EĞİTİM - 19 Nisan 2025 Cumartesi 13:29

Prof. Dr. Arslan: "Bugünkü en kritik savaş, siber güvenlik savaşı"

A
A
A
Prof. Dr. Arslan: "Bugünkü en kritik savaş, siber güvenlik savaşı"

Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen konferansta konuşan Türkiye Bilimler Akademisi Asli Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Arslan, "Bugün yaşadığımız dünyada artık savaşlar, topla tüfekle, füzelerle de olmuyor. Bugünkü en kritik savaş, siber güvenlik savaşı" dedi.


Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen ve TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Arslan’ın konuşmacı olarak katıldığı "Dijitalleşme Çağında Türkiye ve Dünya: Haberleşme ve Siber Güvenlik" konulu konferans, Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Arslan, Rektör yardımcıları Prof. Dr. Ömer Küçük ve Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Konferansta konuşan Prof. Dr. Arslan, dünyada ve Türkiye’de dijitalleşmenin öneminin son dönemde arttığını belirterek gelecek yıllarda tarımda sağlıkta eğitimde ve yönetimde dijitalleşmenin etkin olacağının altını çizdi. Her 10 yılda iletişim teknolojilerinin değiştiğini belirten Prof. Dr. Arslan, nesnelerin internet aracılığıyla birbirine bağlandığını, hatta yakın gelecekte insan beyninin internete bağlanacağını dile getirdi.



"Sadece bizim değil, bütün dünyanın bunun üzerinde çok ciddi çalışmaları var"


Dijital dönüşümün dünyadaki güç dengeleri üzerindeki önemine değinen Prof. Dr. Arslan, "Dijital dünya her şeyimizi değiştirdi. Bir değişim var aslında dünyamızda artık dijitale doğru bir gidiş var. Her çağa ayak uyduran, o çağı şekillendiren, o çağa damgasını vuran ülkeler lider olmuş. Bu yüzden hafıza yavaş yavaş artık güçsüzleşmeye başladı. Gördüğüm arkadaşları, eskiden tanıştığım arkadaşları hatırlamıyorum. Yani beynimi internete bağlayabilsem, yani internetteki bulutu hafıza olarak kullanabilsem, beynimle birleştirebilsem, hafızamı daha da güçlendirebilsem bu benim için çok büyük bir avantaj. İşte bugünlerde bunu yapmaya çalışıyoruz. Sadece hafıza olarak değil, aynı zamanda işlemci olarak da beyin fonksiyonları düşüyor. Eğer beyni internette de kullanabilirsek, bulutu da kullanabilirsek, oradaki bütün işlemcileri beynimize bağlayabilirsek daha akıllı bir beyin, daha zeki insanlar oluşturabiliriz. Bunun üzerinde çok ciddi çalışmalar var. Sadece bizim değil, bütün dünyanın var. Bunun çok ciddi avantajları var. Yani daha süper beyinler, daha sağlıklı beyinler, daha sağlıklı insanlar oluşturacak ama bunun dezavantajları da var" dedi.



"Bugünkü en kritik savaş, siber güvenlik savaşı"


Dünyadaki savaş kavramının da değiştiğine dikkat çeken Arslan, "Bugün yaşadığımız dünyada artık savaşlar, topla tüfekle, füzelerle de olmuyor. Bugünkü en kritik savaş, siber güvenlik savaşı. Elektrik şebekeni koruyabiliyorsan, su şebekeni başkalarına karşı koruyabiliyorsan mutlu olmalısın. Artık bunları yapamayacağımız günlere çok yakınız. İstersen bilinçli bir şekilde o çipi taktır beynine, hatta çoğumuz para vererek taktıracağız. Orada nelerinizi de verdiğinizi bilmiyorsunuz aslında, aynı şekilde, o telefon beyninize girdiği zaman yine aynı şekilde daha çok paralar vereceğiz ve ama neleri kaybettiğimizin farkında bile olmayacağız. Şu anda farkında olmadığımız gibi" diye konuştu.



