GENEL - 03 Temmuz 2023 Pazartesi 08:40

Belsin’de 4 kilometrelik yolda asfaltlama yapıldı

A
A
A
Belsin’de 4 kilometrelik yolda asfaltlama yapıldı

Melikgazi Belediyesi, ilçenin tamamındaki cadde ve sokakların çok daha konforlu ve modern bir görünüme kavuşması amacıyla ilçede altyapı yenileme, asfalt serimi parke yol ve çevre düzenleme çalışmalarına devam ediyor.

Melikgazi Belediyesi, ilçenin tamamındaki cadde ve sokakların çok daha konforlu ve modern bir görünüme kavuşması amacıyla ilçede altyapı yenileme, asfalt serimi parke yol ve çevre düzenleme çalışmalarına devam ediyor. Bu çerçevede Belsin’de yaklaşık 4 kilometrelik yolda asfalt çalışması yapıldı.


Tüm mahallelerde yoğun bir şekilde yol yapım, bakım, onarım ve asfaltlama çalışması yürüttüklerini söyleyen Melikgazi Belediye Başkanı Dr. Mustafa Palancıoğlu; "Melikgazi Belediyesi olarak yolun medeniyettir bilinciyle ve kararlılıkla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğümüz tarafından belirlenen öncelikli mahalle ve caddelerde çalışmalara hızlı bir şekilde başladık. Belsin’de Şehit Mehmet Baydur ve Anamur Caddesinde asfalt serimi gerçekleştiriliyor. 2 kilometre gidiş 2 kilometre geliş olmak üzere yolumuz toplamda 4 kilometre. Yaklaşık 11 bin ton asfalt kullanıldı. Buradaki çalışmanın tamamlanması ile birlikte ekiplerimiz ihtiyaç duyulan diğer bölgelere geçecekler. Bugüne kadar asfalt serimi yapılmamış birçok yolumuzun, ulaşımını rahatlattık. İlçemizde hem asfaltlama ve hem kaldırım çalışmalarına tüm hızımızla devam edeceğiz. Alt yapı eksikliklerini ekiplerimizle birlikte kısa sürede çözüme kavuşturuyoruz. Melikgazi’mizde ulaşımda konfor ve güveni sağladık. Asfalt çalışmalarında emeği geçen çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Leyla Aydemir davasında süreç yeniden başlıyor, dava 16 Ocak’ta yeniden görülecek Yargıtay’ın bozma kararının ardından Leyla Aydemir davası 16 Ocak’ta yeniden ele alınacak. Duruşmada hem AFAD tanıkları dinlenecek hem de savcılığın yürüttüğü kapsamlı soruşturmanın sonuçları dosyaya aktarılacak. Ağrı’da 2018 yılında kaybolduktan günler sonra cansız bedenine ulaşılan 4 yaşındaki Leyla Aydemir davası, Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye hazırlanıyor. Yargıtay, önceki yargılamada eksik araştırma yapıldığı ve dosyaya sonradan sunulan ses kayıtlarının değerlendirilmediği gerekçesiyle beraat kararlarını bozarak dosyayı Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Bozma sonrası yeniden başlayan süreç kapsamında davanın yeni duruşması 16 Ocak’ta yapılacak. Leyla Aydemir’in annesi Şükran Aydemir’in avukatı Erdoğan Tunç, duruşmada olay döneminde arama ve kurtarma çalışmalarına katılan AFAD personelinin tanık olarak dinleneceğini, sanıkların ise bozma kararına ilişkin beyanlarının alınacağını açıkladı. "16 Ocak tarihinde görülecek duruşmada AFAD üyeleri tanık olarak dinlenecek" Davanın ikinci yargılamasına ilişkin duruşma, 16 Ocak’ta yapılacak. Anne Şükran Aydemir’in avukatı Erdoğan Tunç, duruşmada önemli isimlerin tanık sıfatıyla dinleneceğini belirterek şu bilgileri paylaştı: "Hatırlanacağı üzere Leyla Aydemir davasında sunduğum ses kayıtları neticesinde dosya Yargıtay tarafından bozulmuştu. 