EKONOMİ - 03 Kasım 2025 Pazartesi 12:34

Küçükbaş hayvancılığa akademik dokunuş: 13 koyun 24 süt kuzusu doğurdu

A
A
A
Küçükbaş hayvancılığa akademik dokunuş: 13 koyun 24 süt kuzusu doğurdu

Kastamonu Üniversitesi tarafından kurulan ünitede 4 yıldır sürdürülen senkronizasyon çalışmaları sayesinde, tek doğumda 13 koyundan 24 süt kuzusu elde edildi. Yürütülen proje ile küçükbaş hayvancılıkta verimin arttırılması hedefleniyor.


Kastamonu Üniversitesi İhsangazi Meslek Yüksekokulu Veterinerlik Bölümü tarafından Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) kapsamında "Koyun Yetiştiriciliği ve Uygulama Ünitesi" oluşturuldu. Kastamonu Üniversitesi’nin katkı ve destekleriyle 2021 yılında hazırlanan ünite, bölgesel hayvancılığın gelişimine katkı sağlamaya devam ediyor. Bu kapsamda oluşturulan ünitede yer alan küçükbaş hayvanların 4 yıldır bakım, besleme, sağlık kontrolleri ve aşılama süreçleri takip ediliyor. Ünitede yapılan çalışmalar sayesinde koyunların kızgınlık oranı yüzde 80’lere, gebelik oranı da yüzde 70’in üzerine ulaştı. Bu yıl yapılan senkronizasyon uygulamasıyla 13 koyun toplam 24 yavru doğurdu. Hem doğum planlamasında hem de kuzu kayıplarının azalmasında büyük önem taşıyan çalışma sayesinde ikizlik oranı 1.8 gibi bir başarıya ulaştı. Ünitede öğrenciler ve öğretim görevlileri tarafından bakımları yapılan koyun ve kuzular, özenle besleniyor. Yapılan çalışmanın hem bölge hem de ülke hayvancılığına büyük katkı sağlaması hedefleniyor.



"2021 yılından beri küçükbaş hayvanların bakım, beslenme, büyütülme, sağlık kontrolleri ve aşılama süreçlerini yürütüyoruz"


Projeyle ilgili bilgi veren Kastamonu Üniversitesi İhsangazi Meslek Yüksekokulu Veterinerlik Bölümü Öğretim Görevlisi Veteriner Hekim Abdullah Şimşek, "Kastamonu Üniversitesi, bölgesel hayvancılığın gelişmesine katkı sağlayan uygulamalı projelerde bilinen bir üniversiteyiz. İhsangazi Meslek Yüksekokulunda da Bilimsel Araştırma Projeleri kapsamında oluşturulan ’Koyun Yetiştiriciliği ve Uygulama Ünitesi’ hem eğitim öğretim açısından hem de üretim açısından örnek teşkil ediyor. Bizim amacımız eğitim ile öğretimi birleştirmek. Ünitemiz, sadece teorik eğitimin değil, aynı zamanda uygulamalı mesleki deneyimin kazanıldığı bir merkez haline geldi. Öğrencilerimiz burada doğrudan üretim süreçlerine katılması da bizlerin en büyük önceliğidir. Veterinerlik bölümü öğrencilerimiz, müfredatta yer alan uygulamalı derslerde aktif olarak sahada bulunuyor. Ayrıca gönüllü öğrencilerimiz, ders dışı zamanlarda bakım, doğum ve aşılama süreçlerinde görev alarak mesleki tecrübelerini geliştiriyor. Koyunların ve kuzuların, bakımı, beslenmesi, aşılanması ve denk gelebilirsek doğum süreçlerine katkıları içinde uğraşıyoruz. Böylece mezuniyet öncesi ciddi bir pratik birikim elde ediyorlar" dedi.



