SAĞLIK - 02 Ağustos 2025 Cumartesi 11:11

Bu proje astım hastası ve polen alerjisi olanların hayatını kolaylaştırıyor

A
A
A
Bu proje astım hastası ve polen alerjisi olanların hayatını kolaylaştırıyor

Kastamonu Üniversitesi tarafından yürütülen proje ile havadaki polen ve sporların yoğunluğu tespit edilerek astım ve alerji hastaları için internet üzerinden ücretsiz yayınlanıyor.


Ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi tarafından TÜBİTAK 1001 Programı çerçevesinde başlatılan projeyle atmosferik polen ve sporlar inceleniyor. Proje çerçevesinde Kastamonu’da farklı iklim şartlarına sahip olan Merkez, İnebolu ve Tosya ilçelerinin atmosferik polen ve sporları incelenerek, meteorolojik faktörlere göre değişimleri belirleniyor. Alınan veriler ışığında atmosferdeki polen ve sporların alerji hastalarının yaşam kalitesine etkileri tespit ediliyor. Türkiye’de ilk kez otomatik polen sayım cihazının kullanıldığı çalışmayla Kastamonu atmosferindeki polen ve spor çeşitliliği ve yoğunluğu anlık olarak tespit ediliyor. Elde edilen veriler, Kastamonu Üniversitesi Palinoloji Araştıra Grubunun internet sitesinden ücretsiz olarak paylaşılıyor. Her saatte bir yenilenen bülten sayesinde alerjisi olan vatandaşların tedbir alması sağlanıyor.



Astım ve alerji hastaları için mevsimlik riskler ortaya konacak


Kastamonu il merkezi ile İnebolu ve Tosya ilçelerinde yer alan polen yakalama tuzaklarıyla da havdaki polen ve sporlar toplanıyor. Yakalanan polen ve sporlar incelenerek yıllık polen takvimleri hazırlanıyor. Uzun yıllar boyunca yapılan incelemeler ile hazırlanan bu takvimler astım ve alerji hastaları için tahmini mevsimlik ve aylık polen maruziyet riskini ortaya koyacak. Atmosferdeki bitki patojeni mantarların spor yoğunluklarının ve yıllık takvimlerinin belirlenmesi sayesinde hem orman zararlısı mantarlarla mücadelede hem de zirai mücadele konusunda ilgili kamu kurumlarına bilgi akışı sağlanıyor.


Öte yandan Meteoroloji Genel Müdürlüğüne ulaştırılan verilerle, ilerleyen süreçte hava tahmini şeklinde polen tahmini bülteninin yayınlanması hedefleniyor.


2023 yılında başlayan ve 3 yıldır Kastamonu Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı ve Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talip Çeter’in yürütücülüğünde devam eden projede Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Bani, Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney, Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Dr. Nazlı Erol ve Dr. Celal Demir araştırmacı olarak yer alıyor. Doktora öğrencileri Oktay Bıyıklıoğlu, Serhat Karabıçak ve Yüksek lisans öğrencileri Derya Keleşoğlu ve İbrahim Özkutlu bursiyer olarak projeye destek sağlıyor. Proje çerçevesinde Serhat Karabıçak, Laila Elfogohi ve Jamal Hayoub tarafından üç doktora tezi hazırlanıyor.



"Cihazlarla havadaki polen ve sporları tespit ediyoruz"


Projeyle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Talip Çeter, "Üniversitemiz olarak hava ile ilgili biyolojik partiküllerle, polen ve sporlarla hatta cansız partiküllerle ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Meteoroloji istasyonumuz ile sıcaklık, yağış, nem ve basınç gibi parametrelerini ölçüyoruz aynı zamanda havadaki ’PM2.5’ ve ’PM10’ boyutundaki partiküllerin ölçümlerini yapan sensörlerimiz mevcut. Bunun yanı sıra da volumetrik esasla çalışan burkard cihazımızda havadaki polen ve sporları 7 günlük periyotlarla inceleyerek, laboratuvarımızda preparasyonlarını yapmak suretiyle havadaki polen ve sporların konsantrasyonlarını yani miktarlarını saatlik olarak belirliyoruz ve web sayfamızda yayınlıyoruz. Bu verileri de hastalara, hekimlere ve alerji şikayetleri olanlarla paylaşıyoruz. 2025 yılından bu yana kullanma açtığımız Amerika’daki bir firmanın otomatik polen sayım cihazını da devreye aldık. Bu cihaz ile reel time veriler elde ediyoruz yani anlık veriler elde edip, hastalarla ve ilgililerle paylaşma imkanına sahibiz. Özellikle alerjiye sahip bireylerin bunlarla ilgilenmesi ve bunlardan yararlanmasını tavsiye ediyoruz. Özellikle çayır, çimen polenlerinin yoğun olarak görüldüğü dönemleri de cihazlarımızda tespit ediyoruz. Bu polenlere alerjisi olanlar eğer web sitemizi ziyaret ederlerse, rahatsızlıkları ile ilgili tedbirler almak suretiyle dışarıya çıkarak daha konforlu bir yaşam imkanına sahip olabilirler" dedi.



