ÇEVRE - 14 Mayıs 2025 Çarşamba 21:31

Kastamonu’da "Hidrometeorolojik Afetlere Karşı Kentsel Dirençlilik" çalıştayı

A
A
A
Kastamonu’da "Hidrometeorolojik Afetlere Karşı Kentsel Dirençlilik" çalıştayı

Kastamonu Üniversitesi’nde "Hidrometeorolojik Afetlere Karşı Kentsel Dirençlilik" çalıştayında konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, sel, taşkın, fırtına, kuraklık ve heyelan gibi afetlerin Türkiye’yi her geçen gün daha fazla etkilediğini belirterek, bunun için afetlere karşı dayanıklı yapıların, sağlam düşünce yapılarıyla kurulabileceğini kaydetti.


Kastamonu Üniversitesi İç Su ve Deniz Balıkları Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 14-16 Mayıs 2025 tarihleri arasında düzenlenen "Hidrometeorolojik Afetlere Karşı Kentsel Dirençlilik" başlıklı çalıştay, Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda açılış töreniyle başladı. Afetlere karşı dirençli şehirler oluşturma hedefiyle düzenlenen çalıştay; bilim insanları, uzmanlar ve ilgili kurum temsilcilerini bir araya getiriyor. Üç gün sürecek etkinlik, kentsel alanlarda meydana gelebilecek hidrometeorolojik afetlere karşı daha dayanıklı yapılar ve sistemlerin geliştirilmesine yönelik bilimsel ve teknik katkılar sunmayı amaçlıyor.


Çalıştay, Kastamonu Valiliği, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 10. Bölge Müdürlüğü, Kastamonu İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD), Kastamonu Doğa ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü, Bozkurt Belediyesi, Türk Kızılayı Kastamonu Şubesi ve Türk Hava Yolları Kastamonu Müdürlüğü gibi birçok paydaş kurumun desteğiyle gerçekleştiriliyor. Etkinliğin koordinatörlüğünü ise Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Bekir Taştan üstleniyor.



"Afetlere karşı dayanıklı yapılar, sağlam düşünce yapılarıyla kurulur"


Öğrencilerin verdiği konser sonrası başlayan çalıştayda konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, iklim değişikliğinin artık uzak bir tehdit değil, hayatın merkezinde yer alan bir gerçeklik olduğunu belirtti.


Sel, taşkın, fırtına, kuraklık ve heyelan gibi afetlerin Türkiye’yi her geçen gün daha fazla etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Küçük, "2021 yılında Bozkurt’ta yaşadığımız o elim sel felaketi, sadece bir doğa olayı değil; aynı zamanda bir uyarı, bir dönüm noktasıydı. Bugün bu salonda bir araya gelişimiz, o uyarıyı dikkate aldığımızın ve bu süreci bilgiyle, bilimle ve birlikte akılla dönüştürmeye kararlı olduğumuzun bir göstergesidir. Türkiye’nin dört bir yanından kıymetli akademisyenler, bilgilerini, deneyimlerini ve vizyonlarını bizlerle paylaşmak üzere buradalar. Bu ulusal iş birliği, afetlere karşı geliştirilecek çözüm önerilerine çok katmanlı ve çok sesli bir bakış kazandıracaktır. Afetlere karşı dirençli şehirler, yalnızca sağlam yapılarla değil, sağlam düşünce yapılarıyla kurulur. Bu yapı, bilimsel öngörüyle, disiplinler arası yaklaşımla, toplumsal farkındalıkla ve kurumsal dayanışmayla inşa edilir ve şunu büyük bir memnuniyetle söyleyebilirim ki: Kastamonu, bu bütüncül yapının kurulabileceği nadide şehirlerden biridir. Üniversite olarak, bu süreçte hem akademik çalışmalarla hem de yerel paydaşlarımızla yürüttüğümüz projelerle aktif ve sorumluluk sahibi bir rol üstleniyoruz. Bugünkü çalıştayda, geçmiş afetlerden öğrendiklerimizle, geleceğe dair daha hazırlıklı olmanın yollarını konuşacağız. Dirençli şehirler, bilgiyi paylaşan, birlikte düşünen insanların elinde yükselir. Bugün atılacak her adım, yarının daha güvenli ve sürdürülebilir şehirleri için değerli bir yapı taşı olacaktır" dedi.