"Bu yıl 13 koyunumuzdan 24 sağlıklı yavru almayı başardık"


2025 yılına senkronizasyon protokolü uyguladıklarını anlatan Şimşek, "Ünitede yetiştirilen koyunların aynı zamanda bir bölümü, her yıl Kastamonu Üniversitesi yönetim kurulu kararıyla Kurban Bayramı öncesinde satışa sunularak üniversitenin döner sermaye bütçesine de katkı sağlıyor. Kastamonu Üniversitesi, küçükbaş hayvancılıkta hem bilimsel hem de toplumsal bir misyon üstlenmiş oluyor. Bizler, burada öğrencilerimizin hem teorik bilgilerle gelişmesini sağlarken hem de bölgedeki halkımıza başta İhsangazi olmak üzere Kastamonu ve Türkiye genelindeki yetiştiricilerimize bilimsel bilgi ile teorik bilginin nasıl harmanlanacağını, yetiştiricilikte veteriner hekimlerin, teknikerlerin ve teknisyenlerin yer almasıyla nasıl verimli sonuçlar alınacağını göstermeye çalıştık. Bu amaçla biz, ünitemizle 2025 yılı sezonunda senkronizasyon protokolü uyguladık. Yaptığımız senkronizasyon protokolünün amacı koyunlarda kızgınlıklarının toplulaşmasını sağlamak, bu toplulaşmayla birlikte yavru verimimizi arttırmak. Bakım ve besleme çalışmalarında tek düzeni sağlamak. Yaptığımız senkronizasyon çalışması ile bu yıl 13 koyunumuzdan 24 sağlıklı yavru almayı başardık. Yetiştiricilerimiz eğer veteriner hekim desteğiyle, teknik personelin bilgi ve birikimi ile kendi tecrübelerini birleştirerek hayvancılıkta çokta iyi bir ivme kazanacağı anlamına geliyor" diye konuştu.



Senkronizasyonun yalnızca bir ilaç uygulaması olmadığını ve üreticilerin bu konuda mutlaka bilinçlenmesi gerektiğine dikkat çeken Şimşek, "Senkronizasyon sayesinde dişi koyunlar aynı dönemde kızgınlık gösteriyor ve koç katılımı planlı şekilde yapılıyor. Bu durum doğumları belli bir zaman dilimlerinde gerçekleşmesini sağlıyor. Bakım ve besleme planlamasını kolaylaştırıyor. Sürü üretimini daha verimli hale getiriyor. Yapılan çalışmalarda kızgınlık oranı yüzde 80’lere, gebelik oranı yüzde 70’in üzerine ulaşabiliyor. Bu da hem doğum planlamasında hem de kuzu kayıplarının azalmasında büyük bir avantaj sağlıyor. Yaklaşık bir hafta önce ünitemizdeki koyunların tamamı doğumlarını yaptı ve sağlıklı şu anda 24 adet kuzumuz var. Bu kuzuların bakımı, beslenmesi, öğrencilerimizin destekleriyle ünite de çalışan personelin sayesinde yürütülüyor. Bu konuda Kastamonu Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal’a çok büyük desteklerini her zaman üzerimizde hissediyoruz. Hocamız sayesinde ünitemiz gün gün büyümeye eksikliklerimizde tamamlanmaya çalışılıyor. Bizlerde bu sayede hem öğrencilerimize hem bölge halkımıza daha iyi hizmet vermeye, onlara daha iyi rol model olmaya çalışıyoruz. Bizim amacımız sadece üretim yapmak değil bilimsel bilgiyi sahaya taşımaktır. Burada merinos ırkı hayvanlarımızda olduğu gibi senkronizasyon uygulamaları, planlı üretim, sürdürülebilir hayvancılık gibi somut örneklerle yetiştiricilerimizi bilgilendirmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalarda sadece bölgeye değil ulusal düzeyde küçükbaş hayvancılığın modernizasyonu açısından da büyük önem taşıyor. Bilimsel temelli uygulamalarla desteklenen bu süreç eğitim, üretim ve sürdürülebilirlik ekseninde Türkiye’deki hayvancılık vizyonuna güçlü katkı sağlamayı hedefliyor" şeklinde konuştu.



