SAĞLIK - 15 Nisan 2021 Perşembe 11:02

Pandemide parkinson hastaları dikkat

A
A
A
Pandemide parkinson hastaları dikkat

Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Doktoru Doç.

Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Doktoru Doç. Dr. Nergiz Hüseyinoğlu, pandemi döneminde daha fazla evde oturulduğunu ve hareket kısıtlığı yaşandığını belirterek, parkinson hastalarının bir süre sonra kontrole geldiğinde durumlarında kötüleşme gördüklerini söyledi. Parkinson hastalığının genellikle 60 yaş ve üzeri insanlarda görüldüğünü aktaran Doç. Dr. Hüseyinoğlu, düzenli tedavi almayan hastalarda zamanla yatağa bağımlılık oluşabileceğini aktardı.


Düzenli tedavi almayan hastalarda yıllar sonra yatağa bağımlılık oluşabildiğini aktaran Hüseyinoğlu, "Parkinson hastalığı uzun yıllardır bilinen bir hastalık, özellikle daha çok yaşlı insanlarda rastlanıyor ve Alzheimer hastalığından sonra, ikinci nörodejeneratif dediğimiz bir hastalık türü olarak biliniyor. Bu hastalık beyin hücrelerinin kaybolmasıyla oluşuyor. Parkinson hastalığında beynin Bazal Ganglion bölgesinde dopamin üreten hücrelerde kayıpların oluşması ile hastalığın bulguları ortaya çıkıyor. Daha erken yaşlarda da ortaya çıkabilen türünde olan da; daha çok genetik yatkınlıkla geçiyor. Parkinson hastaları direkt olarak nörolojik bulgularla polikliniklere başvurmamış olabilirler. Hastalık; artmış tükürük salgısı, yüzde yağlanma, koku alma bozukluğu ve bağırsak düzensizliği ile seyrediyor, hastalığın devamında nörolojik bozukluklar ortaya çıkabiliyor. Nörolojik bozukluğu olan hastalarda ise hastaların hareketlerinde yavaşlama görülebildiği için, hastalar yürürken öne doğru eğilerek yürüyebiliyorlar, ayrıca ellerinde ve vücudunun bazı yerlerinde titremeler oluşuyor. Sonrasında ise hastaların yüz mimikleri azalıyor ve git gide hastanın hareketlerinde yavaşlamalar ve donmalar görülüyor. Hastanın git gide engellilik düzeyi artıyor. Bazen de ilaçların yan etkisine bağlı olarak hızlanmalarla seyreden bir hareket bozukluğu da ortaya çıkabiliyor. Düzenli bir tedavi almayan hastalarda yıllar sonra gittikçe yatağa bağımlılık oluşabiliyor" ifadelerini kullandı.


Hareketlerin kısıtlandığı pandemi döneminde hastalığın ilerlememesi için ev ortamında yeterince hareket edilmesinin önemine değinen Doç. Dr. Nergiz Hüseyinoğlu, "Pandemi döneminde yaşlı hastalar daha fazla evlerde oturmak zorunda kaldığı için bu nedenle hareket kısıtlılığı oluşuyor. Böylece Parkinson hastalarında aylar sonra kontrole geldiklerinde bariz bir şekilde kötüleşme görebiliyoruz. Hastaların yürümesi bozulmuş olabiliyor veya ilaçlarla ilgili komplikasyon ortaya çıkmış olabiliyor. Ayrıca hastaların bilişsel fonksiyonlarında bozulmalar olduğunu fark ediyoruz. Bu pandeminin getirdiği bir durum ama bunu hasta yakınlarının desteği ile aşmamız gerekiyor. Burada ev ortamında olsa bile mutlaka hastanın yeterince hareket etmesi ve belli bir düzeyde sosyal ve fiziksel aktivite yapmasının sağlanması lazım. Gerekiyorsa doktorlarından bir görüş almalı, ilaçlarının düzenlenmesi yapılmalı ve ev ortamında bile olsa mutlaka egzersiz, yapması sağlanmalıdır ve durumlarının aktif tutulması gerekir. Parkinson hastalarnın; pandemi dönemi ve sonrasında da; sosyal aktivitelerinin, zihinsel aktivitelerinin yüksek tutulması gerekiyor. Televizyonda tartışma programları izleyebilir, haberleri takip edebilir, basit bir sudoku çözebilir, kitap okuyabilir, ezber yapabilirler" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Elazığ Başkan Şerifoğulları, Kent Müzesi’ni inceledi Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Elazığ’ın kültür ve turizmine yeni bir değer olarak hayata geçirilecek olan Kent Müzesi’nin sona gelinen çalışmalarında incelemelerde bulundu. Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, ‘Müzeler Şehri Elazığ Projesi’ kapsamında hayata geçirdiği Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’nin ardından Kent Müzesi’ni de kente kazandırmaya hazırlanıyor. 1896 yılında dönemin Elazığ Valisi Enis Paşa tarafından Çarşı Mahallesi’nde inşa edilen ve geçmişte hükümet konağı olarak hizmet veren, Osmanlı döneminin izlerini taşıyan tarihi bina, çalışmaların ardından kent belleğinin kayıt altına alındığı, toplumsal hafızayı canlı tutacak Kent Müzesi olarak faaliyet gösterecek. Kent Müzesi bünyesinde, şehrin tarihi dönemleri, coğrafi, sosyal ve ekonomik yapısı, unutulmaya yüz tutmuş meslekler bölümü ile geleneksel yaşam kültürü bölümleri yer alacak. Başkan Şerifoğulları, müzede devam eden çalışmaları inceledi. Yetkililerden bilgi alan Başkan Şerifoğulları; “Aziz Şehrimiz Elazığ’ımızın kültür ve turizmine katkı sağlama adına Müzeler Şehri Elazığ projemiz doğrultusunda Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’ni kentimize kazandırmanın onurunu ve gururunu yaşamıştık. Şehrimizin kadim kültür ve medeniyetini, övündüğümüz tarihini geleceğe taşımanın bilinciyle, geleceğimizi inşa etme hedeflerimize adım adım ilerliyoruz. Bu kapsamda Elazığ’ın tarihi ve kültürel değerlerinin geleceğe aktarılması, yaşatılması, ve korunması için kent belleğinin nesilden nesile aktarabileceği Kent Müzemize ilişkin çalışmalarımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Şehir merkezimizde hayata geçireceğimiz bu Kent Müzemiz, hem kıymetli hemşehrilerimize, hem de farklı illerden şehrimizi ziyaret edecek olan vatandaşlarımıza kentimizin geçmişine dair önemli bir deneyim yaşatacaktır. Kent Müzemizi de geleceğimize kazandırmış olmanın gururunu hep birlikte yaşayacağız” dedi.