EKONOMİ - 31 Temmuz 2020 Cuma 11:04

Akay’dan şekere zam talebi

A
A
A
Akay’dan şekere zam talebi

Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay; şeker fabrikalarının faaliyetlerinin aksatmadan sürdürebilmeleri için şekere zam yapılmasının gerektiğini söyledi.

Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay; şeker fabrikalarının faaliyetlerinin aksatmadan sürdürebilmeleri için şekere zam yapılmasının gerektiğini söyledi. Akay, "Türk Şeker’in zararı hazine tarafından karşılanıyor ama diğer şeker fabrikalarının zararı kimin tarafından karşılanacak" dedi.


Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, çiftçilerin kullandığı ürünlerin tamamına zam geldiğini hatırlatarak, çiftçinin en büyük beklentisinin bu zamları karşılayabilecek bir zammın pancar taban fiyatına yapılması gerektiğini vurguladı. Başkan Akay, "Pancar hasat mevsimine 1.5 aylık bir süre var. Eylül’ün 15’inden itibaren hasat yapılması bekleniyor. Normal mevsimi de o dönemdir. Bu 1.5 aylık süre içerisinde çiftçilerimiz özellikle pancar taban fiyatı konusundaki beklentileri yavaş yavaş hissedilmeye başlandı. Aslında pancar taban fiyatları kanun gereği bir önceki yılın ekim ayının sonuna kadar yapılması gerekiyor. Geçen sene de Ağustos ayında açıklandı. Bu sene de şuana kadar bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadı. Biliyorsunuz ki girdilere oldukça yüksek oranlarda zamlar geldi. Özellikle çiftçilerimiz kullanmış olduğu tohum, gübre, ilaç gibi bütün girdilere, tarımda kullanılan malzemelere önemli oranda zamlar geldi. Dolayısıyla bunları karşılayabilecek bir zammın pancar taban fiyatına yapılması çiftçini en yüksek beklentisidir. Ancak sektörde durum biraz farklı seyrediyor. Geçen sene Ağustos ayında açıklanan pancar taban fiyatına göre yüzde 28’lik bir artışı öngörüyordu. Bu açıklama Cumhurbaşkanımız tarafından yapılmıştı. Pancardaki bu yüzde 28’lik bu artış şekere yansıtılmalıdır. Hiçbir şekilde şekere zam gelmedi. Bu pancar zammının şeker maliyetine etkisi en az yüzde 20 seviyesindedir. Dolayısıyla işletmedeki personel ücretlerinden tutunda doğalgaza, kömüre ve kireç taşına kadar kullanılan pek çok malzemeye kadar bütün ürünlere gelen zammı dikkate almasak bile sadece pancar zammından dolayı en az şekere yüzde 20 zam gelmesi lazım ki bir önceki senenin pozisyonunu koruyabilsin. Bu olmadığı gibi iskontolu şeker satışları devam etti. Bu sektördeki sıkıntının bir ifadesidir. Türkiye kotalı üretim yapan bir ülkedir. Kotalı üretim yapan bir ülkede şeker satışında niye sorun olur. İhtiyacımız kadar kota belirleniyor, ihtiyacımız kadar üretiliyor. Hatta geçen sene 150 bin ton eksik üretildi. Buna rağmen şeker satışlarında sorun yaşanıyor. Zammı bir tarafı bırakın, iskontolar uygulanıyor. Geldiğimiz bu noktada şeker fabrikaları açısından bu önemli bir sorundur. Geçen seneki pancar maliyetine katlanmak durumunda kaldılar. Bundan dolayı da şeker fabrikaları aslında zarar etti. Bu zararın üzerine bu sene pancara zammında gelmesi fabrikaları çok daha içinden çıkılmaz bir durumla karşı karşıya bırakacak. Onun için öncelikli olarak şeker fiyatlarına zam yapılması gerekir ki; pancar zammı da bu çerçevede rahatlıkla görüşülüp konuşulabilsin. Yoksa şeker sektörü açısından bir kriz sıkıntısı olacak gibi görünüyor" ifadelerini kullandı.