"300 başlık bir çiftlik kurma hayalim var"


Kastamonu Üniversitesi İhsangazi Meslek Yüksekokulu Laborant ve Veteriner Sağlık Bölümü öğrencisi Sudenaz Bostan ise, "Danışman hocamız Veteriner Hekim Abdullah Şimşek’in sayesinde koyunlara nasıl bakmamız gerektiğini, sürüye nasıl sahip çıkmamız gerektiğini öğrendik. Kendisine teşekkür ediyorum. Kuzularımızı bakıyoruz, koyunlar yeni doğum yaptılar. Doğumdan sonra yavrusunu kabul etmeyen anneler için düzenli olarak arkadaşlarımız gelip burada emzirme yapıyorlar kuzulara. Kimse böyle bir durum yaşamıyordur diye düşünüyoruz, burada güzel bir eğitim hayatı sürdürüyoruz" dedi.


Okuldan mezun olduktan sonra hayalinin 300 başlı bir çiftlik kurmak olduğunu söyleyen Bostan, "Kendime ait 300 başlık bir çiftlik kuracağım inşallah mezun olunca. İnşallah hedeflerim doğrultusunda bunu başaracağıma inanıyorum" şeklinde konuştu.



Küçükbaş hayvancılığa akademik dokunuş: 13 koyun 24 süt kuzusu doğurdu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde NÖHÜ Teknopark firmasına uluslararası yarışmada ikincilik ödülü Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yer alan Azerbaycan İnovasyon Merkezi’nde, Azerbaycan Ekonomik Reformlar ve İletişim Analiz Merkezi (CAERC) Enterprise Azerbaijan portalı tarafından düzenlenen Yeşil ve Dijital İpek Yolu Uluslararası Hızlandırma Programı kapsamında gerçekleştirilen yarışmada, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Teknopark A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren şirket, satışta olan Smart Bin isimli ürünüyle ikincilik elde etti. Şirket Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı, aynı zamanda Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Neslihan Doğan Sağlamtimur, şirketi temsilen yarışmaya katıldı. 32 finalist arasından son aşamaya kalan 7 proje içinde yer alan Smart Bin, ödül töreninde sahneye çıkarak jüri ve katılımcılara sunuldu. Smart Bin’in ilk 7 proje arasında yer alması ve ikincilik başarısı, Türkiye adına önemli bir görünürlük sağladı. "Yeşil dijital teknolojiyi güçlendiren yenilikçi bir ürün" Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Teknopark bünyesinde geliştirilen Smart Bin; yeşil ve dijital teknoloji entegrasyonu, sürdürülebilir çevre uygulamalarını desteklemesi ve akıllı şehirlerle uyumu açısından dikkat çekiyor. Ürün; Prof. Dr. Neslihan Doğan Sağlamtimur ve Bursa Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Peker tarafından yürütülen uzun soluklu AR-GE sürecinde 25 farklı prototip geliştirilerek üretildi. Ticarileşme sürecinde ise Çevre Yüksek Mühendisi Tuğba Çivioğlu Özsoy projede aktif rol aldı. 13 ülke, 140 başvuru, 32 finalist Türkiye, Azerbaycan, Çin, Gürcistan, Kırgızistan ve Pakistan’ın da aralarında bulunduğu 13 ülkeden toplam 140 girişim programa başvurdu. Nisan 2025’ten bu yana 6 aşamalı programa kabul edilen 32 finalist, ABD, Güney Kore, Çin, Almanya ve Malta gibi ülkelerden mentorlarla çalışma imkanı buldu. Program boyunca teknik eğitimler, iş modeli geliştirme desteği, yatırımcı görüşmeleri ve uluslararası ağ geliştirme fırsatları sunuldu. Jüri değerlendirmeleri inovasyon, sürdürülebilirlik, uygulanabilirlik, ekip yeterliliği ve küresel rekabet potansiyeli gibi kriterlere göre yapıldı. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü ve Niğde Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan Uslu yaptığı açıklamada; ALTEKNA’nın uluslararası bir organizasyonda elde ettiği ikincilik derecesinin, özellikle Türkiye’den ödül alan tek proje olması sebebiyle büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirtti. Bu başarının Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi ve Niğde Teknopark’ın uluslararası arenada daha fazla tanınmasına katkı sağlayacağını ifade eden Uslu; "Ülkemize ikinciliği getiren Prof. Dr. Neslihan Doğan Sağlamtimur ve Doç. Dr. Murat Peker’i, ürünün ticarileşme aşamalarında görev alan Çevre Yüksek Mühendisi Tuğba Çivioğlu Özsoy’u tebrik ediyorum" dedi.
Ankara Bakan Uraloğlu: "Her gün ortalama yaklaşık 9 stadyum dolusu yolcu havayolu ile seyahat etti" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Atatürk Olimpiyat Stadyumunun seyirci kapasitesinin 77 bin 563 olduğunu göz önünde bulundurursak, her gün ortalama yaklaşık 9 stadyum dolusu yolcu havayolu ile seyahat etti" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğünün 2025 yılı Kasım ayına ait havayolu uçak, yolcu ve yük verilerini değerlendirdi. Yolcu ve çevre dostu havalimanlarında iniş-kalkış yapan uçak sayısının iç hatlarda 81 bin 93, dış hatlarda ise 65 bin 882 olduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, "Böylece toplam uçak trafiği üst geçişler ile 197 bin 105’e ulaştı. 2024 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında üst geçişler dâhil toplam uçak trafiğinde yüzde yüzde 15 artış meydana geldi" ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, Kasım ayında iç hat yolcu trafiğinin 8 milyon 351 bin 215, dış hat yolcu trafiğinin ise 10 milyon 121 bin 984 olarak gerçekleştiğini belirtti. Direkt transit yolcular ile birlikte toplam 18 milyon 479 bin 860 yolcunun seyahat ettiğini kaydeden Uraloğlu, "Geçen yılın aynı ayına göre direkt transit dahil toplam yolcu trafiğinde yüzde 13 artış gerçekleşti. Bu da söz konusu ayda iç hatlarda 72 bin 281 ton, dış hatlarda 340 bin 407 ton olmak üzere taşınan yük miktarı toplamda 412 bin 688 tona ulaştı" diye konuştu. "Her gün ortalama yaklaşık 9 stadyum dolusu yolcu havayolu ile seyahat etti" Uraloğlu, Ocak-Kasım döneminde ise; havalimanlarına iniş-kalkış yapan uçak trafiğinin, iç hatlarda 916 bin 27, dış hatlarda 869 bin 620 olduğunu, böylece üst geçişler ile birlikte toplam 2 milyon 318 bin 246 uçak trafiğine ulaştığını kaydetti. Söz konusu dönemde üst geçişler dahil hizmet verilen toplam uçak trafiğinin geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında yüzde 9,1 arttığını söyleyen Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Türkiye geneli havalimanları iç hat yolcu trafiğinin 93 milyon 846 bin 999, dış hat yolcu trafiğinin 135 milyon 737 bin 574 olduğu bu dönemde direkt transit yolcular ile birlikte toplam 229 milyon 720 bin 220 yolcuya hizmet verildi. 2025 yılı Kasım sonunda hizmet verilen yolcu trafiği 2024 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında; direkt transit dâhil olmak üzere toplam yolcu trafiğinde yüzde 6,7 artış oldu. Böylece havalimanlarımız Ocak-Kasım döneminde günde ortalama yaklaşık 688 bin yolcuya hizmet verdi. Atatürk Olimpiyat Stadyumunun seyirci kapasitesinin 77 bin 563 olduğunu göz önünde bulundurursak, her gün ortalama yaklaşık 9 stadyum dolusu yolcu havayolu ile seyahat etti." Uraloğlu ayrıca, söz konusu dönemde havalimanları yük trafiğinin; iç hatlarda 864 bin 880 ton, dış hatlarda 3 milyon 873 bin 442 ton olmak üzere toplamda 4 milyon 738 bin 323 tona ulaştığını da bildirdi.
