GENEL - 26 Eylül 2017 Salı 13:19

KESOB Başkanı Ahmet Övüç: “Yabancı tabelalar 2 katı vergi ödeyecek”

A
A
A
KESOB Başkanı Ahmet Övüç: “Yabancı tabelalar 2 katı vergi ödeyecek”

Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KESOB) Başkanı Ahmet Övüç, işyeri tabelalarında Türkçe kullanılmasının önemli olduğunu vurguladı.

Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KESOB) Başkanı Ahmet Övüç, işyeri tabelalarında Türkçe kullanılmasının önemli olduğunu vurguladı. Övüç, “Yabancı tabelalara iki kat vergi getirilmesi öneriliyor” dedi.


26 Eylül Türk Dil Bayramı dolayısıyla açıklamalarda bulunan KESOB Başkanı Ahmet Övüç, asıl amaçlarının Türkçeyi yabancılaştırmadan konuşmak olduğunu ifade ederek, “Şimdi Kayseri meydanında vatandaşa sorsak ‘navigasyon nedir’ diye belki 100 kişiden 5’i kullandığı için bilebilir. Navigasyonun asıl amacı yol gösterendir, yol gösteren alet dediğimiz zaman bunu herkes bilir” diye konuştu.


Yabancı tabelalara iki katı fazla vergi getirileceğini vurgulayan Başkan Övüç, “Sanayide olsun, şehir merkezinde olsun yabancı kelimelerle yazılmış tabelalardır. Sayın cumhurbaşkanımızın da talimatları var, yabancı tabelalara iki kat vergi getirilmesi öneriliyor. Mesela dilimizde olmayan ‘Arena’ kelimesi İspanya’da boğaların güreştirildiği yerlerdir ama Türkiye’de bazı statlara ‘arena’ ismi kondu. Yavaş yavaş yabancılaştırılmaya başlandı ama sayın cumhurbaşkanımız sağ olsun bunun da önüne geçti” dedi.


Esnaf ve sanatkarların Türkçe tabelalar kullanmalarını arzu ettiklerini dile getiren Ahmet Övüç, “Bir de son zamanlarda Suriyelilerin gelişiyle Arapça levhalar var. Bu levhalar hem Arapça hem Türkçe yazılması lazım ki ne iş yapıldığının bilinmesi lazım. Esnaf kardeşlerimiz tabelalarını Türkçe kullanırsa hem daha güzel olur hem de iki kat vergi ödemekten kurtulmuş olur. Tabelaların da gelişi güzel değil de standart ve estetik olarak güzel yapılmasını arzu ediyoruz. Hem görüntü kirliliğini düzeltmek hem de düzgün bir görüntü sağlamış olacak” şeklinde konuştu.


Geçtiğimiz günlerde kutlanan Ahilik Haftasını da değerlendiren KESOB Başkanı Ahmet Övüç açıklamasını şöyle tamamladı:


“Geçtiğimiz hafta bizim de bayramımızdı. Ahi Kültür Haftamızı dolu dolu yaşadık. Elimizden geldiği, gücümüzün yetti kadar hem esnafımıza bir şeyler anlatmak istedik. Bütün odalarımızdan ahi arkadaşlarımız teşrif ettiler. Bir Ahi Evran’ı geri getiremeyiz. Bizler de esnaf ve sanatkar kardeşlerimize öneriyoruz ki; müşterilerinizi aldatmayınız. Aldatılan müşteri bir daha gelmez. Onun için elimizden geldiği kadar müşterimizi aldatmadan en iyi şekilde işlerini yapmak için elimizden gelen gayreti göstermemiz lazım. Müşterinin bir defa değil devamlı olması bizim için önemlidir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.