"Şekere yüzde 30 seviyesinde zam gelmeli"


Akay, "Benim söylediğim oran ve rakamlar gerçek rakamlardır. En az yüzde 20 zam gelmesi halinde sadece geçen sene ki pancar zammından kaynaklanan maliyeti karşılıyor. Diğer girdi maliyetlerini de düşünecek olursanız bütün bunları karşılayabilmek için asgariden yüzde 30 seviyesinde şekere bir zam gelmesi lazım. O geçen seneki maliyeti karşılar. Bu sene de çiftçinin beklentisi çerçevesinde pancara zam geleceğine göre onu da karşılayacak bir oranında üzerine ilave edilmesi lazım. Örnek olsun diye söylüyorum; pancara yüzde 15 zam geldiyse bunun karşılığı olarak yüzde 10 ilave yapılması lazım. Buradan çıkan sonuç yüzde 20+yüzde 10 olursa asgari yüzde 40 seviyesinde şekere zam gelmesi lazım ki fabrikalar faaliyetlerini aksatmadan sürdürebilsinler. Biz bunu her platformda ifade ediyoruz. Bulunduğumuz bütün toplantılarda anlatıyoruz" dedi.,



"Türk Şeker’in zararı hazine tarafından karşılanıyor ama diğer şeker fabrikalarının zararı kimin tarafından karşılanacak"


Türk Şeker’in referans kurum olarak kabul edildiğini ama kurumun bu konuda adım atmadığını dile getiren Başkan Akay, "Bu işin Türkiye’de muhatabı olarak Türk Şeker kabul ediliyor. Referans kurumu olarak o kabul ediliyor. Türk Şeker de her nedense bu konuda adım atmıyor. Çünkü Türk Şeker aslında büyük ölçek de zarar ediyor. Fakat bu büyük ölçekteki zararı hazine tarafından karşılanıyor. Türk Şeker’in zararı hazine tarafından karşılanıyor ama diğer şeker fabrikalarının zararı kimin tarafından karşılanacak. Bu doğru dürüst değerlendirilmiyor, eksik bırakılıyor. Anlatımlarımız ve girişimlerimiz şuana kadar bir sonuç vermedi. Ümit ediyorum ki; bu noktadan sonra inşallah bu konuda önemli bir gelişme sağlarız" şeklinde konuştu.



"Kayseri Şeker güçlü bir kuruluş"


Kayseri Şeker’in Türkiye’de finansal anlamda en itibarlı kuruluşlardan bir tanesi olduğunun altını çizen Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, "Biz şeker satışlarında sorunlar yaşadık ve halen sezon sonu gelmesine rağmen elimizdeki şekerlerin tamamının satılmış olması gerekiyor. Halen bizim satılacak epeyce şekerimiz var. Buna rağmen Kayseri Şeker’in ciddi bir parasal itibarı var. İhtiyaçlarımızı finansal kuruluşlardan karşılıyoruz. Şekerimizi sattıkça da onların hesabını kapatıyoruz. Bu konuda herhangi bir problem söz konusu değil. Kayseri Şeker’in bu itibarının bunun için yeterli olacağını düşünüyorum. Biz çiftçilerimizin bütün ihtiyaçlarını zamanında ve yeterince karşılıyoruz. Temel prensibimiz bu. Bugüne kadar da bundan hiçbir şekilde taviz vermedik. Bizde kırmızı çizgiler şunlardır; çiftçinin ihtiyacının zamanında ve yeterince karşılanması, personelimizin ücretlerinin, ikramiyelerinin ve hak edişlerinin de bir gün dahi aksatmaya meydan bırakmadan ödenmesi. Bunlar bizim kırmızı çizgilerimiz ve en önemli hususlar. Bu manada çiftçilerimizin ihtiyaçlarını karşılama noktasında Kurban Bayramı öncesinde yine önemli bir ödeme gerçekleştirdik. Yaklaşık 72 milyon TL ödeme gerçekleştirdik. Bayram öncesinde çalışanlarımızın maaşları ödendi. Bunların hepsini zamanla yapıyoruz. Çiftçilerimiz başkasına muhtaç olmadan işini sürdürmek zorunda. Çiftçinin elinde bir sermayesi yok" şeklinde konuştu.



