ASAYİŞ - 22 Kasım 2019 Cuma 16:24

Zanlı cinayetten bir gün önce 16 yaşındaki çocuğa tehdit mesajı atmış

A
A
A
Zanlı cinayetten bir gün önce 16 yaşındaki çocuğa tehdit mesajı atmış

Kayseri’de boşandığı eşinin dini nikahla evlendiği şahsı yaralayıp, 16 yaşındaki oğlunu da öldüren şahsın eski eşine ve öldürdüğü çocuğa ölüm tehdidi mesajları attığı ortaya çıktı.

Kayseri’de boşandığı eşinin dini nikahla evlendiği şahsı yaralayıp, 16 yaşındaki oğlunu da öldüren şahsın eski eşine ve öldürdüğü çocuğa ölüm tehdidi mesajları attığı ortaya çıktı. Sanığın eski eşine cinayetten bir gün önce ‘Çocuklarınla vedalaş’, 16 yaşındaki çocuğa da ‘Sen de vedalaşmaya hazır ol, daha oyun yeni başlıyor, esas kan bundan sonra akacak’ şeklinde mesajlar attığı öğrenildi.


7 Ağustos’ta Melikgazi ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde meydana gelen olayda Hüseyin U. (50), Kemal A. (44) ve oğlu Ahmet E.A.’nın (16) yoluna çıktı. Hüseyin U., yanında bulunan bıçakla Ahmet E.A.’yı ve Kemal A.’yı bıçakladı. Vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Ahmet E.A., ambulansla kaldırıldığı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde hayatını kaybetti. Olayın ardından çalışma başlatan Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin yakalayarak gözaltına aldığı Hüseyin U. ise tutuklandı.


Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçtiğimiz günlerde görülen davada tutuklu sanık Hüseyin U. ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık, eski eşi S.K.’nın ve birlikte yaşadığı Kemal A.’nın yüzünden cinayeti işlediğini söyledi. Mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı gelecek haftaya erteledi.



“Son 10 yılda 4 sefer boşanma kararı aldım”


Hüseyin U.’nun eski eşi S.K. ise, gazetecilere yaptığı açıklamada sanığın mahkemede yaptığı savunmanın tamamen yalan olduğunu söyledi. Evliyken ve boşanma aşamasında Hüseyin U.’dan sürekli ölüm tehditleri aldığını ifade eden S.K., “Ben Hüseyin U.’nun boşandığı eski eşiyim. Duruşmada hakkımdaki iddiaların hiçbirini kabul etmiyorum. Bu kişinin bana karşı cinsel sapkınlıkları yüzünden kendisine boşanma davası açtım. Dava sürerken bana aileler ‘anlaşmalı boşanalım, çocuklarımız rencide olmasın’ dediler, ben de kabul ettim. İki tarafta birbirinden bir istekte bulunmadan boşandık. Bu evlilik sürecimizde kendisi bana belirleyeceği erkeklerle cinsel ilişkide bulunmamı, kendisinin bunu izleyeceğini ve buna katılacağını söyledi, ben kabul etmedim, tepki gösterdim. Kendisi sosyal medyada bu işlerle uğraşan kişileri bulduğunu söyledi. Bana sürekli baskı yapınca ben de bundan boşanmanın yolunu aradım. Son 10 yılda 4 sefer boşanma kararı aldım ama aileler karşı çıktı. Bu şahsın bir kadın ile konuştuğunu telefonda yakaladım. Ben de uygunsuz teklifini kimseye söyleyemediğim ve 3 tane çocuğumuzun rencide olmaması için, beni aldattığı ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle dava açtım. O kişinin de bu baskıyı yaptığına dair savunmasında ‘sözlü olarak bunu istedim ama fiilen hayata geçirilmemiştir’ dediği yer alıyor. Bu kişinin ahlak düzeyi bozuk, çocuklarımıza, erkek kardeşim ile kız kardeşime bile bu uygunsuz şeyleri istediğini ama kabul etmediğimi söyledi” dedi.



