GENEL - 03 Nisan 2021 Cumartesi 11:34

(ÖZEL) TikTok’ta challence akımına dikkat: Çocuklarınız eğlenirken ölebilir

A
A
A
(ÖZEL) TikTok’ta challence akımına dikkat: Çocuklarınız eğlenirken ölebilir

Uzmanlar, Çin’de geliştirilip Türkiye’nin yanı sıra birçok ülkede yaygın kullanılan ve sosyal medya uygulamaları arasında popüler hale gelen ‘TikTok’a karşı aileleri ve gençleri uyararak, “Canı sıkılan çocuklarımızın TikTok’ta eğlendiğini zannederken ölebilir” ifadelerine yer verdi.

Uzmanlar, Çin’de geliştirilip Türkiye’nin yanı sıra birçok ülkede yaygın kullanılan ve sosyal medya uygulamaları arasında popüler hale gelen ‘TikTok’a karşı aileleri ve gençleri uyararak, “Canı sıkılan çocuklarımızın TikTok’ta eğlendiğini zannederken ölebilir” ifadelerine yer verdi.


Daha çok müzik videolarının dudak eşleştirilmesi ile seslendirilmesi ve bunlara klip çekilmesi temeline oturtulan “TikTok” gibi uygulamaların, en fazla genç ve çocuklar tarafından kullanıldığına dikkati çeken uzmanlar, bağımlılık yapan bu uygulamalarda küfür ve argo kullanımı, şiddet, cinsellik, çıplaklık, uyuşturucuya teşvik, siber zorbalık ve cinsel istismarın da had safhaya ulaştığına işaret etti. Terör örgütlerini övücü video ve içeriklerin de son dönemlerde “TikTok”ta giderek arttığını aktaran uzmanlar, çocuk ve gençler başta olmak üzere toplumun milli ve manevi değerlerini zedeleyen uygulamaya karşı aileleri ve gençleri uyardı.



“Çocuklar para kazanmak isterken milli ve manevi değerlerimizi ayaklar altına alabiliyor”


Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Selman Tunay Kamer, uzmanlık alanının eğitim sosyolojisi olduğunu belirterek, toplum, kültür ve eğitim üzerinde araştırmalar yaptığını kaydetti. Bu kapsamda pandemi döneminde vakit geçirmek için eğlence amaçlı kullanılan TikTok uygulamasının özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etkiler bıraktığını söyleyen Kamer, “TikTok uygulaması 15 saniyelik videoların paylaşıldığı bir platform olarak değerlendiriliyor. Bu aslında eğlence amaçlı başlayan bir uygulama. Uygulamada canlı yayın yapma özelliği var. Diğer sosyal medya platformlarında olduğu gibi burada da arkadaş takip özelliği, mesajlaşma gibi bir takıl özellikleri var ama canlı yayın yapma özelliği uygulamanın en önemli özelliklerinden bir tanesi. Canlı yayın yapıldığı sırada çocuklar para kazanmak amacıyla bir takım hoş olmayan davranışlar içerisine girebiliyor. Hatta bu milli ve manevi değerlerimizin ayaklar altına alınması noktasında da değerlendirilebilir. Sıklıkla gündeme geliyor. Çünkü baktığımızda özellikle son yıllarda şu anda 2 milyarın üzerinde indirilme rakamına ulaştı. Bu uygulama bakıldığında son birkaç yıldır piyasada ama en hızlı şekilde yükselen bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Aktif olarak şu anda 689 milyon kullanıcısı var. Çok ciddi bir pazarı da var. Canlı yayın sırasında para kazanma uğruna milli ve manevi değerler ayaklar altına alınıyor” dedi.



