, bir etnik grubun adı değil, bir milletin adıdır. Unutmayalım ki; binlerce yıllık geçmişi boyunca bu topraklarda, Türkiye coğrafyasında, 3 büyük imparatorluk, 7 büyük krallık, onlarca beylik, sultanlık kurulmuş, değişik kültürler yaşamıştır. Büyük akınların, kavimler göçlerinin hallaç pamuğu gibi attığı Anadolu kültürel ve genetik anlamda dünyanın en yoğun karışıklığına sahne olmuştur. Böyle bir coğrafyada yaşayan insanların gerçekle uyuşmayan, bilimsel tutarlığı olmayan ırkçı söylemlerde bulunması, artık tarihi hatıralar olmuş etnisitelerden söz ederek ayrımcılık yapması, saçmalıktır, “abesle iştigaldir”. Her şeye karşın, yurttaşlarımızdan bazıları kendilerini hala Kürt, Arap, Çerkez, Türkmen, Pomak, Gürcü, Abaza, Yörük, Tatar, Rum, Zaza, Boşnak, Alevi, Sünni, Ermeni, Musevi, gibi betimleseler de, sonuçta hepsi 82 milyonluk büyük Türk Ulusu’nun eşit bireyleridir. Türklük, bir kan meselesi, bir ırka aidiyet değil, bir kültür meselesi ve bir millete bilinçli mensup oluştur” şeklinde konuştu.
Ercan, şöyle devam etti: “Yurtta ve Dünyada barış amacına erişmek için tüm dünyaya Kemalist önerin; Bilimin rehberliğindeki Ulus devlet modelidir. 21. yüzyılın devasa sosyo-ekonomik problemlerinin batağından 22. yy’a salimen çıkacak ülkeler, adını doğrudan, açıkça telaffuz etmeseler de, sonuçta Atatürkçü düşünce sistemini başarıyla uygulayan ülkeler olacaktır”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beyoğlu’nda Hıdırellez coşkusu yaşandı Beyoğlu Belediyesi tarafından “Beyoğlu’nda Bahar” temasıyla düzenlenen Hıdırellez şenlikleri vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti. Alanı dolduran kalabalık yapılan gösterilerle Hıdırellez’i coşkuyla kutladı. Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen Hıdırellez şenlikleri Kızılay Meydanı’nda düzenlendi. Vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleştirilen şenliklerde sihirbaz, jonglör, ateşbaz, palyaço ve Roman dansı grubu sahne alırken Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney de açıklamalarda bulundu. Güney alanı dolduran kalabalığın Hıdırellez şenliklerini kutlarken şu sözleri sarf etti, “Bütün milli bayramlarımızı, dini bayramlarımızı, manevi bayramlarımızı böyle coşkuyla, bir arada, kaynaşarak kutlayacağız. Her seferinde farklı mahallelerde bir araya geleceğiz. Belediyenin hizmetlerini farklı mahallelerdeki çocuklarımız hissetsin, farklı mahallelerde yaşayan komşularımız hissetsin diye tek bir noktada değil Beyoğlu’nun değişik mahallelerinde bu faaliyetlere devam edeceğiz. Bugün Hıdırellez bahar bayramı doğanın yeniden canlanması demek. Aynı 31 Martta olduğu gibi. 31 Martta da Beyoğlu yeniden canlandı. 31 Martta Beyoğlu’nu hep beraber rengârenk yaptık. Hıdırellez duaların edildiği, darda kalanların çare aradığı, hasta olanların şifa bulmak için dua ettiği, yardıma muhtaç insanların dua ettiği dolayısıyla dileklerin kabul olduğuna inanılan bir gün. Bugün karada darda kalanlara yardım eden Hızır ile denizde zorda kalanlara yetişen İlyas’ın 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece gül ağacının dibinde buluşmasına istinaden kutladığımız Hıdırellez bayramı. Bizler Beyoğlu’nda tüm kimliklere ait bayramları kutlayalım” dedi. Konuşmasının sonlarında Gazze’de zulüm gören insanlara dua eden Güney şunları söyledi, “Bizler Beyoğlu’nun renkliliğini el ele verip birlikte geleceğe taşıyalım. Yine dualarla dileklerle kapatalım. Özellikle Gazze’deki mazlumlara inşallah zulmün son bulduğu günler olsun diyorum. Hastaların şifa bulduğu günler olsun, darda kalanların darına Hıdırellez’in yetişmesini diliyorum. Hepinize buraya katıldığınız için, bu coşkuya destek verdiğiniz için bayramı bizlerle birlikte el ele kutladığınız için çok teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun” ifadelerini kullandı. Güney’in konuşmasının ardından Hıdırellez balonu uçurulurken, etkinlik müzik ve dans gösterileriyle devam etti. (AU-