"Riskleri en aza indirmek için dirençli şehirler kurmalıyız"


Vali Yardımcısı Aydın Ergün de, 21. yüzyılda iklim değişikliği ve artan nüfus nedeniyle kentlerin doğayla uyum sağlayamamasının pek çok afete zemin hazırladığını belirtti.


Sadece müdahaleye değil, aynı zamanda afetlere öncesinden hazırlıklı olmaya, riskleri en aza indirmeye ve dirençli şehirler kurmaya odaklanmak gerektiğini vurgulayan Ergün, sel, fırtına, kuraklık, aşırı sıcaklıklar ve orman yangınları gibi iklim temelli afetlerin artık daha sık ve daha ağır sonuçlarla karşılarına çıktığını belirtti. Vali Yardımcısı Ergün, "2000-2019 döneminde yaşanan afet sayısı, 1980-1999 dönemine göre neredeyse iki katına çıkmıştır. Bu afetlerin en büyük etkisi ise altyapısı kırılgan, hazırlık düzeyi düşük olan kentlerde görülmektedir. Küresel ısınmanın etkisiyle; buzulların erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesi, su kaynaklarının azalması, tarımsal verimliliğin düşmesi gibi sonuçlar, milyarlarca insanın yaşamını doğrudan tehdit etmektedir. Özellikle kıyı ve nehir kenarında kurulu kentler, sel ve taşkın gibi hidrometeorolojik afetlerle daha fazla karşı karşıya kalmaktadır. Ne yazık ki Kastamonu olarak bizler de bu afetlerin acı sonuçlarına yabancı değiliz. 2021 yılında ilimizin Bozkurt, Abana ve Çatalzeytin ilçelerinde yaşanan büyük sel felaketi, hafızalarımızda derin izler bırakmıştır. Bu yaşananlar bize, afetlere karşı yalnızca müdahale değil, öncesinde hazırlık, dirençli şehirler inşa etme ve riskleri minimize etme vizyonunun ne denli hayati olduğunu göstermiştir" şeklinde konuştu.



"Dirençli şehirler, ortak sorumlulukla inşa edilir"


AFAD İl Müdürü Dr. Suat Tüfekçi ise, iklim değişikliğinin etkilerine en açık alanların başında kentlerin geldiğini vurgulayarak, yoğun nüfus, altyapı yetersizlikleri ve doğal kaynakların aşırı kullanımının şehirleri savunmasız bıraktığını ifade etti. Geleceğin en büyük sorunların birisi olacak olan hidrometeorolojik afetlere kentlerin dirençli hale getirmek zorunda olduklarını kabul etmek zorunda olduklarını söyleyen Tüfekçi, "Yeşil alanların artıracağız, dayanıklı altyapı sistemleri inşa edeceğiz, erken uyarı sistemleri ve kriz planlarını ortaya koyacağız. Toplumsal farkındalığı ve katılımı artıracağız. AFAD Başkanlığımız koordinesinde 81 ilimizde risk planlaması yaklaşımı doğrultusunda İl Risk Azaltma Planları hazırlanmış ve hayata geçirilmiştir. İlimizde de yine üniversitemizde 2 gün süren çalıştay sonucunda Kastamonu İl Risk Azaltma Planı hazırlanmış ve hayata geçirilmiştir. Bu kapsamdan toplam 2 amaç 10 hedef ve 211 eylem belirlenmiştir. Belirlenen 4 afet türünden birisidir. Bunlardan biriside hidrometeorolojik ve iklim değişilikliği kaynaklı afet riskleridir. Bu konuda 91 eylem belirlenmiş ve eylemlerin yüzde 72’si tamamlanmıştır. İlimizdeki temel risklerin bu kapsamda yüzde 50’ye yakını iklim değişikliği ile ilgilidir" diye konuştu.


Kentsel dirençliliğin bu sorunlara çözüm sunabileceğini belirten Tüfekçi, "Bireylerden kamu yöneticilerine, akademisyenlerden şehir plancılarına kadar herkes bu sürecin aktif bir parçası olmalı. Bu amaçla yarının nesilleri için dirençli şehirler kuracağız, dirençli şehirlerde yaşayacağız" dedi.