İstanbul Beykoz’da milyon dolarlık otel tinercilere ev sahipliği yapıyor Beykoz Riva’da deniz manzarasıyla dikkat çeken, Türkçe anlamı "efsane" olan Legend Otel, yıllardır süren hukuki süreç ve sahipsizlik nedeniyle adeta harap bir hale geldi. 2017’den bu yana mahkemelik olan otel, güvenlik zafiyetinin artmasıyla birlikte tinercilerin ve hırsızların uğrak noktası oldu. 186 odalı dev tesisin içi ve dışı, kimliği belirsiz kişiler tarafından talan edildi. Camları kırılan, kapıları sökülen, odaları dağılan otelin son hali havadan görüntülendi. Akibeti belirsiz otelin 2017’deki ihalesi sonuçlanmadı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 2017 yılında oteli 71 milyon TL bedelle ihaleye çıkarmış, ancak ihale sonuçlanmadan süreç mahkemeye taşınmıştı. Aradan geçen 8 yıla rağmen otelin akıbeti hâlâ netleşmedi. Otelin mülkiyet durumu ve geleceğine ilişkin herhangi bir resmi açıklama yapılmazken, bölge sakinleri ve çevrede yaşayanlar yıllardır atıl halde bekleyen yapının tehlike saçtığını belirtiyor. "Milli servet yok oluyor" Bölgede fotoğrafçılık yapan Tolga Aray, otelin her geçen yıl daha da kötü duruma düştüğünü belirterek, "Buraya yaklaşık dört senedir geliyorum. Çekim yapıyoruz arkadaşlarla. Güvenlik olmaması biraz sıkıntı. Çünkü ben her geldiğimde buranın daha da harabe olduğunu görmeye başladım. Aşağıda kumsal çok güzel aslında. Riva Kumsalı gibi değerlendirilebilir. Fakat o kadar bakımsız ki insanın içi acıyor. Özellikle Antalya gibi yerlerde böyle bir büyük alan görebiliyorsunuz. Otelin diğer tarafları gerçekten çok geniş ve o alanlar normalde milli servet. İnsanın içi acıyor. Biz fotoğrafçı olarak çok mutluyuz. İnsanların böyle yerleri bulması gerçekten çok zor biliyorsunuz Türkiye’de. Ama bu değeri de kaybetmemek gerekiyor. Belki güvenlik olsa gelenler biraz daha dikkat eder Onun varlığı burada insanların daha bakımlı davranmasına daha dikkat etmesine yol açar. Milyonlarca lira belki de milyonlarca dolar burada olmuş durumda. Ne kadar kamu değil kişisel olsa da bir kişiye de ait olsa burası sonuçta burası bizim ülkemizin maddi imkanlarla yapılmış bir yer. Sahip çıkılması lazım" dedi. Fotoğraf çekimine geldiğini ifade eden Melih Sezgin ise "Bu kadar büyük bir alanın bu şekilde boş bırakılması belediye taraflarından hiçbir şekilde kontrol edilmemesi çok üzücü. Çünkü her türlü insan tipi görebiliyoruz burada. Biz buraya bugün çekime geldik İnsanlar buraya genelde kafa dinlemeye alkol kullanmaya vesaireye geliyor ama kimisi de mangala geliyor. Her yer cam kırığı. Her an bir tehlike görebileceğin bir gece burası çok karanlıktır eminim ki her türlü şey dönüyordur yani. Güzel bir koy aslında. Yazın da denize girip yüzebildiğim bir koy ama fakat baktığında bunu kötü niyetli kullanmak isteyen insan tipleri çok olduğu için çok rahat kullanılabilir yani" diye konuştu. Yakın çevrede yaşayanlar, otelin geceleri madde bağımlıları tarafından mesken tutulduğunu, içeride hırsızlık ve tahribatın sürdüğünü belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Vatandaşlar, otelin ya güvenlik altına alınmasını ya da yeniden turizme kazandırılmasını talep ediyor.