16 Ocak tarihinde görülecek duruşmada, olayın yaşandığı tarihlerde arama-kurtarma faaliyetlerine katılan AFAD üyeleri tanık olarak dinlenecek. Sanıkların bozma ilamına karşı beyanları alınacak." Tunç, Yargıtay kararının ardından savcılık nezdinde başlayan yeni soruşturmaya da dikkat çekerek sürecin kapsamlı şekilde yürütüldüğünü ifade etti: "Bozma kararından sonra Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştum. Bunun üzerine geniş kapsamlı bir soruşturma başladı ve önemli mesafe alındı. Son üç ay içinde birçok kişinin ifadesi alındı; olaya tanıklık ettiğine dair şüphe bulunan bazı kişiler tespit edildi. Bu kişilerden birinin yurt dışına kaçtığı belirlendi ve hakkında yakalama kararı çıkarıldı." Avukat Tunç, soruşturmanın derinleştirilmesi için savcılığa yeni talepler sunduğunu belirterek, "Olayın hem sanıklar hem de işbirlikçileri bakımından tüm yönleriyle aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Bu süreçte titizlikle çalışan Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığına ve cinayet büro ekiplerine kamuoyu adına teşekkür ederim" dedi.
Manisa Ferdi Zeyrek davası Manisa 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam ediliyor Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in 6 Haziran 2025 günü evinin havuzundaki arızayı kontrol etmek isterken elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesine ilişkin açılan davanın Manisa 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesine devam ediliyor. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in Kurban Bayramı’nın 1. günü 6 Haziran 2025 gecesi evinin havuzundaki arızayı kontrol etmek isterken elektrik akımına kapılarak ağır yaralanması ve ardından kaldırıldığı Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde 9 Haziran günü hayatını kaybetmesine ilişkin ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 2’si tutuklu 10 kişi, hakim karşısına çıktı. CHP Manisa Milletvekilleri Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bekir Başevirgen, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu, CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper’in de takip ettiği davada tutuklu sanıklar H.İ. ve N.B. ile tutuksuz yargılanan 8 sanık, müşteki sıfatıyla Başkan Zeyrek’in eşi Nurcan Zeyrek ve kızı Nehir Zeyrek ve avukatlar hazır bulundu. "Ferdi beyin evine bir vida dahi çakmadım" Sanıklardan havuz motorunu yapan bobinaj firmasının eski çalışanı H.İ., havuz motorunu yetersiz yetkinlikle söküp taktığı gerekçesiyle yargılandığı davada ifade verdi. Başkan Zeyrek’in ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili olaydan çok önce işten ayrıldığını kendi işini kurduğunu ve bahse konu olan havuz motoruyla bir ilgisi bulunmadığını söyleyen H.İ., "6 aydan beri tutukluyum. Yanlış anlaşılmadan dolayı tutuklandım. Bahsi geçen bobinaj firmasında 2022 yılında işten ayrıldım. Vicdanım rahat. Ben Ferdi beyin evine bir vida dahi çakmadım. Olay benim üzerime kaldı. Ferdi beyin evine dahi gitmedim" dedi. "Kurulumdan sonra bir çok işlem yapılmış" CE uygunluk belgesi olmayan ekipman kullandığı, projelendirme yapmadığı gerekçesiyle tutuklu yargılanan N.B. ise ifadesinde "Ben motoru 5 sene önce yaptım. CE belgesi olmadığı söyleniyor ancak belgem var ve dosyada mevcuttur. Ferdi beyin işini 5 sene önce yaptım. Havuzun elektro mekanik işini yaptık. Yapı denetim firmaları da denetledi. 