EĞİTİM - 27 Haziran 2025 Cuma 20:45

Kastamonu Üniversitesi’nde "Bilim Kafe" etkinlikleri başladı

A
A
A
Kastamonu Üniversitesi’nde "Bilim Kafe" etkinlikleri başladı

Kastamonu Üniversitesi tarafından "Bilim Kafe" etkinliklerinde ilk söyleyişi Doç. Dr. Erol Tekin ile başladı. Söyleyişi Tekin, "Bir Fikir Dünyayı Değiştirir" başlıklı altında girişimcilikle ilgili bilgiler verdi.


Kastamonu Üniversitesi tarafından Yükseköğretim Kurulu ve Bilim İletişim Ofisi koordinasyonunda düzenlenen akademik bilgi birikimini toplumla buluşturmayı amaçlayan Bilim Kafe etkinlikleri, Kastamonu Üniversitesi Yaşayan Müze ve Şehir Arşivi’nde başladı.


Bilim İletişimi Ofisi’nin öncülüğünde hayata geçirilen etkinliklerin ilki, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erol Tekin’in katılımlarıyla "Bir Fikir Dünyayı Değiştirir" başlıklı söyleşisiyle gerçekleşti.


Kastamonu Üniversitesi Basın Yayın Müşaviri Doç. Dr. Selver Mertoğlu, üniversitelerin yalnızca bilginin üretildiği değil, aynı zamanda bu bilginin toplumla buluşturulduğu önemli merkezler olduğunu vurguladı.


Yükseköğretim Kurulunun koordinasyonunda, Türkiye’nin dört bir yanındaki 150’ye yakın üniversitenin katkısıyla, 81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleşen Bilim Kafe etkinliklerinin bir parçası olmaktan büyük heyecan duyduklarını söyleyen Mertoğlu, "Bu etkinlik; katılımcı sayısı, üniversite katkısı ve coğrafi kapsamı açısından değerlendirildiğinde, dünyanın en geniş ölçekli bilim kafe organizasyonu olma özelliği taşıyor. Bu buluşmalarla birlikte, bilimin sadece uzmanlara ait bir alan olmadığını; aksine toplumun her kesiminin bilimle bağ kurabileceğini, kurması gerektiğini hep birlikte vurguluyoruz. Çünkü biz, üniversitelerin sadece bilginin üretildiği değil, aynı zamanda bu bilginin toplumla doğrudan paylaşıldığı alanlar olduğuna inanıyoruz. İşte bu anlayışla, Yükseköğretim Kurulu’muzun liderliğinde üniversiteler bünyesinde Bilim İletişimi Ofisleri kurulmaya başlandı. Bu ofislerin temel amacı, üniversitelerde biriken bilimsel bilgi ve birikimi toplumla buluşturmak, bilimi herkesin anlayabileceği, sorgulayabileceği ve katkı sunabileceği bir zemine taşımaktır. Kastamonu Üniversitesi olarak bizler de, bu vizyonun bir parçası olarak bilimsel birikimimizi yalnızca akademik çevrelerle sınırlı tutmuyor; şehrimizle, toplumumuzla, gençlerimizle ve tüm paydaşlarımızla paylaşmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz" dedi.


Üniversiteler bünyesinde kurulan Bilim İletişimi Ofislerinin amacının, bilimsel bilgiyi halkla buluşturmak olduğunu ifade eden Mertoğlu, "Burada bir kahve masasında başlayan, dünyaya yayılan ve şimdi Kastamonu’da çay eşliğinde devam eden bir fikrin izindeyiz: ‘Bir Fikir Dünyayı Değiştirir’ Gerçekten de, tarihteki tüm büyük dönüşümlerin arkasında önce bir fikir, ardından bu fikre inanan insanlar ve sonra onu eyleme döken cesur adımlar vardır. Fikirler, başlangıçta bir masa sohbeti, bir merak cümlesi ya da bir çay sohbetiyle doğar. Ama doğru zamanda, doğru araçlarla desteklendiğinde girişime, yeniliğe, hatta toplumsal dönüşüme dönüşebilir" diye konuştu.


Etkinliğin ilk konuk konuşmacısı ise Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Erol Tekin oldu.


Bireysel fikirlerin toplumsal dönüşümdeki rolüne dikkat çeken Tekin, girişimciliğin yalnızca ekonomik değil; sosyolojik, psikolojik ve teknolojik boyutlarıyla da değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Girişimciliğin toplumsal ihtiyaçlardan doğarak ekonomik ve bilimsel gelişmeye katkı sunduğunu söyleyen Tekin, "Bir fikrin dünyayı değiştirme potansiyeli vardır. Ancak her parası olan girişimci olamaz. Sürdürülebilirlik, rekabet ve doğru kaynak kullanımı girişimciliğin temelini oluşturur" ifadelerini kullandı.


