EĞİTİM - 23 Haziran 2025 Pazartesi 12:43

Kastamonu Üniversitesi, kurumsal akreditasyon belgesini törenle aldı

A
A
A
Kastamonu Üniversitesi, kurumsal akreditasyon belgesini törenle aldı

Kastamonu Üniversitesi, Yükseköğretim Kalite Kurulu tarafından verilen kurumsal akreditasyon belgesini törenle aldı.


Kastamonu Üniversitesi, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından yürütülen 2024 Yılı Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında, 21 Mart 2025 tarihinde gerçekleştirilen kurul toplantısında iki yıl süreyle akredite edilmeye hak kazandı.


Bu çerçevede Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında akredite edilen 22 yükseköğretim kurumuna yönelik olarak YÖKAK tarafından Ankara Üniversitesi 100. Yıl Konferans Salonu’nda düzenlenen törene, akredite edilen üniversitelerin rektörleri, yöneticileri ve kalite birimi sorumluları katıldı.


Kastamonu Üniversitesi adına törene Rektör Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Kaliteden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Atalan, Kalite Koordinatör Yardımcısı Dr. Sena İrem Orhan ile Kalite Koordinatörlüğü Araştırma ve Geliştirme Komisyon Başkanı Prof. Dr. Alperen Kaymakcı katıldı.


Törenin açılışında konuşan YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak, yükseköğretimin yapay zeka teknolojilerinin gelişimiyle birlikte önemli bir dönüşüm sürecinden geçtiğine dikkat çekti.


Gelecekte ayakta kalabilmek için yapay zeka uygulamalarının fen bilimlerinin yanı sıra sosyal bilimlere de entegre edilmesi gerektiğini vurgulayan Kocabıçak, üniversitelerin sürdürülebilirlik ve yenilenebilir enerji odaklı programlar geliştirmesinin ve öğrencilere yeşil beceriler kazandırılmasının önemine değindi.


Kocabıçak ayrıca, Türkiye’nin genç nüfus açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade ederek üniversitelerde nicelikten ziyade nitelik odaklı gelişim sağlanmasının gerekliliğini belirtti.


Prof. Dr. Ümit Kocabıçak, Türkiye’de 7 milyona yakın üniversite öğrencisinin bulunduğunu, bunların 334 bininin uluslararası öğrencilerden oluştuğunu ifade etti.


Akredite olan üniversitelerin kayıtlarının Avrupa Yükseköğretim Kalite Güvencesi Tescil Kuruluşu (EQAR) veri tabanına işlendiğini belirten Koçabıçak, Kurumsal Akreditasyonun uluslararası denkliği açısından taşıdığı öneme işaret etti.


Konuşmaların ardından Prof. Dr. Ümit Kocabıçak, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal’a Kurumsal Akreditasyon Belgesi’ni takdim etti.


Tören sonrası değerlendirmede bulunan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, eğitimde kalite ve kurumsal gelişim hedeflerini bilimsel veriler ışığında sürdürdüklerini vurguladı. Gelecek dönemde temel hedefin iki yıl sonra yapılacak değerlendirmede bu akreditasyon sürecini beş yıllık tam akreditasyona dönüştürmek olduğunu ifade eden Rektör Topal, sürece katkı sunan tüm akademik ve idari personele, öğrencilere ve paydaşlara teşekkür etti.