“Ne yasak aşkı? Dini nikahlı, 5 çocuğumuz ile birlikte yaşıyorduk”


Sanığın Kemal A. ile yasak aşk yaşadığı iddialarına da tepki gösteren S.K., “Kemal Bey çalıştığım iş yerinde müşterimizdi, birkaç kez ben bu olaylar yüzünden sinir krizi geçirdiğim için bu konuları konuştuk. Kemal Bey de eşi ile boşanma davasının sürdüğünü anlattı. Bizler mahkeme aşamamızı bekledik, ben yasal olarak boşandım. Kemal Bey’in boşanma davası istinafa gitti, istinaf süreci uzun sürdüğü için resmi nikah yapamadık. Benim çocuklarımı babası istemiyordu. 2 oğlum, 1 kızım ve Kemal Bey’in 1 kızı, 1 vefat eden oğlu, 2 çocuğu ile de konuyu konuştuk. Aileler ile de tanıştırdık ve dini nikah kıyıp, 5 çocuğumuz ile birlikte yaşamaya başladık. Bu Hüseyin U. beni ilk günden son güne kadar hiç rahat bırakmadı, beni ölümle tehdit etti, mesajları halen duruyor. Sürekli oturduğum eve gelerek tehdit etti. Ben boşanmadan önce ayrı evde oturdum, mahkemede kendisinin söylediği yasak aşk iddiaları yalandır. Dini nikah kıyınca 5 çocuğumuz ile aynı eve taşındık. Kesinlikle hiçbir şekilde gizli görüşme olmadı, ailelerimiz bile birbirlerine gidip geliyorlar” diye konuştu.


Sanığın cinayetten bir gün önce kendisine ‘Çocuklarınla vedalaş’ diye mesaj attığını belirterek mesajı gösteren S.K., “Cinayetten bir gün önce bana attığı mesaj hala duruyor. Bana mesajda ‘Çocuklarınla vedalaş’, ‘Bekle beni geliyorum’ gibi dolu mesaj attı. İlk gün eve saldırdı, ikinci gün Kemal’e saldırdı, üçüncü gün Kemal ile Ahmet’e saldırıp Ahmet’i öldürdü. Beni de evliyken bile sürekli ölümle tehdit ediyordu” dedi.


Hüseyin U. tarafından 16 yaşındaki oğlu öldürülen Kemal A. ise, “Olay günü bizim onun yolunu çevirdiğimiz iddiası yalandır. Bu olayın başlangıcında üç gün öncesinden evimize gelip bıçak ile gelerek tehditte bulundu, Yenişehir Karakolu’na gittik. Bir gün sonra 5 kişi ile sıkıştırıp darp etti, gidip yine şikayetçi oldum. Üçüncü gün de bu cinayet olayı başımıza geldi. Planlı, bizim yolumuzu gözetleyerek, kendisini hazırladığı hep kanıtlı. Bütün amacı bizi rezil edebildiği kadar etmek ve huzursuz etmekti. Yalanlarla etrafı sürekli zehirlemeye başladı. Kendisini temize çıkarmak için kendi pisliğini, kendi istekleri ortadayken cezasını düşürmek istiyor. İşte karakteri o kadar bozuk birisidir. Eşyaları boşalttığı ifadesi de tamamen yalandır, ben hiçbir şekilde evine gidip de eşya almadım. Sanık mahkemede tamamen yalan beyanlarla dolu bir savunma yaptı” şeklinde konuştu.