"Çiftçiler bizim ailemizin bir parçasıdır" diyen Akay, çiftçilerin Kurban Bayramı’nı tebrik ederek, şunları söyledi:


"Biz ‘Büyük Kayseri Şeker ailesi’ ifadesini her zaman gururla söyleriz. Onları ailemizin bir parçası olarak görürüz. Çocukları da bizim çocuklarımız seviyesindedir. Onların eğitimleri konusuna biz ilgisiz kalmadık. Yıllar öncesinden bir vakıf kurmuştuk. Bu sene itibariyle çiftçilerimizin ve çalışanlarımızın yaklaşık üniversitede okuyan yaklaşık bin 500 çocuğuna karşılıksız burs verdik. Bu üniversite seviyesinde olan bir uygulamaydı ve lise seviyesinde de yapmak istedik. Birlik Vakfı Kayseri’de okul inşa etme konusunda teşebbüse geçti. Onlar bize ‘Biz çiftçi çocuklarını ücretsiz olarak okutmak ve barındırmak istiyoruz, sizinle bir sözleşme yapalım’ dediler. Biz de bunu değerlendirdik ve kabul ettik. O okulun inşaatına biz destek sağladık. Şimdi okul tamamlandı ve bu sene faaliyete geçiyor. Bu çerçevede çiftçilerimizin çocuklarının sınav sonuçlarına göre 50 tane çocuğu ücretsiz olarak Kayseri Koleji isminde faaliyete başlayacak olan fen lisesi ve Anadolu lisesinde okuma hakkı kazanacak. Çiftçilerimiz zor şartlarda, herkesin evde karantinada olduğu, virüsten köşe bucak kaçtığı bir ortamda büyük cesaret göstererek ekim ve üretim faaliyetleri yapma konusunda büyük bir gayret içerisinde oldular. Onların bu gayreti ve bu cesareti takdire şayandır. Bunun altını çizmek gerekiyor. Allah emeklerini zayi etmesin. Bu zorluklara rağmen üretimden geri durmadılar. Ülkemizin ihtiyacını karşılama noktasında ellerinden gelen bütün gayreti gösteriyorlar. Pandemi bize bir takım şeyleri öğretti. Türkiye’nin gıda ihtiyacını mutlaka kendisine yetecek şekilde kendisi tarafından üretilmesi gerekliliğini de öğretti. Bu çerçevede biz çiftçilerimize her türlü desteği veriyoruz ama bunun yeterli olduğunu da düşünmüyoruz. Türkiye’de sadece bizim çiftçilerimiz yok. Milyonlarca çiftçi var. Bunlara da her türlü desteğin sağlanması lazım. İhtiyaçlarının karşılanması lazım ki; bu üretimi başarabilecek olan çiftçilerdir. Bu vesile ile hepsinin Kurban Bayramı’nı tebrik ediyorum. Sağlık ve afiyet içerisinde nice bayramlara erişmelerini diliyorum. Emekleri zayi olmasın. Allah emeklerini bereketli eylesin."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Türk balıkçı tekneleri okyanusları mesken tuttu Türkiye’de bin 600 kadar endüstriyel balıkçı teknesi bulunurken bu tekneler yurt içi ve yurt dışı sularda avcılık yapıyor. Ülkemizde denizlerde 15 Nisan’da başlayan av yasağının ardından bazı balıkçı tekneleri ağırlıklı olarak Atlas ve Hint Okyanusu’na yönelerek avcılık yapıyor. Türkiye, Afrika ülkeleri başta olmak üzere 12 ülkeyle balıkçılık konusunda antlaşması yaparken, 15 ülke ile de antlaşma yapmak üzere müzakereler sürüyor. Türkiye’den yapılan uluslararası anlaşmalar kapsamında Türk balıkçı gemileri ağırlıklı olarak Atlas Okyanusu’nun Batı Afrika sahilleri olmak üzere Fas, Moritanya, Fildişi Sahili, Somali gibi ülkelerin sularında tıpkı Karadeniz, Ege, Marmara ve Akdeniz’de olduğu gibi farklı balık çeşitlerini avlıyor. Uluslararası sularda avlanan gemilerin çoğunluğunu Doğu Karadeniz’den giden balıkçı gemileri oluştururken, Türkiye şu ana kadar Afrika ülkeleri başta olmak üzere 12 ülkeyle balıkçılık konusunda antlaşması yaptı. 15 ülke ile anlaşma yapmak üzere müzakereler devam ediyor. Türkiye karasuları dışında onlarca balıkçı teknesi, 2 binin üzerindeki tayfası ile avlanma yaparken, son yıllarda ülkemizde gerek iklimsel değişiklik gerekse çevresel faktörlerden dolayı su ürünleri avcılığı üretiminde yaşanan dalgalanmalar endüstriyel balıkçılık yapan balıkçı teknelerinin zor duruma düşmesine neden oluyor. Hem balıkçıların avlanma miktarını nispi olarak artırmak hem yeni ürün alanları bulmak için son yıllarda Türkiye su ürünleri üretiminin olduğu ülkelerle beraber ikili balıkçılık antlaşmaları yaparak bu doğrultuda Atlas ve Hint Okyanusu’nun yolunu tuttu.