“Hesabınıza masumane yüklediğimiz jetonlar, canlı yayın yapan kişiye para olarak aktarılıyor”


TikTok’ta para kazanmanın söz konusu olduğunu belirten Doç. Dr. Kamer, “Uygulamanın içerisinde Türkçe ile söylendiğinde bir jeton uygulaması bulunuyor. Kendi hesabınıza 100 jeton ile 10 bin jeton arasında yüklemeler yapabiliyorsunuz. Canlı yayın esnasında seyrettiğiniz kişiye bu sanal hediyeleri gönderebiliyorsunuz. Çok masumane gözüken bu hediyeler gül, öpücük, nazar boncuğu, para yağmuru, yat, araba gibi hediyelerden oluşuyor. Bu hediyeler değişik şekilde ücretlendirilebiliyor. Bunun karşılığında canlı yayın yapan kişi para kazanıyor ama bu çok büyük bir sektör bakıldığında, yaklaşık yüzde 60 kesinti yapılarak canlı yayın yapan kişilere bu ödemeler gerçekleştiriliyor” diye konuştu.



“Siber şiddet gibi bir takım uygulamalarla çocuklarımız istismar ediliyor”


Siber zorbalık ya da siber şiddet gibi bir takım uygulamalarla çocukların istismar edildiğini işaret eden Kamer, “Bu da milli ve manevi değerleri ayaklar altına alan bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Bu kapsamda cinsellik, bir takım şiddet içerikleri, hatta terör örgütlerinin propaganda amacıyla kullandığı bir uygulamadır. Siber zorbalık, siber şiddet gibi bir takım uygulamalarla çocuklarımız maalesef istismar edilebiliniyor. Peki, yaş sınırlaması bu uygulamada yok mu? Elbette diğer uygulamalarda olduğu bunda da yaş sınırlaması mevcut. 13 yaş sınırlaması mevcut. Ama maalesef çocuklar yaşını küçülterek sisteme dahil olabiliyorlar. Canlı yayın yapmanız içinde 18 yaş beyan etmeniz lazım. 18 yaşın altındakiler canlı yayın yapamıyorlar. Bu konuda aileler tavsiyemiz, profil sekmesinde dijital özelliği bulunuyor. Buradan bir takım kısıtlamalar getirerek en azından filtreleme özelliği getirerek çocukların belli başla zararlı içeriklerden çocuklarımızın uzaklaşmasını sağlamış olabiliriz. Yine profil hesabından özel hesap haline dönüştürüp en azından herkesi takip etme özelliğini kapatabiliriz. Diğer taraftan mesajlaşma kısıtlamalarını getirebiliriz. Canlı yayın yapan çocuğumuzun en azından hiç tanımadığınız kişiler tarafından bir takım yorumlara maruz kalmasını engellemiş olabilirsiniz. Ayrıca ekran zaman yönetimi diye bir özelliği mevcut. Bunda da kısıtlamalar getirerek çocuğunuzun TikTok uygulamasını daha az sürede kullanmasını sağlayabiliyorsunuz. Bu konuda 2 saate kadar kısıtlamalar TikTok içerisinde var” şeklinde konuştu.



“Challence denilen akımla son dönemde çok fazla çocuğun öldüğünü gözlemliyoruz”


Challence (meydan okuma) denilen akım ile çocukların son dönemlerde öldüklerini gözlemlediklerini vurgulayan Kamer, “TikTok uygulaması Dünyada yoğun bir şekilde kullanılıyor, ülkemizde de kullanılıyor. Bakıldığında gençlerimiz için gerçekten çok fazla olumsuz örnekler oluşturabilecek içeriklerinin olduğunu görüyoruz. Bu kapsamda Amerika Birleşik Devletlerinde liselerde artık TikTok öğrenci kulüplerinin dahi olduğunu gözlemliyoruz. Bir de TikTok’da challence (meydan okuma) denilen bir akım var. Challence (meydan okuma) akımında bir kişi bir faaliyeti gerçekleştiriyor, sen daha ne kadar fazlasını yapabilirsin diyerek diğer arkadaşına gönderme yapabiliyor. Bu konuda maalesef en yaygın içeriklerden bir tanesi nefes tutma challence denilen akım. Son dönemlerde bu konuda çok fazla çocuğun vefat ettiğini gözlemliyoruz. Gerçekten olumlu hiçbir yararın olmadığını görüyoruz TikTok’un. Eğlence amaçlı yapılan şeylerin eğlence amacından çıkarak çocuk ölümlerine, cinsellik, çıplaklık, terör örgütlerinin ağına düşürmek gibi bir takım faaliyetleri kapsamında çocukları maalesef ağına düşürüyor. Bu konuda gerçekten ebeveynlerin rol model olarak hareket etmeleri gerekiyor” ifadelerini kullandı.