"Siber güvenliğe yönelik akademik çalışmalar önümüzdeki yıllarda daha da önemli olacaktır"


Haberleşme amaçlı kullanılan cep telefonlarının ve ücretsiz uygulamaların çok masum olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Arslan, bireylerin bu uygulamaların nasıl kullanılması gerektiği konusunda bilinçli olması gerektiğini ifade etti. İletişim ve bilişim teknolojilerinin her geçen gün daha fazla önem kazanmaya devam ettiğini belirten Prof. Dr. Arslan, bilişim teknolojilerinin ana sürükleyicisi haline gelen kablosuz ya da mobil haberleşme teknolojilerinin yaşamın her alanını domine ettiğinin altını çizdi. Gelinen noktada kullanıcı dostu ve hızlı iletişimin mümkün olduğu teknolojilerin, 5G ile nesneleri de içine alan ve 6G ile uygulama çeşitliliğini artıran boyuta doğru evirildiğini söyleyen Prof. Dr. Arslan, "Tüm dünyada yaşanan son gelişmeler, 5G sonrası haberleşme sistemlerinde iletilen veriler ile birlikte haberleşme ortamına ve kullanıcılara ait birçok farklı bilginin erişilebilir olmasını ortaya çıkarmıştır. Bu bilgilerin yoğun şekilde toplanması ve paylaşılmasının uzun vadede siber güvenlik sorunu ortaya çıkaracağı değerlendirilmektedir. Veri ve haberleşme kanal güvenliğine yoğunlaşmanın yanında ortam bilgisinin korunmasına ve siber güvenliğe yönelik çalışmalara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Siber güvenliğe yönelik akademik çalışmalar ve teknoloji geliştirme önümüzdeki yıllarda daha da önemli olacaktır" şeklinde konuştu.



"Bu savaşın cephesi üniversite, ilim ve bilimdir"


Dünyada şu anda gizli bir savaşın olduğunu ve bu savaşın cephesinin bilim olduğunu kaydeden Prof. Dr. Arslan, "Kurtuluş Savaşı’nda biz, ölümüne gitmişiz. Çanakkale’yi size anlatmışlardır. Anneler çocuklarını öpe öpe, seve seve cepheye göndermişler. Çocuklar sevine sevine, anneler, teyzeler gitmişler. Sırtlarında cephanelikleri taşımışlar. O kadar kiloyu, yani hikayelerini duymuşuzdur, bunu insan gücü kaldıramaz denen şeyleri kaldırmışlar, yapmışlar o azim, o aşk, o ruh ne ise onu almışlar, yapılmayacak olanı yapmışlar. Çünkü ülke savaştaymış. Çünkü var olmakla yok olmak arasında gidip gelmişiz. Şu anda aynı durumdayız. Şu andaki savaş farklı bir savaş ama savaştayız. Gizli bir savaş. Bu savaşa gidecek, bu savaşta cephede görev alacak neferler, askerler arıyoruz. Bu savaşın adı, bu savaşın cephesi artık bildiğimiz klasik cephe değil. Bu savaşın cephesi üniversite, ilim ve bilimdir. Lisans eğitimi ile yetinen, tatmin olan elemanlar değil, onun ötesinde. Bu ilmi en son noktaya taşıyabilecek her alanda bu dijitalleşmenin her alanında veterinerlikte olabilir, tıpta olabilir, sağlığın her alanı olabilir. Bunu alıp son noktaya kadar götürüp, bu işe gönlünü vermiş ve gerçekten savaşta olduğuna inanan ve o cepheye gidecek neferler arıyoruz. Yaz kış sürekli bir uykudayız. Artık uyanmamız lazım. Uyanıp biz silkelenmemiz lazım ve şu geçiş noktasını en iyi bir şekilde, en doğru bir şekilde çalışarak, en iyisini yaparak, en doğrusunu yaparak, insanlığa, ülkemize, halkımıza hizmet vererek yapabileceğimizin en iyisini yapmalıyız" ifadelerini kullandı.


Konferansın sonunda Rektör Topal tarafından Arslan’a hediye takdimi yapıldı.