5 sene önce yaptığım motor su altında kalmasın diye de zeminden yükseğe monte edildi. Benim yaptığım kurulumdan sonra bir çok işlem yapılmış. CE belgelerim ve su sızdırmaz malzeme kullandığım ispatlıdır. Motor montajdan sonra tamir görmüş" dedi. ’Yapılan işin projelendirilmesi gerekiyor mu?’ sorusu üzerine, N.B., projeyi sorgulama sorumluluğu olmadığını, bu konuda da bir yükümlülük ve mevzuatın bulunmadığını belirterek, "Bana mimari bir proje verildi. Havuz ruhsata dahil midir, değil midir? Kontrol etme sorumluluğum yok. Bana iş geldiğinde gerekli izinlerin alındığını kabul ederim. Buradaki ihmal kaçak akım rölesinin sökülmesinden kaynaklanıyor. Benim yaptığım malzemeden kaynaklanan bir sorun yok. Kaçak akım rölesini söken ve motoru tamir eden sorumludur. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. "Biz motoru 38 ay önce tamir ettik" Motoru tamir eden bobinaj firması sahibi H.A., tutuksuz olarak yargılandığı davada "38 ay önce motor tamir gördü. Testlerden geçmeyen hiçbir motoru teslim etmeyiz. Motoru teslim alım tutanağına göre Ferdi bey motoru bize kendisi getirdi. Ama kendisini şahsen görmedim. Elimizdeki tutanaklara göre bunu söylüyorum. Daha sonra yine kendisi alarak montajını yaptı. 2022 nisan ayında motor bir kere bize tamire geldi. Sökme ve takma işlemini biz yapmadık" dedi. Yapı denetim firması sorumlusu makine mühendisi ve denetçi H.Ş., havuz ve makine dairesinin standartlara aykırı konumlandırılmasını denetlemediği gerekçesiyle tutuksuz yargılandığı davada "Biz projesi olmayan bir yapının denetimini yapamayız. Süs havuzu olarak projeye sonradan eklendi. Benim yasal olarak sorumluluğum yoktur. Ben havuzu görmedim" dedi. Proje ve uygulama denetçisi olarak görev alan elektrik mühendisi, denetçi M.Ç., olayın kendi alanında bir konu olmadığını ve bir sorumluluğunun bulunmadığını söyledi. Yapı denetim firmasında proje ve uygulama denetçisi inşaat mühendisi R.A., kaba inşaat olarak tabir edilen kısmın tamamlanmasıyla sorumluluğunun sona erdiğini, havuzun bu aşamadan sonra yapıldığını ve sorumluluğu olmadığını ifade etti. Merhum Ferdi Zeyrek’le arsayı birlikte aldıkları ve inşaatı birlikte yaptıkları bilinen müteahhit firma sahibi aynı zamanda da bölgede evi bulunan M.G., "Ferdi’yle bizim bir ev yaparak orada yaşamak gibi bir hayalimiz vardı. Daha sonra bu arsayı bulduk. O dönem için çok büyük miktarda fiyatı vardı. Kredi olarak benim şirketim üzerinden kredi çektik ve 6 arkadaş ortak krediyi ödeyerek evleri yaptık. Yapı denetim sırasında havuzların üzeri toprakla kapatılmıştı" dedi. Tutuksuz sanıklardan havuz operatörü Y.Ö., "Havuzun bakımını yaptığım doğru değil. Sadece temizliği ile ilgileniyorum. Site görevlisi A.S. beni aradığında ben il dışındaydım. Bana durumu anlattığında Kurban Bayramı olduğunu, kimseye ulaşamayacağımızı ve havuzu kullanmamalarını söyledim. Ben en son temizlik yaptığımda motorda bir arıza yoktu" dedi. Site görevlisi A.S. "Havuz motoru çalışmayınca site yöneticisi Ali Altınordu ile beraber kontrol ederek Y.