GENEL - 19 Eylül 2017 Salı 11:33

(Özel haber) Savaşın ettikleri: gelini kızı, torunu oğlu oldu

A
A
A
(Özel haber) Savaşın ettikleri: gelini kızı, torunu oğlu oldu

Suriye’deki iç savaştan kaçarak Kayseri’ye yerleşen Meryem Havva, oğlu askerden dönmeyince gelinine kızı, torununa da oğlu olarak kimlik çıkarttırdı.

Suriye’deki iç savaştan kaçarak Kayseri’ye yerleşen Meryem Havva, oğlu askerden dönmeyince gelinine kızı, torununa da oğlu olarak kimlik çıkarttırdı. Kimliklerin düzeltilmesini isteyen ailenin hayatı Türk filmlerine döndü.


47 yaşındaki Halepli Meryem Havva, 5 yıl önce Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye sığındı. Türkiye’ye geldiği sırada oğlu askerde olan Meryem Havva, bir yıl boyunca haber alamayınca, oğlundan umudu kesti. Meryem Havva’nın ailesine Kayseri’ye yerleştikten sonra geçici kimlik belgesi çıktı. Ancak oğlunun öldüğünü zanneden talihsiz kadın, koruma içgüdüsüyle, gelinini kızı, torununu ise oğlu olarak kimliğe kaydettirdi. Gelin ve torunun yalnızca aile içi pozisyonları değişmekle kalmadı, adları da değişti. Gelin Kevser Emin, evin kızı Halime Ahmed; torun Ahmed Ammar ise evin küçük oğlu Muhammed Ahmed oldu.



Öldü sanılan oğlunun da varlığı ispatlanamıyor


Savaşta öldüğünü sandığı oğlu 4 yıl sonra beklenmedik bir şekilde dönen Meryem Havva, şimdi kimliklerin geri değiştirilmesini ve herkesin gerçek hüviyetine kavuşmasını istiyor. Meryem Havva’nın derdi bununla da bitmiyor. Hem aradan geçen zaman hem de önceki kimlik beyanında başka çocuğu olmadığını ifade ettiği için, oğlunun varlığını da ispat edemeyen kadın, “Benim oğlum Suriye’de askerdi. Onun dışındaki aile bireyleriyle Türkiye’ye geldik. Buraya gelince oğlumdan haber alamadık, zaten orada bütün askerler ölüyordu, biz de haber alamayınca öldü zannettik. Öyle olunca kimlikte gelinimi kızım olarak yazdırdım; adı Kevser’di Halime yazdırdım. Gelinim kızım oldu, torunum da oğlum oldu. 4 yıl sonra oğlum çıkıp geldi. Hiç ummadım onun kendini kurtarıp da geleceğini. Şimdi oğluma da kimlik çıkaramıyoruz. Nüfus kağıtlarımız Suriye’de kaldı, burada ispatlamak için nüfus kağıtlarını istiyorlar. Bize yardımcı olması için bir adam tuttuk ama o da 500 TL istedi. Bizde de para yok. Biz istiyoruz ki, oğluma kimlik çıkarsınlar, kızım tekrar gelinim olsun, onlar da aile olarak bir arada olsunlar” diye konuştu.



Kevser idi Halime oldu, Ahmed ise Muhammed


Gerçekte evin gelini olan Kevser Emin ise, “Benim oğlum kardeşim yazılmıştır. İstiyorum ki, oğlum bilinsin, ailem olsun. Bir kız bir oğlan iki çocuğum var. Oğlumun adı Ahmed ama kimlikte Muhammed yazılı. Kimliklerin düzeltilmesini istiyorum” dedi.


Aile yetkililerden hem oğlunun varlığının ispatı olarak geçici kimlik belgesi verilmesini hem de gelini ve torununa resmiyette hakkının teslim edilmesini istiyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.