"Biz bu verileri halkın anlayabileceği bir formatla paylaşıyoruz"


Havadan topladıkları ham verileri laboratuvarda işleyerek halkın kullanımına sunduklarını söyleyen Prof. Dr. Çeter, "TÜBİTAK projemiz kapsamında İnebolu ve Tosya’da kurulan burkard cihazımız ile iki yıldan bu yana veriler topluyoruz. Elde edilen bu verilerin, TÜBİTAK projesi çerçevesinde, analizlerini yaparak hem halkımızla hem de ilgili kurumlarla paylaşıyoruz. Otomatik sayım olarak Türkiye’ye ilk defa bu cihazı biz getirdik ve 2025 yılı başından bu yana kullanıma başladık. Bu cihazdan anlık olarak gelen veriler cihazın data merkezinde işleme alınıyor ve bunlar tanımlanıyor. Biz bu verileri halkın anlayabileceği bir formatta Kastamonu Üniversitesi Palinoloji Araştırma Grubu web sayfasında hastaların, doktorların, ziraat ile uğraşanların kullanımına sunuyoruz" diye konuştu.



"Hizmetimizi, halkımıza ve kurumlara ücretsiz olarak veriyoruz ve web sitemimizde yayınlıyoruz"


Yurt dışında ücretli olarak satılan polen ve sporlarla ilgili verilerin Kastamonu Üniversitesi’nin vatandaşlara ve kurumlara ücretsiz ulaştırıldığını belirten Çeter, "Atmosferde tespit ettiğimiz birçok mantar türüne ait sporlar ve hif parçaları var. Bunların bazıları insanların yanı sıra orman ağaçlarında, orman ve bitkilerinde hastalıklara ve enfeksiyonlara neden oluyor. Ayrıca halk arasında rastık hastalığı, küf hastalığı, karabaşak hastalığı gibi isimler ile bilinen birçok hastalığa mantarların sebep olduğu tahıl ya da meyve gibi tarımsal ürün hastalıkları da söz konusu. Biz bunların ortaya çıktığı dönemleri ve saatleri tespit etmek suretiyle yılın hangi dönemlerinde bu hastalıklar yoğunlaşıyor ve bunlarla hangi dönemde mücadele edilmeli, ilaçlama yapılmalı, bunun da imkanını sağlamış oluyoruz" şeklinde konuştu.