Ö.’yü aradık. Kendisi öğleden sonra geleceğini söyledi. Nasılsa geleceğini söyledi diye Ferdi beye haber vermedim. Ben havuz motorunu kontrol ettiğimde şalter kapalıydı" şeklinde ifade verdi. Elektrik dağıtım firması görevlisi M.E. ise verdiği ifadede "Bizim sorumluluğumuz bina girişine kadar. Binadaki elektrik tesisatıyla ilgili bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı. "Ferdi hiçbir arızaya müdahale etmezdi" Sanık ifadelerinin dinlenmesinin ardından merhum Ferdi Zeyrek’in eşi Nurcan Zeyrek müşteki sıfatıyla dinlendi. Müteahhit M.G.’den şikayetçi olmadığını söyleyen Zeyrek, "Metal korkuluklarda elektrik vardı. Evin şalterini kapatıp Ferdi’yi çıkarmaya çalıştım. Çok ağır olduğu için çıkaramadım. Eve taşındığımız ilk zamanlar haricinde bir elektrik arızası yaşamadık. Ferdi de hiçbir arızaya müdahale etmezdi. Usta çağırırdı. Sadece o akşam bir sorun var mı? diyerek kontrol etmek istedi. Daha öncesinde Nehir’i de motor odasına girmemesi konusunda uyarırdı" dedi. Müşteki olarak ifade veren Nehir Zeyrek ise "Buraya çıkan kimse sorumluluk kabul etmedi. Benim amacım kimseyi hedef göstermek değil. Sorumluların cezalandırılmasını istiyorum" dedi. Sanık ve müşteki ifadelerinin ardından mahkeme heyeti tanık ifadelerini dinledi. Dava tanık ifadelerinin dinlenmesiyle görülmeye devam ediliyor.
Kocaeli Altın çantasıyla evine girmek isteyen yaşlı adam gasbedildi: Dehşet anları kamerada Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 74 yaşındaki Zeki Aydın, evinin önünde iki şüphelinin saldırısına uğradı. Yaşlı adamı darbedip yerde sürükleyen gaspçılar, 8 milyon liralık altın ve para dolu çantayı alıp kaçtı. Dehşet anları kameraya yansırken, yaşadıklarını anlatan yaşlı adam, "Emeklerimi zorla, vura vura aldılar" dedi. Olay, 24 Kasım’da Tavşanlı Mahallesi’nde saat 19.00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Zeki Aydın (74), yılların birikimi olan altınlarını bozdurmak amacıyla kuyumcuya gitti. İşlemi gerçekleştirmekten vazgeçen Aydın, akşam saatlerinde evine döndü. Aracını garajına park eden ve elindeki çantayla evine yönelen Aydın, kasklı bir şüphelinin saldırısına uğradı. Aydın ile şüpheli arasında yaşanan boğuşmaya, motosikletle olay yerinde bekleyen diğer saldırgan da dahil oldu. Yaşlı adamı darbederek yerde sürükleyen zanlılar, içinde ziynet eşyası ve para bulunan çantayı alarak kayıplara karıştı. Gasp anı ise çevredeki güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Zeki Aydın, hastane işlemlerinin ardından şikayetçi oldu. Ekipler, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. Yaşadığı dehşet anlarını anlatan Zeki Aydın, yaklaşık 30-40 yıllık emeğinin bir anda çalındığını belirterek yetkililerden yardım istedi. "Değeri 8 milyon lira civarındaydı" Aydın, olay günü akşam ezanı sıralarında evine döndüğünü belirterek, çantadaki birikimin kaynağını ve o gün yaşananları şöyle aktardı: "Karayollarından istimlak bedeli olarak elime geçen birikimim vardı. Daha önce kuyumculuk yaptığım için altın işini biliyorum; düştüğü zaman alıyor, yükseldiği zaman satıyorum. Hatta kuyumculara lazım olduğunda onlara da veriyorum. O gün 3-4 kuyumcuya uğradım, iki tanesinde çantadakileri çıkardım. Tezgahta altınları gördüler. Çantada Ata altını, bilezik gibi çeşitlerin olduğu yaklaşık 1 kilo 300 gram civarında altın vardı. Değeri de aşağı yukarı 8 milyon lira civarındaydı." "30 metreye yakın sürüklediler" Saldırı