KÜLTÜR SANAT - 23 Mayıs 2025 Cuma 19:03

Kastamonu’daki müzeler ve kütüphaneler panelde ele alındı

A
A
A
Kastamonu’daki müzeler ve kütüphaneler panelde ele alındı

Kastamonu Müze Müdürü Erol Kale, kaçak kazılarla yok edilen tarihi eserlerin tahrip edilerek ya da yurtdışına kaçırılarak geri dönüşsüz biçimde kaybedilmesine neden olduğunu dile getirdi.


Kastamonu Üniversitesi, kültürel mirasın korunması ve toplumla buluşturulması amacıyla "Müzelerin ve Kütüphanelerin Toplumla Buluşması" paneline ev sahipliği yaptı. Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda Kastamonu Üniversitesi ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün iş birliğiyle düzenlenen Müzeler Günü çerçevesinde gerçekleştirilen panele Kastamonu Müze Müdürü Erol Kale, Kastamonu Kent Tarihi Müzesi Sorumlusu Dr. Murat Karasalihoğlu, Kastamonu Yazma Eser Kütüphanesi Müdürü Sevgi Doğar ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Panelin açılışında konuşan Tarih ve Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Doç. Dr. Rabia Aktaş, müzelerin ve kütüphanelerin sadece bilgi ve belge depolayan kurumlar değil, aynı zamanda toplumsal belleğin yaşatıldığı mekanlar olduğuna dikkat çekti.


Panelde konuşan Doç. Dr. Aktaş, Kastamonu’nun zengin kültürel mirasının bu kurumlar sayesinde gün yüzüne çıkarıldığını ve geleceğe aktarılmak üzere korunduğunu vurguladı. Kastamonu’nun zengin kültürel anlamında özel bir yer tuttuğunu söyleyen Aktaş, "Tarihi zenginlikleri, geleneksel yaşam biçimleri ve kültürel mirasıyla, Kastamonu hem müzeler hem de kütüphaneler açısından çok değerli bir şehir. Kastamonu’daki müzeler, yerel kültürün izlerini sürebileceğimiz, şehrin tarihine ışık tutan önemli mekanlar. Özellikle, Kastamonu Kalesi ve etrafındaki arkeolojik alanlar, geleneksel Türk yaşamını ve Osmanlı dönemini yansıtan eserler, bu toprakların ne denli zengin bir geçmişe sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Ayrıca, Kastamonu Evleri, şehrin özgün mimarisini ve yaşam tarzını günümüze taşıyan önemli birer kültürel miras. Kastamonu’nun kütüphaneler açısından da Kastamonu önemli bir noktada bulunuyor. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne bağlı kütüphaneler, halkın eğitimine katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bölgedeki de destek veriyor. araştırma faaliyetlerine kütüphanelerinde yerel araştırmalar, halk edebiyatı ve geleneksel kültür üzerine yapılan çalışmalara rastlamak mümkün" dedi.


Kastamonu Müze Müdürü Erol Kale ise, kültür varlığı kaçakçılığı ve kaçak kazılar konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Kale, kültür varlığının tanımını yaparak, ülkemizin medeniyetler beşiği olduğunu bunun da kültür varlıkları açısından zenginlik kattığını ifade etti. Tarihi eser kaçakçılığı ve izinsiz kazı faaliyetlerinin Türkiye genelinde olduğu gibi Kastamonu’da da önemli bir tehdit oluşturduğunu söyleyen Kale, kaçak kazılarla yok edilen eserlerin tahrip edilerek ya da yurtdışına kaçırılarak geri dönüşsüz biçimde kaybedilmesine neden olduğunun altını çizdi. Kaçak yollarla elde edilen kaçak mirasın yurtdışındaki müzelere taşındığını vurgulayan Kale, kaçırılan eserlerinin çok az bir kısmının geri döndüğünü ifade etti.


Kastamonu Kent Tarihi Müzesi Sorumlusu Dr. Murat Karasalihoğlu da, "Kentlilik Bilincinde Kastamonu Kent Tarihi Müzesi" başlıklı sunumunu paylaştı. Panelde konulan Kastamonu Yazma Eser Kütüphanesi Müdürü Sevgi Doğar ise yazma eserlerle ilgili önemli bilgiler katardı.


"Yaşayan müze ve Kastamonu" başlığıyla bir sunum yapan Prof. Dr. Gülten Küçükbasmacı ise de son yıllarda müzecilik anlayışının değiştiğini artık somut olmayan kültürel miras öğelerinin de müzecilik alanına girdiğini dile getirdi. Küçükbasmacı, yaşayan müze anlayışı, kültürel mirası halkla doğrudan buluşturduğunu dile getirerek, Kastamonu’da olduğu gibi ülkemizde pek çok şehirde de yaşayan müze açıldığını ifade etti.


Panele katılanlar, oturumun sonlanmasının ardından açılan sergiyi gezdi.



Kastamonu’daki müzeler ve kütüphaneler panelde ele alındı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.