Kayseri ERÜ, THE 2024 Asya Üniversiteleri sıralamasında ilk 500’de Dünyanın en itibarlı üniversite derecelendirme organizasyonlarından birisi olan Times Higher Education (THE) 2024 Asya Üniversiteleri Sıralaması açıklandı. Açıklanan sıralamaya göre Erciyes Üniversitesi (ERÜ) en iyi 401-500 üniversite aralığında sıralanarak önemli bir başarı elde etti. THE 2024 Asya Üniversiteleri Sıralaması açıklandı. 2023 yılına ait kurumsal veriler dikkate alınarak gerçekleştirilen THE Asya 2024 sıralamasında Türkiye’den 75 üniversite sıralamaya girdi. Açıklanan sonuçlara göre, ERÜ en iyi 401-500 üniversite aralığında sıralanarak önemli bir başarı göstererek, devlet üniversiteleri arasında ise 13. sırada yer aldı. THE Sıralama Sistemi Asya üniversitelerini, dünya üniversiteleri sıralamasında kullandığı Öğretim, Araştırma Ortamı, Araştırma Kalitesi, Endüstri ve Uluslararası Görünürlük olmak üzere 5 ana başlıkta 18 göstergeye göre derecelendirmekte olup, toplam puan belirlenirken Araştırma Kalitesi yüzde 30, Araştırma Ortamı yüzde 28, Öğretim yüzde 24.5, Endüstri yüzde 10 ve Uluslararası Görünürlük ise yüzde 7.5 oranında ağırlığa sahip bulunmaktadır. Erciyes Üniversitesi’nin kuruluşundan itibaren her zaman kendinden söz ettiren ve her zaman üst derecelerde yer alan bir Üniversite olduğuna dikkat çeken ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, bu önemli başarıya katkı sağlayan tüm ERÜ mensuplarına teşekkür etti.
Amasya Türkiye şampiyonu güreşçi Kaan Buğra Yüksel ve arkadaşları şehir turu attı Okullar Arası Küçükler Serbest Güreş Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye şampiyonu olan güreşçi 13 yaşındaki Kaan Buğra Yüksel ve madalyalar kazanan arkadaşları Berat Öztürk ile Emirhan Kadir Şehri, döndükleri memleketleri Amasya’nın Taşova ilçesinde araçlarla şehir turu attı. Taşova Belediyesi Spor Kulübü ve Atatürk Ortaokulu güreşçileri Türkiye şampiyonu Kaan Buğra Yüksel, Türkiye üçüncüsü Berat Öztürk ve Türkiye beşincisi Emirhan Kadir Şehri, Edirne’deki şampiyona sonrası döndükleri memleketlerinde okul arkadaşlarının alkışları eşliğinde belediye başkanının makam aracına binerek konvoyla şehit turu atıp başarılarını kutladılar. Pikapla halkı selamlayarak belediye binasına geçen güreşçilere altın hediye eden Taşova Belediye Başkanı Ömer Özalp, “Sporcularımızı bu başarılarından dolayı kendileri başta olmak üzere hocalarımı, ailelerini kutluyorum. Evlatlarımızdan inşallah dünya birinciliği bekliyoruz. Sonuna kadar yanlarında olacağız” dedi. 6. sınıf öğrencisi Türkiye şampiyonu Kaan Buğra Yüksel, “Birinci olmak çok güzel bir duygu. İnşallah daha da çalışıp, daha büyük dereceler yapmayı düşünüyorum” diye konuştu. Berat Öztürk ve Emirhan Kadir Şehri de daha çok çalışacaklarının sözünü verdiler. Antrenör Abdulkadir Duyum, “Sporcularımın böyle bir başarı elde etmesi bizleri çok mutlu etti. İnşallah daha iyi başarılarla, daha iyi yerlerde bu çocuklarımızı göreceğiz. Bundan sonraki hedefimiz büyük yaş gruplarında sporcularımızı şampiyon olup milli takıma katmak. Sonrasında Avrupa, dünya şampiyonalarına kadar başarı elde etmek ve madalya kazanmak” şeklinde konuştu. Beden Eğitimi Öğretmeni Okan Aydın ile Taşova Gençlik Merkezi Müdürü Sercan Şenel ise sporcularıyla gurur duyduklarını söyledi.