anını detaylarıyla anlatan Aydın, "Arabamla gelip garajıma girdim. Elimde ekmek poşetleri ve altın dolu çanta ile garajdan çıktım. Tam evin önüne geldiğimde karşımda genç zannettiğim birini gördüm. Bana adres sorar gibi yaptı ancak kafasında kask olduğu için ve hava karardığı için şüphelendim. Hırsız olduğunu anladığım anda üzerime atlayıp çantama sarıldı. Epey boğuştuk, bağırdım ama çantayı vermedim. O sırada köşede motosikletle bekleyen diğer arkadaşı ona yardıma geldi. İkisi birden bana vurdu, beni 30 metreye yakın sürüklediler. Bu arada ben artık dayanamadım. Sonunda çeke çeke vura vura çantayı elimden alıp siyah bir motosikletle köyün aşağısına doğru kaçtılar" dedi. "Emeklerimi zorla, vura vura aldılar" Yaşlı adam, olay sırasında yaralandığını ve hastanede tedavi gördüğünü dile getirerek, gözyaşlarına hakim olamadı. Emeklerinin çalındığını söyleyen Zeki Aydın, "Bu yaşıma geldim, 30-40 senedir çoluğuma çocuğuma, torunlarıma bir faydam olsun diye çalışıp emek verdim. Bir çete gelip emeklerimi zorla ve vura vura aldılar. Gırtlağımın altına bir cisim batırdılar, dikiş atıldı. Vücudumdaki morluklar ve yaralar hala duruyor. Çok mağdur durumdayım. Yetkililere sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım, 20 senedir size oy verdim, güvendim. Sayın İçişleri Bakanım, bu işle ilgilenmenizi istiyorum. Devletimizin imkanlarıyla bu mağduriyetimin giderilmesi için yardım bekliyorum. Lütfen sesimizi duyun" ifadelerini kullandı.
Erzurum ETÜ, Avrupa Birliği destekli yapay zeka projesine resmen başladı Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) öncülüğünde hayata geçirilen ve yükseköğretim öğrencilerine açık kaynak kodlu ve açık tasarımlı eğitim robotları aracılığıyla yapay zekâ öğretimini yaygınlaştırmayı amaçlayan Erasmus+ KA220-HED projesi "FOSSBot4AI", Fransa’da düzenlenen açılış toplantısıyla resmen başladı. Fransa’nın Cergy kentinde, ECAM-EPMI ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya; Türkiye başta olmak üzere Fransa, Polonya, Yunanistan, Hollanda’dan proje ortakları katıldı. Toplantıda ETÜ’yü temsilen İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Daştan ile Doç. Dr. Mehmet Emirhan Kula ve Öğr. Gör. Ali Necip Nursoy yer aldı. Toplantıda, proje kapsamında 30 aylık yol haritası çizilerek geliştirilecek FOSSBot:v2 eğitim robotunun teknik özellikleri, sanal simülatörlerin yapısı ve oluşturulacak yapay zekâ eğitim müfredatına ilişkin kapsamlı değerlendirmeler gerçekleştirildi. ETÜ heyeti, projedeki kritik sorumlulukları arasında yer alan "Validasyon (Doğrulama)" ve "Pilot Uygulama" süreçlerine dair sunumlarını yaparak, yürütülecek çalışmalara ilişkin bilgilendirmede bulundu. Projeye ilişkin detayları paylaşan Prof. Dr. Hüseyin Daştan, teknoloji odaklı yeni bir eğitim vizyonu ortaya koymayı hedeflediklerini belirterek: "Proje kapsamında geliştirilecek robotlar ve yapay zekâ eğitim modülleri, ETÜ bünyesinde oluşturulacak pilot sınıflarda öğrenciler tarafından doğrudan deneyimlenecek. Böylece öğrencilerimiz yapay zekâ, makine öğrenmesi ve robotik kodlama alanlarında uygulamalı eğitim alma imkânı elde edecek. Bu süreç, öğrencilerimizin yalnızca teorik bilgiyle yetinmeyip uluslararası standartlarda geliştirilen teknolojileri