"Sen de vedalaşmaya hazır ol, daha oyun yeni başlıyor" mesajı atmış


Kemal A., sanık Hüseyin U.’nun öldürdüğü oğlu Ahmet E.A.’ya cinayetten bir gün önce sosyal medyadan mesaj attığını, mesajlarda ‘Sen de vedalaşmaya hazır ol, daha oyun yeni başlıyor. Bu saatten sonra benim işim sizinle, esas kan bundan sonra akacak’ diye küfürler yazdığını anlattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Sizi umreye götüreceğiz" yalanıyla vatandaşları 10 milyon TL dolandırdıkları iddia edilen şüpheliler: "Asıl mağdur biziz" Umre ziyaretine gitmek isteyen 412 kişiyi 10 milyon TL dolandırdığı iddia edilen turizm acentesi sahibi ve aracı şahıs tutuklandı. İlk ifadesi ortaya çıkan acente sahibi, "Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Uçuş firması yetkilileri yerine biz gözaltına alındık" dedi. Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar’ın (53) sahibi olduğu turizm acentesinin Kocaeli, İstanbul, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Düzce gibi illerde umre ziyaretine gitmek isteyen yaklaşık 412 kişiyi yaklaşık 10 milyon TL dolandırdığı iddia edildi. Umreye gitme tarihinin geçmesi üzerine vatandaşlar şüphelilerle irtibata geçerek polis şikayette bulundu. Sakarya’da camide müşteriler ile yapılan toplantı sırasında Çokyaşar ve 4 şüpheli Sakarya’da gözaltına alındı. İfadesi alınan 5 şüpheli savcılık tarafından serbest bırakılmasına karar verildi. Ancak Bursa’da da yapılan şikayetler üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Ahmet Çokyaşar ve aracı olduğu iddia edilen Ersoy Y. (50) serbest bırakılmadan gözaltı süreçleri devam etti. Diğer 3 şüpheli ise serbest bırakıldı. "Asıl mağdur olan biziz" Sakarya’dan SEGBİS aracılığıyla Bursa 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne bağlanan şüpheliler, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet Çokyaşar, "Asıl mağdur olan taraf biziz, firma iki kere uçuşlarımızı iptal etti. Bilgiyi aldığımız an itibari ile emniyete suç duyurusu yaptık. Uçakları ertelenen yolcularımız ile görüşmek için Sakarya’ya gittik. Aynı suçtan dün Sakarya’da serbest bırakılmıştık ancak Bursa’daki vatandaşların yine suç duyurusunda bulunması üzerine 3 gündür gözaltına olduğumuz için müşterilerimizle irtibata geçemedik. Uçuş firması yerine bizler bugün buradayız. Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için serbest kalmamız gerekmektedir. Uçuş firması yetkililerinin acil olarak gözaltına alınmasını talep etmekteyiz. Asıl bizler dolandırıldık. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm, sizlerden yardım talep ediyoruz, biz bu sorunu çok kısa zamanda çözecek pozisyondayız. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim” diye konuştu. "Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık" Çokyaşar’ın savunmasına katılan müdafisi Av. Nurcan Özlen, "Müvekkilimiz uçuşların iptal edildiğini 30 Nisan tarihinde öğrenmiştir, bu haberi alır almaz firma hakkında şikayetçi olduk. Firma sahibi hem Sakarya’da yürütülen soruşturmada hem de Kocaeli’de yürütülen dosyada şüpheli konumundadır. Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık. Müvekkilimin dolandırıcılık kasti söz konusu değildir. Aksine biz mağduruz” şeklinde konuştu. "Umreyi iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi" 29 senedir kamu personeli olarak görev yaptığını söyleyen Ersoy Y., "Ben de umreye gidecektim, orayı iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi. İnsanlar umreye gideceğimi duyunca beni arayarak, ‘Birlikte gidelim’ dediler. 12 kişi bana para verdi, ben de parayı yatırdım fakat Umre’ye gitmemize 2 gün kala uçuş firması uçuşun iptal olduğunu bildirdi. İtibarımdan dolayı bu 12 kişinin parasını hemen ödemek istiyorum yeter ki serbest kalayım. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim, hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılmamı talep ederim” ifadelerini kullandı. "Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını geri iade etmiştir" Ersoy Y. müdafisi Av. Gizem Dirbisoğlu ise "Müvekkilim daha önce de bu turizm firması ile umreye gitmiştir. Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını da geri iade etmiştir. Müvekkil mağdur durumdadır, tutuklanması ağır bir tedbir olacaktır. Fazla şikayetçi olduğu için herkes para verdiğini iddia etmiştir ancak müştekinin gerçeğe aykırı beyanları ile müvekkilin tutuklanması hakkaniyete aykırı bir durum olacaktır. Turizm firmasının yetkilisini müvekkilim vatandaşlara bildirmiştir, kendisi sadece aracıdır. Ersoy Y., bir kuruş dahi kar sağlamadan vatandaşların parasını turizm firmasına yatırmıştır. Maddi menfaat yoktur” dedi. İfadelerinin ardından 2 şüpheli, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.