Aydın Kuşadası Ticaret Odası’nda dijital mali dönüşüm masaya yatırıldı Kuşadası Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen seminerde, dijitalleşen mali sistem, KURGAN ve VEDAS yükümlülükleri ile yapay zeka destekli finansal denetim süreçleri iş dünyasının gündemine taşındı. Kuşadası Ticaret Odası’nda (KUTO) düzenlenen seminerde, dijitalleşen mali hayatta şirketleri bekleyen yenilikler ve yükümlülükler kapsamlı şekilde ele alındı. İş dünyası ve mali müşavirlerin yoğun ilgi gösterdiği seminerde, KURGAN ve VEDAS uygulamaları başta olmak üzere finansal risk yönetimi ve marka değeri konularında önemli bilgilendirmeler yapıldı. Kuşadası Ticaret Odası Meclis Başkanı Bülent İlbahar, Meclis Başkan Yardımcısı Tolga Erdem, Meclis Divan Üyesi Buket Çallı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Seydi Yıkılmaz, Yönetim Kurulu Üyeleri Hibeti Zeytin, Müslüm Yıldırım ve Erdem Dikkaya ile Meclis Üyesi Yalçın Aslan’ın yanı sıra mali müşavirler ve iş insanlarının katılımlarıyla gerçekleşen seminerde, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa SBMYO Dış Ticaret Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kablan sunum yaptı. Doç. Dr. Kablan tarafından gerçekleştirilen sunumda, KURGAN ve VEDAS kapsamında şirketlere gelen yeni yükümlülükler, finansal risklerin yönetimi, şirket ve marka değerlerinin belirlenmesi gibi başlıklarda detaylı bilgiler paylaşıldı. Dijitalleşmenin mali yapılar üzerindeki etkilerine dikkat çekilen seminer, katılımcılar için yol gösterici nitelikte oldu. Kuşadası Ticaret Odası (KUTO) ve Kuşadası Esnaf ve Sanatkarlar Odası (KESO) iş birliğinde, Aydın SMMMO ve bir yazılım şirketinin katkılarıyla düzenlenen seminerde konuşan yazılım şirketinin Ege Bölge Müdürü Murat Yanbastıoğlu ise yapay zeka ile e-defter denetimi süreçlerini anlattı. Son derece yararlı bilgilerin paylaşıldığı seminer, katılımcıların sorularının yanıtlandığı soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
Afyon Yerde yatan karısının kafasına tekme attı Afyonkarahisar’da bir şahsın şiddet uyguladığı için evinden ayrılarak kardeşinin yanına sığınan karısına tekme, yumruk ve sopayla şiddet uyguladığı anlar saniye saniye güvenli kameralarına yansırken, vicdansız kocanın yerde yatan karısının kafasına tekme attığı anlar ise görenlerin içini sızlattı. Olay, geçtiğimiz Kasım ayında Çay ilçesine bağlı Koçerli köyünde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, güvenlik kamerası görüntülerinin yeni ortaya çıktığı olayda, iddiaya göre G.K., isimli şahsın karısı C.K., geçimsizlik ve şiddet nedeniyle evini terk ederek aynı köyde yaşayan kardeşinin evine sığındı. Bunu öfkelenen G.K., karısının kaldığı kız kardeşinin evine gitti. Bir süre karısıyla tartışan G.K., ardından karısını tartaklamaya başladı. Bunun üzerine karısı C.K., elinde bulunan kovadaki suyu G.K.’nın üzerine dökerek kurtulmaya çalıştı. Daha çok öfkelenen G.K., eline geçirdiği sopayla karısına vurmaya başladı. C.K., aldığı sopa darbelerinin ardından çığlık çığlığa kalıp bağırarak yardım istedi. Yere düşen C.K., bu defa taş alarak kendini korumak istedi ancak öfkesi dinmeyen G.K., karısının elinden taşı alıp sopayla tekrar darp etmeye devam etti. Yaşanan arbede de yere düşen C.K.’yı bu defa G.K., tekmelemeye devam etti. Bu esnada G.K.’nın "hadi karakola git" diyerek karısına bağırması ise dikkatlerden kaçmadı. Olayın ardından çevredekilerin haber vermesi üzerine bölgeye gelen jandarma ekipleri tarafları gözaltına aldıkları ifadelerini aldıktan sonra serbest bıraktı. Olayla ilgili savcılık tarafından başlatılan soruşturmanın ise sürdüğü bildirildi.