Bu proje astım hastası ve polen alerjisi olanların hayatını kolaylaştırıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı Rönesans Holding’in, 10’uncusunu düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" Yarışması bu yıl Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleşti. İklim değişikliği ile mücadele olarak belirlenen tema çerçevesinde ‘Azaltım’ veya ‘Uyum ve Dayanıklılık’ odağında projelerin kabul edildiği Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Yarışması’nda yapı, ürün ve hizmet tasarımı kategorilerinde toplam dokuz proje ödül aldı. Rönesans Holding’in, gençlerin fonksiyonel, insan ihtiyaçlarını karşılayan ve bunun yanında doğaya saygılı çözümler sunan fikirler üretmelerini teşvik etmek ve daha iyi yaşam koşulları sağlanmasına katkıda bulunarak geleceği şekillendirmek amacıyla düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı. Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleştirilen ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerin ödüllendirildiği yarışmada, üç farklı kategoride toplam 9 proje ödül almaya hak kazandı. SGT Yarışması’nda finale kalan 14 ekip, 19 Aralık’ta jüri karşısına çıkarak projelerini sundu. Jüri değerlendirmesi sonucunda ‘Yapı Tasarımı’, ‘Ürün Tasarımı’ ve ‘Hizmet Tasarımı’ kategorilerinde dereceye giren ekipler belirlendi. Her kategoride birinci olan projeler 50 bin TL, ikinciler 40 bin TL, üçüncüler ise 30 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Üç kategoride dokuz proje ödüllendirildi Yapı Tasarımı kategorisinde; kriz anlarında dönüştürülebilir ve dayanışmayı güçlendiren modüler bir yapı sistemi öneren ‘Ekolojik Çekirdek Projesi’ birinci olurken, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla toplumsal güven ve farkındalık oluşturmayı hedefleyen ‘Ekinoks Projesi’ ikinci, doğal döngülerle sosyal etkileşimi bir araya getiren bütüncül yaşam alanı önerisi ‘DeepFlow Projesi’ ise üçüncü oldu. Ürün Tasarımı kategorisinde; tarımsal atıkları geri dönüştürerek çevre dostu bir gübre geliştirmeyi amaçlayan ‘BiyoPolTech’ birinci oldu. Jüri değerlendirmesinde alg teknolojisiyle oksijen üreten akıllı kent direği ‘Yeşil Direk’ ikinci, tek kullanımlık plastiklere alternatif olarak biyobozunur ambalaj sunan ‘Bak-pack Projesi’ ise üçüncü olarak seçildi. Hizmet Tasarımı kategorisinde ise atıkları hammaddeye dönüştüren blockchain tabanlı pazar yeri ‘Re-source’ birinci, iklim verilerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlık izleyen ‘Sağlık Odaklı İklim Haritaları (SOİH)’ ikinci, binalar için şeffaf ve dijital bir çevresel performans sistemi sunan ‘Yeşilport Projesi’ ise üçüncülük ödülünü kazandı. 157 aday, 67 başvuru, yoğun bir gelişim süreci Toplam 157 aday sisteme giriş yaparken; 41’i hizmet tasarımı, 13’er tanesi ürün ve yapı tasarımı olmak üzere 67 başvuru alındı. Ön değerlendirme sonucunda seçilen 14 proje, iki aylık kapsamlı bir kapasite geliştirme programına dahil edildi. Program kapsamında ekipler; sürdürülebilirlik, değer önerisi geliştirme, varsayım doğrulama, proje planlama, hikâye anlatıcılığı ve etkili sunum teknikleri başlıklarında eğitimler aldı. Her projeye mentor ve uzman desteği sağlandı. Alanında uzman jüri kadrosu Yarışmanın jüri kadrosunda; akademi, özel sektör ve sivil toplumdan alanında uzman isimler yer aldı. Yapı Tasarımı Kategorisi’nde Rönesans Holding Sürdürülebilirlik ve Çevre Direktörü Evrim Atalas, Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden Doç. Dr. Öğr. Üyesi Betül Bilge Özdamar, Rönesans Holding Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baytan, PIN Architects Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna jüri üyesi olarak yer aldı. Ürün Tasarımı Kategorisi’nde ise TOBB ETÜ, Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aydın Öztoprak, Toyi Kurucu Ortağı ve Tasarımcısı Elif Atmaca, Airqoon Kurucu Ortağı Barış Can Üstündağ ve Doç. Dr. Engin Kapkın jüri üyeliği yaptı. Hizmet Tasarımı Kategorisinde ise Galatasaray Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Belgin Kaygan, Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu, KODA Kurucusu ve Genel Koordinatörü Mine Ekinci, Pakt Ajans Kurucusu Anlamlandırıcı Serdar Paktin jüri üyesi olarak yer aldı. "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" 10 yılda, 150’nin üzerinde üniversite semineriyle 400 binden fazla öğrenciye yüz yüze, dijital kanallarla ise yılda ortalama 3 milyon öğrenciye ulaştı.