“TikTok uygulamasını telefonlardan silinmesini tavsiye ediyoruz”


Ailelerin TikTok gibi uygulamalara karşı bilinçli olmaları gerektiğini kaydeden Kamer, “Bu kapsamda TikTok uygulamalarının telefonlardan silinebiliyor olması aslında en büyük tavsiyem ama silinemiyorsa da dediğimiz gibi profil sekmesinden bir takım kısıtlamalar var. En azından bunları yaparak ya da ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte bu uygulamayı kullanarak sapıkların ya da terör örgütlerinin ya da siber zorbaların ağına düşmesini engellemiş oluyoruz. Sosyal medya platformları ülkemizde temsilcilik açmalarıyla ilgili Cumhurbaşkanlığımız nezdinde bir takım girişimlerde bulunuldu. Bu kapsamda temsilcilikler açıldı. Ben bunu gerçekten anlamlı buluyorum. Çünkü istenmeyen ya da hoş olmayan bazı görüntüler olduğunda en azından müdahale etme hakkımız böylelikle olacak. Gerçekten milli ve manevi değerlerimizi ayaklar altına alan bir uygulama. Bu konuda aileler yoğun bir şekilde TikTok kullanmaları noktasında çocuklarını takip etmelerini öneriyorum" dedi.



“TikTok’u değerlerimizden uzak gördüğümüz için kullanmıyoruz”


