EĞİTİM - 30 Haziran 2025 Pazartesi 22:13

Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde mezuniyet heyecanı

A
A
A
Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde mezuniyet heyecanı

Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mezuniyet Töreninde konuşan Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, yeni mezun olan veteriner hekimlere seslenerek, "Mesleğimizin itibarını koruyalım, ona leke getirecek hiçbir davranış ve uygulamanın içinde olmayalım, birbirimize destek olalım, sevip sayalım ve meslekte birlikteliği devam ettirelim" dedi.


Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde düzenlenen mezuniyet törenine katıldı. Hoca Ahmet Yesevi Kültür Merkezi’nde saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törende konuşan Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, "Her platformda dile getirdiğimiz veteriner hekimlere dönük şiddeti bir kez daha lanetliyorum. Talebimiz, beklentimiz ve mücadelemiz bu saldırıların son bulması ve bir daha yaşanmamasıdır. 13 ilimizde meydana gelen yangın dolayısıyla üzüntülerimizi ve geçmiş olsun dileklerimizi bir kez daha ifade ederken, yangın bölgelerinde zarar gören hayvanların tedavi ve bakımı için tüm meslektaşlarımızın göreve hazır olduğunu buradan duyurmak istiyorum" dedi.



"Bilimsel gelişmeleri takip ederek kendinizi geliştirmeniz gerekiyor"


Veteriner hekimlik gibi zor bir eğitim ve öğretimi başardıkları için öğrencileri kutlayan Eroğlu, "Okul bitince öğrenme bitmiyor. Günümüzde, yeni bilgilere ulaşmanın ve onları kullanmanın önemini hepimiz biliyoruz. Bilimsel gelişmeleri takip ederek kendinizi geliştirmeniz, bilginin her türlüsüne ulaşmaya gayret etmeniz ve hayat mektebini de başarmanız gerekiyor. Olumlu ya da olumsuz olan geleceği şekillendiren bugün yaptıklarımızdır. Gelişmişliğin en önemli kriterlerinden olan doğru sektörel planlamaların ilk sırasında kaliteli, istenilen düzeyde eğitim alarak iyi yetişmiş insanların mesleğine ve topluma kazandırılması gelmektedir. Ne kadar biliyorsanız, o kadar güçlüsünüz. Bilgiyi ne kadar çok kullanıyorsanız, o kadar daha güçlüsünüz. Her alanda ilerlemenin temeli sadece bilmek değil, bilgiyi kullanabilmektir. Öyleyse, yapılması gereken, geleceğin her yönü ile bilimin ve aklın ışığında planlanmasıdır. Bu kapsamda doğru stratejilere ihtiyacımızın olduğu aşikardır. Veteriner hekimler, bugün daha kapsamlı görev ve sorumluluklar yüklenmiştir. İlerleyen süreçte tüm dünyada bu görev ve sorumluluklar artarak devam edecektir" diye konuştu.



"Mesleğimizin sorumluluk alanına giren konularda her alanda çalışmalarımızı yürütüyoruz"


Veteriner hekimlerin sağlık, beslenme, açlık, ekonomi, gıda ve çevrenin içinde vazgeçilmez meslek mensupları olduğunu söyleyen Eroğlu, "Bu durum meslek mensuplarının ileri düzeylerde donatılması, etkinleştirilmesi ve geliştirilmesi ile mesleki sorunlarının çözüme kavuşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak, mesleğimizi en iyi şekilde temsil etmeye, hak ve yararlarını korumaya, standartları yüksek bir veteriner hekimliği oluşturmaya, ülkemiz hayvancılığının gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarılması için politikalar üretmeye, stratejiler geliştirmeye gayret ediyoruz. Biz veteriner hekimler; Mesleğimizin saygınlığı ile onurunu korumak, yüksek standardını ve sürdürülebilirliğini devam ettirmek ve mümkün olan en iyi hizmeti sunmak için yüksek kaliteli bir veteriner hekimlik istiyoruz. Mesleğimizin sorumluluk alanına giren konularda, TBMM, Bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve diğer mesleki kuruluşlar ile görüş alışverişi, işbirliği ve ortak çalışmaların yürütülmesinin gayreti içindeyiz. Yine TVHB olarak, mesleğimiz ve meslektaşlarımızı ilgilendiren fakülte eğitimi ve sonrasında sürekli eğitim süreci, ilk gün yeterlilikleri, uzmanlık, kamuda istihdam, kamuda veteriner hekimlik otoritesinin oluşturulması (Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü), özlük hakları, fiili hizmet, sahipsiz hayvanlar kamu dışında istihdam, muayenehane (klinisyen) hekimliği, kurumsallaşma, Tek Sağlık, meslek etiği, deontoloji ve mesleki dayanışma gibi daha birçok konudaki olumsuzlukların ortadan kaldırılması ve mesleğimizin hak ettiği yerde olması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Tüm zamanlarda koruyucu hekimlik, sağlıklı ve güvenilir gıda üretimi ile hayvan ve insan yaşamın her noktasını etkileyen konularda vazgeçilmez özelliği olan veteriner hekimler, yenilikçi olmalı. Teknolojik açıdan yetkin olmalı. Sosyal ilişkileri güçlü, etik ilke ve değerlere bağlı olmalıdır. Hep birlikte mesleki etikten kurumsallaşmaya kadar her konuya sahip çıkalım, mesleğimizin itibarını koruyalım, ona leke getirecek hiçbir davranış ve uygulamanın içinde olmayalım, birbirimize destek olalım, sevip sayalım ve meslekte birlikteliği devam ettirelim. Ümitsizliğe kapılmadan, gerçekleri görerek, günü kurtarma değil, geleceğe sahip olma adına hareket edelim. İnsanları yaşatan ve başarıya götüren en önemli unsurun daha çok çalışmak olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Bizler, sizler ile hep güzellikleri paylaşmak istiyoruz" şeklinde konuştu.



