GÜNDEM - 25 Haziran 2025 Çarşamba 21:47

3 ildeki yaşlıların refahı panelde ele alındı

A
A
A
3 ildeki yaşlıların refahı panelde ele alındı

Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen panelde, Kastamonu, Çankırı ve Sinop’taki yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırmaya yönelik hizmet ve politikalar ele alındı.


Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) ev sahipliğinde gerçekleştirilen Yaşlı Refahı Paneli’nde aktif ve sağlıklı yaşlanma, hayat boyu öğrenme ve kuşaklar arası dayanışma gibi kritik konular masaya yatırıldı. Kastamonu’da KUZKA Merkez Bina Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Yaşlı Refahı Paneline, Kastamonu Valisi Meftun Dallı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Yaşlı Politikaları Daire Başkanı Doç. Dr. Fatih Elibol, KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç ve ilgili kurum ve kuruluş temsilcileri ile yaşlı bireyler katıldı.


İki oturum halinde gerçekleştirilen panelde, ilk olarak kurumsal hizmetler ve politikalar ele alındı. Sağlık Bakanlığı, TÜİK ve KUZKA’dan uzman isimlerin sunum yaptığı oturumda, yaşlılara yönelik sağlık, sosyal ve demografik hizmetler ile ilgili bilgiler paylaşıldı. İkinci oturumda ise aktif yaşlanma, kuşaklar arası etkileşim ve yaşam boyu öğrenme başlıkları konuşuldu. Kastamonu, Çankırı ve Sinop’taki üniversitelerin akademisyenlerin de katkı sunduğu oturumda, bölgesel sosyal politika önerileri ve iyi uygulama örnekleri ele alındı.



"TR82 bölgesinin yaşlı refahı sorunlarını ele alıyoruz"


Panelde konuşan Kastamonu Valisi Meftun Dallı, "Yaşlı bireyler, sadece birer aile büyüğü değil; aynı zamanda geçmişle geleceği birbirine bağlayan köprülerdir. Tecrübeleriyle yol gösteren, değerleriyle toplumu besleyen yaşlılarımız; kültürel sürekliliğin teminatı, kuşaklar arası bağların canlı hafızasıdır. Aile içinde saygı ve sevgiye dayalı ilişkilerin güçlenmesinde, geleneklerin aktarılmasında ve toplumsal dayanışmanın sürdürülmesinde yaşlıların rolü hayati önemdedir. Günümüzde, dijitalleşme, bireyselleşme, boşanma oranlarındaki artış, doğurganlık oranının düşmesi ve yaşlı nüfusun hızla artması gibi sosyal ve demografik değişimler yalnızca aile kurumunu değil, aynı zamanda yaşlı bireylerin toplumsal hayattaki konumunu da etkilemektedir. Bu kapsamda Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesi, aile yapısının güçlendirilmesi ve yaşlı bireylerin bu yapı içindeki yerine vurgu yapılması açısından büyük anlam taşımaktadır" dedi.


Kastamonu, Çankırı ve Sinop illerini kapsayan TR82 bölgesinin yaşlı refahına değinen Vali Dallı, "Türkiye genelinde 65 yaş ve üzeri nüfus oranı 2019 yılında yüzde 9,1’ken 2024 yılında yüzde 10,6’ya, yaşlı bağımlılık oranı ise yüzde 13,4’ten, yüzde 15,5’e çıkmıştır. 2030 yılında bu oranın yüzde 19,5’e yükselmesi beklenmektedir. Ülkemizde en yaşlı bölge, yüzde 19,6 oranıyla TR82 bölgesi olup yaşlı nüfus oranı ülke ortalamasının oldukça üzerinde seyretmektedir. Yüzde 20,8 ile Türkiye’de yaşlı nüfus oranında ilk sırada Sinop, yüzde 20,2 oranıyla ikinci sırada Kastamonu bulunmaktadır. Çankırı ise yüzde 17,7 oranıyla beşinci sıradadır. Bu veriler, yaşlı bireylerin ihtiyaç duyduğu sosyal, sağlık ve ekonomik destek mekanizmalarına bölgemizdeki ihtiyacın ne kadar fazla olduğunu açıkça göstermektedir. Toplumumuzun hafızasını ve kültürel mirasını taşıyan yaşlı bireylerimizin yaşam kalitesini artırmak sadece bir sorumluluk değil, aynı zamanda toplumsal gelişimimizin teminatıdır" diye konuştu.