Eskişehir Yurt dışından telefon alışverişi devri kapanıyor Yurt dışından bireysel olarak getirilen cep telefonlarının pasaport kayıt harcının 2026 yılında 57 bin 241 TL 26 kuruş olması bekleniyor. Eskişehir’de uzun zamandır telefon tamiri ve satışı yapan Yiğit Aytekin ise bu durumda yurt dışından yapılan telefon alışveriş devrinin biteceğini belirtti. Halihazırda 45 bin 614 TL olan kayıt ücretinin, yeni yılda 57 bin 241 TL kuruş seviyesine çıkması öngörülüyor. Bu durumun yurt dışı telefon pazarını tamamen bitirme noktasına getireceği belirtiliyor. Öte yandan ise oluşan bu yüksek kayıt ücretine karşılık bazı vatandaşlar, piyasada 5-6 bin liraya satılan cihazlara daha önce kayıt ettirilmiş cihazların numaralarının kopyalanması gibi illegal yöntemlere yönelme eğilimi gösteriyor. Uzun yıllardır Eskişehir’de telefon satışı ve tamiri yapan Yiğit Aytekin ise telefonlarda bu yönetim bir durum ve suç teşkil ettiğini kesin bir dille hatırlattı. Yasa dışı pasaport numara kopyalama işlemlerinin büyük idari ve maddi cezalara neden olduğunu belirten Aytekin, güvenlik risklerine de dikkat çekti. "Kayıt ücreti 45 bin TL’den 57 bin TL’ye çıkacak" Yeni yılda artan kayıt ücreti hakkında konuşan esnaf Yiğit Aytekin, "Yurt dışından getirilen telefonların kayıt harçları hakkında önemli bir güncelleme bulunmaktadır. 2025 yılında bu harç ücretleri 45 bin 614 TL iken, bu ücretin 2026 yılında 57 bin 241 TL 26 kuruş olarak güncellenmesi beklenmektedir. Vatandaşlara bu konuda önerimiz şudur, yılbaşından evvel, bu zamlı fiyattan etkilenmemek adına, pasaport kayıt harçlarını mevcut fiyattan yapabilirler. Geçtiğimiz yıllarda pasaport kayıt harçları çok daha düşüktü 3 bin TL, 6 bin TL gibi. Bu dönemlerde insanlar yurt dışına çok gidip telefon getiriyordu; hatta tur şirketleri vizesiz, sadece kimlikle gidilebilen ülkelere "telefon turları" düzenliyordu. Oradan, özellikle pahalı olan, çok satılan telefonları alıyorlardı. Ancak, ücretin 45 bin 614 TL’ye çıkmasıyla bu durum zaten neredeyse tamamen bitirildi. Şimdi ücretin 57 bin TL seviyesine çıkmasıyla birlikte, yurt dışından telefon getirip kaydettirmek artık çok mantıklı olmayacak. Bu durum, yurt dışı telefon pazarını neredeyse bitirecektir. Böylelikle, iç pazarda Türkiye’ye resmi yollarla getirilen telefonlar daha fazla satış görecektir" dedi. "Vatandaşların yasa dışı yollara yönelmemesini tavsiye ediyoruz" Artan ücretler yüzünden illegal yollara yönelmeyi düşünen kullanıcılara uyarılarda bulunan Aytekin, "Vatandaşlar bu yüksek ücrete karşılık farklı çözüm yolları arayabiliyorlar. Piyasada 5-6 bin liraya satılan cihazlara kayıt numarası kopyalamak gibi kaçak yöntemlere yönelmek söz konusu olabiliyor. Bazı cihazlarda bu kayıt numaraları değiştirilebiliyor, lakin bu illegal bir durum ve suç teşkil ediyor. Bu işlemi yapmanın hem büyük idari cezaları hem de parasal cezaları vardır. İnsanların bu tür yasa dışı ürünlere yönelmemesini tavsiye ederiz. Ayrıca bu işlemler yapılırken cihazların güvenlik duvarları kaldırıldığı için, telefonlar çok güvensiz hale geliyor. Bazı cihazlarda ise, sim kart takılıp telefona bağlanan harici cihazlar var. Bu cihazda sim kartınızı takıyor, uygulamasını kuruyorsunuz ve bağlantılı bir şekilde çalışıyor. Ancak bu, iki tane telefon taşıyormuşsunuz gibi bir durum oluşturduğu için tek telefon kullanmak adına sağlıklı değildir" ifadelerini kullandı. "Kullanıcılar bankalarındaki tüm parayı kaybetme riskiyle karşı karşıya" Bu illegal yolların ise telefonlara zararlı yazılım bulaştırabileceği ve bu durumun banka uygulamalarına kadar uzanabileceğini aktaran Yiğit Aytekin, "Bu tarz bilinmeyen yazılımları yüklemenin cihaza zararı olabilir. Son zamanlarda piyasada çokça duyulan reklam virüsü gibi virüsler, bu uygulamalarla birlikte telefonlara gönderilebiliyor. Bu virüslerle herkese mesaj gidebilir. Android cihazlarda ise o virüslü uygulamayı yükledikten sonra, banka uygulamasına girilip dolandırıcılık bile yapılabiliyor. Bundan kaynaklı olarak, hem bilmediğimiz uygulamalar indirilmemeli hem de bilmediğimiz cihazlar kullanılmamalıdır. Vatandaşlar 40 bin liradan kaçarken, bu yasa dışı yöntemlerle bankalarındaki tüm parayı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirler" şeklinde konuştu.