Prof. Dr. Arslan: "Bugünkü en kritik savaş, siber güvenlik savaşı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Aksa Enerji’nin Gana Kumasi Santrali’nde ticari üretim başladı Aksa Enerji, Gana’da inşa ettiği 350 MW kurulu güce sahip Kumasi Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’nin ilk fazında kısmi ticari üretime başladı. Uzun vadeli ve ABD doları bazlı garantili satış anlaşması kapsamında hayata geçirilen santral, Gana’nın artan elektrik talebinin karşılanmasına ve ulusal şebeke istikrarının güçlendirilmesine katkı sağlayacak. 7 ülkede 11 santral operasyonu yürüten ve 3 bin MW’ı aşan kurulu güce sahip Aksa Enerji, Gana’da inşa ettiği toplam 350 MW kurulu güce sahip Kumasi Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali’nde ilk fazda kısmi ticari üretime başladı. Santralin 2026 yılı ocak ayında 130 MW kapasiteyle basit çevrim olarak, ilk çeyrek dönemde ise 179 MW kapasite ile kombine çevrim olarak faaliyete geçmesi planlanıyor. Santralin 171 MW kurulu gücü kapsayan ikinci fazına yönelik çalışmalar ise planlanan takvim doğrultusunda sürdürülüyor. Aksa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cemil Kazancı, konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: "Afrika, Aksa Enerji’nin Türkiye ve KKTC’de yetkinliğini kanıtlamış mühendislik gücünü, teknik uzmanlığını ve operasyonel becerisini küresel ölçekte sergilediği en stratejik bölgelerin başında geliyor. Gana’da uzun vadeli bir vizyonla sürdürdüğümüz yolculuğumuzda, 370 MW kurulu güce sahip Tema Santralimizi 9,5 ay gibi rekor bir sürede devreye alarak sektörde önemli bir eşiği geride bırakmıştık. Bugün ise Kumasi’de hayata geçirdiğimiz yeni santral yatırımımızla bu başarıyı bir üst seviyeye taşımanın haklı gururunu yaşıyoruz. Toplam 350 MW kurulu güce sahip Kumasi Doğal Gaz Kombine Çevrim Santralimiz, sürdürülebilir yüksek büyüme stratejimizin en kritik yapı taşlarından biridir. Finansmanından inşasına, işletmesinden bakımına kadar tamamen Aksa Enerji’nin üstlendiği bu ’entegre model’ sayesinde, Gana için sadece bir tesis değil, kalıcı bir enerji altyapısı ve uzun vadeli ekonomik değer inşa ediyoruz. Kumasi Santrali ile bir yandan Aksa Enerji’nin küresel büyüme hedeflerine hizmet etmekten, diğer yandan Türkiye ile Afrika arasındaki ekonomik köprüleri daha da derinleştirmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz." Uzun vadeli enerji yatırımıyla Gana’da enerji arz güvenliğine katkı Toplam 350 MW kurulu güce sahip Kumasi Santrali, Gana’nın artan elektrik talebinin karşılanması ve ulusal şebeke istikrarının güçlendirilmesi açısından stratejik projeler arasında yer alıyor. İletim sistemine entegrasyon, test çalışmaları ve kademeli devreye alma süreçlerinin ardından ilk fazda ticari üretime başlayan santral, kapasite artışlarıyla birlikte ülkenin enerji arz güvenliğine sürdürülebilir katkı sağlamayı hedefliyor. Şirket, Afrika başta olmak üzere farklı coğrafyalarda uzun vadeli enerji satış anlaşmalarına dayalı yatırım modeliyle sürdürülebilir yüksek büyüme stratejisini hayata geçiriyor. Şirket, Kumasi Santrali kapsamında 20 yıl süreli, ABD doları bazlı garantili satış anlaşması ile bölgedeki varlığını güçlendirmeyi hedefliyor. Böylece şirketin yerel istihdama, enerji arz güvenliğine ve toplumsal gelişime katkısının da artacağı belirtildi.