"Bölgemizde yaşlanmanın en temel nedenlerinden biri göçtür"


Panelde konuşan Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç ise, "65 yaş ve üzeri nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ülkemiz genelinde yüzde 10,6’dır. Avrupa Birliği ülkelerinde ise bu oran yüzde 20’nin üzerindedir. Bu durum, ülkemizin hala genç bir nüfus yapısına sahip olduğunu göstermektedir. Ancak TR82 bölgemize baktığımızda tablo biraz farklıdır. Kastamonu, Çankırı ve Sinop illerimizi kapsayan bölgemizde yaşlı nüfus oranı yaklaşık yüzde 20 seviyesindedir ve bu oran, Avrupa ortalamasına oldukça yakındır. Bu nedenle, yaşlı nüfusun refahına yönelik hizmetlerin değerlendirilmesi ve geleceğe dönük politikaların konuluşması, bölgemiz açısından son derece önem arz etmektedir. Bölgemizde yaşlanmanın en temel nedenlerinden biri olarak göç olgusunu görmekteyiz. Genel nüfus sayısında büyük değişiklikler olmamakla birlikte, yaş gruplarına göre önemli bir farklılaşma gözlenmektedir. Özellikle 20-30 yaş arası nüfus bölgemizden ayrılmakta, buna karşılık 45 yaş üzeri nüfusun bölgeye dönüş yaptığı görülmektedir. Bu durum, her yıl yaşlı nüfus oranının artmasına neden olmaktadır. Tam da bu gerçeklerden yola çıkarak, bölgemizde yaşlı nüfusun refahını artırmaya, aktif ve sağlıklı yaşlanmayı desteklemeye ve kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirmeye yönelik politikaları konuşmak amacıyla bu paneli düzenledik" şeklinde konuştu.



"Bakanlık olarak yaşlı bireylerimizin sadece bakım hizmetlerine değil, aynı zamanda sağlıklı yaş almalarını da önemsiyoruz"


Türkiye’nin nüfus yapısının giderek yaşlandığını söyleyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Yaşlı Politikaları Daire Başkanı Doç. Dr. Fatih Elibol da, "Avrupa’nın son 100-150 yıl içerisinde kat ettiği yolu biz çok hızlı bir şekilde kat etmeye başladık. Son rakamlarda bunları gösteriyor. Bu noktada bu hızlı dönüşüm sadece bir istisnadan ibaret değil, toplumsal yapımızı, hizmet anlayışımızı ve kalkınma politikalarımızı yeniden düşündürmemizi gerektiren bir süreci de beraberinde getiriyor. Biz, bakanlık olarak yaşlı bireylerimizin sadece bakım hizmetlerine değil, aynı zamanda aktif de sağlıklı yaş almalarına, toplumsal hayata katılımlarına, üretime ve öğrenmeye de dahil olmalarını önemsiyoruz. Bu anlamda siz değerli uzmanların ve kurumların katkısı ve bu süreçte çok önemli. TR82 bölgesi Türkiye’de yaşlı oranının en çok olduğu 5 ilden üçü olmuş oluyor. Bu noktada da mutlaka önem arz ediyor" ifadelerini kullandı.


Panelde, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Kronik Hastalıklar ve Yaşlı Sağlığı Daire Başkanı Dr. Kanuni Keklik, "Türkiye ve TR82 Bölgesi (Kastamonu, Çankırı ve Sinop İlleri) Yaşlılara Yönelik Sağlık Hizmetlerinin Değerlendirilmesi", TÜİK Demografi İstatistikleri Daire Başkanlığı Uzmanı Neslihan Öncül, "Yaşlı İstatistikleri Açısından Türkiye ve TR82 Bölgesi Demografi Değerlendirmesi", KUZKA Uluslararası Proje ve Fonlar Birim Başkanı Emine Merve Topçuoğlu, "TR82 Bölgesi Kırsal Yaşlılık Raporunun Sunumu", Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü Uzmanı Dr. Damla Yazar, "Bölgesel Kalkınma ve Yaşlanma Politikaları", Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Canan Kaş, "Yaşlılarda Kırılganlık, Önlenmesi ve Yönetimi", Çankırı Karatekin Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Tahsin Barış Değer, "Çankırı’nın Yaşlılık Profili ve Sosyal Politika Önerileri" ve Sinop Üniversitesi Üçüncü Yaş Üniversitesi Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Abdullah Işık, "Üçüncü Yaş Üniversitesi Uygulamaları" konularında açıklamalarda bulundular.



