SAĞLIK - 30 Haziran 2025 Pazartesi 14:46

Ali Eroğlu: ’Veteriner hekimler, arzu edilen seviyede olmalılar’

A
A
A
Ali Eroğlu: ’Veteriner hekimler, arzu edilen seviyede olmalılar’

Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, Kastamonu’da veteriner hekimlerle bir araya gelerek, meslek kanunuyla birlikte veteriner hekimlerin arzu edilen seviyeye getirilmesi gerektiğini söyledi.


Bir dizi ziyaret için Kastamonu’ya gelen TVHB Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, ilk olarak Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğünü ziyaret etti. Eroğlu, burada İl Müdürü Ahmet Kılıç ile görüştü. Ardından İl Müdürlüğü Toplantı Salonunda hem kurumda hem de serbest çalışan veteriner hekimlerle bir araya geldi, veteriner hekimlerin istek ve taleplerini dinleyerek, sorularını yanıtladı.



"Birkaç ay öncesinde Tek Sağlık Kurulunun kurulması da ülkemiz için güzel bir gelişme oldu"


Ziyarette konuşan Eroğlu, meslek kanunuyla birlikte veteriner hekimlerin arzu edilen seviyeye getirilmesi gerektiğini belirterek, "Bizler, veteriner hekimler olarak Gıda Arz Güvenliği Kurumuyla birlikte çalışıyoruz. Gıda arz güvenliğinin amacı da Türkiye’nin sürekli gıda arz talebinin karşılanması, bunun yanı sıra ihtiyaçlarının tespit edilmesi, bunlar için bilimsel ve teknolojik çözümler, üçüncü aşamada da çözümler için uygulanması gereken acil politikalardır. Üç aşamalı bir amacımız vardı. 15 farklı meslek guruplarının bir araya gelmesiyle oluşturuldu. Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak bizler de bu grupta yer aldık. Gıda arz güvenliği konusunda Türkiye’de acilen uygulanması gereken 25 politika belirledik. Bunlar da gıda arz güvenliğinde kabul edildi ve bunlar Cumhurbaşkanına arz edildi. Bu belirlenen 25 acil uygulanması gereken politikalar içerisinde Türk Veteriner Hekimler Birliğine 8 tanesi aittir. Sağlıklı beslenme, çevre, Tek Sağlık gibi konular bulunuyor. Tek Sağlığın ülkemizde hayata geçirilmesi için kurul üyelerimizin yoğun çalışmaları bulunuyor. Dünyada Amerika, Çin, Avustralya, Almanya, Fransa gibi ülkelerde uygulanan hastalık koruma ve kontrol merkezleri kuruluyor. Buralarda tek sağlık icra ediliyor. Pandemi döneminde bir kovid merkezi kurulması gündeme geliyor. Hasta kontrol izleme merkezini Sağlık Bakanlığından Cumhurbaşkanlığına bağlıyorlar. Bunun çalışması yapıldı ve bizler, bunu da arz ettik. Bu çalışmaları tamamlayıp sunduk. Tek Sağlık, Türkiye’de bu şekilde icra edilmesi gerekiyor. Aksi taktirde sadece sözde kalıyor. Tek Sağlık konusunu gündeme getiren asıl konu ise Türkiye’de veteriner hekimlerdir. Veteriner hekimlerin bu tür konulara yaklaşımları her zaman farklı olmuştur ama dünyada Tek Sağlık kavramı ilk defa 2007 yılında Amerika Veteriner Hekimler Birliğiyle Amerika Tabipler Birliği, 2009 yılında da Türkiye’de Türkiye Tabipler Birliği ile Türkiye Veteriner Hekimler Birliğince gündeme getirildi. Biz, bu tarihten itibaren çalışmalarımızı bu şekilde gerçekleştiriyoruz" dedi.



"Veteriner hekimlerle olan iletişimimiz çok kuvvetli"


Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Bekir Yücel Tanrıkulu ise, "Bir meslektaş olarak Ankara olsun, Kastamonu olsun taşradaki işlerimiz yoğun. Mesleki olarak üstesinden gelemeyeceğimiz şükürler olsun olumsuz bir durumda yok. Her işin içinden çıkabilecek kapasiteye, bilgi ve birikime sahip bir tecrübemiz bulunuyor. İletişimimiz çok kuvvetli, bir veteriner hekim kurumda çalışan olsun serbest çalışan olsun iletişimimiz gerçekten çok kuvvetli. İnşallah bunu da daha ileriye taşıyabiliriz. Ardından bizim üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey olmayacaktır" şeklinde konuştu.


Ziyarette TVHB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Önder Alkan, Genel Sekreter Prof. Dr. Hüsamettin Ekici ile Kastamonu Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı ve veteriner hekimler yer aldı.



Ali Eroğlu: ’Veteriner hekimler, arzu edilen seviyede olmalılar’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.