"Afet yönetimi ile bilimsel bilgi arasında köprü kurmalıyız"


Kastamonu Üniversitesi İç Su ve Deniz Balıkları Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü aynı zamanda Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ekrem Mutlu da, çalıştayın bilimsel, teknik ve yerel bilgiyi afet risklerini azaltma doğrultusunda bir araya getirmeyi hedeflediğini belirtti. Son 30 yıla dönüp baktıklarında İzmir’de, Bartın’da, Zonguldak’ta, Kastamonu’da, Giresun’da, Trabzon’da ve Rize’de yaşanan sel felaketlerinde 149 kişinin hayatını kaybettiğini söyleyen Mutlu, "Bu sel felaketleri hepimizi çok üzmüştür. Bizlere hepimizin daha çok çalışmamız gerektiğini ve kentsel dirençlilik noktasında toplumumuzu daha bilinçli olması zaruriyetini bir kez daha ortaya koymuştur" diye onuştu.


Üniversitenin araştırma misyonu doğrultusunda, bilimsel bilgi ile afet yönetimi arasında güçlü bir köprü kurulmasının önemine değinen Prof. Dr. Mutlu, Karadeniz Bölgesi’nde son yıllarda yaşanan sel ve heyelan olaylarından çıkarılacak derslerle daha dirençli yapılar inşa etmenin yollarının bu çalıştayda tartışılacağını vurguladı.


Konuşmaların ardından çalıştayın düzenlenmesine katkı sağlayan kişi ve kurumlara teşekkür belgeleri takdim edildi.



İlk gün bilimsel sunumlarla tamamlandı


Programın devamında Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Ümran Kömüşcü, "İklim Değişikliği Nedenleri ve Batı Karadeniz’e Etkisi" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Ardından İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, "Sel-Taşkın Tehlikesine Karşı Dirençlilik Perspektifinde Bozkurt (Kastamonu)" başlıklı çalışmasını katılımcılarla paylaştı.


Çalıştayın ikinci gününde Cemil Meriç Salonu’nda teknik sunumlar ve kentsel dirençlilik oturumları gerçekleştirilecek; afetlere karşı stratejik yaklaşımlar detaylı şekilde ele alınacak.


Etkinliğin son günü olan 16 Mayıs’ta ise katılımcılar, 2021 yılında büyük bir sel felaketine sahne olan Bozkurt-Abana bölgesine düzenlenecek teknik gezi kapsamında afet alanlarında yerinde incelemelerde bulunacak.