3 ildeki yaşlıların refahı panelde ele alındı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Balıklı Rum Hastanesi ihbarda bulunmuştu: "Sahte reçete" soruşturması tamamlandı İstanbul’da bulunan Balıklı Rum Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi bölümünde, usulsüz reçete düzenlenerek, muayene olmayan hastaların tedavi edilmiş gibi gösterip, SGK’nın ve hastanenin zarara uğratıldığı iddiasına ilişkin, yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, bir sanık hakkında, 46 yıla kadar, 4 sanık hakkında ise 26’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Balıklı Rum Hastanesi’nde, çocuk psikiyatri doktoru Prof. Dr. A.E. ve tıbbi sekreter N.D. ile bir eczanede kalfa olarak çalışan R.Ç. başta olmak üzere 16 şahsın, sahte reçete düzenleyerek Balıklı Rum Hastanesini zarara uğratıldığı, konun ise hastane tarafından yapılan iç denetimde ortaya çıktığı olaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Soruşturma kapsamında geçtiğimiz günlerde yapılan operasyon neticesinde, 6 şüpheli gözaltına alınmış, bu şüphelilerden 3’ü tutuklanmıştı. Konuya ilişkin, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan 157 sayfalık iddianamede; Balıklı Rum Hastanesi Vakfı ‘müşteki’, 18 kişi ‘mağdur’, 16 kişi ‘müşteki’, 5 şahıs ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede, tıbbi sekreter N.D. ve eczacı kalfası R.Ç. diğer sanıkların da içinde olduğu sahte reçeteler düzenlenmek suretiyle resmi evraklarda sahtecilik yapıldığı, müşteki hastane başta olmak üzere bir çok kişi ve kuruma zarar verdiği, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın kendi kurum bünyesinde yapmış olduğu iç denetim sonucunda; hastanede "Çocuk Psikiyatristi" olarak görev yapan sanık Prof.Dr. A.E. ve tıbbi sekreter sanık N.D.’nin, dışarıdan eczacılar ile anlaşarak, kimlik kontrolü yapmadan hastayı muayene ettikleri, resmi evrak düzenledikleri, hastaneye gelen kişi adına SGK sisteminde sorun olmadığı halde "Sistemde Problem Var"mazeretiyle kayıt açmadan işlem yaptıkları ve yeşil ile kırmızı reçete düzenledikleri, bunun sonucunda da kamu kurumlarını zarara uğrattıkları belirtildi. "SİSTEM YOKTUR" kaşesi vurularak SGK zarara uğratıldı Protokol numaralarının çoğunda muayene olan hastanın değil, başkalarının kayıtlı olduğunun belirtildiği iddianamede, hastaların kayıtlı oldukları tarihte hastaneye hiç gelmedikleri, dolayısıyla hastaların hastanenin resmi sisteminde hiç bir kaydı olmadığı, dolayısıyla o kişi adına hastanede kaydı olan başka bir kişinin protokol numarasına yazılarak adına sahte reçete düzenlendiği, sisteme kaydedilmeyen hastalara usulsüz reçete verildiğinde; "Kişinin ne kadar ilaç alıp alamayacağı, sistemin buna izin verip vermediğinin görülmediği, "kırmızı ve yeşil reçeteli ilaçların fazla miktarda ve kayıtsız alındığının tespit edildiği, bazı hastaların belirli bir tarihten sonra hastane sistemine hiç kayıt olmadıkları, ancak bu hastalar adına yeşil ve kırmızı reçete düzenlenmeye devam edildiği aktarıldı. İddianamede, hastanenin maddi zarara uğradığı gibi hastaneye gelmeyen bu hastaların adına kendilerinden habersiz reçete düzenlenmesi sebebiyle bu kişilerin kimlik bilgilerinin izinsiz kullanıldığı, birçok hastaya hastanenin yoğun olduğu söylenerek, sanık Doktor A.E. tarafından, anlaşmalı olduğu bazı psikiyatristlere yönlendirilme yapılarak hastanenin maddi kayba uğradığı, hastane ve sağlık çalışanlarının normalde "dışarıda başka eczane, sağlık kurumu gibi yerler ile resmi ve uygun olmayan ilişki içine girmesi" yasak olduğu halde sanık Doktor A.E’nin sürekli olarak eczane kalfası R.