"Hekimlik yakanızda bir unvan değil, yüreğinizde bir sorumluluktur"


Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nin 3. dönem mezunlarını verdiklerini ifade eden Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Kaynar ise, "Sizler, sadece birer öğrenci değil, bu fakültenin gelişim sürecinin birebir tanıklarısınız. Ben onlarla sadece aynı fakültede bulunmadım, aynı yolda da yürüdüm. Bir fakülte yükselirken, siz de büyüdünüz. Bir fakülte yerleşirken, siz de kök saldınız. Eksikleri sorun etmek yerine, birlikte çözüm arayan, yapıcı, sabırlı ve dayanışmacı bir grup oldunuz. Bu yüzden sizler sadece mezun değil, bu fakültenin kurucu hafızası, sessiz mimarları oldunuz. Bugün mezun olurken, yalnızca bilgiyle değil; yaşanmışlıkla, deneyimle ve dayanıklılıkla müzeyyen birer hekim olarak ayrılıyorsunuz. Artık sadece veteriner hekim değilsiniz. Aynı zamanda bir fakültenin ruhunu taşıyan ilklerden, ilk sahip çıkanlardan birisiniz" diye konuştu.


Veteriner hekimliğin sadece bir meslek değil; bir duruş ve söz veriş olduğunu belirten Prof. Dr. Kaynar, "Canı dile gelmeyenlerin dili olacağım’ Siz, bu sözü içselleştirdiniz. Kimi zaman sabırla, kimi zaman dirayetle, kimi zaman sadece bir patinin bakışıyla karşılık bulan bir çabanın içinde oldunuz. Artık hekimlik yakanızda bir unvan değil, yüreğinizde bir sorumluluktur. Elbette kolay olmadı. Klinikler, laboratuvarlar, o meşhur sınavlar ve şimdi mezun oldunuz. Ama bilin ki, her zor an bir iz bıraktı ve o izler şimdi sizin hekimliğinizin temel taşlarıdır" dedi.


Ailelerinde çocukları gibi mezun olduklarını söyleyen Kaynar, "Çünkü her başarı hikayesinin arkasında, sessizce dualar eden, fedakarlık yapan, bazen uzaktan izleyen ama her zaman destekleyen yürekler vardır. Evlatlarınızın bu noktaya gelmesinde sizin emeğiniz, sabrınız ve inancınız yadsınamaz. Bu kürsüden size en derin teşekkürlerimi sunuyorum. Sevgili genç meslektaşlarım, buradan ayrılırken size öğrettiğimiz bilgileri değil, kalbinizde taşıdığınız değeri, yani iyi hekim olma sorumluluğunu hatırlatmak isterim. İyi hekim olmak; sadece doğru teşhis koymak değil, doğru insan olmaktır. İyi hekim olmak; sadece yaşam kurtarmak değil, yaşamı savunmaktır" şeklinde konuştu.



"Veteriner hekimlik bir meslek değil; aynı zamanda bir sorumluluk, bir vicdan meselesidir"


Kastamonu Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı da, "Zorlu ve uzun bir eğitim sürecini geride bıraktınız. Gecenizi gündüzünüze katarak, özveriyle çalıştınız. Burada, büyük emek ve fedakarlıklarla geçen uzun bir yolculuğun sonuna, ama aynı zamanda kutsal mesleğimizin başlangıcına tanıklık ediyoruz. Veteriner hekimlik bir meslek değil; aynı zamanda bir sorumluluk, bir vicdan meselesidir. Çünkü sizler, hayvan sağlığının, insan sağlığının, çevre sağlığının ve gıda güvenliğinin teminatı olacaksınız. Unutmayın ki veteriner hekimlik; hem bilimsel hem etik hem de insani yönü güçlü bir meslektir. Sizler artık bu onurlu mesleğin birer neferisiniz. Sahip olduğunuz bilgi birikimiyle yalnızca hayvan sağlığına değil, topluma da hizmet edeceksiniz. Her canlının yaşam hakkına saygı duyan, doğayla barışık, bilimle yol alan bireyler olmanız en büyük temennimizdir. Kastamonu Veteriner Hekimler Odası olarak bizler, sizlerin her zaman yanınızdayız. Meslek hayatınıza adım atarken karşılaşacağınız güçlükleri birlikte aşacağımıza, dayanışma içinde olacağımıza yürekten inanıyorum. Unutmayın ki birlikte daha güçlüyüz. Bu mesleğe gönül verin. Okumaktan, öğrenmekten ve sorgulamaktan asla vazgeçmeyin. Başarılarınızla, duruşunuzla, vicdanınızla örnek birer veteriner hekim olun. Yolunuz ve bahtınız açık, meslek hayatınız başarılarla dolu olsun"


Konuşmaların ardından fakülte birincisi Elif Küçükyiğit, yaş kütüğüne plaketini çaktı. Ardından fakülte birincisi Elif Küçükyiğit, fakülte ikincisi İsa Şekercioğlu, fakülte üçüncüsü Bilge Çakmakoğlu ile mezun olan 48 veteriner hekime, protokol üyeleri tarafından plaket takdim edilerek, rozetlerini taktı.


Daha sonra öğrenciler, hep bir ağızdan mezuniyet yeminini ederek, keplerini fırlattı.


Törene Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi İkinci Başkanı Önder Alkan, Genel Sekreter Prof. Dr. Hüsamettin Ekici, Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Bekir Yücel Tanrıkulu, Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Kılıç, Kastamonu Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Bayram Pehlivan ile öğrenciler ve aileler katıldı.



Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde mezuniyet heyecanı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.