Kastamonu’da "Hidrometeorolojik Afetlere Karşı Kentsel Dirençlilik" çalıştayı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Vali Aktaş, uygulama noktalarını ziyaret etti Uşak Valisi Naci Aktaş, yeni yıl dolayısıyla 7/24 kesintisiz hizmet veren polis ve jandarma uygulamalarını ziyaret etti. İlk olarak Vali Naci Aktaş, Ankara-Uşak karayolu üzerinde bulunan polis trafik uygulama noktasını ziyaret etti. Burada görevli polis ekipleri ve yolculuk yapan vatandaşlarla bir araya gelen Vali Aktaş, yeni yıl dileklerinde bulundu. Daha sonra Jandarma Uygulama Noktası’nı ziyaret eden Vali Aktaş, görev başındaki jandarma personelinin de yeni yılını kutladı. Ziyaret kapsamında Cumhuriyet Mahallesi Atapark Meydan’ında bulunan uygulama noktasına geçen Vali Aktaş, burada görev yapan personelle sohbet etti. Burada açıklamalarda bulunan Vali Aktaş; "Vatandaşlarımızın yılbaşı gecesini huzur ve güven ortamı içerisinde geçirmesini sağlamak amacıyla tüm planlamalar yapıldı ve her alanda hizmet tedbirler alındı. Jandarma ve emniyet ekiplerimizce il genelinde güvenlik anlamında tüm tedbirler alındı. İl genelinde 55 uygulama noktasında bin 442 jandarma ve emniyet personelimiz görevinin başındadır. Ben bu vesileyle yeni yılın ülkemize birlik, beraberlik ve esenlik getirmesini diliyor, tüm hemşerilerime sağlıklı, huzurlu ve bereketli yıllar diliyorum. Görevi başında olan, nöbette olan tüm mesai arkadaşlarımıza hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum." dedi. Ziyaret kapsamında Vali Aktaş’ı İl Emniyet Müdürü Taner Çiftçi ile İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Özgür Kılıç da eşlik etti.
Zonguldak Bakan Bayraktar: "2026’da Sakarya Gaz Sahası’nda üretimi iki katına çıkaracağız" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 2026 yılının üçüncü çeyreğinde Sakarya Gaz Sahası’nda üretimin iki katına çıkarılacağını belirterek, "Bu sahada 20 yıl boyunca aynı lokasyonda kalarak ürettiğimiz gazı vatandaşlarımıza ulaştıracağız. 2028 yılında Osmangazi’nin bir ikizi daha devreye girecek. Daha yüksek kapasiteli olacak bu platformla birlikte Sakarya Gaz Sahası’nda ilk üç fazı tamamlamış olacağız ve 17 milyon hanenin doğal gazını kendimiz karşılar hale geleceğiz" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 2025 yılının son gününde Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos Limanı’nı ziyaret etti. Bakımda bulunan Yavuz Sondaj Gemisi’nde incelemelerde bulunan Bakan Bayraktar, denizlerde görev yapan enerji emekçilerinin yeni yılını kutladı. Türkiye’nin enerji üssü haline gelen Filyos Limanı’nda bir dizi temaslarda bulunan Bakan Bayraktar’a ziyaretinde AK Parti MKYK Üyesi Mesut Özil, Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Muammer Avcı, Saffet Bozkurt ve Ahmet Çolakoğlu, AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan ile protokol üyeleri eşlik etti. Limanda demirli bulunan ve bakım çalışmaları süren Yavuz Sondaj Gemisi’ne geçen Bakan Bayraktar, geminin helikopter pistinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin enerji vizyonuna dikkat çeken Bayraktar, Karadeniz’de yürütülen doğalgaz üretim çalışmalarının aralıksız sürdüğünü belirtti. Bayraktar, "Şu anda Yavuz gemisinin helikopter pistindeyiz. Kış mevsimi oldukça soğuk bir zaman. Ülkemizin doğal gaz ihtiyacını karşılamak üzere tüm gemilerimizle birlikte Karadeniz’de, Sakarya Gaz Sahası’nda kendi bulduğumuz gazı üretmek için yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bu vesileyle sahada görev yapan arkadaşlarımızı ziyaret ediyoruz" dedi. "Bugün nüfusumuzun yüzde 85’ine doğalgaz ulaştırıyoruz". Doğalgazın sanayi ve konutlar için kritik bir yakıt olduğuna işaret eden Bayraktar, "Bugün nüfusumuzun yüzde 85’ine doğalgaz ulaştırıyoruz. Bu kaynakları geçmişte büyük oranda ithalatla karşılıyorduk. 