Sosyal medyalar içerisinde TikTok’u kullanmadığını söyleyen Sabri Büyükyıldız ise, “TikTok ile ilgili şaibeler var. Çin menşeili olmasından dolayı, çok güvenilir olmadığını, insanların bilgilerini kullandığını düşünüyorum. Çocuklarıma da kullandırtmıyorum. Söyledim, bu konuda çocuklarımı da uyardım. Onlarda biliyorlar bende takip ediyorum” derken, Fırat Yıldız, “TikTok kullanıcısı değilim, olmadım olmayacağımda. Ahlaki bulmuyorum. Değerlerimizden uzak olduğuna inanıyorum” diye konuştu. Emre Aydınlı, “TikTok kullanmıyoruz. Çünkü onun alternatifi olan birçok platform var. Daha kaliteli içerikler üretiliyor. TikTok’a bu nedenle pek sıcak bakmıyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi öğrencileri deprem bölgesinde kütüphaneler kurmak için yola çıktı Eskişehir’den Hatay ve Kahramanmaraş’a giden Anadolu Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü katılımcıları, deprem bölgesinde oluşturacakları yeni kütüphanelere hayatını kaybeden öğrencilerin ve öğretmenlerin adlarını verecek. 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli olarak yüzeye çok yakın mesafede meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde 2 deprem sonucunda on binlerce vatandaş hayatını kaybetmişti. ‘Asrın Felaketi’ olarak kayıtlara geçen depremin yaraları hala sarılmaya devam edilirken, Anadolu Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü’nde yer alan öğrenciler Kahramanmaraş ve Hatay’da anasınıfı projeleri gerçekleştirmek üzere bir araya geldi. Deprem bölgelerinde sıfırdan anasınıfları ve kütüphaneler kuracak olan Anadolu Üniversitesi öğrencileri, bölgeye gitmek üzere Eskişehir’den yola çıktı. Kuracakları kütüphanelere hayatını kaybeden öğretmenlerin ve öğrencilerin isimlerini verecek olan kulüp katılımcıları, konteynerler de eğitim ve öğretim hayatına devam eden çocuklar için de özel çalışmalar gerçeklekleştirerek oradaki vatandaşlara ellerinden gelen desteği sağlamaya çalışacak. Daha önceden de benzer projeler yürüten kulüp öğrencileri bugün Eskişehir’e geri dönecek. "Öğrencilerimizin vicdani gelişimi ve toplumda bu tür aktif rol almaları büyük bir onur" Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, üniversitelerinin bütün kulüpleriyle gurur duyduklarını kaydederek, "Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü’müz Hatay ve Elbistan’da güzel bir proje gerçekleştirecekler. Biz şubat ayından temmuz ayına kadar Hatay Belen’de hem aşevi hem de oyun evi projelerini yürütmüştük. Burada da bu kulübümüz başta olmak üzere birçok kulüplerimiz, akademi ve değerli personelimiz görev almıştı. Şu anda da kulübümüz hem kitap kampanyası vasıtasıyla hem de oyun evi ve anasınıfı kurmak amacıyla bir proje düzenliyorlar. Bunun sonucunda, toplanan birikimlerle gidip orada oyun evi ve kütüphaneyi kuracaklar. Öğrencilerimizle gurur duyuyoruz. Onların vicdani gelişimi ve toplumda bu tür aktif rol almaları bizim için çok büyük bir avantaj, çok büyük bir onur meselesi. O yüzden bütün organizasyondaki ekiplerimize ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum” dedi. "Kütüphanelere hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilerimizin isimlerini veriyoruz" Anadolu Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü Başkanı ve Sosyal Eğitim öğrencisi olan İrem Sultan Işıldak ise, kulüplerinden ve gittikleri bölgelerde gerçekleştirecekleri projelerden bahsederek, “Biz Anadolu Üniversitesi’nin Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü’yüz. 1999 yılından beri 25 yıllık bir kulüp olarak gönüllü şekilde sahada çalışıyoruz. Bu çalışma