Doğal kaynaklar ve insan ve sermaye kaynakları açısından Türkiye’nin zengin bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren Tekin, girişimcilerin bu kaynakları doğru kullanarak toplumsal fayda sağlayabileceğini vurguladı. Tekin, başarılı girişimlerin; müşterinin beklentisini ve psikolojisini doğru analiz eden, zamanı ve zemini iyi okuyan bireyler tarafından ortaya konulduğunu belirtti.


Etkinlikte katılımcılar da sürece interaktif olarak dahil oldu. Bilimsel üretimin toplumsal faydaya dönüştürülmesinin öneminin altı çizilen söyleşi sonunda, Doç. Dr. Erol Tekin’e katkılarından dolayı teşekkür belgesi takdim edildi.


Halkın ilgisiyle karşılanan Bilim Kafe etkinlik dizisinin önümüzdeki günlerde farklı konu ve konuklarla devam etmesi planlanıyor.



Kastamonu Üniversitesi’nde "Bilim Kafe" etkinlikleri başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da kurtlar ahıra girdi: 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde kurtların ahıra girmesi sonucu 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı. Hayvan sahibi, kurtların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğunu söyledi. Otlukbeli ilçesinde yaşanan kurt saldırısı, hayvan yetiştiricilerini tedirgin etti. İlçede Yasin Yıldırım’a ait ahıra giren kurtlar, 10 koyunu telef ederken 10 koyunu da yaraladı. Edinilen bilgilere göre, kurtlar ahıra girerek kısa sürede büyük zarara yol açtı. Sabah saatlerinde hayvanlarının telef olduğunu gören Yıldırım, yaşanan durum karşısında büyük üzüntü yaşadı. Hayvan sahibi Yasin Yıldırım, kurtların artık insanlardan kaçmadığını belirterek, "Kurtlar köpeklerimizi bile kaçırıp öldürüyor. İnsanlara ve yerleşim yerlerine çok yakınlar. Doğaya salınan ve insanlara alışmış bu hayvanlar yıl boyunca bizim için ciddi bir tehdit oluşturuyor" dedi. Sürü sahibi Yasin Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; "Erzincan Otlukbeli Küçük Otlukbeli’nde küçükbaş hayvancılık yapıyorum. 6 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. İki senedir, bu son iki senedir bu yırtıcı hayvanlar yani kurtlara karşı mücadele veriyoruz ama mücadelemiz hep yarım kalıyor. Geçen sene iki defa çadırlarıma girdi. Biz bir şekilde uyandık çıkardık, yani üç beş tane telefat verdik. Köpeklerimizi alıp götürüyorlar, geçen sene iki tane köpeğimi götürdü. Şu an gördüğünüz gibi gece girip içeriye girmiş. 10’a yakın hayvanım telef oldu. 10’a yakın hayvanım da içeride, onlar da yaralı yani onların kurtulma şansları da yok. Biz bir türlü bunlara önlem alamıyoruz. Önlem alamamamızın sebebi sopayla kovalıyoruz çünkü bunların avlanması, vurulması yasak. Ama yani biz baş edemiyoruz çünkü meraya gittiği zaman hayvanımız, haftada 3-4 tane hayvanımızı çalıp götürüyorlar. Köpekler baş edemiyor, çok akıllı hayvanlar oldukları için bir tanesi köpekleri alıp götürüyor, bir tanesi çobanı oyalıyor, diğeri de hayvanı alıp götürüyorlar. Yani yaklaşık ben diyeyim, iki yılda benim 200-300 hayvan varlığım yani üç beş üç beş şeklinde katledildi ve öldürüldü. Şu anda gördüğünüz gibi içeride de 15-20 tane hayvanım telef oldu. Yani 10 tane telef oldu, 10 tane de yaralı, onlar da telef olacaklar. Biz buna karşı bir önlem alamıyoruz. Aldığımız önlem şurada, bu sene 3 tane çadır Ankara’dan sipariş ettik. İşte bunlarda sıkıntı yok ama o diğerlerinde maliyetin altında olduğumuz için yani maliyeti çok yüksek olduğu için biz bir türlü yani bunu da seneye artık evvelki seneye bir şekilde toparlamaya çalışacağız ama yetkililerden bir önlem istiyoruz. Yoksa durumumuz kötü çünkü bugün bunu yaptı, yarın bir daha gelecek, öbür gün bir daha gelecek. Şimdi biz de sabahtan akşama kadar hayvanla uğraşıyoruz, akşam da işte yorgun düşüp yatıyoruz. Gece de nöbet tutuyoruz ama bu her gün böyle gidemez." Bölgede benzer olayların sıkça yaşandığını ifade eden Yıldırım, yetkililerden önlem alınmasını talep ederek, hem hayvanların hem de vatandaşların can güvenliğinden endişe duyduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.