2020 yılında Karadeniz’de yaptığımız keşfin ardından 2023’te üretime başladık. 2025 yılı bizim için önemliydi çünkü ilk fazı tamamladık. Günlük yaklaşık 10 milyon metreküp doğalgaz üretir hale geldik. Bu da 4 milyon hanenin ihtiyacının karşılanması anlamına geliyor" ifadelerini kullandı. Osman Gazi Yüzer Üretim Platformu’nun 2026 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren Sakarya Gaz Sahası’nda üretimi iki katına çıkaracağını vurgulayan Bayraktar, "Bu sahada 20 yıl boyunca aynı lokasyonda kalarak ürettiğimiz gazı vatandaşlarımıza ulaştıracağız. 2028 yılında Osmangazi’nin bir ikizi daha devreye girecek. Daha yüksek kapasiteli olacak bu platformla birlikte Sakarya Gaz Sahası’nda ilk üç fazı tamamlamış olacağız ve 17 milyon hanenin doğal gazını kendimiz karşılar hale geleceğiz" diye konuştu. 2026 yılının petrol ve doğalgaz arama açısından yeni bir dönemin başlangıcı olacağını dile getiren Bayraktar, "Karadeniz Sakarya Gaz Sahası’ndaki üretimin yanı sıra altı yeni keşif sondajı yapacağız. Bu çalışmalar Batı, Orta ve Doğu Karadeniz’i kapsayacak. İnşallah yeni müjdelerle milletimizin karşısına çıkacağız" dedi. "Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefiyle yolumuza devam ediyoruz" Gabar’daki faaliyetlere de değinen Bayraktar, "Yılın son gününde de Gabar’da hummalı bir çalışma var. Dağlarda, yüzün üzerinde kuyuda 3 bin 500 kardeşimiz görev yapıyor. Diyarbakır’da ise 2026 yılında kaya petrolü üretimine yönelik önemli çalışmalarımız olacak. Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefiyle yolumuza devam ediyoruz" şeklinde konuştu. Karadeniz’deki deniz ve insansız hava aracı saldırılarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Bayraktar, "Çok ankonvansiyonel gelişmeler bunlar, alışık olmadık saldırı tipleri. Kritik enerji altyapılarımızın güvenliği için uzun süredir çalışıyoruz. Gemilerimiz, boru hatlarımız, trafo merkezlerimiz ve santrallerimiz için ekstra tedbirler almaya devam ediyoruz" dedi.
Bolu Bolu’da yılbaşında 2 bin 778 personel sahada Bolu Valisi Abdulaziz Aydın, yeni yıl tedbirleri kapsamında 112 Acil Çağrı Merkezi’ni ziyaret etti. Kentte yılbaşının huzur ve güven ortamında geçmesi için tüm tedbirlerin alındığını belirten Vali Aydın, "Emniyet ve Jandarma birimlerimizden toplam 2 bin 778 personel, 706 ekip, 660 araç ve 12 drone ile sahada olacağız" dedi. Bolu Valisi Abdulaziz Aydın, yılbaşı öncesinde alınan tedbirleri yerinde incelemek ve personelin yeni yılını kutlamak üzere 112 Acil Çağrı Merkezi’ni ziyaret etti. Burada yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alan Vali Aydın, daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Yeni yıla girerken öncelikli hedeflerinin kentin huzur ve güvenliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Aydın, vatandaşların yoğun olduğu alışveriş merkezleri, terminaller, meydanlar ve eğlence mekanlarında güvenlik önlemlerinin en üst seviyeye çıkarıldığını söyledi. "2 bin 778 personel, 706 ekip, 660 araç ve 12 drone desteği ile güvenlik, trafik ve asayiş önlemleri alınmıştır" Alınan güvenlik tedbirlerinin detaylarını paylaşan Vali Aydın, "Milletçe yeni bir yıla girmenin heyecanını ve umudunu paylaşırken; öncelikli hedefimiz, ilimizde bu geçişin huzur, güven ve esenlik içerisinde yaşanmasını sağlamaktır. Vatandaşlarımızın yeni yıl coşkusunu gönül rahatlığıyla karşılayabilmeleri adına Valiliğimiz koordinesinde, ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla birlikte gerekli tüm saha tedbirleri titizlikle planlanmıştır. Bu doğrultuda alınan tedbirler kapsamında; Vatandaşlarımızın yoğun olarak bulunduğu alışveriş merkezleri, ulaşım terminalleri, meydanlar ve eğlence mekânları başta olmak üzere, il genelinde güvenlik önlemlerimiz en üst seviyeye çıkarılmıştır. Emniyet ve Jandarma birimlerimizden