ile, Kahramanmaraş ve Hatay’da anasınıfı projelerimizi gerçekleştireceğiz. Kahramanmaraş’ta okula sıfırdan kütüphane kuracağız. Buralara hayatını orada kaybeden öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin isimlerini veriyoruz. Ertesi gün Hatay’dayız. Oradaki Yusuf Tatlı İlkokulu ve Ortaokulu maalesef yıkılmış. Konteynerde 500 öğrenci eğitim ve öğretim görmekte. Bir konteyner anasınıfı, bir konteyner de kütüphane kuracağız. Çevre okulları da unutmadık tabii ki. Onlara da hazırladığımız materyal destek kutularını ulaştıracağız. Cumartesi sabah tekrardan Eskişehir’de olacağız. Bu bizim ilk Hatay’a gidişimiz değil. Deprem zamanı üniversitemiz sayesinde oraya gidip oyun parkı ve oyun evi kurmuştuk. Şimdi ikinci defa daha kapsamlı bir şekilde yolculuğumuz başladı” şeklinde konuştu.
Ankara Türkiye’de en çok araç FSM’den geçiyor Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “En çok trafik hacmi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde oluştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde trafik hacmi 240 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde ise 190 bin oldu” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 2023 yılı Trafik Hacim Bilgileri istatistiklerini değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla Türkiye’de ulaşımın tüm modlarında çağ atlatan yatırımlar ve atılımlar yaptıklarını belirten Bakan Uraloğlu, karayollarının, ulaşım yatırımlarının lokomotifi olduğunu söyledi. Uraloğlu, karayollarında yapılan yüksek standartlı yollarla Türkiye’nin dört bir yanında konforlu ve güvenli ulaşımı sağladıklarının altını çizerek, “Ülkemizin doğusundan batısına kuzeyinden güneyine yüksek standartlı bölünmüş yollarla bağladık. Vatandaşlarımız artık yolculuklarında karayolunu da tercih ediyor” diye konuştu. “FSM’de trafik hacmi 240 bin” Ülke genelinde Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki yol ağında gerçekleştirilen ölçümlerde trafik hacimlerinin metropol geçişlerinde ve Karadeniz Sahil Yolu gibi bölgesel hizmet veren akslarda artış görüldüğüne dikkati çeken Bakan Uraloğlu, şunları kaydetti: “En çok trafik hacmi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde oluştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde trafik hacmi 240 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde ise 190 bin oldu. İstanbul-Tekirdağ Devlet Yolu’nun bazı kesimlerinde Yıllık Ortalama Günlük Trafik (YOGT) miktarı 100 bini aştı. İstanbul-Kocaeli Devlet Yolu’nun çeşitli noktalarında 70 bini aşmaktadır. İstanbul Havalimanı’na bağlantı sağlayan yol kesiminde ise trafik 100 bini geçti.” “Ankara Havalimanı güzergahını kullanan araç sayısı günde 70 bini buldu” Yıllık Ortalama Günlük Trafik miktarlarının yüksek olduğu kesimlere dair açıklamalar yapan Bakan Uraloğlu, şöyle konuştu: “İzmir şehir merkezindeki KGM sorumluluğundaki bazı kesimlerde trafiğin 70 binin üzerine çıktı. Konya şehir geçişindeki kesimlerde trafik 100 bini aşıyor. Ankara-Sincan-Yenikent güzergahındaki bazı kesimlerde 100 binin üzerine çıktı. Ankara Havalimanı’na erişim sağlayan güzergahta bazı kesimlerde ise günlük araç sayısı 70 bini aştı. Ankara-Gölbaşı arasında da her gün 80 bin araç seyahat etti. Ankara’yı Polatlı tarafına bağlayan Ankara-Temelli Yolu’nu da her gün 60 binin üzerinde araç kullandı.” Uraloğlu, Ankara’nın şehir içi trafiğini rahatlatan önemli yollardan biri olan Eskişehir Çevre Yolu’nda da trafik hacminin günlük 70 binin üzerinde olduğunu vurguladı. Bakan Uraloğlu, Gaziantep için büyük öneme