Ç. tarafından reçete edilen ilaçlar getirildiği, bunun sonucunda da her ikisi arasında menfaat ilişkisi olduğu bilgisi yer aldı. Hazırlanan iddianamede, bazı hastalara "SİSTEM YOKTUR" kaşesi vurularak sisteme kayıt edilmeden çokça yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçların hastane adına reçete edildiği, SGK’nın maddi kayba uğramasına sebep olunduğu bilgisi yer aldı. İlaçları el altından farklı kişilere yüksek fiyatlardan satarak haksız kazanç elde ettikleri belirtildi Hazırlanan iddianamede, Doktor A.E.’nin, 2020 yılından beri hastanede çalıştığı, bir psikolojik danışmanlık merkezine yüzde 50 ortağı olduğu, bu merkezin 3 yöneticisinden de biri olduğu, ayrıca Doktor A.E.’nin eylemlerini hastane çalışanı N.D. ile birlikte hareket ederek gerçekleştirdikleri, sanıkların Balıklı Rum Hastanesine kayıt yaptırmayan ancak özel polikliniğe giden hastaların reçetesini hastane aracılığı ile SGK’ya fatura ettikleri, fatura edilen ve kırmızı ve yeşil reçetelere mahsus edilerek alınan ilaçları el altından farklı kişilere yüksek fiyatlardan satarak haksız kazanç elde ettikleri, yazılan usulsüz ilaçlardan dolayı temin edilen haksız kazancı diğer sanıkların aralarında paylaştıkları, bu ilaçları temin ederken Eczacı sanık A.H. ile ilaç mümessili sanık C.K.’nin iletişim kurarak ilaç temini yönünde birlikte hareket ettikleri, işlenen suç yönünden dosyadan bulunan tüm sanıkların iş birliği içerisinde hareket ettikleri aktarıldı. Sanıklar hakkında değişen oranlarda hapis talebi İddianamede, sanık A.H. hakkında, 5 suçtan 21 yıldan, 46 yıla kadar, sanık A.E. başta olmak üzere diğer sanıklar C.K., N.D. ve R.Ç. hakkında ise 11’er yıldan 26’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Hazırlanan iddianame Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Muş Muş’ta dolandırıcılık operasyonu: 5 tutuklama Muş’ta yatırım vaadiyle dolandırıcılık yaptığı belirlenen şüphelilere yönelik Muş’ta düzenlenen siber operasyonda 5 kişi tutuklandı. Muş İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan müracaat üzerine başlatılan soruşturmada, müştekinin kendisini arayan şahıslar tarafından yatırım vaadiyle dolandırıldığı belirlendi. Müştekinin, iki ayrı şirkete ait banka hesaplarına 26 işlemde toplam 2 milyon 352 bin 382 TL para gönderdiği tespit edildi. Soruşturma kapsamında yapılan incelemelerde, söz konusu paraların farklı şahıslara ait banka hesaplarına aktarıldığı, bu hesaplardan kripto para platformlarına yönlendirilerek kripto varlık alımı yapıldığı ve kripto cüzdanlara transfer edildiği belirlendi. Muş İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 25.12.2025 tarihinde gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda, çeşitli illerde toplam 10 şüpheli yakalandı. Şüphelilerden 7’si adli işlemlerinin tamamlanması amacıyla ile getirilirken, 3 şüpheli ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Bazı şüphelilerin adreslerinde bulunamadığı, bir kısmının ise yurt dışında olduğu tespit edildi. Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda 13 cep telefonu, 6 SIM kart, 2 hard disk ve 1 hafıza kartı ele geçirildi. İle getirilen 7 şüpheli, 26.12.2025 tarihinde mevcutlu olarak adli makamlara sevk edildi. Şüphelilerden 1’i savcılıktan serbest bırakılırken, 1 şüpheli yurt dışı yasağı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 5 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine teslim edildi.
Bayburt Bayburt’ta ’Liseler Arası Münazara Yarışması’ devam ediyor Bayburt İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Liseler Arası Münazara Yarışması kapsamında ikinci münazara Aydıntepe Çok Programlı Anadolu Lisesi ile Bayburt Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında gerçekleştirildi. Öğrenciler, eğitimde teknoloji ve insan ilişkisinin önceliğini tartıştı. Yarışmada, Aydıntepe Çok Programlı Anadolu Lisesi öğrencileri ’Eğitimde teknolojik araçlar öncelikli olmalıdır’ tezini savunurken, Bayburt Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ise ’Eğitimde öğretmen-öğrenci ilişkisi öncelikli olmalıdır’ tezi üzerinden görüşlerini dile getirdi. Belirlenen tezler doğrultusunda gerçekleşen münazarada öğrenciler; eleştirel düşünme, etkili ifade ve akademik tartışma becerilerini sergileyerek nitelikli bir tartışma ortaya koydu. Öte yandan, yarışmanın ilk münazarası ise Bayburt Lisesi ile Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında Çoruh Kültür Merkezi’nde düzenlenmişti. İlk münazarada Bayburt Lisesi öğrencileri ’Eğitimin öncelikli amacı değerler eğitimidir’ tezini savunmuş, Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ise ’Eğitimin öncelikli amacı bilgi aktarımıdır’ tezi üzerinden görüşlerini paylaşmıştı. Liseler Arası Münazara Yarışması ile öğrencilerin kendini ifade etmesine ve akademik gelişimlerine katkı sunulması amaçlanıyor.