Kastamonu Üniversitesi, kurumsal akreditasyon belgesini törenle aldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: "Yılbaşında merdiven altı ürünlere dikkat" Yeni yıl öncesi merdiven altı üretimin yaygınlaştığına dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Bu nedenle bildiğiniz, tanıdığınız, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır" dedi. Yılbaşı alışverişlerinde merdiven altı ürünlere karşı vatandaşlara uyarıda bulunan Palandöken, "Bildiğiniz üzere zehirlenme olaylarının birçoğu maalesef bu gecelerde, bu özel günlerde yaşanıyor. Özellikle merdiven altı ürünlere, akşam karanlığında arabanın arkasında satılan kuru yemiş veya karışık kuru yemiş adı altında sunulan, nerede ve ne şekilde muhafaza edildiği bilinmeyen ürünlere karşı çok dikkatli olunmalı. O anda ısıtılmış, cazip gösterilen ve gerçek fiyatının çok altında sunulan bu ürünler ciddi risk taşıyor. Hele hele şarküteri ürünleri bu noktada çok daha önemli. Midye, ciğer, tavuk sote gibi ya da farklı malzemelerden yapılmış, içeriği belli olmayan ürünlere de özellikle dikkat etmek gerekiyor. Aksi halde hem kendinizin hem de misafirlerinizin, konuklarınızın sağlığını riske atmış olursunuz. Bunun için yapılması gereken tek şey; dikkatli olmak, kontrollü davranmak ve tanıdığınız, bildiğiniz, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır. Bilindiği üzere pastırma, sucuk gibi şarküteri ürünleri; balık, ciğer gibi çabuk bozulabilen gıdalar ve sütlü ürünler çok hassas ürünlerdir. Bu ürünlerde ekstra dikkatli olunması gerekir. Fiyat olarak ekonomik gibi görünebilir ama sağlığınızdan olabilirsiniz" diye konuştu. "Yılbaşı gecesi taksici esnafımız 24 saat hizmet verecek" Öte yandan yeni yılda sevdiklerine ulaşmak için yola çıkacak vatandaşlara da uyarıda bulunan Palandöken, "O gece dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu da trafiktir. İnsanlar alkol alabiliyor, alkollü sürücüler trafiğe çıkabiliyor. Yorgunluk ve yılbaşı gecesinin karmaşasıyla kaza riski de artıyor. Bu nedenle mümkünse toplu taşıma araçlarını kullanmak ya da 24 saat hizmet veren taksi duraklarımızdan faydalanmak en doğru tercih olacaktır. Aracınızı kullanmak yerine, güvenli bir şekilde bu hizmeti veren arkadaşlarımızla yolculuk yapabilirsiniz. Sizin sağlığınız, geleceğiniz ve ailenizle birlikte bulunduğunuz aracın içindeki huzurun bozulmasını kimse istemez. Ancak maalesef bu tür olumsuzluklarla sık sık karşılaşıyoruz. Bu nedenle yiyeceğimize, içeceğimize, alacağımız hediyelere ve bu hediyelerin niteliklerine dikkat etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. "2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum" Herkese huzurlu ve sağlıklı bir yıl dileyen Palandöken şu ifadelere yer verdi: "Bu ürünlerin insan sağlığına zararlı olup olmadığını kısa sürede anlamak her zaman mümkün olmayabilir. Günler azaldıkça korsan satıcıların, insan sağlığını hiçe sayan bu tür kişilerin sayısı da maalesef artıyor. Birincisi, trafik kurallarına mutlaka riayet edilmeli; mümkünse o gece araç kullanılmamalı, toplu taşıma ya da 24 saat nöbetçi olan taksi durakları tercih edilmelidir. Şimdiden 2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sağlıklı, huzurlu ve ailenizle birlikte arzu ettiğiniz şekilde bir yılbaşı geçirmenizi temenni ediyorum."
Tokat Orta Asya’dan Tokat’a uzanan üç etek geleneği sürdürülüyor Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan 64 yaşındaki Fındık Bebek, yaklaşık 40 yıldır Orta Asya’dan gelen ata mirası yöresel kıyafetleri dikerek gelenekleri sürdürüyor. Yaylakent köyünde dünyaya gelen Fındık Bebek, 20 yaşındayken evlenip iki çocuk sahibi olduktan sonra eşinden boşandı. Hayatının bu döneminde ne yapacağını bilemez haldeyken, ninelerinden miras kalan yöresel kıyafetlere ilgi duymaya başladı. Herhangi bir ustadan eğitim almadan, tamamen kendi merakı ve gözlemleriyle işe başlayan Fındık Bebek, yıllar içerisinde köyün ve çevre bölgelerin aranan isimlerinden biri oldu. Orta Asya’dan göç eden atalarından kalan kültürün en önemli simgelerinden biri olan ve yörede "3 etek" olarak bilinen kıyafetleri diken Fındık Bebek, bu geleneğin kendileri için kıymetli olduğunu ifade etti. Üç parçadan oluşan kıyafetin üst, fistan ve önlükten meydana geldiğini belirten Bebek, her gelinin sandığında mutlaka bu kıyafetin bulunması gerektiğini söyledi. "Kıyafetler bizim kutsalımızdır" Yöresel kıyafetlerin yaşa göre farklılık gösterdiğini dile getiren Fındık Bebek, yaşlıların daha sade ve düz modelleri tercih ettiğini, gençlerin ise süslü ve işlemeli kıyafetler giydiğini aktardı. Geleneklerin eğitim ya da makamla değişmediğini vurgulayan Bebek, "Bizde her gelin, okusa da okumasa da hatta başbakan bile olsa 3 eteğini giyer. Bu bizim töremiz, bizim kıymetlimizdir" dedi. Yıllardır el emeğiyle diktiği yöresel kıyafetlerle kültürel mirası gelecek nesillere aktarmaya çalışan Fındık Bebek, ata yadigârı geleneklerin yaşatılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.