sahip Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’ne ulaşım sağlayan yol kesiminde ise günlü trafiğin 70 bini geçtiğini kaydetti. Samsun Çevre Yolu’nun önemli oranda trafik alan yollarından bir diğeri olduğunu belirten Uraloğlu, Çevre Yolu’nun her gün 60 bin araç tarafından kullanıldığını aktardı. Uraloğlu, Karadeniz Sahil Yolu’nda ise en fazla yoğunlaşan kesimin Trabzon geçişi olduğunu vurgulayarak trafik hacminin 90 bine ulaştığını ifade etti. Bakan Uraloğlu, yüksek trafik alan yollardan biri olan Antalya-Alanya Yolu’nda da günlük araç hacminin 90 bini bulduğunu vurgulayarak Bursa-Karacabey Yolu’nda 70 bin sınırının da aşıldığını kaydetti. Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Otoyol kesimlerinde; Çatalca-İzmit güzergahındaki çeşitli noktalarda 100 bin, Mahmutbey-Çamlıca güzergahında 100 bin, Kuzey Marmara Otoyolu’nda çeşitli noktalarda 90 bin, Ankara Çevre Yolu’nun bazı kesimlerinde 100 bin, Bursa Çevre Yolu’nun bazı kesimlerinde 100 bin, İzmir Çevre Yolu’nun bazı kesimlerinde 100 bin, Adana Çevre Yolu’ndaki çeşitli kesimlerde trafik hacminin 90 bine ulaştığı görülüyor. 2003 yılından bu yana ülke genelindeki trafik hacminin yüzde 195 artarak 154,5 milyar taşıt x km değerine ulaştı. Bu sayılar, bu yolları yaparak ne kadar yerinde bir karar verdiğimizin de en büyük kanıtıdır. Bizler hizmet için, vatandaşlarımızın konforu için yol yapmaya, Türkiye’nin yolunu açmaya devam edeceğiz.”
İstanbul İstanbul - Sivas YHT ilk seferini yaptı Sivaslıların heyecanla beklediği İstanbul-Sivas Yüksek Hızlı Tren hattında ilk sefer yapıldı. Sabah saatlerinde İstanbul Söğütlüçeşme istasyonundan kalkış yapan trenin öğleden sonra Sivas tren istasyonunda olması bekleniyor. Ankara’dan Sivas’a ulaşımı 2 saate indiren Ankara-Sivas YHT Hattı, 26 Nisan 2023 yılında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın katıldığı törenle açılmıştı. Tüm Sivaslıların heyecanla beklediği İstanbul - Sivas Yüksek Hızlı Tren hattı da bugün Söğütlüçeşme tren istasyonundan saat 08.40’ta hareket ederek ilk seferini gerçekleştirdi. Kadıköy Söğütlüçeşme istasyonunda yapılan tören saygı duruşu ve İstiklal Marşıyla başladı. Yapılan törene, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Osman Boyraz’ın yanı sıra TCDD Taşımacılığı Genel Müdürü Ufuk Yalçın, AK Parti İstanbul Milletvekili Nilhan Ayan ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Erdem katıldı. Tören bitiminde İstanbul - Sivas Yüksek Hızlı Tren katılımcılar tarafından uğurlandı. Törende konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Yardımcısı Osman Boyraz, "26 Nisan 2023 yılında Ankara-Sivas hızlı tren hattını açtık. Ankara-Sivas hızlı tren hattıyla Ankara-Sivas arasındaki mesafe 603 kilometreden 405 kilometreye 12 saatlik yol süresini de 2 saate indirerek Ankara-Yozgat arasını da bir saate düşürdük. Hattımızda Elmadağ, Kırıkkale, Yerköy, Yozgat, Sorgun, Akdağmadeni, Yıldızelili, Sivas bulunmaktadır. Kırıkkale, Yozgat, Sivas illerimizle Ankara merkezli hızlı tren ana ağına bağlanması ile bu illerimizde yaşayan yaklaşık 1,3 milyon vatandaşımızı hızlı trenle seyahat etmesine vesile olduk. Açıldığı günden bugüne bir milyonun üzerinde yolcu seyahat etti. Şimdi de sizlerle birlikte yüksek hızlı trenlerimiz ile Sivas-İstanbul aktarmasız ekspres seferlerini başlatmanın mutluluğunu, heyecanını ve coşkusunu hep birlikte yaşıyoruz" dedi. "3 geliş, 3 gidiş sefer yapılacak" Bakan Yardımcısı Osman Boyraz, "Ankara-Sivas arasında yüksek hızlı tren seferleri, 3 geliş, 3 gidiş olarak yapılmaktadır. Sivas ve Ankara’dan yüksek hızlı trenlerle seyahat eden yolcularımızdan gelen aktarmasız Sivas-İstanbul seferleri talepleri doğrultusunda artık bu seferlerden biri İstanbul’a devam edecek şekilde planlanmıştır. Bizim burada Söğütlüçeşme İstasyonu’nda uğurlayacağımız tren gibi Sivas’tan da öğlen saat 13.00’te hareket eden yüksek hızlı tren seferi bugünden itibaren aktarmasız olarak İstanbul’a devam edecektir. 