toplam 2 bin 778 personel, 706 ekip, 660 araç ve 12 drone desteği ile güvenlik, trafik ve asayiş önlemleri alınmıştır. Denetimlerimiz, suçun önlenmesi ve trafik güvenliğinin tesisi odaklı kesintisiz sürecektir" ifadelerine yer verdi. "Hızlı ve etkin müdahale için gerekli tüm teknik ve lojistik hazırlıklar tamamlanmıştır" Gerekli hazırlıkların yapıldığını ifade eden Aydın, "Yılbaşı süresince sağlık hizmetlerinde herhangi bir aksamaya mahal vermemek adına, 178’i acil sağlık hizmetlerinde görevli olmak üzere toplam bin 489 sağlık personelimiz her türlü acil duruma müdahale için hazır bulunacaktır. Vatandaşlarımızın hem sağlığını hem de bütçesini korumak amacıyla denetim ekiplerimiz sahada olacaktır. Tarım ve Orman Müdürlüğümüze bağlı ekiplerimiz gıda satış ve tüketim noktalarında hijyen denetimlerini aralıksız sürdürecektir. Ticaret Müdürlüğümüz bünyesindeki ekiplerimiz ise fahiş fiyat uygulamaları ve fiyat etiketi kontrolleri ile tüketicilerimizin mağduriyet yaşamaması adına denetimlerine devam edecektir. Olası yangın, kaza ve afet risklerine karşı AFAD ve İtfaiye birimlerimiz teyakkuz halindedir. Hızlı ve etkin müdahale için gerekli tüm teknik ve lojistik hazırlıklar tamamlanmıştır" diye konuştu. "Devletimizin tüm imkanlarıyla sahada olduğumuzu bilmenizi isterim" Muhtemel acil durumlara karşı hızlı bir şekilde müdahaleye hazır olduklarını belirten Bolu Valisi Abdulaziz Aydın, "Şu an bulunduğumuz 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğü bünyesinde de tüm hazırlıklar tamamlanmış olup, yılbaşı gecesi yaşanabilecek olası acil durumlara en hızlı şekilde yanıt verebilmek adına 4 acil çağrı alıcı ve 20 çağrı yönlendirici personelimiz kesintisiz mesai yapacaktır. Değerli Hemşehrilerim; Devletimizin tüm imkânlarıyla sahada olduğumuzu bilmenizi isterim. Sizlerden istirhamımız; alınan tedbirlere riayet etmeniz, trafik kurallarına azami hassasiyet göstermeniz ve yeni yıl coşkusunu karşılıklı saygı ve sorumluluk bilinciyle paylaşmanızdır. Bu vesileyle; 2026 yılının ilimize, ülkemize ve tüm insanlığa başta sağlık olmak üzere huzur, mutluluk ve bereket getirmesini temenni ediyor; hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum" dedi.
Hakkari Yüksekova’da kar ve tipi ulaşımı aksattı: Fırtınaya rağmen namazını kıldı Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde etkili olan yoğun kar yağışı ve tipi hayatı olumsuz etkilerken, karayolunda mahsur kalan bir vatandaşın fırtınaya rağmen namaz kıldığı anlar cep telefonu kameralarına yansıdı. Hakkari genelinde yaklaşık bir haftadır aralıklarla devam eden kar yağışı, günlük yaşamda aksamalara neden oluyor. Olumsuz hava nedeniyle çok sayıda köy yolu ulaşıma kapanırken, ilçe genelinde eğitime 4 gün ara verildi. Ekipler mahsur kalan araçların imdadına yetişti Yüksekova-Şemdinli kara yolunda seyir halinde olan çok sayıda araç, aniden bastıran yoğun tipi ve fırtına nedeniyle yolda mahsur kaldı. Görüş mesafesinin yer yer sıfıra indiği bölgeye sevk edilen karayolları ve İl Özel İdaresi ekipleri, yürütülen yoğun çalışma neticesinde kapalı yolları açarak araçların güvenli şekilde ilerlemesini sağladı. Tipi altında namaz kıldı Ulaşımın durduğu dakikalarda ilginç bir an da kameralara yansıdı. Namaz vaktinin girmesiyle birlikte bir vatandaş, dondurucu soğuğa ve şiddetli fırtınaya aldırış etmeden montunu karın üzerine sererek namazını kıldı. Çevredeki diğer vatandaşlar tarafından cep telefonuyla kaydedilen bu görüntüler, sosyal medyada ilgi topladı. Kar mesaisi aralıksız sürüyor Bölgede karla mücadele ekipleri, ulaşımın sürekliliğini sağlamak ve kapalı köy yollarını yeniden trafiğe açmak için kritik noktalarda 24 saat esasına göre mesailerini sürdürüyor. Yetkililer, sürücüleri zincirsiz yola çıkmamaları ve tipi riskine karşı tedbirli olmaları konusunda uyarıyor.