bizzat test etmelerine ve gerçek dünyaya yönelik çözümler üretmelerine olanak sağlayacak. Ayrıca üniversitemizin dijital dönüşüm vizyonuna da önemli bir ivme kazandırarak geleceğin mesleklerine yönelik yetkinliklerin daha güçlü şekilde kazandırılmasına katkı sunacak" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa’da uluslararası öğrencilere "Medya İletişim ve Kamu Diplomasisi" söyleşisi İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı "Medya İletişim ve Kamu Diplomasisi" konulu söyleşi kapsamında uluslararası öğrencilerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı; Bursa Uludağ Üniversitesi Biz Biriz Uluslararası Gençlik Platformunun, Birlik Vakfının destekleriyle düzenlediği "Kamu Diplomasisi ve Medya İlişkileri" dersi kapsamında 5 Aralık 2025’te uluslararası öğrencilerle bir araya geldi. Programa farklı ülkelerden Türkiye’de öğrenim gören öğrenciler iştirak etti. Etkinlik, platformun yürüttüğü Diplomasi Atölyesi çalışmaları çerçevesinde düzenlenirken, öğrencilerin Türkiye’nin kamu diplomasisi yaklaşımını, dış politika vizyonunu ve iletişim alanındaki dönüşümü doğrudan uzmanlardan dinlemesinin amaçlandığı ifade edildi. Gölbaşı, sunumunda medya ve iletişim arasındaki temel farklardan başlayarak dijital dönüşümün kamuoyuna etkilerine, stratejik iletişim kavramına ve dezenformasyonla mücadelenin millî güvenlik açısından önemine kadar geniş bir çerçevede değerlendirmelerde bulundu. Dijitalleşmeyle birlikte enformasyon akışının hızlandığını, sahte ve gerçek bilginin iç içe geçtiği bir ortamda, manipülatif içeriklerin küresel ölçekte yeni sınamalar doğurduğunu vurgulayan Gölbaşı, stratejik iletişimin artık devletlerin güç biriktirme süreçlerinin ayrılmaz bir parçası hâline geldiğini ifade etti. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının dezenformasyon kampanyalarına karşı yürüttüğü çalışmalara değinerek medya okuryazarlığının güçlendirilmesinin stratejik bir gereklilik haline geldiğini belirtti. Sunumda, İletişim Başkanlığının Türkiye’nin küresel iletişim mimarisindeki konumu, hakikat temelli iletişim anlayışı, uluslararası iş birlikleri, TRT ve AA’nın küresel yayıncılıktaki rolü ile yeni medya düzeninde kamu diplomasisinin artan stratejik önemi ele alındı. Bu kapsamda Türkiye’nin kamu diplomasisi faaliyetlerinin yürütülmesinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının önemli bir rol üstlendiği; kamu diplomasisi ve yumuşak gücün ortak noktasının stratejik iletişim dili olduğu, kamu diplomasisi faaliyetlerinde kitle iletişim araçlarının oldukça işlevsel olduğu hususlarında öğrencilerle bilgi paylaşımında bulunuldu. Gölbaşı, öğrencilere "dijital mecraların doğru, bilinçli ve sorumlu kullanımına" ilişkin temel ilkeleri aktararak dezenformasyona karşı bireysel farkındalığın önemini vurguladı. İnsan onurunun korunduğu, doğru bilginin hızla ve güvenle dolaşıma girdiği bir iletişim ekosisteminin inşa edilmesinin önemine değinen Gölbaşı; içerik anlamında giderek çoraklaşan dijital ortamda NEXT Teknofest Sosyal gibi ferahlatıcı bir sığınağa ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Program, öğrencilerin sorularını yönelttiği interaktif bir bölümün ardından gerçekleşen hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.