483 yol kapasitesine sahip setler kullanılacak, işletilecek bu ekspres hatlar İstanbul’dan 08.40’ten kalkacak, Sivas’tan da 13.30’da kalkacak. Trenlerimiz İstanbul- Sivas arasında Yozgat, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Arifiye, Pendik istasyonlarında duruş sağlayacak. Elbette ki ilerleyen günlerdeki taleplere göre tekrar bazı değişiklikler yapılabilir" ifadelerini kullandı.
Muğla Muğla’da Karaçay-Malkar Türkleri ve Dilleri konuşuldu Bugüne kadar pek bilinmeyen Karaçay-Malkar Türkleri düzenlenen konferansta Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde konuşuldu. MSKÜ Metinbilim Topluluğu ve Metinbilim Enstitüsü Derneği’nin iş birliği ile üniversitede düzenlenen konferansta Dr. Ayşe Günay, “Karaçay-Malkar Türkleri ve Dilleri” konusunda bir konferans verdi. MSKÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Araştırma Görevlisi olan ve kendisi de bir Karaçay-Malkar Türkü olan Dr. Ayşe Günay, bir Kafkas halkı olan Karaçay-Malkar Türklerinin tarihi, kültürü ve dilleri hakkında bilgiler verdi. Dr. Ayşe Günay, Karaçay-Malkar Türkleri’nin, orta Kafkaslarda Elbruz Dağlarının eteklerinde Karaçay-Çerkes ve Kabardin-Balkar Özerk Cumhuriyetleri’nde yoğun olarak yaşayan Kıpçak grubundan bir Türk grubu olarak uzun yıllardan beri varlıklarını koruduklarını aktardı. Günay konuşmasında, şu anda Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’nde 194 bin 324 Karaçay Türkü’nün yaşadığını; bazı dönemlerde Rus istilasına uğrayan topraklarından 2 Kasım 1943 tarihinde Karaçaylıların, 8 Mart 1944 tarihinde de Malkarlıların Ortaasya steplerine sürüldüklerini söyledi. Karaçay-Malkar Türklerinin Avrupa, Suriye, Kazakistan ve Türkiye’ye gelip yerleştiklerini dile getiren Günay, “Türkiye’de daha çok İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Konya, Tokat, Afyonkarahisar ve Yalova illerine yerleşen Karaçay-Malkar halkının başta ABD olmak üzere başka ülkelere de göç ettiğini belirtti. Dr. Günay, bugün Türkiye’de 25-30 bin civarında Karaçay-Malkar Türkü yaşadığını ve bunların muhtelif dernekler etrafında bir araya geldiklerini ve bir federasyon altında birleştiklerini söyledi ve her sene Temmuz ayının ilk hafta sonunda bir şenlikte bir araya geldiklerini ilave etti. Karaçay-Malkar Türklerinin İslamiyetle 18. yüzyılda tanıştıklarını ifade eden Dr. Günay, bu halkın eski Türk inançlarına dayanan bir inanç sistemi olduğunu ve “Kök teyri(Tanrı)/Han teyri, ot (ateş) teyri, sub (su) teyri ve cer (yer) teyri şeklinde bir inanç sistemine sahip olduklarını söyledi. Karaçay-Malkar Türklerinin dil özelliklerine de değinen Dr. Günay, bu halkın dilinin Köktürk dönemi Türkçesinin uzantısı olup Kıpçak grubuna ait olduğunu kelime ve ek örnekleriyle anlattı. Zengin bir halk kültürüne sahip Karaçay-Malkar Türklerinin, gelenek ve göreneklerini göç ettikleri yerlerde de sürdürdüklerini dile getiren Dr. Günay, bilgilerin ortaya çıktıkça, bu halkın daha iyi tanınacağını söyledi. Toplantı sonunda Metinbilim Enstitüsü Derneği Başkanı Doç. Dr. Ümral Deveci, Dr. Ayşe Günay’a bir teşekkür belgesi takdim etti. Toplantıya öğrenciler ve akademisyenler katıldı. Konuşma zoom üzerinden yayınlandı ve YouTube’ta da yayınlandı.